MUTLU HAYAT, RUHUN ıHTıYACINI TATMıNLE MÜMKÜN
Aslında bütün bu tesbihatlar, zikirler stres ve depresyon gibi rahatsızlıkları eksik olmayan günümüz insanı için tam bir şifâ kaynağıdır. Zira insanın maddî yapısının yanında bir de manevî yönü vardır. ınsan maddî hayatının sağlığına dikkat ettiği gibi manevî hayatının sağlığını da korumak durumundadır.
ışte bu tesbihatlar, duâlar, zikirler, özetle Allah’a iman ve ibadet insanın manevî hayatının sağlıklı bir şekilde devam etmesinin tek çıkar yoludur. Aksi halde bir takım psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Günümüz insanının, özellikle hak dinden uzaklaşarak manevî cephesini ihmal eden Batı insanının, uzak doğu dinlerinin Yoga, Reiki, Meditasyon gibi tekniklerine yönelişi, hep bu manevî alandaki boşluğu doldurmak adınadır. Bugün insanlık bu manevî ihtiyacını tatmin arayışındadır. Komünist Çin’deki dine dönüş haberleri de bunun bir göstergesi.
Aslında yaklaşık yarım asır önce, Eşref Edip’in kendisiyle yaptığı röportajda Bediüzzaman’ın ifade ettiği şu satırlar, bunalan insanlık için en doğru çıkış yoluna dikkat çekiyor:
“Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı ıslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa, ıslâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslarıyla mı?..”
Evet, Dr. Saraç’ın kitabında ortaya koyduğu ‘Allah’ın isimleriyle zikir tekniği’ de, ‘ıslâm cemiyetinin ter ü taze esasları’dan başka bir şey değil...
[/quote]