Giriş yapmadınız.

1

05.09.2006, 11:19

hidayet Allah'tandır ne demektir

“Hidayet Allah’tandır” sözü nasıl anlaşılmalıdır?

Hayır ve şerrin Allah’tan olması cihetiyle, insanları hidayete erdiren ve dalalete düşüren ancak Odur. ınsanlar birbirinin hidayet ve dalaletine sadece sebep olurlar. Hidayet ve dalaleti Cenab-ı Hakkın yaratmasını yanlış anlayan bazı kimseler, “Hidayet Allah’tandır, o nasip etmedikten sonra insan doğru yola giremez.” diyerek, hem başkalarını ikaz ve irşat etme yolunu kapatmakta, hem de kendilerini kusurlarında mazur göstermek istemektedirler.

Önce şunu belirtelim. Cenab-ı Hakkın dilediğine hidayet buyurması caizdir. ınsanları saadete erdiren ve şekavete düşüren ancak o dur. Lakin yüce rabbimizin bir kulunda dalalet yaratması, o kulun kendi cüzi iradesini kötüye kullanması sebebiyledir. Yoksa, kul kendi kabiliyetini dalalet yoluna yöneltmedikçe, Cenab-ı hak onu o yola sevk etmez. Aynı durum hidayet için de söz konusudur. Nasıl ki insan rızık için gerekli bütün teşebbüsleri yaptıktan ve sebeplere başvurduktan sonra neticeyi Allah’tan bekler. Zira Rezzak (rızık verici) ancak Odur.

ınsan, sebepleri mükemmel bir şekilde yerine getirmekle rızkı elde etmeğe muhakkak gözüyle bakamaz. Aynen öyle de bir kimseye Allah’ın emir ve yasaklarını en güzel bir şekilde tebliğ eden insan, neticeye kesin gözüyle bakamaz. Zira, Hadi (hidayete erdirici) ancak Odur. Allah’ın dilediğine hidayet vermesi ise, hidayet şartlarına riayet eden kimseye, dilerse hidayet vermesi demektir. Yoksa, “hidayet için gerekli hiçbir sebebe riayetin gerekmediği” manasına gelmez. Bu düşünce tarzı rızık misalinde, tarlaya tohum ekmeden mahsul beklemeğe benzer.



Okunma Sayısı : 515

Alaaddin Başar (Prof.Dr.)

2

05.09.2006, 11:35

Üstadımın sözü varya:

Vazifemiz hizmettir.Muvaffak olmak insanlara kabul ettirmek cenabı Hakkın vazifesidir.

Aynen öyle biz Hizmetimizi edeceğiz inşallah Hidayet Allahtandır..

Vesselam..

3

05.09.2006, 11:41

ınşaALLAH....rABBıM VESile kılanlardan eylesin.
Amin

Allah razı olsun
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

4

05.09.2006, 12:28

Üstad ve mürşid, masdar ve menba telâkki edilmemek gerektir. Belki mazhar ve ma’kes olduklarını bilmek lâzımdır.

ıslâmın esası tevhiddir. Hidayet vermek, kalpleri iman ile nurlandırmak ve küfür karanlığından kurtarmak ancak Allah’a mahsustur.

şu var ki, bu hikmet âleminde her şey bir sebebe bağlanmıştır. Meyveyi ağaçtan almamız, rızk verme konusunda Allah’ın şeriki olmadığı gerçeğine ters düşmez. Zira, o ağaç ta bizim gibi rızka muhtaç bir biçaredir. Onu toprakla, su ile, güneşle rızıklandıran Allah, bizi de onun meyveleriyle beslemektedir.

Gözün aydınlanması için güneşi sebep kılan Allah, kalplerin nurlanmasına da Peygamberleri ve onların izinde giden ve onlara varis olan alimleri ve mürşitleri sebep kılmıştır.

Müslümanlar, peygamberi kul ve resul olarak tanırlar. O mümtaz, o seçkin, o sevgili kula risalet vazifesini yükleyen Allah, bizleri de o sevgili Peygamberi vasıtasıyla irşat etmekte, bize hidayet yolunu öylece göstermektedir.

Peygamberler hidayete, imânâ, hayra ‘mazhar’ (zuhur etme, görünme yeri) ve ‘makes’ (aksetme yeri, ayna) olmuşlardır. Yani hidayet güneşi, öncelikle onların pak ve berrak kalplerini parlatmış, o aynalardan da diğer müminlerin kalplerine aksetmiştir.

Masdar ve menba, yani hidayetin, imanın sudur yeri ve kaynağı, ancak Allah’ın Hâdi ismidir.

Çeşitli sûrelerde defalarca ders verildiği gibi, Peygamberlerin vazifesi yalnız hakkı tebliğ etmektir. Böyle olunca, onların izinde giden ve onların vazifelerini sonraki asırlarda devam ettiren büyük zatlar, alimler, mürşitler ve üstatlar da insanları iman ve hidayet yoluna sadece davet ederler, hidayet güneşinin insanların kalplerini aydınlatması için bir mazhar ve bir makes vazifesi görmeye çalışırlar.

Bu mânâyı yakalayan ve bu gerçeği bilen müminler, kendilerinden fayda gördükleri, ilim tahsil ettikleri, feyiz aldıkları büyük zatları birer peygamber varisi olarak sever, onlara karşı lâyık oldukları hürmet ve muhabbeti gösterirler. Ama, onların masdar ve menba olmadıklarını da çok iyi bilir, şükür ve ibadetlerini Allah’a yaparlar.



kaynak

5

05.09.2006, 12:56

Maşaallah barekallah.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir