Giriş yapmadınız.

1

09.08.2006, 15:38

Boş sözler,boş işler kısacası malayani hakkında

Boş sözler, boş işler
Prof. Dr. Alaaddin Başar


Boş sözler, boş işler





Prof. Dr. ALAADDıN BAşAR




“Kişinin ıslâmî güzelliklerinden biri de, malayani şeyleri terketmesidir.” Hadis-i şerif








Mağazalarda alıcıyla satıcı arasında yapılan kıyasıya pazarlıklar ne kadar ibretlidir!?.. Birisi malının kıymetini bilmektedir, beriki parasının değerini. Her ikisi de bu ticaretten mutlaka kârlı çıkmak için çalışırlar.


şimdi şu soruyu soralım kendi kendimize:


Paramız ve malımız için gösterdiğimiz hassasiyetin binde birini hayatımız, ruhumuz ve aklımız için gösteriyor muyuz?


ışte bu büyük sermayelerin boşu boşuna harcanmasına “malayani” deniliyor.


“ıki büyük sermaye ziyana uğratılmaktadır: Sıhhat ve boş zaman” Hadis-i şerif


Malayani, yani kendisiyle hiçbir hedef gözetilmeyen, iş olsun diye, lâf olsun, vakit geçsin, ömür tükensin diye yapılan boş konuşmalar ve faydasız işler ...


Malayaninin en yaygın tarifi, “ne dünyaya ne de ahirete yaramayan şeyler, işler, konuşmalar” şeklindedir.


Bu tarif, şu dünyada yaşadığımız sürece bize bir şeyler verir. Ve ömrümüzü ya dünya için, yahut ahiret için faydalı olacak sahalarda geçirmemizi telkin eder. Aslında ıslâm’da bu iki saha birbirinden ayrı değildir. Çünkü, ılâhî rızayı esas alan ve meşru dairede, istikamet üzere çalışan bir mümin, dünya işleriyle meşgûl olduğunda da yine ibadet üzeredir ve ahiretine bir şeyler göndermektedir.


şu var ki, ahirete göçtüğümüz zaman malayaniyi, her halde, biraz daha farklı anlayacağız. O zaman diyeceğiz ki, “ebedî âleme fayda sağlamayan ve meyveleri sadece dünyada kalan her şey malayanidir.”


Nur Külliyatında dünyanın üç yüzü olduğu ifade edilir. Birisi ılâhî isimlere ayna olma yönü, diğeri ahirete tarla olma ciheti, üçüncüsü de dünyanın zevk ve safa, oyun ve eğlence tarafıdır. ışte bu tasnifteki ilk ikiye girmeyen her iş, her faaliyet, her konuşma malayanidir.


şu var ki, ahiret denilince cennet ve cehennem birlikte düşünülecektir. Eğer bir iş, sadece cennete vesile olmamakla kalmayıp insanı cehenneme sürüklüyorsa, bunu malayani içinde değerlendiremeyiz. Böyle bir iş boş değildir; azap yüklü ve ceza doludur.


Malayani, ahiret namına bir faydası olmayan, ama günah yahut haram da sayılmayan meyvesiz işler demektir.


Nur Külliyatında “malayani” konusu sıkça işlenir.


Nur Müellifi iki risalesi hakkında özel birer not düşmüştür. Birincisi ıhlas Risalesidir, düştüğü not ise “bu risale, lâakal,” yani en az, “on beş günde bir defa okunmalı” şeklindedir.


Diğeri ise Meyve Risalesinin Dördüncü Meselesidir. Bu Risale için, “Meyvenin Dördüncü Meselesini çokça okuyunuz” tavsiyesinde bulunur.


Malayani hastalığının bir ilacı olan bu risalenin, en can alıcı paragrafını aynen aktarmak isterim:


“Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur. Birbiri içinde mütedâhil daireler gibi, her insanın kalb ve mide dairesinden ve cesed ve hane dairesinden, mahalle ve şehir dairesinden ve vatan ve memleket dairesinden ve Küre-i Arz ve nev-i beşer dairesinden tut.. tâ zîhayat ve dünya dairesine kadar, birbiri içinde daireler var. Herbir dairede herbir insanın bir nevi vazifesi bulunabilir. Fakat en küçük dairede, en büyük ve ehemmiyetli ve daimî vazife var. Ve en büyük dairede en küçük ve muvakkat, arasıra vazife bulunabilir. Bu kıyas ile -küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasib- vazifeler bulunabilir. Fakat büyük dairenin cazibedarlığı cihetiyle küçük dairedeki lüzumlu ve ehemmiyetli hizmeti bıraktırıp lüzumsuz, malayani ve âfâkî işlerle meşgûl eder. Sermaye-i hayatını boş yerde imha eder. O kıymetdar ömrünü kıymetsiz şeylerde öldürür.” şuâlar


ınsan kendi nefsiyle sürekli beraberdir. Bu beraberlik kabir âleminde ve ahiret hayatında da devam edecektir.


ınsan, cüzi irade ve hürriyet nimetleri sayesinde kendi nefsini dilediği gibi yönlendirebiliyor. Bu en küçük dairede en büyük söz onundur. ıstediği yere gitmekte, dilediği işi görmekte, arzu ettiği kitabı okuyabilmektedir. Ama bir sonraki daire için bunu söylemek çok zordur. ınsan, kendi aile fertlerini istediği gibi yönlendirme şansına çoğu zaman sahip olamaz. Çünkü onlar da insandırlar, onların da nefisleri ve cüzi iradeleri vardır. şeytan onların da peşindedir; dünya, onları da durmadan kendine çağırmaktadır.


ınsanın bu dairede yapabileceği tek şey, doğru ve faydalı olanı, onlara güzel bir şekilde anlatmaktan ibarettir.


şehir dairesinde, insanın tesiri çok daha aşağılara düşer. Bütün şehir halkını istediği yöne sevk etme şansına sahip değildir. Memleket ve bütün bir insanlık âlemi için ise, insanın müessiriyeti sıfıra çok yaklaşır.


Ama, insan, bu geniş dairelerde kendisine düşen vazifenin cüzi olduğunu çok iyi bildiği halde, onların cazibesine kapılır, onlara daha çok önem verir, onlar hakkında çok daha fazla konuşur, yahut kafa yorar. Bu, insan için büyük bir zarardır; ömür sermayesini boş yere harcamaktır. ışte Nur Müellifi, insanın nazarını hayatın ve siyasetin geniş dairelerine çeviren malayani afetine, önemle dikkat çekmekte ve bu derdin devası olan söz konusu risalenin sıkça okunmasını tavsiye etmektedir.


Bir başka risalesinde ise, bu afetin vahim neticesini şöyle nazara veriyor:


“Lüzumsuz ve malayani bir surette vazife-i hakikiyelerini ve elzem işlerini bırakıp âfâkî ve siyasî boğuşmalara ve kâinatın hâdisatına merak ile dinleyerek, karışarak ruhlarını sersem ve akıllarını geveze etmişler.” Kastamonu Lahikası


ınsanın nefs-i emmaresi, malayaniye yatkındır. Çünkü onda ahiret için bir fayda yoktur. şeytan da insanı küfür, şirk, günah şıklarından hiçbirine sevk edemediği taktirde, onu malayaniye sevk eder. Nefis ve şeytanın bu ortak arzusuna uyan insan, boş konuşmaları saatlerce dinlemekten zevk alır. Aynı insan ilmî bir eseri okuduğunda, yarım saat sonra sıkılmaya ve yorulmaya başlar.


Malayani konusunda, şu hususun da gözden uzak tutulmaması gerekiyor:


Hayatın ve siyasetin geniş dairelerinde vazife almış kimselerin, bu konularla derinlemesine ilgilenmeleri, dünyaya çalışmak demektir ve malayani sayılmaz. Ama, dört senede bir defa oy vermekten öte, siyaset dairesinde hiçbir tesir gücü olmayan insanların, dört yıl boyunca bu konuya büyük zaman ayırmaları malayaninin tâ kendisidir.


“Benim ve kardeşlerimin herbirimizin yüz derece aklı ve fikri ziyadeleşse, bu muazzam vazife-i kudsiyenin hizmetine ancak kâfi gelebilir. Sair mes’elelere bakmak, bize fuzulî ve malayani olur.” Sikke-i Tasdik-i Gaybî

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

09.08.2006, 16:03

evet bu konu çok mühim bazen aldanıyoruz ben kendi adıma malayaniyata çoğu zaman daldığımı düşünüyorum...zamanı çok iyi değerlendirmek gerekiyor...saolasın..
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

3

09.08.2006, 17:02

Ewet zaman az lüzumlu işler pek çok...Rabbim şu mübarek günleri hakkıyla değerlendiren kullardan eylesin.

Amin

Allah razı olsun

Gafil kafaya tokmak gibi geldi bana...
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

4

09.08.2006, 17:23

Allah razı olsun..

çok içime işledi bu yazı..Ben payımı aldım. :cry: farkındayım bazen dalıyoruz boş şeylerin içine..insan nefsine hoş geliyor diye anlamsız şeylere vakit harcıyor..akılsız insan!!!bilmiyor fani saatleri bakiye çevirmeyi oysa vazifemiz ortada :cry: :cry: ımana hizmet!!!! ne uyarsın şu nefsine ey akılsız!!!!

''Annem beni yetiştirdi, bu hizmete yolladı.
Teslim etti risaleyi, Allah'a ısmarladı
Boş oturma çalış dedi, hizmet eyle imana.
Sütüm sana helâl etmem, çalışmazsan Kur'ân'a."

:cry: :cry: :cry: ....

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

5

09.08.2006, 17:26

Malayani işler ...

Evet,bu konu tam münazaralı ders yapılacak konu....

Alaaddin başar ağabey'in yazılarını hep beğenmişimdir.
ışletme prof.u oldugu halde,dini konular üzerinde yaptıgı muhtiş yorumlar,ilahiyatçıları aratmıyor elhmmm...

6

09.08.2006, 17:40

Size 2 tane ilahiyet profesörü yazayım
Yaşar Nuri Öztürk
Zekeriya Beyaz
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

7

09.08.2006, 19:58

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Size 2 tane ilahiyet profesörü yazayım
Yaşar Nuri Öztürk
Zekeriya Beyaz



Allah razı olsun :) :) :)
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

8

09.08.2006, 20:23

Yazı çok güzel ama dikkatli okuyamadım Malum gözler dayanmıyor.
Yazıcıdan çıkarıyorum şuan;)
Alaaddin abinin her yazısı guzel.Nurları içen boyle oluyor herhalde:)

9

09.09.2006, 18:57

Malayani ne demektir? Sadece dünyaya ait olup ahiretle ilgisi olmayan çalışmalarımız malayani midir?

Malayani, kendisiyle hiçbir hedef gözetilmeyen, iş olsun diye, lâf olsun, vakit geçsin, ömür tükensin diye yapılan boş konuşmalar ve faydasız işlerdir.

Malayaninin en yaygın tarifi, “ne dünyaya ne de ahirete yaramayan işler, konuşmalar, düşünceler” şeklindedir.

Bu tarif, şu dünyada yaşadığımız sürece bize bir şeyler verir. Ve ömrümüzü ya dünya için, yahut ahiret için faydalı olacak sahalarda geçirmemizi telkin eder. Aslında ıslâm’da bu iki saha birbirinden ayrı değildir. Çünkü, meşru dairede, istikamet üzere çalışan bir mümin, dünya işleriyle meşgûl olduğunda da yine ibadet üzeredir ve ahiretine bir şeyler göndermektedir.

şu var ki, ahirete göçtüğümüz zaman malayaniyi, her halde, biraz daha farklı anlayacağız. O zaman diyeceğiz ki, “ebedî âleme fayda sağlamayan ve meyveleri sadece dünyada kalan her şey malayanidir.”

Nur Külliyatında dünyanın üç yüzü olduğu ifade edilir. Birisi ılâhî isimlere ayna olma yönü, diğeri ahirete tarla olma ciheti, üçüncüsü de dünyanın zevk ve safa, oyun ve eğlence tarafıdır. ışte bu tasnifteki ilk ikiye girmeyen her iş, her faaliyet, her konuşma malayanidir.

şu var ki, ahiret denilince cennet ve cehennem birlikte düşünülecektir. Eğer bir iş, sadece cennete vesile olmamakla kalmayıp insanı cehenneme sürüklüyorsa, bunu malayani içinde değerlendiremeyiz. Böyle bir iş “boş” değildir; azap yüklü ve ceza doludur.

Malayani, ahiret namına bir faydası olmayan, ama günah yahut haram da sayılmayan meyvesiz işler demektir.



Alaaddin Başar (Prof.Dr.)

10

23.10.2008, 12:12

'Hangi şey seni sahibin olan Rabbinden alıkoyarsa o senin dünyandır.'

Hz.Ali
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir