Kardeşler Üstadımın sıkıntılı zamanında nefsi Onu sabırsızlıkla taciz ederken bu fıkra nefsi tam susturmuş,şükrettirmiş..Ve başının yanında asılı duruyormuş..
inşallah okuyalım gerçekten sıkıntıları hafifletiyor..
Nurlar ilaç diye boşuna demiyoruz
..
1-Ey nefsim! Yetmişüç sene, yüzde doksan adamdan ziyade zevklerden hisseni almışsın. Daha hakkın kalmadı.
2- Sen, âni ve fâni zevklerin bekasını(devamını) arıyorsun; onun için onun zevaliyle(tükenmesiyle) ağlamağa başlıyorsun. Kör hissiyatınla bu yanlışının tam tokadını yersin. Bir dakika gülmeye bedel, on saat ağlıyorsun.
3- Senin başına gelen zulümler ve musibetlerin altında kaderin adaleti var. ınsanlar, senin yapmadığın bir işle sana zulüm ediyorlar. Fakat kader senin gizli hatalarına binaen, o musibet eliyle seni hem terbiye, hem hatana keffaret ediyor.
4- Hem yüzer tecrübenle, ey sabırsız nefsim! Kat'î kanaatın gelmiş ki; zâhirî(görünüşte ki) musibetler altında ve neticesinde, inayet-i ılahiye'nin çok tatlı neticeleri var. "Belki sevmediğiniz şey hakkınızda hayırlıdır."(Bakara Sûresi, 2:216.) çok kat'î bir hakikatı ders veriyor. O dersi daima hatıra getir. Hem feleğin çarkını çeviren kanun-u ılahî, senin hatırın için -o pek geniş kanun-u kaderî- değiştirilmez.
5- "Kadere iman eden, kederden emin olur" kudsî düsturunu kendi ne rehber et! Hevesli akılsız çocuklar gibi, muvakkat(geçici), ehemmiyetsiz lezzetlerin peşinde koşma! Düşün ki; fâni zevkler, sana manevî elemler, teessüfler bırakıyor. Sıkıntılar, elemler ise; bilakis manevî lezzetler ve uhrevî sevablar veriyor. Sen divane olmazsan, muvakkat lezzeti yalnız şükür için arayabilirsin. Zâten lezzetler şükür için verilmiş.
Emirdağ Lahikası