Giriş yapmadınız.

1

02.07.2006, 11:03

şeytanın İmzası Yalan

Henüz çok yeni olan ıslam varlığı, Bedir'de vahşi Mekke sürüşüne karşı ancak 300 civarında mücahit toplayabilmişti. Bu yüzden yeni takviyeler beklenirken, on kişilik bir grup ıslam ordusuna katılma heyecanı ile koşup geldi. Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) çok sevindi ve gecikmelerinin sebebini sordu.

— Düşman bizi yakalayıp esir aldı, dediler.

— Peki, nasıl kurtuldunuz?

— Biz onlara savaşçı olmadığımızı ve kendi ışlerimiz için Medine'ye gittiğimizi söyledik, bizi bıraktılar.

Bunun üzerine Fahr-i Kâinat Efendimiz:

— Derhal Medine'ye dönün! Diye buyurdu. Ben bu savaşı, yeryüzüne ahlâkı getirmek için yapıyorum. Temeline yalan harç koyamam!



Efendimizin yalan konusundaki bu titizliği, bütün çağlara örnek olan bir ahlâk meşalesidir.

Günümüzde şeytan, nefisler perdesinde öylesine yaygın senaryolar üretiyor ki, yalan adeta hayatın bir parçası haline gelmiş. Ekonomiden politikaya, her türlü meslekte bir yalan fırtınası esiyor. Efendimizin üçüncü ismi olan El-Emin sırrı bütün toplumlarda kaybolmuştur. Bunun sonucunda unutulan sevginin yerini kin ve nefret almıştır.

Dünyanın bu son çağındaki felakete Efendimiz (s.a.v.): "Mümin günah işleyebilir, fakat yalan söyleyemez" emri ile kesin bir teşhis koymuştur. Bütün inananlar hem bu emre uymaya, hem de yalana karşı çıkmaya mecburdur. Böylelikle münafığın elindeki yalan silahıyla gelecek nesilleri yok etmesi engellenebilir.

şimdi günümüzdeki vahim yalanları tespit edelim:

1- ınsan hayvan türü değildir ve kesinlikle madde ötesi ruh cereyanı taşımaktadır.

Evrim masalının baştan sona bir yalan olduğunu, Zafer'de defalarca anlattık. Yalnız bu noktada çok önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum Evrim masalının içine sonradan bazı yalanlar katılmış olduğu sanılmasın! Çünkü bu konuda yazılan her şey, baştan sona tam mânâsıyla bir yalandır.

Genetik şifrelerdeki harika matematik programlar, evrime ait söylenen her şeyin büyük bir yalan olduğunu laboratuarda ortaya koymuştur.

2- Temelini Marksizm'e dayayan her söz baştan sona yalandır. Çünkü insanı ve onun ruhunda gizlenen mânevî değerlerin tamamını inkâr eden bir zihniyet, daha dört işlem safhasındayken problemi yanlış kurmaktadır. Dolayısıyla problemin hiç bir ayrıntısı doğru sonuç veremez.

Marksistlerin dünya tarihi üzerindeki tahminleri, yorumları ve sosyolojide varmak istedikleri hedefler, yanlış iskelet üzerine monte edilen ruhsuz robotlar gibidir. Yeryüzünde şeytanın sergilediği en büyük yalanlardan biridir ve tutmamıştır.

3- Günümüzdeki yalanlar zincirinin en önemli halkası, ıslâmiyet hakkında uydurulanlardır. Bunları şu ana maddeler halinde toplamak mümkündür.

a) Kur'an'ın yanlış tercümeler ve uydurma tefsirler vasıtasıyla tenkit edilmeye kalkışılması. Daha önce Zafer'de ayrıntılarıyla anlattığım gibi, bu yola başvuranların büyük çoğunluğu cinsî sapıktır. Yalan olduğunu bildikleri çarpık kaynakları gerçekmiş gibi insanlara yutturmak isterler. Ve işin en ığrenç yanı da, kendilerinde zerresi bile olmayan bilim adamlığı maskesini taşırlar. Bu maskeyi şeytandan ödünç alan yalancılara karşı verilecek en güzel cevap şudur:

Fiziğin, astrofiziğin ve insan biyolojisinin en ince kanunlarını açık açık bildiren yüce kitabımıza dil uzatmak, ilmin temeline dil uzatmaktır. Zira Kur'an, kâinatın genişleme teorisini (Süre 21 Ayet 30), kâinatın beşinci boyutu olan manyetik eylem boyutunu (Süre 42, Ayet 5), dünyanın elipsoit yapısını (Naziat Süresi, Ayet 30) kara delikleri (Vakıa Süresi, Ayet 75-76), atmosferin teşekkülünü (Fussilet Süresi, Ayet 11), Paul Dirac'ın Parite Teorisi'ni (Yasin Süresi, 36), petrolün teşekkülünü (A'la Süresi, Ayet 4-5), arzın dönüşünü (Nemi Süresi, Ayet 88 ), oksijenin yapılışını (Sure 36, Ayet 80), zamanın değişkenliğini (Secde Süresi, Ayet 5 ve Meâric Suresi. Ayet 4) ve sonsuz kâinat sayfalarını (Enbiya Süresi, Ayet 104) 14 asır önce net bir şekilde bildirmiş ve bu gerçekler günümüzde bütün açıklığıyla ortaya konmuştur.

Kur'an'ın, ekonomiden sosyal hayata kadar her hükmünün doğru olduğuna dair en büyük ispat, dünyanın bugünkü hali değil midir? O'nun emirlerini dinlemeden yaşadınız ve ne hale geldiğinizi gördünüz.

Eğer Kur'an dışında başka bir gerçek olsaydı, dünya bu hale gelirmiydi?

b) ıslâm tarihi konusundaki yalanlar:

ıslâm tarihi konusunda büyük yalanlar sergilenmiş, bu yüzden ıslâm cemaatleri arasına fitne ve fesat girmiştir. Özellikle Yahudi kaynaklı yalanlara verilecek en güzel cevap, asr-ı saadet tarihi ve bu mutluluk çağındaki birliktir. ıslâm cemaati, ıslâm tarihine sonradan katılmak istenen bütün yalanlara karşı kendini başarıyla korumuş ve o gerçeğin mutlak kalesi olmuştur. Bu yüzden büyük gayret ve kışkırtmalara rağmen memleketimizde birbiriyle hizmet yarışında olan farklı cemaatlerin arasında hiçbir ihtilaf meydana getirilememiştir. Bu cemaatlerin her geçen gün daha büyük bir sevgiyle birbirini kucaklaması âhirzaman müşriklerini ümitsizliğe sevkederken, ınşallah Cenab-ı Hakkın rahmetine de vesile olacaktır.

c) ıslâmiyet’i olduğundan farklı gösterme gayretleri:

Eski çağlarda din kaygısıyla, yeniçağlarda ise ıslâm ülkelerinin sahip olduğu muazzam yeraltı servetlerini elde tutmak gayesiyle, ıslâmiyet hakkında akıl almaz iftira kampanyaları geliştirilmiştir.

“ıslâm tam bir fikir hürriyetine sahipken”, onu taassupla itham ederler. “Kadın haklarının kurucusu ıslâmiyet olduğu halde”, onu kadınların düşmanı olarak gösterirler, “ıslâmiyet, her cuma hutbesinde terörü lanetlediği halde (...bağy)”, onu terörist ilan ederler, “ıslâmiyet, bütün dinlerin bir gün yaptığı tatili yarım gün ilan edip kesintisiz çalışmayı emrettiği halde”, onu tembel ve miskin gösterirler. “ıslâmiyet ilmi meşale yaptığı halde”, onu ilme zıt gibi tanıtırlar. Bütün bunlar, şeytanın güzelliğe ve Kur'an'a düşmanlığından yansıyan akıl almaz yalanlardır.

4- şeytanın en büyük yalanlarından biri de dünya hayatını cazibeli gösterme yalanıdır. Fâni olan dünya hayatını ve geçici dünya ilgilerini güzel göstererek insanları kendi cazibesine alır.

Hâlbuki insan, ebedî olan ılahî güzelliği bulmaya meftundur.

Yeryüzünde seyrettiği güzellikler, ancak ilahî güzelliği hatırlattığı ve insanı oraya yönelttiği ölçüde kıymetlidir.

Dünya, şeytanın yalan tuzaklarından ve dolayısıyla yalandan kurtulduğu an, Efendimizin (s.a.v.) Emin sırrına kavuşacak ve gönüller gerçek güzelliğe ulaşacaktır.

ışte Kur'an, bu harika kurtuluşun müjdecisidir.

Onk. Dr. Haluk Nurbaki

2

02.07.2006, 11:07

Allah razı olsun...

Rabbim bizi peygamber efendimizin ahlakıyla ahlaklandırsın inşallah..Kendine layık kul Habibine layık ümmet Üstadımıza layık talebe eylesin inşallah Risale-i Nur'un hakkını verebilmeyi cümlemize nasip eylesin :!:

slm ve dualarla... :)

3

02.07.2006, 11:10

Alıntı sahibi ""nuraşığı""



Rabbim bizi peygamber efendimizin ahlakıyla ahlaklandırsın inşallah..Kendine layık kul Habibine layık ümmet Üstadımıza layık talebe eylesin inşallah Risale-i Nur'un hakkını verebilmeyi cümlemize nasip eylesin :!:


amin...amin...amin...

Böyle güzel kardeşlerden böyle içten dualar duymak ne güzel bi duydu.Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir