Giriş yapmadınız.

1

24.02.2009, 10:20

Rahat zahmette, zahmet rahattadır

“Rahat zahmette, zahmet rahattadır”





Allah’ın iki türlü âyeti vardır. Biri kâinat kitabının âyetleri, diğeri de Kur’ân âyetleri. Birincisine tekvinî, ikincisine de teşriî âyetler denir. Birincisi irade sıfatının, diğeri de kelâm sıfatının neticesidir.

Allah en küçük yaratıklardan en büyüklerine varıncaya kadar kâinattaki herşeye yoğun bir gayret ve faaliyet vermiştir ki hedeflerine kolayca ulaşabilsinler.

ışte bu tekvinî emri, teşriî emir teyid eder, insanoğluna çalışma emredilir, çalışmanın esas olduğuna dikkat çekilerek şöyle buyurulur: “ınsan için çalışmaktan başka birşey yoktur. Yaptıklarının karşılığını muhakkak görecektir.”1

Çalışma ve hizmet yeri olan, hiçbir yaratığın boş durmadığı, tembelliğe kaçmadığı bir dünyada yeryüzünün halifesi olan insanın çalışmaması söz konusu değil. Nasıl kendini tembelliğe atabilir? Diğer mahlukata göre daha çok çalışacakken herşey bitmiş gibi nasıl rahata meyledip keyfe düşebilir?

Aslına bakılırsa rahatlık meyli, istirahata çekilme arzusu bir insanı sarmayadursun daha yaşarken felâketin eşiğinde bulur kendini. Çünkü, Bediüzzaman’ın ifadesiyle, rahatlık meyli “Umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası”dır.2

Sonra dünyada, “En bedbaht, en muzdarip, en sıkıntılı işsiz adamdır. Zira, atalet, âdemin biraderzâdesidir [yokluğun küçük kardeşidir]; sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır.”3

Onun içindir ki, “Rahatlık içinde boş olan insan, ömründen şikâyet eder. Çalışıp iş yapan kimse ise hâline şükreder” küllî bir düstur hâline gelmiştir. Bu sırdan dolayı da, “Rahat zahmette, zahmet rahattadır” sözü atasözü gibi kullanılır olmuştur.4

Çalışmayı değil, tembelliği şiar edinen insanlara Mehmet Akif de çok yerinde olarak çatmış:

“Yer çalışsın, gök çalışsın sen utanmazsan otur!

Bunların hakkında bir bahanen var mı? Dur.…

Ey, bütün dünya ayaktayken; yatan!

Leş misin, davranmıyorsun. Bari Allah’tan utan.”


Dipnotlar:

1- Necm Suresi: 39-40.

2- Münazarat, s. 138.

3- Hutbe-i şâmiye, s. 138.

4- Lem’alar, s. 128.

24.02.2009

E-Posta: sdogen99@ttnet.net.tr

2

24.02.2009, 10:21

Güzel görelim, güzel düşünelim

Nimetullah AKAY

Güzel görelim, güzel düşünelim




ınsanlar ne kadar tahripkâr olurlarsa olsunlar, asıl olan Allah’ın rahmetinden ümit kesmemektir. Ancak ne var ki, bizleri afakî olaylara çeken, zihnimizde fırtınalar meydana getiren sebepler zamanımızda fazla olduğu için, zaman zaman ümitsizliğe düşmekten kendimizi kurtaramıyoruz. Böyle olunca da muhtaç olduğumuz güzellikler yerine, çirkinliklerin etrafımızda cirit attığı zehabına kapılırız.

Hiç şüphesiz biliyoruz ki, Kâinatın Yüce Yaratıcısı her şeyi bilerek irade ediyor, hikmetsiz hiçbir şey yaratmıyor. Meydana gelen her hadisenin perde arkasında Rabbimizin, aklımızın ermediği birçok hikmeti bulunmaktadır. Bizleri yanıltan durum, kendi aslî görevlerimizi ihmal edip, üzerimize vazife olmayan işlerle fazla uğraşmamızdır.

Halbuki insanlar dışındaki varlıklar, sadece görevlerini yapmaktadır. Onlar imtihana tabi tutulmamış, sadece imtihana tabi tutulmuş insanların hayatını şenlendirmek için görevlendirilmişlerdir.

Varlıkların Rabbi, yaratılanların en şereflisi olan insanları imtihana tabi tutmuş ve kendileri için yaratmış olduğu binbir türlü nimetlere istihkak kesb etmelerini istemiştir. Çünkü hazırlanan ebedî saadet ülkesini kazanmak ucuz değildir.

En mükemmel akıl sahibi olan biz insanların bile düşünmekten âciz olduğu güzellikler için bu dünya hayatında bazı fedakârlıklarda bulunmak gerekir. Bunun için biz şuurlu mahlûkların karşısına şeytanlar ve nefis çıkarılmıştır. Bunlar insanlık cevherimizin daha da parlaması için bizlere musallat edilmişlerdir. şeytanî tasallutlara karşı elimiz kolumuz bağlanmamış, üstelik çok güzel ve yüce duygularla bezenilmişizdir.

Kâinattaki sayısız delillerle, gönderilen Resûllerle ve hakikatlerin menbaı ılâhî kelâmdan ibaret olan kitaplarla yönümüz gerçeklere çevrilmeye çalışılmıştır. Işık her tarafta vardır. Bu ışıkları görecek göz bize verilmiş, ışıkların mahiyetini kavramamız için akıl ve şuurla donatılmışızdır. Ama ışıkların bize ulaşmaması için gayret eden şeytanlar da var güçleriyle çalışmaktadırlar.

Allah’a iman etmenin, ıslâm nurunu benimsemenin önüne geçemeyen şeytanlar elbette boş durmayacaklardır. Çünkü ölüm gelip çatana kadar karanlık mihraklar bizden ümit kesmeyecektir. ımanî ve ıslâmî görünüşümüze engel olamayan şeytanî gölgeler, kalbimiz üzerinde hâkimiyet kurmak, aklımıza şüpheler atmak için daha çok mesai sarf etmektedirler.

ınsanı kurtaracak olan sağlam bir imandır. ımanı da kurtaracak olan sarsılmayan bir ihlâstır. Bütün hareketlerimizde Allah’ın rızasını esas alarak kendimizi kurtarabiliriz. Hislerimize güvenmek gibi bir yanlışın içine girmek bizleri yanlış mecrâlara sürükler. Aklımıza da güvenemeyiz. Asıl güvenmemiz gereken, Allah’ın lütfu ve inâyetidir. O’nun emirlerini samimiyetle hayatımıza geçirerek, sadece O’nun rızasını gözeterek lütuf ve inayetine mazhar olabiliriz..

Unutmayalım ki aklımız da, duygularımız da yanılabilir. şeytanlar bizim yanıldığımızı, bize hissettirmemeye çalışmaktadırlar. Yanılmamak için Allah’ın hükümlerinden, Habibullah’ın (asm) sünnetlerinden enerji almamız gerekir. Hayatımızın tek rehberi Kur’ân-ı Azimüşşan olmalıdır. Önder olarak Muhammedü’l-Emin’den başkasını tanımamamız gerekir.

Düzelteyim diyerek bozmayalım. Kaş yapayım diyerek göz çıkarmayalım. Fitneyi ortadan kaldırayım derken fitneyi yaygın bir hale getirmeyelim. Batılı tasvir ederek safi zihinleri dalâlete sürüklemeyelim. Yangını söndürmenin yolu ateşe körükle gitmek değildir. Güzelliklere kavuşmanın, güzellikleri hakim kılmanın yolu güzel görmek ve güzel düşünmektir.

Fitne ateşinin üzerine muhabbetle gitmek gerektir. “Husûmet vardır, muhabbet kalmadı” demek yerine, fiillerimizle husûmetin olmadığını, muhabbetin devam ettiğini göstermemiz gerekir. Madem Allah vardır. Madem O’nun lütfu ve ihsanının sınırı yoktur. O halde O’ndan gelen her şey güzeldir. Yeter ki nefsimizden ve şeytanlardan gelenlere itibar etmeyelim...

24.02.2009

E-Posta: akay.n@hotmail.com

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

3

26.02.2009, 21:31


cok güzel iki calisma, begenerek okudum..

Yazan abilerimizden Allah razi.. Rabbim kalemlerini daha da kuvvetlendirsin insaallah..

bizimle paylastiginiz icin sizden de Allah razi olsun Sahin abi.. :wink:
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

4

11.04.2009, 08:51

allah razı olsun
hy120 nickim değişti

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir