ÖNÜMÜZDE giden siyah renkli Peugeot 407 otomobilin arkasında, sağ sinyal lambasının soluna, parlak kromajlı metal harflerle bu kelimelerin karosere tesbit edilmiş olması dikkat çekiciydi.
“Ve” bağlacını saymazsak, iki kelimelik bu söz, açılsa çok şey ifade edebiliyordu.
“Bebeklik döneminizi hatırlıyor musunuz?” sorusuna;
“Yaşandı ve bitti…” cevabı verilebilir.
Aynı şekilde, “ılkokul hayatınızı hatırlıyor musunuz?”, “Ortaokul hayatınızı hatırlıyor musunuz?”, “Üniversitedeki ilk gününüzü veya işe girdiğiniz ilk günü hatırlıyor musunuz?” vs... geçmiş hayat ile ilgili diğer tüm sorulara hep aynı cevap verilebilir:
“Yaşandı ve bitti…”
Dünya hayatı fânidir; fâni hayat “yaşanır ve biter…”
Fakat bâki, ebedî olan âhiret hayatı bizi beklemektedir.
Dünyadaki “yaşanıp biten” fâni hayatımızı en kârlı bir şekilde bâkiye tebdil etmek çaresi vardır: Emaneti Sahib-i Kakikîsine satmak.
“Sözler” adlı eserde bu konuda şöyle denilmektedir:
“Madem herşey elimizden çıkacak, fânî olup kaybolacak. Acaba bâkîye tebdil edip ibkà etmek çaresi yok mu?’ deyip düşünürken, birden semâvî sadâ-yı Kur’ân işitiliyor. Der:
Evet, var. Hem beş mertebe kârlı bir sûrette, güzel ve rahat bir çaresi var.
Suâl: Nedir?
Elcevap: Emaneti Sahib-i Hakikîsine satmak.”
Yani, “Allah mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında Cenneti onlara vermek sûretiyle satın almıştır” (Tevbe Sûresi, 9:111) âyeti mucibince, Allah hesabına çalıştırmak, O’nun namına tasarruf etmek...
On bir ayın sultanı Ramazan ayının, bu yıl da son günlerine geldik.
Ramazan’dan sonra Müslümanlar ekseriyâ birbirlerine Ramazanın nasıl geçtiğini sorarlar. Bu Ramazan sonrasında da, ömrü olanlar bu soruyu soracak veya muhatap olacaklardır.
Bu soruya da: “Yaşandı, bitti..” deyip geçecek miyiz?
ıçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini de bulunduran Ramazan ayının, yaşanıp biten diğer hayat sayfalarından farklılığının idrâki içerisinde olabildik mi? Ve belki de Kadir Gecesi içinde bulunan önümüzdeki son birkaç gününde, bu idrâk ile onu değerlendirebilmeyi düşünüyor muyuz?
O siyah otomobilin arkasında gördüğüm “Yaşandı ve bitti…” yazısı, düşündürücü, geniş mânâ açılımlarına kapı açabilecek iki kelimeydi.
Yaşanan zamanı geri getirip tekrar yaşamak mümkün olmadığına göre, bu hayatı nasıl yaşanması gerekiyorsa öyle yaşamak ve nasıl bitirilmesi gerekiyorsa öyle bitirmenin niyet, azim, irade, plan ve programının içerisinde miyiz?
Eyvah! Aldandık. şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur; bir rüyâ gibi geçti. şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider.
Bediüzzaman Said Nursî,
Sözler, s. 193
PROF. DR. MUSTAFA NUTKU
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"