Bir yahudi cemaati Hz. Peygamber (sa)'in yanına geldiler ve:
"Ey Ebul-Kasım, sana bazı şeyler soracağız. Onları ancak bir peygamber bilebilir." Dediler.
Efendimiz: "Ne isterseniz sorun ve fakat Yakub'un oğullarından aldığı Allah'ın zimmetini kılın, Allah adına söz verin: Ben size bir şey söylerim de siz onu bilecek olursanız (söylediğim şey sizin bildiğinizle uyuşursa) ıslâm üzere bana tabî olacaksınız." buyurdular.
Onlar da kabul ettiler "Tamam bu sözü sana veriyoruz." dediler.
Efendimiz tekrar: "Sorun dilediğinizi." buyurdular.
"Sana soracağımız dört şeyi bize haber ver: Tevrat indirilmezden önce ısrail'in kendisine haram kıldığı yiyecek hangisiydi? Bize haber ver. Kadının suyu ile erkeğin suyu nasıldır? Onlardan çocuk nasıl erkek, nasıl dişi olur? Bize haber ver. Uykudaki şu ümmî peygamberi ve meleklerden dostunun kim olduğunu bize haber ver." dediler.
Allah'ın Rasûlü (sa): "Unutmayın Allah adına söz verdiniz. Size bunları haber verirsem bana tabî olacaksınız." diye tekrar hatırlattı da onun istediği ahdi ve misakı verdiler.
Efendimiz şöyle cevap verdi: "Tevrat'ı Musa'ya indiren Allah adına; biliyor musunuz ısrail hastalanmış, hastalığı uzamış ve eğer Allah bu hastalığına şifa verirse en sevdiği yiyecek ve içeceği kendisine haram kılacağı adağında bulunmuştu. En sevdiği yiyecek deve eti, en sevdiği içecek de deve sütü idi, değil mi?"
Yahudiler: Allah için evet." dediler.
Efendimiz: "Allah'ı size şahit tutuyorum, yegâne ilâh olan, Musa'ya Tevrat'ı indiren Allah adına erkeğin suyunun beyaz ve kalın, kadının suyunun sarı ve ince olduğunu, hangisi üstün gelirse çocuğun o cinsten olup ona benzediğini; binaenaleyh erkeğin suyunun kadının suyuna üstün gelmesi halinde Allah'ın izniyle çocuğun erkek olacağını, kadının suyunun erkeğin suyuna üstün gelmesi halinde de Allah'ın izniyle çocuğun kız (dişi) olacağını biliyor musunuz?" diye sordu,
"Ey Allahım, evet." Dediler.
Efendimiz: "Allahım şahit ol!" buyurdu ve şöyle devam etti: "Musa'ya Tevrat'ı indiren Allah adına şu ümmî peygamberin gözünün uyuduğunu ama kalbinin uyumadığını biliyor musunuz?"
Onlar: "Allah için evet." dediler, Efendimiz de:
"Ey Allahım şahit ol!" dedi.
Yahudiler: şimdi de bize söyle bakalım, meleklerden dostun kim? Buna cevabına göre sana uyacak, ya da senden ayrılacağız." Dediler.
Efendimiz: "Benim dostum Cibril'dir. Allah hangi peygamberi göndermişse Cibril onun dostudur." Buyurdular.
Yahudiler: ışte şimdi senden ayrılıyoruz. şayet meleklerden dostun Cibril'den bir başkası olsaydı sana uyar ve seni tasdik ederdik." Dediler.
Efendimiz: "Onu tasdikinizi engelleyen nedir?" diye sordu, şöyle dediler: "O bizim düşmanımızdır. O öyle bir melek ki ancak şiddeti ,harbi, zorluğu ve kan dökmeyi getirir." Dediler(...)
Kaynak:
http://www.tevhidhaber.com/news_detail.php?id=29332