Giriş yapmadınız.

1

28.04.2005, 17:46

şirk koşmak

As selamu aleykum

Arkadaslar benim "şirk(koşmak)" üzeri sorum olicak.

Öncelikle vesveselerden dolayi Allahi inkar arzusu uyanirsa "sirk" sayilirmi?

Bide esasdan Allahin var oldugunu tereddüt edersen,bir nevi "inkar" olurmu?

En önemlisi:
Nezaman esas "sirk" kosarsin?
Tek agzindan cikarsami?

2

28.04.2005, 18:07

Foruma 2 ayrı isim altında üye olup, iki ayrı isim altında mesaj yazdığı için üyeliği iptal edilmiştir.
Bakınız: Forum Kuralları, madde 4.2.14
(Webmaster)

3

28.04.2005, 18:16

değerli ammar kardeş;

şu içinde yaşadığımız dünyaya ve kainata bakarsak, mükemmel bir düzen, hatasız bir nizam ve harika işleyen bir sistemin var olduğunu görürüz. işte bu mükemmel düzen ve harika sistem her şeyiyle bu kainatın bir elden çıktığını, Tek ve Sonsuz bir Güç tarfından yaratılıp yönetildiğini açıkça gösteriyor.
yani şu kainatın, şu dünyanın, şu mahlukların, şu bitkilerin, şu hayvanların, havanın ve suyun ve biz insanların bir yaratcısı, bir yapıcısı var. biz bu yaratıca Allah diyor ve onun varlık ve birliğine iman ediyoruz.

Sonsuz güç ve kudret ve rahmet sahibi olan Rabbimiz Cenab-ı Hakkın mülüknde başka bir gücün iştirak sahibi olduğunu söylerseniz bu şirke girer.
yani Ağacı toprağın yaptığınıa, elmayı da ağacın verdiğine itikat etmek insanı sıkntıya sokar.
ınsana vesvese olarak gelen kötü şeylerin bir zararı yoktur. zaten vesevese insanın razı olmadığı kötü manalardır. vesvese yolu ile gelen manalrın hiç bir hükmü yoktur.

şirk, Allahın mülkünde Allah'tan başka tasarruf ve güç sahiplerinin de bulunduğuna itikat etmektir. halbuki böyle bir şey olamaz. şayet olsaydı kainat yok olur giderdi.
kainattaki düzen ve intizam ikiliği kaldırmaz.
umarım bu ifadelerin size bir faydası olmuştur
saygılar

4

28.04.2005, 18:21

vesvese

Selamün aleyküm Ammar kardeş
Biz vesveseyle müptela olmuşuz yani bu başımıza verilmiş. Bundan kaçış yok. Ama üstad 21. sözün ikinci makamında vesveseyi ayrıntısıyla anlatmış ve ondan nasıl zararsız kurtulacağımızı söylemiştir.
Vesvese musibete benziyor, nasıl musibetlere önem verdikçe büyür vermezsen küçülür vesvese de aynı şekilde. Bizim vesveseyi iyi tanımamız lazım, eğer tanımazsak onu önemli sanar ve büyütürüz. Bilmediğimiz , tanımadığımız şeylerden korkarız ama eğer onları tanırsak ve asıl mahiyetlerini kavrarsak hepsine gerektiği önemi verebiliriz.
Vesvese de dil ile söylenmiş bir şey yoktur o yüzden üstad
tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi, tahayyülü şetm dahi, şetm değildir demiştir.
Yani küfürü sadece düşünmek küfür sayılmaz. ınsanın hayallerine söz geçiremediği zamanlar olur ve hayale hüküm olmadığı için bundan sorumlu tutulmayız.
Burada kalbine bakman gerekli, o vesveseden kalbin müteesir oluyor ise zaten o kötü düşüncelerin senin gerçek düşüncelerin olmadığı anllaşılır.
Yani dil ile ve kalb ile tasdik etmen lazım küfre girmen için.
Ammar kardeş vesvesenin en büyük zararı onun sana zarar verdiğini düşünmektir ve bundan kalben üzüntü duymaktır.
Not: Eğer arkadaşlar 21. sözün ikinci makamını buraya eklerlerse konu daha iyi anlaşılacaktır.
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

5

28.04.2005, 20:23

Aleykum selam kardeslerim.

Öncelikle hepinize tesekkür ediyorum.ALLAH razi olsun.

Tabiki,bu seytan hic durmuyor....bi kac sorum daha olicak.

Bazen insan vesveseden sinir oluyor.inkar arzusu uyaniyor yani:
icimden diyorumki:(hasa) Keske Allah olmasaydi.Bu vesve olmazdi
Bu inkar sayilirmi?

yada böyle düsünürsen:
ben hiristiyanmi oliyim?

yada esasdan üc ilah varmi?
(tabiki LA ILAHE ILLAHLLAH)diyorum( ama öyle düsündüm diye inkarmi olur?)

Birde birsey daha demek istiyorum:Bazen düsünceleri bir nevi tasdik ediyorsun,yani sinirlisen kabul etmek istiyorsun.Sonra esas süpheler geliyor.


KArdeslerim,INSHALLAH sorulari teker teker ccevaplarsaniz cok güzel olur.
Vesvese oldugunu biliyorum,ama bir nevi kabul edemiyorum.

6

28.04.2005, 20:32

Alıntı sahibi ""rejume""

"Burada kalbine bakman gerekli, o vesveseden kalbin müteesir oluyor ise zaten o kötü düşüncelerin senin gerçek düşüncelerin olmadığı anllaşılır.
Yani dil ile ve kalb ile tasdik etmen lazım küfre girmen için. "

Yani kalbin bir nevi kabul ederse,ama dilinle söylemezsen küfre girmessin.
Yada söylersen ama kalbin kabul etmesse küfre girmessin.
öyle mi?

7

28.04.2005, 21:23

Alıntı

Yani kalbin bir nevi kabul ederse,ama dilinle söylemezsen küfre girmessin.
Yada söylersen ama kalbin kabul etmesse küfre girmessin.
öyle mi?

Ammar kardeş kalbin kabul ettiyse zaten sen şirk koşmuş olursun. Kalbin bir nevi kabul etmesi derken neyi kastediyorsun? Benim söylediğim aniden kalbinde böyle bir vesvese uyanabilir bu şeytanın aldatmacasıdır. Ama bu kalbinin bunu onayladığını göstermez.
Dille söyleyip, kalbinin bunu kabul etmemesi meselesine gelince dil inanmadığı şeyi söylememeli ama mesela şartlar o an için onu gerektiriyorsa sadece diliyle ona söyleme izni verilmiştir.
Senin nickin olan Ammar isimli sahabeye müşriklerin yaptığı işkenceler artık dayanılmaz hale gelince peygamberimiz ona onların söylediklerini söyleme izni vermiştir. müşrikler onu tekrar yakalayıp işkence yapınca o da müşriklerin istediği "lat ve uzzanın dininin islam daha hayırlı olduğu" söylemiştir. Ama bunu söyler söylemez üzüntüyle peygamberimize koşmuş ve ona bunları anlatmıştır. kainatın efendisi peygamberimiz ise Ammar bin as'a "müşriklerin istediğini söylerken kalbini nasıl buldun" demiş; Ammar ise "kalbimi iman ferahlığı ve rahatlığında, dinime bağlılığımı da demirden daha sağlam " yanıtını vermiştir. Bunun üzerine peygamberimiz "sana vebal yok Ammar" demiştir ve bu olaydan sonra şu ayet nazil olmuştur.
"Kalbi imanla dolu olduğu halde inkara zorlananlar müstesna , kim iman ettikten sonra tekrar kafir olur ve gönül rızasıyla küfrü kabul ederse, öylelerinin üzerine Allah'tan bir gazap vardır. Onların hakkı pek büyük bir azaptır" (Nahl suresi,106)
Ama Ammar kardeş burada Sahabe Ammar bin As'ın durumu çok farklı. O günlerde mü'minlere yapılan işkenceleri anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. Bugün şartlarında bize böyle bir şeyi kimse yapamaz.Bu yüzden böyle birşeyi dil ile söylemeye maruz bırakılacağımızı sanmıyorum.
Tekrarlıyorum burada kalbinin ne dediği önemli, kalbin vesvese den müteesir ve ona şiddetle karşı çıkıyorsa sen o vesveseden sorumlu tutulmayacaksın
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

8

28.04.2005, 21:28

Arkadaşlar biri lütfen buraya 21. sözün ikinci makamını koyabilirmi?
Benim bilgisayarda risale programı yüklü değil, ben koyamadım.
Ama Ammar arkadaşın vesveselerden içi iyice bunalmış bu sorular en iyi cevabı üstad verecektir. onu okuduğunda tüm sorularına cevap bulacaktır.
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

9

28.04.2005, 21:34

selamın aleykum

"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

10

28.04.2005, 22:05

allah razı olsun
hepimizin yaralarına merhem olur inşallah
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

11

28.04.2005, 22:36

13.Lem'a 6.ışaret, 2.Lem'a 1.Nükte , 21. Söz 2. Makam bu konularda sizi bayağı ferahlatır kanaatindeyim.

www.risaleinurenstitusu.org , www.risaleinur.com.tr , www.saidnur.com , www.risale-inur.info adreslerinden online olarak ulaşabilirsiniz.

12

29.04.2005, 08:10

ammar kardeşim sorularınıza tek tek cevap vermeye çalışacağım.

Alıntı

Bazen insan vesveseden sinir oluyor.inkar arzusu uyaniyor yani:
icimden diyorumki:(hasa) Keske Allah olmasaydi.Bu vesvese olmazdi
Bu inkar sayilirmi?

vesvese dediğimiz kötü ve istenmeyen manaları bize telkin eden şeytandır. nefsi-emmaremiz de ne yazık ki şeytanın bu telkinini çokça dinler. vesveseye karşı en önemli tedbir onu hiçe saymak, hiç dinlememektir. şayet onu dinler ve onun telkinleri yönünde hüküme vermeye başlarsanız bu büyük tehlikedir. zaten şeytanın istediği de budur. O zaman insan şeytanın telkinine kulak asmayacaktır. ya da veseveseye neden olan konuları tam olarak öğrenmektir. zaten vesvese bilgisizlik sonucu ortaya çıkar. Siz vesveyse göre Allah hakkında olmusuz bir hüküm verirseniz çok büyük zarar etmiş olursunuz.


Alıntı

yada böyle düsünürsen:
ben hiristiyanmi oliyim?

yada esasdan üc ilah varmi?
(tabiki LA ILAHE ILLAHLLAH)diyorum( ama öyle düsündüm diye inkarmi olur?)

Böyle düşünürseniz zaten siz külliye vesvesenin emrine girmiş olursunuz. kardeşim Cebnab-ı Hak konusunda ekiskleriniz var ise lütfen öncelikle bunu giderin.


Alıntı


Birde birsey daha demek istiyorum:Bazen düsünceleri bir nevi tasdik ediyorsun,yani sinirlisen kabul etmek istiyorsun.Sonra esas süpheler geliyor.

Vesveseye daha çok asabi ve sinirli insanlar müptela olurlar. Bir de dini hayatı yeni yaşamaya başlayanlar. vesveseye vesvese olarak, boş bir telkin olarak bakarsanız bu tehlikeyi en aza indirebilrisiniz.

13

29.04.2005, 17:17

As selamu aleykum
Öncelikle cok tesükkür ediyorum.Allah hepinizden razi olsun.

Alıntı

"Ammar kardeş kalbin kabul ettiyse zaten sen şirk koşmuş olursun


Simdi ben nasil anliyacagim sirk yapmadigimi?
Belki sirk yapmisim,öyle devam yasicam.Yani farkina varmadan.
Seytanda kandiriyor:Bosver zaaten sirk yapmisin diyor.

"Kalbin bir nevi kabul etmesi derken neyi kastediyorsun?"

Yani kabul etmek istiyorum ama yapamiyorum gibi.
Yani Allahi inkar etmek istiyorum,ama var oldugunu biliyorum yapamiyorum
Simdi bu kalbden sayilirmi?

14

29.04.2005, 17:47

Yahu ammar kardeş;

sen de şeytana oyuncak olmamak için biraz gayret etmelisin.
bu kadar da kendini şeytanın telkinlerine karşı açık tutma.
biraz dikkatli ol..
olmaz mı?

15

30.04.2005, 14:19

Es selamu aleykum akhi,

Simdi tek korktugum bu vesveseli animda "sirk" veya "inkar" ettimmi diye.

16

02.05.2005, 14:30

Ammar kardeş
vevese insanı en zayıf olduğu noktalarda yakalar, kafanda kapatamadığın soru işaretlerini kullanarak imanını iyice zayıflatmaya çalışır. Sanırım senin tevhid yönünden biraz eksiklerin var. ılk önce bunu risale-i nurlarla telafi etmeye çalış, bundan sonra da Allah'a tevekkül et.
şirk koşmak öyle kolay değil merak etme.
Kalbinin bu vesveselerden rahatsız olduğu anlaşılıyor zira olmasaydı buraya bu soruları yazmazdın.
Ama vesveselerin seni tamamen esir almasını istemiyorsan vesvesenin geldiği noktalarda kendine takviye yap.
selametle
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

17

02.05.2005, 16:24

ahki,Allah razi olsun.

Cok haklisin.Zira bu vesvese öyle seyki,insani öldürür.Manevi hayatini zedeler.Ruhuna yaralar acir.Imanini zayiflatir.ALLAH korusun taa "sirk" veya "inkar" kadar götürür.

18

03.05.2005, 16:34

"Farz namazýný kýlmayan ve vazîfe-i ubûdiyeti yerine getirmiyen bir adamýn küçük bir âmirinden küçük bir vazîfesizlik yüzünden aldýðý tekdirden müteessir olan o adam, Sultan-ý Ezel ve Ebed'in mükerrer emirlerine karþý farzýnda yaptýðý bir tenbellik, büyük bir sýkýntý veriyor ve o sýkýntýdan arzu ediyor ve mânen diyor ki: "Keþki o vazîfe-i ubûdiyeti bulunmasa idi." Ve bu arzudan bir mânevî adâvet-i Ýlâhiyeyi iþmam eden bir inkâr arzusu uyanýr.Bir þübhe, vücûd-u Ýlâhiyeye dair kalbe gelse, kat'î bir delil gibi ona yapýþmaya meyleder. Büyük bir helâket kapýsý ona açýlýr. O bedbaht bilmiyor ki: Ýnkâr vasýtasiyle, gâyet cüz'î bir sýkýntý vazife-i ubûdiyetten gelmeye mukabil, inkârda milyonlar ile o sýkýntýdan daha müdhiþ mânevî sýkýntýlara kendini hedef eder. Sineðin ýsýrmasýndan kaçýp, yýlanýn ýsýrmasýný kabul eder. Ve hâkeza.. bu üç misâle kýyas edilsin ki بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ sýrrý anlaþýlsýn"

Aziz kardeslerim,
2 Lem`a da birsey buldum.
Bence bu tam bana uydu.Biraz daha acikliya bilirmisiniz.
Yani orda yaziyor "O badbaht bilmiyorki...."

19

03.05.2005, 18:37

Birader, okumakta zorluk çekiyorum, yacute ne? Benim gözler iyiden bozuldu yanlış anlamaya mı başladım? Burası 2.Lem'a 'nın başı galiba. Karakterleri arızasız alıntı yaparsan daha memnun olacağız inş. Diğer forum sakinlerinde böyle arızalı değilse, o zaman benim bilgisayarda bir anormallik var demek. Eskiden yabancı karakter yerinde ½$4545 gibi şeyler çıkardı şimdi yacute çıkmaya başladı.

20

04.05.2005, 13:55

Öyle de, bizleri, günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şüpheler-neûzu billâh-mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.
Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicap ettiği zaman, melâike ve ruhaniyâtın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.
Hem meselâ, Cehennem azâbını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennemin tehdidâtını işittikçe istiğfarla ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden, küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.
Hem meselâ, farz namazını kılmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen bir adamın, küçük bir âmirinden küçük bir vazifesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam, Sultan-ı Ezel ve Ebedin mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tembellik, büyük bir sıkıntı veriyor. Ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve mânen diyor ki, keşke o vazife-i ubudiyeti bulunmasaydı! Ve bu arzudan, bir mânevî adâvet-i ılâhiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır. Bir şüphe, vücud-i ılâhiyeye dair kalbe gelse, katî bir delil gibi ona yapışmaya meyleder; büyük bir helâket kapısı ona açılır. O bedbaht bilmiyor ki, inkâr vasıtasıyla, gayet cüz’î bir sıkıntı vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil, inkârda milyonlarla o sıkıntıdan daha müthiş mânevî sıkıntılara kendini hedef eder. Sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ısırmasını kabul eder. Ve hâkezâ, bu üç misale kıyas edilsin ki, sırrı anlaşılsın.
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir