Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.10.2010, 21:41


Evinin Kadını, Çocuklarının Anası, Patronun Kölesi



Hayatımın hiçbir döneminde böylesine iş kaygısı taşımadım. İnsanın kendi hayatını kurması hem keyifli ayrıca sorumluluk isteyen bir süreçmiş. İşsizim, biraz da kendi tembelliğimden sebep işsizim. Gururla söylüyor gibi dursam da çok fena dokunuyor şu sıralar..Nasıl bir arayışa girdim anlatmam, arayışla birlikte karşılığınıda gördüm ama yine de tatmin olamadım.Ulusal bir gazetede başlamak üzereydim ki, çalışma şartlarının gerçekten bir kadın için çok ağır olduğunu gördüm. Hali hazırda ders çalışıyorum birkaç aylık sürede gireceğim sınavlar ve mülakatlar var, umutluyum ama kaygılıyım.

Üstüne üstlük zat-ı muhterem yeni bir iş teklifiyle dağıldı, bugün yarın iş değiştirmek üzere..Bilişim sektörüne geçiyor,maaşı şaşırtıcı ama iki katı artıyor ama bu bile beni tatmin etmiyor.Şimdiye kadar sürekli Avrupa yakasında oturma planları, ev arayışları boşa çıktı,Bostancı'ya taşınıyoruz bir aksilik çıkmaz ise.. Bu da kafamı karıştırıyor, küçük bir araştırma yaptım ki sanıyorum çalışsam dahi aldığım maaş sadece ev kirasına gidecek ..

Ekonomik kaygısı olmayan,ne bileyim liseyi bitirip,adam askerdeyken falan evlenen,işsiz güçsüz hamile kalan insanlara öyle imreniyorum ki..Nasıl bir rahatlık, nasıl bir vurdum duymazlık ve maddi sıkıntılara rağmen nasıl bir mutluluktur yaşadıkları? Standartlarımız az çok ortalamanın üstünde olmasına rağmen, bazı geceler kaygıdan uyuyamıyorum..

Annesi ev hanımı olan bir kız olmama rağmen,nedendir bilmem.."Kadın çalışır,ayaklarının üstünde durur,kadının çalışması gereklidir mantığıyla" büyüdüm.Ev kadını,emektar ama kafası çalışmayan insandır, diye bir düşünce sistemi vardı,elbette böyle değildi ama niyeyse bu ima ediliyordu sürekli..Üniversiteden bahsediyorum,hiçkimse "ayy ben bütüngün oturup portakallı ördek yapıp, kocamın atletini ütüleceğim, ayrıca acıkınca göğsümü ısıran bebeğime kendimi adayacağım" demiyordu. Hepimiz feci halde uçuyorduk,hem kariyer yapıp hem de evleniyor, o hayallerimizde ki güçlü kadın olup mutlu mesut yaşıyorduk.



Henüz bu mutlu sahneye sahip olan birini tanımadım. Evli ve çalışan tüm arkadaşlarım, hergün ağlamaklı konuşuyorlar.Sürekli işlerinden şikayet edip, evliliğin her türlü yüküyle eziliyorlar. Bebek sahibi olanlar işe giderken bıraktıkları bebekleri yüzünden salyasümük yaşıyorlar. Mutsuzluk, huzursuzluk ama eve giren bir miktar para ve özgüven sahibi çalışan kadın.

"Eşim çalışmamı istemiyor,beni manyaklar gibi kıskanıyor hihihi"diyen kadının ağzına iki tane çarpacak kadar erkek baskısından nefret ederim.Bana "çalışma bak seni taciz ederler orada" diyecek adama,"herhalde iş yerindeki kızları üçer beşer götürüyorsun" derim.Fakat bir gerçekte var ki işhayatı yorucu,ev hayatı yorucu,çocuk bakmak yorucu ve bununla birlikte hayatı ıskalama kaygısı..

Hayatı ıskalamak istemiyorum,huzurlu olmak istiyorum ama aynı zamanda evde oturmak istemiyorum,zat_ı muhterem'e "atsana bir yüzlük hacı" demek istemiyorum. Etraftan" ayy bilmem kimin slak kızı bile iş buldu, sen niye evdesin yahu" laflarını duymak istemiyorum.Aramızda şimdiye kadar her konuda kavga yaşanmasına rağmen para konusunda tek pürüz çıkmamıştır. Buna karşılık, geçenlerde bir komşumuzdan duyduğum "karımı kaz gibi 35 yıl besledim" lafını 35 yıl sonra zat_ı muhterem'den duymak istemiyorum.

Yakın zamanda konuştuğum bir erkek blogger arkadaşım bana "Kadının çalışmaması geminin dümenine tek başına hakim olma duygusu gibidir erkek için " demişti.. Bu lafı nedense unutamıyorum.Dümende tüm sorumluluğunu hatta kendi hayatımı,çok sevdiğim adama yükleyip yola devam etmek canımı sıkıyor.Arada kalmış değilim,kararımı verdim ama doğru bir karar mı verdim onu merak ediyorum.İnsanlar bu kararlarını neye göre aldılar, memnunlar mı onu merak ediyorum.

Daha önce çalışıp ayrılan, hiç çalışmamış olan, hali hazırda çalışan kadınlar..?

Eşinin çalışmasını isteyen,istemeyen, "kadın evde oturmalı yoksa kafasını kırarım " veya "hayat çok zor bana destek olmaya mecbur" diyen erkekler..?

Siz ne düşünüyorsunuz..?

http://ufuruktenprenses.blogspot.com


Kadınlar yuvalarından çıkıp beşeri yoldan çıkarmış; yuvalarına dönmeli

"Mim"siz medeniyet, tâife-i nisâyı yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı yapmış.
Şer'-i İslâm onları Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına.
Hürmetleri orada; rahatları evlerde, hayat-ı âilede,temizlik zînetleri;

Haşmetleri hüsn-ü hulk, lûtuf ve cemâli ismet, hüsn-ü kemâli şefkat, eğlencesi evlâdı.

Bediüzzaman
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

Bu konuyu değerlendir