Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

11.09.2007, 23:51

Kainatın Efendisi-Hz.Muhammed'i (a.s.m.) anlatan şiirler

Hicret Anında Peygamberimizi Karşılayan
Medineli Müslümanlar Tarafından Söylenmiştir


Ay Doğdu Üzerimize
Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
şükür gerekti bizlere
Allah'a davetinden

Sen güneşsin sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili ey Rasûl

Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin

Ey Rasûl sana söz verdik
Doğruluktan ayrılamayız
Sen ey esenlik yıldızı
Senin sevginle doluyuz
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

2

11.09.2007, 23:57

DOğMAZDI KALBE ıMAN

Doğmazdı kalbe iman, inmezdi arza Kur'an,
Meçhul olurdu esmâ, Levlâke yâ Muhammed!
( Sensiz cânım Muhammed)

Mâtem tutardı gökler, gülmezdi hiç melekler,
Mahzûndur Arş-i alâ, levlâke yâ Muhammed!

Feyzinle güldü âlem, gufrâna erdi âdem,
Ağlardı belki hâla, Levlâke yâ Muhammed!...

Sayende erdi insan Tevhîde, yoksa putlar,
Mâbûd olurdu -hâşâ- Levlâke yâ Muhammed!..

şefkatli annesinden öksüz kalan yetîme,
Benzerdi sanki eşyâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Gün görmeden baharlar, sislerle örtülürdü,
Zindan olurdu dünyâ, Levlâke yâ Muhammed!..

ınler dururdu sesler, her nağme hıçkırıkdı;
Tutmuştu Arşı şevkâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Dünyâda tek hakîkat uğrunda can verenler,
Bulmazdı derde kimyâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Al kan, figan içinde te'yîd ederdi zulmû;
Binlerle kanlı sehpâ, Levlâke yâ Muhammed!..

Ali Ulvi Kurucu


Habib-i Kibriya

Habîb-i Kibriyâ, bâb-ı recâsın yâ Rasûlallah,
Muhammed Mustafa, hayrul verâsın yâ Rasûlallah!..

Tecellây-ı cemâlinden elest’in bezmi şâd oldu,
Dil-i mecrûh-u uşşâka şifâsın yâ Rasûlallah!,,

ılâhî bir güneşsin, nûruna pervânedir âlem,
Yakan uşşâkı ol muhrık sâdâsın yâ Rasûlallah!..

Nebîler Rûz-i Mahşerde, şefâat bekliyor senden,
Gönül şehrinde her medhe sezâsın yâ Rasûlallah..


Ali Ulvi Kurucu
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

3

12.09.2007, 00:21

N’ola halim benim ya Resulallah
Yanar can-u tenim ya Resulallah

Çırpınan alev ve buhurdan gibi,
Aşkınla tütenim ya Resulallah

Hasreti hicrinle nice zamandır,
Eriyip bitenim ya Resulallah

Sen şah-ı Levlak’sın, yüce kapında,
Boynumu bükenim ya Resulallah

Bastığın toprakta güller açılmış,
Ben onda dikenim ya Resulallah


Ebu Eyyub el Ensari Hazretleri
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

duygu

Profesyonel

  • "duygu" bir kadın

Mesajlar: 966

Konum: istanbul

Meslek: ev hanımı

Hobiler: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Özel mesaj gönder

4

12.09.2007, 09:37

Efendim,sultanım,kurtarıcım

Efendim,sultanım,kurtarıcım!

Benki okyanusun üstünde kayıp gemi,

Kalbi günaha çarpmış kör,

Ayakları boşluğa tutunan naçarım,

Gözleri ifrite bakan hayasız delik,

Cehenneme uzanan kuru yaprağım,

Adımlarını ateşin üstünde gezdiren günahkarım,



Efendim,sultanım,kurtarıcım!

Su içtiğim oluk; ateşten kuyu,

Tutunduğum dal; şeytanın ellleri,

Gezindiğim heves; nefsin haram tutkusu,

Günah; hertarafımı sarmış örümcek.



Efendim,sultanım,kurtarıcım!

Bir bakışınızla tutsak oldum,

Hücremin çekirdeği kırdı kabuğunu,

Yolunuzun üstündeki ize talibim,

Benki davanızın garip dilencisiyim,

Bütün imanım ellerinizde titriyor,

Bir nazarınızla ürkek bedenim dirilecek,

Ve toz tanesi imanım arşı yükleyecek.





Efendim,sultanım,kurtarıcım!

Hangi diyara kaçsam mecnun gibi,

Dağlar ve ağaçlarda siz,aşkınız toprağa sinmiş ,

Annelerin göğüs kafesinde merhamet ki;

Bir bakışınızla rahmete dayanamayacak gönlüm,

Sizden ayrı geçen her gün,

Aşk kervanı konaklar kalbime.

(Ulvi Sanatkar)
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

5

12.09.2007, 13:14

YÜZÜ GÜLSÜN

Yüzü gülsün feleğin
Madeni ihsan geliyor
şu karanlıklara
Hurşidi dırahşan geliyor
Müjde uşşaka ki
Can verdiği canan geliyor
Ölü dünyaya Muhammed gibi
Bir can geliyor
Hazret-i Peygamber-i zişan geliyor
Gül-i gül-zarı risalet
şeb-i hüban geliyor
Müjde müjde ey rıza
Rahmeti Rahman geliyor
Geliyor beklenen
Ekmel-i insan geliyor


Nurullah Genç
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

6

12.09.2007, 17:28

gercekten ya siir kösesinde peygamberimizi anlatan siir kösesi yoktu sabitelstirilmis.. Iyi yapmissiniz artik buraya ekleriz hepsini insallah..

Paylasimlariniz icin Allah razi olsun canlar.. :wink:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

7

12.09.2007, 17:33

Amin cümlemizden....
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

8

12.09.2007, 21:06

EY NEBıLER SERVERı

Ey Nebiler Serveri, Seni önce Rab sevdi,
Sonra bütün enbiya, sonra tüm ashab sevdi!..

Bu sevdânın bir eşi yaratılmadı daha,
Cebrail Sana vurgun, Sen müştâksın Allah'a!..

Leblerini kim görse gıpta ederdi Senin,
Böyle güzelliği yok, âlemde hiç kimsenin!..

Fazlına erişmez el, anlatamaz söz Seni,
Selmân, Bilâl kesilir, bir gördükçe göz Seni!..

Aferinler, gıptalar, vasfına yetmez kelâm,
Ey Habib–i Kibriya! Essalâtü Vesselâm!.

* * * * *

Yanağının güneşi cenneti süsleyen mah,
Kaşların, kirpiklerin, gözlerin gülen sabah!

Bulamam misalini arasam da ben güzel,
Evet, bir tek sen varsın, iki alâm en güzel!

Sayılar kati gelmez, eli ermez kelâmın,
Asırlar ve devirler geçtikçe artar nâmın!..

Hak yarattı nurunu, yine önce Hak sevdi,
Seni ceddin ıbrahim, ısmâil, ıshâk sevdi!

Sensin varlığa medar, müştâkındır her Yusuf,
Yakub bu yüzden dedi:"Ya Rab! Bana ver Yusuf."

Bu yüzden çağladı su, bu yüzden açtı çiçek,
Çünkü sen bir rahmetsin, sana muhtaçtı çiçek!...

El sürdüğün taş, çakıl, sanki firûze çini,
Hasretinle yakmada insanların içini!…

Kalbdeki yaralara, dertlere tabibsin Sen,
Ey Nebi, bir rahmetsin, ey Nebi, Habib'sin Sen!..

Aferinler, gıptalar vasfına yetmez kelâm,
Ey Sultanü'l–Enbiyâ, Essalâtü Vesselâm!..

* * * * *

Ey Fahr–i alâm, Seni arz sevdi, sema sevdi,
Bin ay, bin sene değil, her şey daima sevdi!

Ta ezelden ebede uzadı zincir–i aşk,
ıki kanadımız var: Biri sevdâ, biri aşk!

Seni Âdem, Nûh sevdi, ıdris, Sâlih, Hûd sevdi,
Evet, ey şâh–ı Rasûl, Süleyman, Dâvûd sevdi!

Sade Nebiler değil: Melek, huri, cin sevdi,
Kara gözlü ceylânlar, nazlı güvercin sevdi!


Ah! Nice iştiyâk bu? Uhud ve Hira sevdi,
Hep hasretini çekti, rahip Bahira sevdi!..

Güvercin, keklik, kuğu, dalda yavru kuş sevdi,
Taşlar selâma durdu, yol sevdi, yokuş sevdi!..

Hep serviler sana râm, hep başında ak bulut,
Nurunun şerefine yaratmakta Hak, bulut!..

Senin sevdâlıların yıldızlardan daha çok,
Aşkına düşen kişi yaklaşır Allah'a çok!..

Bu iklim–i fenâda yok köre, şaşkına yol,
Bir tek senin sevdandır, Allah'ın aşkına yol!..

Hep salât, selâm gider, hep övgüler var Sana,
Allah da onu sever, kim olursa yâr Sana!..

Devletinin Veziri Cibril–i Emin Senin,
Böyle kadri ve fazlı yok âlemde kimsenin!..

Aferinler, gıptalar, vasfına yetmez kelâm,
Ey Habib–i Kibriya! Essalâtü Vesselâm!..

* * * * *

Bulunsa da âlemde her güzelin çok misli,
Akıllar hayran kalır, bu sevdanın yok misli!..

Gönül çelen dilberler Mecnun'lara yâr olmaz,
Ey Nebi, seni seven, mahrum–i didâr olmaz!..

Seni Sıddîk ve Ömer, Osman ve Ali sevdi,
Sultanlar, padişahlar, binlerce veli sevdi!..

Bu yüzden coştu Bilâl, bu yüzden Habbab sevdi,
Bu yüzden nice bin dost, nice bin ahbab sevdi!..

Can derdini unuttu, Seni seven tek sevdi,
Bu çemen diyarında, her gül, her çiçek sevdi!..

Çölden bir Veysel çıktı, iştiyâkına düştü,
Kimi ta Buhara'ya, kimi yakına düştü!..

Bir kuru kütük bile inledi Ney'ler gibi,
Taşı sızlatmak Senin mucizendir, ey Nebi!..

Çünkü Sensin tek rahmet, Sensin derman yarada,
Binlerce hayranın var, denizde ve karada!..

Nurundan nasip ister mahşer halkı da Senin,
Mümkün değil fazlına erişmesi kimsenin!..

Aferinler, gıptalar, vasfına yetmez kelâm,
Ey Habib–i Kibriya! Essalâtü Vesselâm!..


Mustafa Necati Bursalı

Hadis-i şerif:

"- Kim bana bir salât getirirse, Allah ona on salât getirir (yâni onu on rahmetle anar), on hatası silinip atılır ve on derecesi yükseltilir." (Neseî)

Varlığın Nûru Aleyhissalâtu Vesselâm buyuruyor ki:
"- Kim bana bir salât getirirse, Allah onu on rahmet ile anar." (Müslim)



:cry:
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

9

05.12.2007, 18:13

Efendime Mektup

Efendime mektup

Gittin gideli bir yangın var içimizde. Sensizliğin yamacında ab-ı hayat değil, zehir olan bir yangın bu efendim. Nasıl bir acı ki her an bizde tezahür etmekte. Her an tazeliğini koruyor. Can çekişen bir bedenin yasına bürünür gibi, kendini hissettiriyor Efendim. Yani seni hep özlüyoruz. Sana uzanan ellerimizdeki güller gibi. Lügatlerde hiçbir kelime senin ismin kadar güzel değil. Bizi kendi yörüngesine alıp cezbeye çekmiyor. Sen boynu bükük gecelere yoldaş, altın sarısı günlere yâr. Tebessümünde saklı olan milyonlarca çiçeklerin cümbüşü raks ederken bu fani yerde, nazenin dal budak salan bu yerde seninle varız. Mahpus olan duyguların diyarında, aşkı arıyoruz senin aşkının gölgesinde. Yollarına kilim serilen sevginin ayazında nevbaharları bekliyoruz.

Sen, aşkın suyunu ver; biz o suya kanabilseydik. Sen bize güneş ver; biz o güneşte kavrulsaydık. Kuşansaydık seninle beraber acıyı. Senin çektiklerine paramparça olan bir yürekle, bizde yaşasaydık Efendim. Kuşluk vaktinin ayazında infaza çekilmiş gecelere bir isyan bayrağı çekseydik. Seni anmak için o vakitlerde. Azat ettiğin kölelerin sevinci olacaktır bu. Bize nasip olmayan bir mutluluğun ummanın da bir muştu yakılacaktı. Tıpkı seni görmüş gibi biz de sevince gark olacaktık.

Efendim sen olmayınca yanımızda her şeyimiz eksik. Biricik sığınağımız olan şefkatini aramaktayız sensizlikte. Eksiklikler bizi yakmasın diye salâvatlara koşmaktayız. şefkatinin yok olmayan gücünde. Kolumuz kanadımız kırılmış sensizlikte. Faili meçhul zamanların güzergâhın da yaşamaktayız. ıstikbalimiz pervane gibi dolaşırken çevremizde; sen yoksun diye biten günlere sevinç var doludizgin geçen saniyelerde. Leylî günlerdir sensizlik, yârine düşen bir damla gözyaşı.

Bu mektupların satırlarına yazdığım bir sevginin anlamı bu kadar değil efendim. Koskoca kâinatı içinde barındıran bir sevginin yansımasıdır, yüreğimize düşen. Adresi ne olursa olsun; gidilecek menzil ancak senin nurundur. Hercaiye bürünmüş kanlı gönüllerin çığlığında seni aramaktayız. Evvelinde sen varken ahirinde de sen olacaksın bu gönlün. Sevgimiz şüpheye düşecek hiçbir tohumu barındırmamakta bağrında. Sana söylenen her şiiri ya da naattı dinlerken; gözlerimizden gelen her yaş sana hissettiğimiz aşkın bir şahididir efendim. Seni çok arıyoruz hem de çok. O kadar çok muhtacız ki sana; bunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz.

Derunî bir hissin ayyuka çıktığı bir sarsılmanın adı: senin gidişin. Yer gök ağladı senin gidişine. Göçmen kuşlar uçtu yüreklerin acısından. Uçup en sarp kayalara çarptı. Gelişinle şenlenen dünya gidişinle yasa büründü. Öksüzlük sensizliğin koridorunda yetimle buluştu. ıki kardeş oldular dünyanın sonuna kadar. Biz yetimliği ve öksüzlüğü sen gidince öğrendik. Gariplik neymiş, buralarda bîgane olmak neymiş gidişinle anladık. Senin gittiğin yere özlem duymaya başladık; sen oradasın diye. Buralar sensiz yaşanmaz hale geldi. Hayat sanki bizi çarmıha vurdu. Ellerimize kelepçe, ayaklarımıza pranga. Sen diye feryad-ı figan ettiğimizde: kelepçe ve prangalara sökülmeye başlıyor. Seni anmadığımızda bu zalim aletler daha bir sıkı sarmaya başlıyor. Canımızı yaka yaka.

Efendim yokuş aşağı düşen ve yaralanan bir yanımız var. Envaî çeşit duyguların harmanlandığı bir kalpte sen olmasaydın; diğer sevgiler barınır mıydı?! Ey sevgili!... bu beden ve ruh aşkın ikliminde seni bulmuşken; başka aşklara dert yanar mı?! Mutmain olmaz sensiz; çünkü senin olmadığın bir yürek diğer sevgileri de anlayamayacak ve tam olarak hissedemeyecektir. Nursuz bir beden artık ağlamanın en kahırlısını yaşayacaktır. Eğer yaşamak olursa.

Güzeller güzeli efendim. Sana yazacak çok şey varken bazen dil lâl olmanın asudeliğine bürünüyor. Konuşamıyor, boğazda düğümlenen kelime orada kalıyor. Sen anıldıkça sessizliğin yadigârı hüzün dolaşıyor. Ve kalem artık bırakmanın acısına giriftar oluyor. Kâğıtta kalemin gözyaşlarına hedef oluyor. Ama yapacak bir şey olmadığında, boğazda düğümlenen kelimeler sonsuzluğa uçup gidiyor. Sana sunduğumuz salâvatlarımız gibi.


fadime.nurten@hotmail.com

Fadime KAYA

21.04.2007 YeniAsya

10

05.12.2007, 20:55

:cry:

Seminur abla mafettin bizi ya...

ne güzel yazılmış duygu yüklü bir yazı...

bu yazıyı yazdıran Rabbim razı olsun ebeden yazandan ve senden abla...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

11

09.02.2008, 21:03

"And olsun, size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve güç gelir. Üstünüze çok düşkündür. Bütün mü'minleri cidden esirgeyicidir, onları bağışlayıcıdır." (Tevbe: 128)

YıNE GEL

Yine gel, ey Sultanım, sıkıntımız pek büyük,
Yine gel, ancak Sensin bu âlemde tek büyük!

Yine gel, ciğerlerde, beyinlerde zar yandı,
Yine gel, dağlar taşlar tutuştu, mezar yandı!

Yine gel, gam köyüne çadır kurdu insanlar,
Yine gel, bitmek nedir hiç bilmiyor hicranlar!..

Yine gel, Sen acırsın, her dula, her yetime;
Yine gel, saadetler, safâlar ver yetime!..

Yine gel, bahtımıza gün doğsun, ay'lar doğsun,
Yine gel, cennetlerden bir nefha–i rahmet sun!..

Yine gel, mürüvvet ne, görsün vefa ne insan,
Yine gel, isyanına arar bahane insan!..

Yine gel, Allah Seni seçti ve aziz kıldı,
Yine el, Sen gelince bütün putlar yıkıldı!..

Yine gel, her kavime uzat bir zeytin dalı,
Yine gel, vahşî insan oluversin sevdâlı!..

Yine gel, bir çâre yok, insanlar gitse kime,
Yine gel, ey Sevgili, hekim muhtaç hekime!..

Yine gel, bal akıtsın dudağının mercanı,
Yine gel,Sensin rahmet,Sensin canların canı!..

Yine gel, Seni bekler topraktaki kardelen,
Yine gel, âciz düştüm, yüreğimi var delen!..

Yine gel, ümmetini ümmetlere kıl emîn,
Yine gel, yarınından hiç değil akıl emin!..

Yine gel, kayalardan, taşlardan su çağlasın,
Yine gel, ey gül yüzlü, gül kokusu çağlasın!..

Yine gel, hacetim var, hep inlerim gice gün.
Yine gel, meded eyle, ömrümde bitince gün!..

Yine gel, cihangirler kapında bir gedâdır,
Yine gel, nice şahlar: Gazidir, şühedâdır!..

Yine gel, gelişine kılsın göğü RAB hayran,
Yine gel, çünkü Sana acem ve arap hayran!..

Yine gel, şifâ taşı candaki her yaraya,
Yine gel, o mübarek nurunu ver yaraya!..

Yine gel, merhameti, Ahmed'i özledi Can,
Ey Allah'ın Resulü! Rahmeti özledi can!..

Yine gel, anne, bebek, insaf tanımaz füze,
Yine gel, kıvılcımlar saçılır üstümüze!..

Yine gel, yeryüzünde kim varsa ümmetinden,
Nasibini almada insanın cinnetinden!..

Tasavvurlara sığmaz, ne kara belâdır bu?
Hasret nârına yaktı Yusuf'u ve Yakûbu!..

Yine hasetler kinler güreşir başa bugün,
Kendini Hızır sanır zâlimler hâşâ bugün!..

Kalb ölü, vicdan hasis, gözde ise nem kuru,

Artık çiçekler baygın, artık o şebnem kuru!..


Mustafa Necati Bursalı
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

odenizci

Orta Düzey

Mesajlar: 155

Konum: kocaeli

Meslek: emekli

Hobiler: şiir-araştırmacı yazar

  • Özel mesaj gönder

12

05.04.2008, 22:19

EN BÜYÜK SEVGıLı NEBı

En Büyük Sevgili Nebi

Sen dünyaya gelmekle, kahinlik sona erdi
En mükemmel meyvesin, rahmetsin sen ey Nebi
Rastladığın her varlık, sana selamlar verdi
Bizim bedenimiz de, caNsın sevgili Nebi


Çocuklara Taif’te, taşlattırdılar seni
Ömrün boyunca kimse, görmedi hem hileni
Cennetle müjdeledin, Allah için öleni
Kalplere ve ruhlara, baLsın sevgili nebi


Avucunda küçücük, taşlar tespih ederler
Attığı aynı toprak, bak düşmana giderler
Suikast edenlerin, gözlerine girerler
Allah’ı gören gerçek, göZsün sevgili Nebi


Zerreden kürelere, hepsi söyler zikrullah
Yaratılan her mahluk, Hak’a muti abdullah
'Esselamü Aleyke', derler 'ya Resulallah”
Ümmetine en büyük, kâRsın sevgili Nebi


Senin Ordun susuzdu, su döküldü eline
Askerin için dua, söylettin sen diline
On parmaktan dökülen, mucize su seline
Rezzak meyvelerinden, daLsın sevgili Nebi


Hutbede dayanırdın, sen kuru bir direğe
Firakından ağladı, dokundu hem yüreğe
Vuslata erdi kütük, güzel ele,bileğe
Göz yaşları seninle, diNsin sevgili Nebi


Ortada bir bardak süt, içse kime yetecek
Rahmeti alem olan, ona dua edecek
Ashab-ı suffa hepsi, gelip onu içecek
ınsanlık mucizeler göRsün sevgili Nebi


ıki melek yanında Uhud’ da nöbet tutar
Örümcek ve güvercin, gar-ı Sevr’de güç katar
Elbette hakkın gücü, batılı bir gün yutar
Alem seni çok iyi taNır sevgili Nebi


“Mukimü’s-Sünne” ismi, onun Zebur’da adı
Bak”ısmi Ahmedî dir” diye herkes anladı
Ahmedin bütün nuru, alemleri kapladı
Suhuf ve kütüplerde aDın sevgili Nebi


Hem ıncil’deki adı, “Faraklit “diye geçer
Bunu duyan Nasara, işte bak Hakkı seçer
Ahmed gelsin duyanlar, ab-ı hayat içerler
Herkes ıslam yolundan geÇsin sevgili Nebi


Bak Tevrat’ta Muhammed, anlamında şunlardır
Müşeffah ve Hımyata, El Münhamenna bunlar
Muhammed, Muhtar, Mustafa okusunlar
“Zuhur-Hak” fıkrası, seNsin sevgili Nebi


“Kudsiler”namıyla da, Salih,Kudsi veliler
Bu isimleri gören, ehli kalpler gelirler
Yahudiler ıslam’ın, potasında erirler
Bütün dinleri kapsar, diNin sevgili Nebi


23.03.2008

Osman Karahasanoğlu

odenizci

Orta Düzey

Mesajlar: 155

Konum: kocaeli

Meslek: emekli

Hobiler: şiir-araştırmacı yazar

  • Özel mesaj gönder

13

05.04.2008, 22:34

Rahmeti Alem * Muhammed Mustafa (asm )

Her türlü element karıştırıldı
Son peygamber olan Rahmeti alem
ınsan bir cevherdi ayrıştırıldı
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


Cennette ikisi ebedi kalsa
Hilkatin gayesi yalnız bu olsa
Neslin üremesi için kovulsa
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


Hem cennette şeytan musallat oldu
Yasak meyve yedi dünyayı buldu
Bu yüzden Cennetten niçin kovuldu
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


Ademin bedeni her şeyi saklar
Arafat’ta sona erdi firaklar
Ademle Havayı dünya kucaklar
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


ıyiler,kötüler iç,içe girdi
Her şeyi zıddıyla yaratan birdi
Ademi peygamber diye gönderdi
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


ınsanlar bunların geldi soyundan
ıçen felah bulur tevhid suyundan
Ahlak alır insan resul huyundan
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


Muhammed Mustafa yoluna uysak
Namaza davettir ezanı duysak
Her şey onda olan Kuran’a doysak
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


ıslam’ın beş şartı bak üç fakire
Bunları yapmaksa kolay şakire
Allah demek ehven olur zakire
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


Bak imanın rüknü altı dır deriz
Bir olan Allah’ın nimetin yeriz
ıslam’ın yolundan elbet gideriz
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


Muhammed Mustafa rehberin olsun
Salavat getir ki yerini bulsun
Kuran’a tabi ol kalbin nur dolsun
Rahmeti alem Muhammed Mustafa


Onu son Peygamber olarak bilen
Hatemül enbiya olarak gelen
Hak Kuran ile de inkarı delen
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


şu yalancı dünya kimseye kalmaz
Her şeyi mideye koysan bak almaz
Aklı olan kişi günaha dalmaz
Muhammed Mustafa Rahmeti alem


En kolay yol ıslam bu dini yaşa
Allah’ı bir bilen ahrette paşa
Kafanı vurmazsın orada taşa
Muhammed Mustafa Rahmeti alem



12.03.2008

Osman Karahasanoğlu

odenizci

Orta Düzey

Mesajlar: 155

Konum: kocaeli

Meslek: emekli

Hobiler: şiir-araştırmacı yazar

  • Özel mesaj gönder

14

05.04.2008, 23:13

Muhammed Sevdalılar-Resimli şiirler


15

06.04.2008, 00:58

Kelamı güzelleştiren O. ASM.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

16

07.04.2008, 22:02

Evvel Andık

Evvel andık anı kim evveldir ol
Evveline bulmadı hiç akl yol

Evvelin ol evvelidir bigûman
Ahirin hem ahiridir cavidan

Çünkü Hak evvelliğin bildik ayan
Dinle imdi kılayım sûn´un beyan

Hak Tela ne yarattı evvela
Cümle mahlukattan kim evvel ola

Mustafa nurunu evvel kıldı var
Sevdi anı ol kerimü girgidar

Her ne türlü kim saadet vardürür
Yahşi hu, gerekli adet vardürür

Hak sanâ verdi mükemmel eyledi
Yaradılmıştan mufaddal eyledi

Andan oldu her nihan-ü aşikar
Arş-ü ferş-ü yerde gökte ne ki var

Ger Muhammed olmaya idi ayan
Olmayıserdi zemin ü asuman

Hem vesile olduğu içün ol Resul
Ademin Hak tevbesini kıldı kabul

Ger Muhammed gelmeseydi aleme
Tac-i izzet ermez idi Ademe

Nuh anıçün buldu hem garktan necat
Daği doğmadan göründü mûcizat

Cümle anın dostluğuna adına
Bunca izzet kıldı Hak ecdadına

Ceddi olduğiçün anın hem Halil
Narı cennet kıldı anâ ol Celil

Hem dahi Musa elindeki asa
Oldu anın hürmetine ejderha

Ölmeyip ısa gök´e buldu yol
Ümmetinden olmak için idi ol

Gerçi kim bunlar dahi mürseldürür
Lîk Ahmed ekmelü efdaldürür

Çün temenni kıldılar Haktan bular
Kim Muhammet ümmetinden olalar

Sünnetin tut ümmeti ol ümmeti
Ta nasip ola sanâ Hak rahmeti


Süleyman Çelebi
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

17

23.04.2008, 19:57

YA RESULALLAH

ınsanlık bekliyordu doğacak bu güneşi.
Âlemlere rahmetti yoktu benzeri eşi.
Kalplerdeki zulmeti darmadağın ederek
Sahil-i selâmete çıkarmıştı beşeri.

Fetret devri son buldu teşrif ettiği zaman.
ınsanlar koşuyordu ona doğru an be an.
Lâilahe illallah deyip ediyordu iman.
Kelime-i Tevhiddir dâvân, Ya Resûlallah

Peygamberlik halkası seninle buldu hitam.
Senin bi’setin ile gelmişti en son ıslâm.
Bütün peygamberleri tasdik ettin bitamam.
Enbiyanın reisi, sensin Ya Resûlallah

Gelince yapıverdin sath-ı arzı bir mescid.
Allah’a kulluk için herkesten aldın ahid.
Çok kısa bir zamanda yetişti nesl-i cedid.
Ehl-i imana imam, sensin Ya Resûlallah

Hal ve etvâr, ahlâkın numune-i imtisâl.
Sünnetine ittibâ Rabbime eder isâl.
Birer pusula gibi dosdoğru olur ahvâl.
Bütün beşere hatip sensin Ya Resûlallah

Ezelî bir hutbeyi okudun ins ü câna.
Tebliğ edince dedin; haydi gelin imana.
Niçin gönderdi Rabbim dünya denen bu hana.
Her sorunun cevabı sende, Ya Resûlallah

ılâhî emirleri tebliğ ettin beşere.
ılâhî marziyâtı haykırmıştın habire.
Çok kısa bir zamanda ulaşmıştın her yere.
Medine’yi bir minber yaptın, Ya Resûlallah

Dünyada ve ukbada istiyorsan saadet.
Kur’ân’a ve sünnete iman ve itaat et.
Ancak böyle korunur verilen bu emanet.
Ümmetine şefaat eyle, Ya Resûlallah


MEHMET KOVANCI
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

odenizci

Orta Düzey

Mesajlar: 155

Konum: kocaeli

Meslek: emekli

Hobiler: şiir-araştırmacı yazar

  • Özel mesaj gönder

18

24.04.2008, 01:23

Re: EN BÜYÜK SEVGıLı NEBı

Alıntı sahibi ""odenizci""

En Büyük Sevgili Nebi

Sen dünyaya gelmekle, kahinlik sona erdi
En mükemmel meyvesin, rahmetsin sen ey Nebi
Rastladığın her varlık, sana selamlar verdi
Bizim bedenimiz de, caNsın sevgili Nebi


Çocuklara Taif’te, taşlattırdılar seni
Ömrün boyunca kimse, görmedi hem hileni
Cennetle müjdeledin, Allah için öleni
Kalplere ve ruhlara, baLsın sevgili nebi


Avucunda küçücük, taşlar tespih ederler
Attığı aynı toprak, bak düşmana giderler
Suikast edenlerin, gözlerine girerler
Allah’ı gören gerçek, göZsün sevgili Nebi


Zerreden kürelere, hepsi söyler zikrullah
Yaratılan her mahluk, Hak’a muti abdullah
'Esselamü Aleyke', derler 'ya Resulallah”
Ümmetine en büyük, kâRsın sevgili Nebi


Senin Ordun susuzdu, su döküldü eline
Askerin için dua, söylettin sen diline
On parmaktan dökülen, mucize su seline
Rezzak meyvelerinden, daLsın sevgili Nebi


Hutbede dayanırdın, sen kuru bir direğe
Firakından ağladı, dokundu hem yüreğe
Vuslata erdi kütük, güzel ele,bileğe
Göz yaşları seninle, diNsin sevgili Nebi


Ortada bir bardak süt, içse kime yetecek
Rahmeti alem olan, ona dua edecek
Ashab-ı suffa hepsi, gelip onu içecek
ınsanlık mucizeler göRsün sevgili Nebi


ıki melek yanında Uhud’ da nöbet tutar
Örümcek ve güvercin, gar-ı Sevr’de güç katar
Elbette hakkın gücü, batılı bir gün yutar
Alem seni çok iyi taNır sevgili Nebi


“Mukimü’s-Sünne” ismi, onun Zebur’da adı
Bak”ısmi Ahmedî dir” diye herkes anladı
Ahmedin bütün nuru, alemleri kapladı
Suhuf ve kütüplerde aDın sevgili Nebi


Hem ıncil’deki adı, “Faraklit “diye geçer
Bunu duyan Nasara, işte bak Hakkı seçer
Ahmed gelsin duyanlar, ab-ı hayat içerler
Herkes ıslam yolundan geÇsin sevgili Nebi


Bak Tevrat’ta Muhammed, anlamında hem şunlar
Müşeffah ve Hımyata, El Münhamenna bunlar
Muhammed, Muhtar, Mustafa okusunlar
“Zuhur-Hak” fıkrası, seNsin sevgili Nebi


“Kudsiler”namıyla da, Salih,Kudsi isimler
Bu isimleri gören, ehli kalpler gelirler
Yahudiler ıslam’ın, potasında erirler
Bütün dinleri kapsar, diNin sevgili Nebi


23.03.2008

Osman Karahasanoğlu

19

24.04.2008, 19:46

çok güzel bir şiir bu... Allah razı olsun...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

20

26.04.2008, 21:15

Bir ben değil âlem sana, hayran diye sevdim... diye başlıyor bir Peygamber aşığı şiirine ve sonra şöyle devam ediyor:

“Mahşerde nebîler bile Senden meded ister,
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim.’’


Ne mümkün onu sevmemek? Hem de annemizden, babamızdan, eşimizden çocuğumuzdan daha fazla? Yoksa kâmil mü’min nasıl oluruz! ınsan sevdiğine bir şeyler söylemek, anlatmak istediğinde dili dolaşır, duygularını tarifte zorlanır ya. Söz sultanları da o sevgiliye muhabbetini arz ederken kelimeleri bir dantela gibi işleyip, duygularıyla süsleyip örmüşler. Buyrun Yunus’a kulak verelim:

“Canım kurban olsun senin yoluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed
Gel şefaat eyle kemter kuluna
Adı güzel kendi güzel Muhammed.’’


Yunus böyle der de Zekai Dede gibi muhteşem bir bestekâr Beyati makamında seslenmez mi asırlar ötesinden?

“Ey risâlet tahtının şâhı cihan peygamberi
Vey nübüvvet tâcının dürrü sedefle gevheri
Zâtı pâkindir cihanın misk ü bûy-i anberi
Ey enbiyalar serveri hem evliyalar rehberi
Esselatü vesselâm ey hâdi-i cümle ümem
Essalatü vesselâm ey sahib-i lütf-u kerem.’’
Ya Seyyid Seyfullah’ın aşkına ne demeli acaba?
Bağrımdaki biten başlar Muhammed’in (a.s.m) aşkındandır.
Bu akan yaşlar Muhammed’in ( a.s.m) aşkındandır.


Hakkı Efendi gibi meded isteyenler onun dilinden şöyle yalvarıyor O Sultan’a;

Bahr-i aşkda bî kararım ya Resulallah meded
Âşık-ı bî ihtiyarım ya Resulallah meded
Hakkiya dil hastedir göster cemalin ey tabib
Bu recada muzdaribe ya Resulallah meded


şeyh Galip ise Dellalzade Hacı ısmail’in Irak makamındaki bestesinde ise duyduğu hürmeti şöyle izhar ediyor;

Sultan-ı rüsûl şâh-ı mümeccedsin efendim
Bîçarelere devlet-i sermedsin Efendim
Divan-ı ılahide seramedsin Efendim
Menşur-i “Leamrük’’ le müeyyedsin Efendim.
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin Efendim
Hakkdan bize Sultan-ı müeyyedsin Efendim.


1847 yılında vefat etmiş bir hanım şair olan Leyla Hanım sevgili Peygamberinden bakın ne istiyor:

Alil-i derdi isyana devasın ya Resulallah
Bize sûy-i cinane rehnümasın ya Resulallah
Ne yüzle varacak Leyla huzura ruz-i mahşerde
Ona rahm eyle şah-ı enbiyasın ya Resulallah.


1847-1930 yılları arasında yaşamış şeyh Erbilli Es’ad Efendi de Leyla Hanım gibi niyaz ediyor:

Yetiş imdade ey şah-ı Risalet, rûz-ı mahşerde
Ki, derd-i bî devayı masiyyet senden şifa ister.
Sarıldım dâmen-i ihsanına ey şâfi-i ümmet,
Dahilek ya Muhammmed (a.s.m) hasta canım bir deva ister.
N’ola bir kerre şâd olsun cemâl-i bâ kemalinle,
Ki, kemter bendeniz Es’ad sana olmak feda ister.
Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi’ye de bir kulak verelim:
Vücudundur senin timsal-i hikmet ya Resulallah
Kudümün kâinata verdi nüzhet ya Resulallah
Günahkârım peşiman bir kulum gayet perişanım
Niyaz etmeyim senden şefaat ya Resulallah


Gelin bu faslı hem bir söz sultanı hemde Osmanlı Sultanı Sultan III. Ahmed Han’ın dizeleriyle bitirelim:

Zat-ı pâk-i Mustafa’ya aşıkım,
Can ile Fahr’u-l verâya aşıkım,
Muksim-i feyz-i nevadır ol şerif,
Menba-ı cûd ü atâya aşıkım.


Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Rabbimizden duâmız bizi O Sultanlar Sultanının şefaatine nail eylemesidir. Amin.


Mevlîd’den...

Cümle huri vü melek idüp sada
Zemzemeyle didiler kim merhaba
Merhaba ey bülbül-i bağ-ı cemâl
Merhaba ey aşinâ-yi Zü’l-Celâl
Merhaba ey can-ı bâki merhaba
Merhaba uşşaka sâki merhaba.
Merhaba ey Rahmeten li’l-âlemîn
Merhaba sensin şefî’ül-müznibîn
Merhaba ey padişah-ı dü cihan
Senin için oldu kevn ile mekân.


Süleyman Çelebi


Gönülden Dile...

“Ben sözlerimle Muhammed’i (a.s.m) övmüş, güzel göstermiş olmadım; aksine Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’dan bahsetmekle sözlerimi güzelleştirmiş oldum.’’ ( ımam-ı Rabbani, Mektubat, 1:58.) Evet, şu söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren, güzellerin güzeli olan evsaf-ı Muhammediyedir.

Sözler, 19. Söz.



Yazar: Ali OKTAY kaynak
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir