Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

nevfel

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nevfel"

Mesajlar: 411

Hobiler: müzik,kitap,radyo,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

1

09.07.2007, 05:31

Kapat gözlerini...

Kapat gözlerini…Ve sözün özünü söyle.

Kapat gözlerini ki, haram bulaşmasın günaydınım değmiş gözlerine…Yusuf vurmuş kirpiklerine…

Kapat gözlerini… Kimse görmesin sen de gizlediğim akşamüstü hıçkırıklarını, arsız gülmelerimi… Gözlerine sakladığım o müebbet düşleri kimse bilmesin güzelim. Kapat gözlerini…

Sadece yıldızlara aşikardın sen… Ben sadece sana imtina…Sen sadece benim kalbime vurgun, ben sadece sana kenetli. Bırak dışımızdakileri gülüm…Mevsimi geçti söyledikleri sözcüklerin. Mevsimi geçti yalancı rüzgarların…Yalancı baharların mevsimi çoktan geçti.

Ben sana yükümlü, sen bana hükümlüsün çoktandır. Bırak dışımızdakileri…
Anlayan kalbe bu sınanma değildir. Ağrıyan kalbe bu yara değildir gülüm. Köküm sendedir benim. Toprağın ben de… Gök acıtır mı bu sevdayı? ındirmez mi bir gün rahmet yağmurlarını? Bu bir deneniş, bu bir sabrediş, bu bir hak ediştir var edenin katında…

şimdi kapat gözlerini… Ki, acısı vurmasın siyaha çalan yüzlerin. Ağır bir nazarın şeytandan okları kalbini acıtmasın… Nefesi nefsine çok gelenler sana bakmasın. Onlar bilmesinler gözlerindeki beni. Bendeki seni. Onlar kendi dünyalarında kimsesizliklerinin sorgusunda boşluğa düşenlerdir. Zannederler ki, ölüm gelmez onların mekanlarına… Zannederler ki, aşk yaşanmaz bir menekşenin diyarında. Yaşamayan ne bilir gülüm? Aşkı oturdukları makamları devretseler de bulamazlar. ıçlerinde bir inatçı sese teslim yaşayanlardır onlar. Evreni sarsamazlar, ölümü susturamazlar, aşkı dedikodularında boğamaz onlar. Onlar benlik savaşında, ben olma yarışında, belaların tuzağındadır. Kendilerinden dilleri bile davacıdır onların… Elleri davacıdır. Ayakları… Dostları var zannederler. Oysa dostları yoktur. Yalnız yaşarlar. Kalabalıkların içinde sanıp kendilerini yukarıdan bakabilmenin rahatlığıyla ahkam keserler sadece. Oysa kestikleri sadece insani ilişkilerdir. Bir yalana teslim, bir korkuya talim, bir aşka ziyandır onlar.

Sen kapat gözlerini.

Sadakatten yoksun olanlara ihanet anlatılmaz. Tahammülden anlamayana sabır sorulmaz. Hüznü yaşamayana sevinç aktarılmaz. Bırak gülüm bırak bunları… Biz aşkı bilmeyene aşkı anlatamayız. Dikenin acıtmadığından, gülün kokusuna sadece vurgun olduğumuzdan bahsetsek ne çıkar? Tecrid edildiğimiz zamanlardan, hayat verenin kavuşturduğu mekanlara gelmenin mutluluğunu kime nasıl anlatacaksın? Zaman sen de düğümlü. Ben sen de durdum. Sana beş kala değil, çeyrek kala değil. Tam sen de durdum işte. Miladım seninle başladı. Seninle boy verdi aşkım. Seninle sürgün oldu derdim. Seninle başladı sana yolculuğum.

Boş ver sen dışımızdakileri. Bu mevhum çiziklerin mefhuma yansıyan yanında ben sadece senin için bedel öderim. Ödenmeyecek bedellerin hesabını hakimler hakimine devrederim. Yeter ki sen kapat gözlerini…



Kapat gözlerini… Ki, kapıları açılsın göğün. Çözülsün düğümü firak-i sabahların… Peçesi kalksın yaldızlı yalanların. Perdesi insin gösterişli kışkırtmaların. Sıradanlaşan edibe bir söz düşürsün. Kalemin hükmü yitmedi. Sözün intikamı dinmedi. Kelimelerim kül olup yanmadı hicabımdan. Ama ayıbınızdan kelimeler utandığı için saklandılar hep sayfaların arkasına… Kötü taklitlerinize karşı kelimelerin taktiğiyle savaşmaya hazırsanız eğer çıkın karşıma… Yüzlerinizde muhbir yalakalığı, içinizde şiddetin harareti olsa ne çıkar!


Olsun sen kapat gözlerini… kimse ufkunun aydınlattığı sabahları göremesin diye…

Bir dar kapı önünde, incecik bir çizgide yol alırken siz,… Ve düşmemek için… Bir söze tutunmaya çalışırken, ben kapadığım gözlerimle inatla size bakmayacağım. şeytani nazarınız üzerime değmesin, nefsim kirlenmesin diye…Bakmayacağım size… Artık yazabileceğiniz eğreti bir hikaye olmayacak. Uyduracağınız yeni yalanlar… Aldatacağınız yeni insanlar. Kandırılmışlar ve satılmışlar olmayacak yanınızda… En yüce divandasınız. Hesap verin hesap gününün sahibine…. Hesap verin… Ki, ben hakkımı helal etmedim size… Ve asla helal etmeyeceğim.
--- Ayşe Nur Menekşe
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...

2

09.07.2007, 10:55

O kadar güzeldi ki tekrar tekrar okumak istiyorum yazarın bakış açısı çok güzel. Paylaştığınız için Allah razı olsun...
Dost Pervasız Felek Acımasız Zamanın da Dur Durağı Yok ..Derd Çok Derd Ortağı Yok Düşman Kuvvetli Talih Düşkün ...

nevfel

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nevfel"

Mesajlar: 411

Hobiler: müzik,kitap,radyo,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

3

09.07.2007, 12:02

ecmain
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...

nevfel

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nevfel"

Mesajlar: 411

Hobiler: müzik,kitap,radyo,bilgisayar

  • Özel mesaj gönder

4

09.07.2007, 20:25

Ayşe Nur MENEKşE | Ben Hep Kalbimle Konuştum Seninle (Deneme)


Diyar-ı gurbete dönmek mi zor ? Kalmak mı eşiğinde kutsal beldenin?

Kalabilmek ve doyuncaya kadar bakmak sana… En güzeli bu… Ben hep kalbimle konuştum seninle… Kalbimle söyledim hiç savaşmadan yorulduğumu… Kalbimle söyledim düştüğüm pusuları sana… Susadığımı… Sustuğumu Asyalı bir çocuk gibi… Ve yandığını küllerini aşkımın…

Ben hep kalbimle konuştum seninle… Kuruyan yapraklarımı sadece sen bil diye, ben hep seninle konuştum… Sıkı tut kalbimi… Ki, olduğun yerdir kalbim… Usul usul ağladım geceler boyu… ınandım elinin hayatıma değdiğine… ınandım, hayal etmenin kavuşmaktan daha zor olduğuna… Dönmenin kalmaktan daha zor olduğuna inandım …
Sükut diyordu birileri… Sükut… Geceye ve kalbime…

Dilim düzgün konuşmaz benim. Sadakatı yoktur gözlerimin… Yakılacak daha çok küllerim vardır. Ama yüreksiz olamayacağımı bilirsin efendim. Soğutsalar da gözlerimi ihanetlerin dehşetinden, yaralansa da hayatım düşmanın çemberinden kalbime dokunamasınlar istedim. Çünkü ben hep kalbimle konuştum seninle… Kayıtsız ve şartsız kabullendim bayramlarını gelişinin… Vaktinin geldiğini zafer sevinçlerinin… Vicdanımda kurdum önce medeniyetleri… Sonra yaklaştım muhitine tenha hücrelerimin… Göğsümün tam orta yerinde duran hançeri çekip çıkardım önce… ıstedim ki, kalbime zarar vermesin.

Kurtar diyordu birileri… Kurtar… Geceyi ve kalbimi…

Siyah beyaz bir korkum vardı benim. ıstirahat etmeye vakti olmayan emellerim… Kulelerim vardı mahkum ettiğim arzularımı… Dağlanan ateşlerim vardı… Ve küllerini yakamadığım aşklarım… Yenilgimi görmek isteyen düşmanlarım vardı benim… Dudağımdan dökülen cümlelerimi vurmaya hazır olanlar… Çaresiz heyecanımı yoksul bir hecede boğmaya çalışanlar vardı. Dilimde asma bir kilit… Ellerim param parça… Özgürlüğüm kalbimdeydi benim. ıstedim ki, yaralamasınlar kalbimi… Çünkü ben hep kalbimle konuştum seninle…

Bak diyordu birileri… Bak…. Geceye ve kalbime…

Yeni bir dirilişinin arefesinde olduğumu biliyorum. Değişmek istediğimi bu utanç duvarlarını... Kurtlar sofrasından ne kadar çok kaçmak istediğimi… Kafamı karıştıran yalan masalları çelişkilerin ortasından çıkarmak istediğimi… kalbimi depreştiren eşkıya aşkları çıkarmak istediğimi hayatımdan… Diyar-ı gurbete dönmek mi zor ? Kalmak mı eşiğinde kutsal beldenin?

Ben hep kalbimle konuştum seninle… Kalbimle söyledim hiç savaşmadan yorulduğumu… Ve kalbimin hep doğruya yönelttiğini beni… Sadece sana söyledim.

Gel diyordu birileri… Gel… Geceye ve kalbime…

Anladım ki, gitmek zor bu şefkat ikliminden…

Anladım gitmenin çok ama çok zor olduğunu….
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir