Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

13.05.2005, 08:27

Mehmet Akif Ersoy'la alem-i şiirde bir söyleşi

Akif'le Söyleşi
Mahmut Celal ÖZMEN


Mahmut Celâl ÖZMEN

- Efendim, sizin de gönülden bağlandığınız ıslam'ı yaşamaya çalışan şuurlu Müslümanlara "mürteci", "yobaz" diyen sözde aydınlar var. Müslüman aydınlar, zulme karşı çıktıkları için "fitne ve bölücülük" ile suçlanmakta. Sizin duygularınızı öğrenebilir miyiz?


Mehmet Akif ERSOY

- "Yumuşak başlı isem/ kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim.

Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu...
ırticânın şu sizin lehçede mânası bu mu?

ışte ben mürteci'im, gelsin işitsin dünya!
Hem de baş mürteci'im, patlasanız, çatlasanız!
Hadi kanûnunuz assın beni, yâhut yasanız!"

(Asım/ s.400)

"şehadet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır;
Hakikî Müslümanlık, en büyük bir kahramanlıktır.'

(Safahat/ s. 323)



M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, Allah'ın emri olan kadının iffetini temsil eden, Sütçü ımamların uğruna şehit düştüğü "tesettür" yüzünden üniversitelerimizde başörtülü kızların öğrenim hakları gaspedilmekte. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?


M.A.ERSOY

- "Kızımın iffeti batmakta rezîlin gözüne...
Acırım tükürüğe billâhi, tükürsem yüzüne.
Demiş olsaydı eğer: "Kızlara mektep lâzım...
şu kadar vermelisin "kahrolayım kaçmazdım,

Elverir sardığımız bunları halkın başına...
Ben mezârımda huzur istiyorum, anladın
Biraz însafa gelin, öyle ya artık ne demek?
Zengin olduk diye, lânet satın almak mı gerek?"

(Süleymaniye Kürsüsünde/ s.167)



M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, halkı birbirine düşman etme ve çalışan, toplum ahlâkını ifsat eden bir kısım medya hakkında ne düşünüyorsunuz?


M.A.ERSOY

- "Dalkavuk devri değil eski kasâid yerine,
Üdebânız ana avrat sövüyor birbirine!

Türlü adlarla çıkan nâ-mütenâhi gazete,
Ayrılık tohumunu bol bol atıyor memlekete.

Yürüyor dine beş on maskara, alkışlanıyor,
Nesl-i hâzır bunu hürriyet-i vicdan sanıyor!"

(Süleymaniye Kürsüsünde, s. 178)



M.C.ÖZMEN

- Efendim, haksızlıklar karşısında susan, diktatörlük heveslisi, halka yabancı aydınlar için ne söylemek istersiniz?


M.A.ERSOY

- "Serseri: hiç birinin mesleği yok, meşrebi yok?
Feylesof hepsi, fakat pek çoğunun mektebi yok!

şimdi Allah'a söver... Sonra biraz bol para ver:
Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder!"

(Süleymaniye Kürsüsünde/ s. 184)

"Mütefekkirleriniz anlaşılan pek korkak,
Yâhut ahmak... ıkisinden bilemem hangisidir?
Sanıyorlar ki: "Bugün Avrupa tekmil kâfir.
Mütedeyyin görünürsek, diyecekler, barbar!
Libri pansör geçinirsek, değişir belki nazar."

(S.Kürsüsünde, s. 186)



M.C.ÖZMEN

- Efendim, "medeniyet, özgürlük, çağdaşlık" adına insan fıtratına aykırı hareket eden, Batı'yı bilinçsizce taklit eden şahsiyetsizler için ne diyorsunuz?


M.A.ERSOY

- "Bu züppeler acaba hangi cinsin efrâdı,
Kadın desen, geliyor arkasından erkek adı

Hayır, kadın değil erkek desen, nedir o kılık
Demet demetken o saçlar ne muhtasar o bıyık.

Sadâsı baykuşa benzer, hırâmı saksağana.
Hulâsa, züppe demiştim ya artık anlasana!

Bilirsiniz, hani, insanda bir damar varmış
Ki yüzsüz olmak için mutlaka o çatlarmış

Nasılsa "Rabbim utandırmasın!" duası alan,
Bu arsızın o damar zaten eksik alnından"

(Fatih Kürsüsünde s. 287)



M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, Müslümanlara, bazı mukaddesat düşmanları vatan haini diyorlar. Kendilerini de en büyük "vatansever" ilân ediyorlar. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?


M.A.ERSOY

- "Vatan muhabbeti, millet yolunda bezl-i hayat;
Hülâsa, aile hissiyle cümle hissiyât,

Mukaddesâtı için çırpınan yürekte olur.
ıçinde leş taşıyan sineden ne hayır umulur!

Vatan felakete düşmüş Onun hamiyyetı cûş.
Eder mi zannediyorsun? Herif, vatan- ber- dûş!

Fakat sen öyle değilsin senin yanar ciğerin
"Vatan" deyip öleceksin semâda olsa yerin"

(Fatih Kürsüsünde/ s 282)



M.C.ÖZMEN

- Bazı güç odakları, bu memleket evladını sağcı-solcu "Türk-Kürt" "Alevî-Sünni" "ılerici-Gerici" gibi sıfatlarla birbirinden ayırmaya çalışmakta. Bazı gafiller de bu pis oyuna alet olmaktadır. Bu hususta neler söylemek istersiniz?


M.A.ERSOY

- "Nedir bu tefrika, yahu! Utanmıyor musunuz?
Geçen fecâyia hâlâ inanmıyor musunuz?

Gömülmek istemeyenler boyunca hüsrâna;
Nifâkı gömmeli artık mezâr-ı nisyâna."

(Fatih Kürsüsünde/ s 283)

"Ki dinlemezseniz elbette mahvolur millet
Sizin felâketiniz: tarumar olan vahdet

Eğer yürekleriniz aynı hisle çarparsa,
Eğer o his gibi tek bir de gayeniz varsa,

Düşer düşer yine kalkarsınız, emin olunuz,
Demek ki birliği te'min edince kurtuluruz,

O halde vahdete hail ne varsa çiğneyiniz!
Bu ayrılık da neden? Bir değil mi her şeyiniz?

Ne fırka herzesi, lâzım ne derd-i kavmiyyeti,
Bizim diyânete sığmaz sekiz, dokuz millet!"

(Fatih Kürsüsünde, s 284)

"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.

Müslüman, fırka belâsıyle zebun bir kavmi!
Medeni Avrupa üç lokma edip yutmaz mı?

Ey cemaat, yeter Allah için olsun, uyanın!
Sesi pek müthiş öter sonra kulaklarda çanın!

(Süleymaniye Kürsüsünde/ s 179)




M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, ıslam dünyasını paramparça eden şer güçler, şimdi de Anadolu toprağında "kavmiyetçilik fitnesi" çıkarmaya çalışmaktadırlar. Sizin bu hususta çok hassas olduğunuzu biliyoruz ama bazı kendini bilmezler "Mehmet Akif, Arap milliyetçisiydi" gibi sözlerle şahsınızı itham etmekteler. Ne söylersiniz "kavmîyyetçilik" hususunda?


M.A.ERSOY

-"Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden müteferrik bu kadar akvâmı,
Aynı milliyetin altında tutan ıslâm'ı.
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyyettir
Bunu bir lâhza unutmak ebedi heybettir..."

(Süleymaniye Kürsüsünde/ s 179)

"Arabın Türke, Lâzın Çerkese, yahut Kürde,
Acemin Çinliye ruçhânı mı var mı? Nerde?

Müslümanlıkta "anâsır" mı olurmuş? Ne gezer!
Fikr-i kavmiyyeti tel'in ediyor Peygamber

En büyük düşmanıdır ruh-i Nebi tefrikanın,
Adı batsın onu ıslam'a sokan kaltabanın!"

(Hakkın Sesleri/ s 205)



M.C.ÖZMEN

- Efendim, vatandan ayrılıp Mısır'da uzun yıllar yaşamanızı ihanet gibi algılayanlara ne diyorsunuz?



M.A.ERSOY

-"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şuhedâ
Cânı, cânânı, bütün varımı alsında Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cudâ."



M.C.ÖZMEN

- Efendim, "hürriyet" havariliğine soyunup bu milletin asıl sahiplerine ikinci sınıf insan muamelesi yapan, insan haklarını ihlal edenler için ne söylersiniz?


M.A.ERSOY

- "Ağlasın milletin evlâdı da bangır bangır,
Durma hürriyeti aldık diye sen türkü çağır!"

(sım/ s 399)



M.C.ÖZMEN

- Efendim, millet "fakr-u zaruret içinde harap ve bitap" iken, mazlumların gözyaşı akarken "boğaz" derdinde, zevk ü sefâ içinde yaşayanlar için ne diyorsunuz?


M.A.ERSOY

- "Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydındayız,
Bir bakın hâlâ mı hâlâ ihtiras ardındayız!

Saygısızlık elverir Bir parça olsun arlanın
Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın!

Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranın, zîra gülünç olduk bütün aleme"

(Hâtıralar/ s 312)

"Olur cem'iyyet efrâdınca şahsı menfaat "ma'bûd"
Sorarsan kimse bilmez var mı "hak" namında bir mevcût"

(Hâtıralar/ s 308)



M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, bu milletin en sağlam ve en önemli kurumlarından biri olan aileyi yıkmak için bazı sapık ilişkileri, zinâyı "çağdaşlık", "hürriyet" adına meşrû göstermek isteyenler hakkında neler düşünüyorsunuz?


M.A.ERSOY

-"Biz ki her mevcûdu yıktık, gâyesiz bir fikr ile,
Yıkmadık bir şey bıraktık sâde bir şey aile"

"Bir kızarmış çehre bulmuşsun, ya, ey cânî, bürün;
Dünyayı ifsâd eyle, hem muslih görün!

Kendi ırzından cömert olmaksa mu'tâdın eğer,
Kendi mâlındır senin, hakkın tasarruf, kim ne der"


Milletin, lâkin henüz masum olan evlâdına
Verme bir mel'un temâyul mubtezel mu'tâdına!"

(Hakkın Seslen, s 225)



M.C.ÖZMEN

- Üstâdım yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerim'i rafa kaldırıp, onu yalnızca ölülerin arkasından okunan bir kitap olarak gören, ıslâm'ı dünyadan tecrit etmek isteyen cahil ve gafiller için ne diyorsunuz?


M.A.ERSOY

-"Hele inmemiştir Kur'an, bunu hakkıyla bilin
Ne mezarda okumak, ne fala bakmak için"

Ölüler diri değil, sen de bilirsin ki bu din,
Diri doğmuş duracak dipdiri, durdukça zemin"

(sım/s 418)



M.C.ÖZMEN

- Efendim, son zamanlarda ıslâm'ın mukaddes değerlerine hakaret eden, "sözde aydın" bir zümre hakkında ne söylemek istersiniz?


M.A.ERSOY

-"Yıktı bin mel'un kalem nâmusu, bizler uymadık,
"Susmak evlâdır" deyip sustuk sanırsın duymadık!

Kustu, bin murdar ağız şer'in bütün ahkâmına,
Ah! Bir ses bari yükselseydi nefret nâmına!

Göster, Allah'ım, bu millet kurtulur, tek mu'cize
Bir "utanmak hissi" ver gâib hazinenden bize!"

(Hakkın Sesleri, s 222)




M.C.ÖZMEN

- Efendim, ıslam dünyası perişan durumda. Bu hususta neler hissediyorsunuz?



M.A.ERSOY

-"Dedemin sürdüğü, can ektiği toprak gitti
öyle bir gitti ki, hem, bir daha gelmez ebedi

Ne olurdun bunu kalkıp da göreydin acaba?
"Meshed"in beynine haç saplanacak mıydı baba!

Basacak mıydı, fakat göğsüne Sırb'ın çarığı?
Serilip yerlere binlerce şehidin sarığı."

(Hakkin Sesleri/ s. 203/ 204)

"Balkan'ın üstünde sızan her pınar
Bir yaradır, durmadan içten kanar!
Hangi taşın kalbini deşsen: mezar!
Gör ne mübarek yer, uğurlar ola."

(Cenk şarkısı/ s. 553)




M.C.ÖZMEN

- Efendim, memleketin genel ahlâkı hususunda ne düşünüyorsunuz?


M.A.ERSOY

- "Bakın da haline ibret alın şu memleketin!
Nasıldın ey koca millet? Ne oldu âkıbetin?

Vakarı çoktan unuttun, hayâyı kaldırdın,
Mukaddesâtı ısırdın, Hudâya saldırdın!

Ne hâtırâtına hürmet, ne an'anâtını yâd;
Deden de böyle mi yapmıştı ey sefil evlâd?"

"Hurâfeler, üfürükler, düğüm düğüm bağlar,
Mezar mezar dolaşıp hasta baktıran sağlar..."

(Fatih Kürsüsünde/ s. 265)

"Vefâ yok, ahde hürmet hiç, emânet lâfz-ı bî-medlûl,
Yalan râic, hıyanet mültezem her yerde, hak meçhûl.

Yürekler merhametsiz, duygular süflî, emeller hâr.
Nazarlardan taşan mânâ ibâdullahı istihkâr."

(Gölgeler/ "Umar mıydın?"/ s. 456)




M.C.ÖZMEN

- Üstadım, "Bu memleket düzelmez, diyerek geleceğimizi karanlık gören ümitsizler için neler söylersiniz? Hep ağlayıp şikâyet etmek doğru mu?


M.A.ERSOY

-"Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak

Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin yoksa ümidin mi yüreksiz?

Ye's öyle bataktır ki, düşersen boğulursun
Ummîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!"

Hüsrâna rıza verme çalış Azmi bırakma,
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Sâhipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır

Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar
Uğraş ki, telâfi edecek bunca zarar var

(Hakkın Sesleri s 209, 210)

"Sizi kim kaldıracak, sûru mu ısrâfil'in?
Etmeyin! Memleketin hâli fenalaştı.. Gelin!
Gelin, Allah için olsun ki, zaman buhranlı."

(Süleymaniye Kürsüsünde, s 180)

Bir parça kımıldan, diyorum, mahvolacaksın!
Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz"

(Gölgeler, s 470)

"Cihan altüst olurken, seyre baktırın, öyle durdun da,
Bugün bir sersem bir derbedersin kendi yurdunda!"

(Gölgeler, s 453)

Bırakın mâtemi yâhut Bırakın feryadı,
Ağlamak fâide verseydi, babam kalkardı!

Gözyaşından ne çıkarmış? Neye ter dökmediniz?
Bâri müstakbeli kurtarmaya bir azm ediniz!"

(Süleymaniye Kürsüsünde, s 182)



M.C.ÖZMEN

- Efendim, haksızlık karşısında susup mücadele etmediği hâlde "sabır" ve "tevekkül"den söz edenler için ne düşünüyorsunuz?


M.A.ERSOY

- Nedir bu meskenetin, sen de bir kımıldasana!
Niçin kımıldamıyorsun? Niçin? Ne oldu sana?

"Çalış!" dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun,
Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun!

Sonunda bir de "tevekkül" sokuşturup araya,
Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!"

(Fatih Kürsüsünde/ s 266/ 268)

"Hissi yok, fikri bozuk, azmini dersen, meflûc...
Hani rûhunda o haksızlığa isyan, o hurûc?"

(Asım s 409)




M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, millet için en büyük felâketler nelerdir?



M.A.ERSOY

- Felâketin başı, hiç şüphe yok, cehâletimiz,
Bu derde çare bulunmaz -ne olsa- mektepsiz"
Ey derd i cehâlet sana düşmekle bu millet
Bir hâle getirdin ki, ne din kaldı, ne nâmûs!
Es sîne-i ıslâm'a çöken kapkara kâbus
Ey hasm-ı hakîkî, seni öldürmeli evvel
Sensin bize düşmanları üstün çıkaran el!"
"Öyleyse cehâlet denilen yüz karasından
Kurtulmaya azmetmeli baştan başa millet"

(Hakkın Sesleri, s 217/218)


M.C.ÖZMEN

- Efendim, öyleyse memleketin kurtuluşu için ne yapmak gerekir?


M.A.ERSOY

- "Çünkü milletlerin ikbâli için, evlâdım,
Ma'rifet, bir de fazilet... ıki kudret lâzım

Marifet, ilkin, ahâliye saâdet verecek
Bütün esbâbı taşır, sonra fazîlet gelerek,

O birikmiş duran esbâbı alır, memleketin
Hayr-ı i'lâsına tahsîs ile sarf temek için"

(Asım/ s 442)



M.C.ÖZMEN

- Üstâdım, Batı medeniyetini emperyalist olmasından dolayı eleştirdiğiniz hâlde size "medeniyet, ilim düşmanı" iftirasıyla saldıranlar mevcut. Batı'nın ilmini almalı mıyız?


M.A.ERSOY

- "Alınız ilmini Garb'ın, alınız sanatını
Veriniz hem de mesâinize son sür'atini"

(Süleymaniye Kürsüsünde/ s 1 87)

"Bu cihetten, hani hiç yılmasın, oğlum, gözünüz"
Sade Garbın, yalınız ilmine dönsün yüzünüz

O çocuklarla beraber, gece gündüz, didinin,
Giden üç yüz senelik ilmi sık elden edinin!"

(Asım/ s 443)


Kaynak
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

2

28.06.2005, 13:12

Muslumanlik nerde! Bizden gecmis insanlik bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kac hakiki musluman gordumse, hep makberdedir;
Muslumanlik, bilmem amma, galiba goklerdedir;
istemem, dursun o payansiz mefahir bir yana...
Gosterin ecdada az cok benziyen kan bana!
isterim sizlerde gormek irkinizdan yadigar,
Cok degil, ancak necip evlada layik tek siar.
Varsa sayet, soyleyin, bir parcacik insafiniz:
Boyle kansiz miydi -hasa- kahraman eslafiniz?
Boyle dusmus muydu herkes ayrilik sevdasina?
Benzeyip sirazesiz bir mushafin eczasina,
Hic gorulmus muydu olsun kayd-i vahdet tarumar?
Boyle olmus muydu millet canevinden rahnedar?
Boyle acliktan bogazlar miydi kardes kardesi?
Boyle adet miydi bi-perva, yemek insan lesi?

Irzimizdir cignenen, evladimizdir dogranan...
Hey sikilmaz, aglamazsan, bari gulmekten utan!...
"His" denen devletliden olsaydi halkin behresi:
Payitahtindan bugun tasmazdi sarhos naresi!

Kurd uzaklardan bakar, dalgin gorurmus merkebi.
Saldirimis ansizin yaydan bosanmis ok gibi.
Lakin, ask olsun ki, aldirmaz otlarmis esek,
Sanki tavsanmis gelen, yahut kiliksiz kostebek!
Kar sayarmis bir tutam ot fazla olsun yutmayi...
Hasmi, derken, cullanirmis yutmadan son lokmayi!...

Bu hakikattir bu, sasmaz, bildigin usluba sok:
Halimiz merkeple kurdun ayni, asla farki yok.
Burnumuzdan tuttu dusman; biz bogaz kaydindayiz;
Bir bakin: hala mi hala ihtiras ardindayiz!
Saygisizlik elverir... Bir parca olsun arlanin:
Vakti coktan geldi, hem gecmektedir arlanmanin!
Davranin haykirmadan nakus-u izmihaliniz...
Oyle bir buhrana sapmistir ki, zira, halimiz:
Zevke dalmak soyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranin zira gulunc olduk butun bir aleme,
Beklesirken gokte yuz binlerce ervah, intikam;
Yerde kalmis, na'sa benzer kavm icin durmak haram!...
Kahraman ecdadinizdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.

Mehmed Akif
1913

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir