Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

21

29.01.2005, 16:35

okuyun bunu aman efendim

Aman

Aman efendim, aman!
Galiba Âhir Zaman!
Manzarası yurdumun,
Tufan gününden yaman!
Göz görmez aydınlıkta;
Asümanedek duman.
Yer dumanmış ne çıkar,
Duman dolu âsüman.
Türk evi delik deşik;
Yıkı dökük hânüman.
Duraksız itiş kakış;
Süresiz karman-çorman.
Anne çocuk doğurur,
Köpek soyundan azman.
Beyinler zıpzıp kadar,
Mideler koskocaman.
Aziz fikir buğdayı,
Katıra mahsus saman.
Boş lâf, hep dalga dalga;
Uçsuz bucaksız umman.
Hayvanlık orkestrası:
Eşek, birinci keman.
Orman keleş, nebat kel;
Nebat adamlar orman.
Midelerde ihracat,
Günde beş milyon batman.
Bilmem kaç milyar harman.
Yangın evinde satranç;
Plân, reform ve uzman.
Tam bir buçuk asırdır,
Maymunlardan eleman.
Bizdeki hale nispet
Maymun taklitten pişman.
Hangi yol Türke uygun,
Hangi parti tercüman?
Çıkamaz meydanlara;
Camide mahpus iman!
Silah küfrün belinde,
Küfrün elinde, ferman.
Cehle sorarsan ilim;
Zehre sorarsan, derman.
Rahmet, meçhul kelime;
Bilinmez isim, Rahmân.
Kutsal kitaptır fuhuş;
Ahlâk, okunmaz roman.
Tarih, kontra gerçeğe;
Hürriyet hakka düşman.
Millete kasdedenin
ısmi milli kahraman.
Yere batsın bu dünya,
Bu dünyadan hayr uman!
Genç adam, at yorganı!
Sana haram, uyuman!
Aman, efendim aman!
Efendim, aman, aman!

1964
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

22

26.05.2005, 09:51

Allah ve ınsan

Allah ve ınsan



Seni aramam için beni uzağa attın!
Alemi benim, beni kendin için yarattın!

Necip Fazıl Kısakürek
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

23

26.05.2005, 09:54

Benim Nefsim

Benim Nefsim


Ruhuma bir kefen bezi yeter de;
Yetmez aç nefsime sırma ve ipek.
Çare yok yüzünden düştüğüm derde,
Yesem de toprakla karışık kepek.

Güneşle bir tutsam girmez hizaya,
Dar bulur sığmam der dipsiz fezaya.
Kuyruk sallar, sonra hırlar ezaya,
Benim nefsim, benim nefsim n
Seyfullah Putkıran

24

25.06.2005, 13:33

ölüm güzel şey!
budur perde ardından haber!
hiç güzel olmasaydı
ölürmüydü PEYGAMBER??

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

25

25.06.2005, 13:42

Allah a olunca Ölüm de güzel Yaşmak da....veSSElam
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

26

25.06.2005, 13:59

[b]KARACAAHMET[/b]

KARACAAHMET

Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...

Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm...

Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar;
Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

NECıP FAZIL KISAKÜREK

[/b]
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

27

25.06.2005, 14:02

ZıNDANDAN MEHMEDE MEKTUP

ZıNDANDAN MEHMEDE MEKTUP

Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam,boynunda yafta...

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mi?..Belki ..Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...

Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak!

Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.

Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
Buradan insan mı çıkar,tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı.
Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı

Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler,bugün"maruzat"!
Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?

Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem...
Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!

Insanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik,mintanlarla et.

Somurtuş gibi bıçak,nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat

Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan,sen öp seccadem!

Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim,senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan

Karıştır çayını zaman erisin
Kopuk kopuk,duman duman erisin!

Peykeler,duvara mihli peykeler
Duvarda,başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara,bas bas gölgeler...

Duvar,katil duvar yolumu biçtin
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin

Sukut...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Tek nokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep,ölü ve mezar?

Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda ,kalan biz miyiz?

Ses demir,su demir ve ekmek demir...
ıstersen demirde muhali kemir.
Ne gelir ki elden,kader bu,emir...

Garip pencerecik,küçük daracık;
Dünyaya kapalı,Allah'a açık

Dua,dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla,hep yoncalanmış

Bir soluk,bir tütsü,bir uçan buğu
ıplik ki incecik,örer boşluğu

Ana rahmi zahir ,şu bizim koğuş
Karanlığında nur,yeniden doğuş....
Sesler duymaktayım;Davran ve boğuş!

Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

28

25.06.2005, 14:38

çok güzel necip fazıl şiirleri..

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

29

16.07.2005, 19:46

Allah razı olsun emir mitat kardeşim...
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

30

16.07.2005, 19:47

utansın

UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

31

16.07.2005, 19:48

HER NEFESTEN

göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
affet senden habersiz aldığım her nefesten...

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

32

16.07.2005, 19:51

[b]CANIM ıSTANBUL [/b]

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu ıstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

ıçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki ıstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.

ıstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...

ıstanbul,
ıstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...

Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
ılle Istanbul'da bul!

ıstanbul,
ıstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.

Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.

ıstanbul,
ıstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

Ana gibi yar olmaz, ıstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,

ıstanbul,
ıstanbul...

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

33

17.07.2005, 16:00

kardeş maşallah yani yazmadığı şiiri daha varmı bizede fırsar ver yahuu
olmuyo ama :D

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

34

20.07.2005, 22:47

kardeşim necip fazıl üstadım bir hazinedir bizim bildiğimiz eserleri belmediklerimizin yanında çok az. kıymeti bilinmeyen bir büyüğümüz için hep anılsın istiyorum.. dileyen dilediği eserine ulaşsın diyorum kardeşim. Ama eklemek istediğin şiir varsa ekle mutlu olurum ...
Seyfullah Putkıran

35

21.07.2005, 19:35

Allah razı olsun şimkdilik bi bakıyım yazdığın şiirlere yazmadıkların varsa onları eklerim belki :D haydi selametle

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

36

24.07.2005, 23:43

tamam kardeşim eklemelerini bekliyorum:)
Seyfullah Putkıran

37

25.07.2005, 20:49

sen eklemeye devam et kadeş ben akşamları girebiliyorum ancak okuyabiliyorum yazdıklarınızı.Allah razı olsun ama ben Necip fazılı ve şiirlerini çok seviyorum çok hoşuma gitti şirlerini görmeek sağolasın

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

38

06.08.2005, 17:21

OTEL ODALARINDA

OTEL ODALARINDA

Bir merhamettir yanan, daracık odaların
ısli lambalarında, isli lambalarında.

Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aynalarında, küflü aynalarında.

Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.

Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır,
ızbe sofalarında, izbe sofalarında.

Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.

Duyuluyor zamanın tahtayı kemirdiği
Tavan aralarında, tavan aralarında.

Ağlayın, aşinasız, sessiz can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında.

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Stajyer

  • Konuyu başlatan "Zülfikar"

Mesajlar: 117

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

Hobiler: tasavvuf

  • Özel mesaj gönder

39

06.08.2005, 17:24

DESTAN

DESTAN

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,

Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!

Durum diye bir laf var, buyurun size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!

Bir şey koptu benden, şey, Herşeyi tutan bir şey.
Benim adım bay Necip, babamın ki Fazıl bey,

Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.

Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!

Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!

Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!

Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!

Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!

Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilac;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.

Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!

Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

40

06.08.2005, 19:12

bu şiiri çok severim ben Allah razıolsun

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir