Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

09.09.2007, 10:38

X Gazetesini neden okumamalıyız?

Selamun Aleyküm;
Sitenize yeni üye oldum.Yanlız inşallah kalıcı olmayı düşünüyorum.
Ben bir yazı hazırlamak niyetindeyim.
Yazım gazeteler üzerine olacak. Bu yazıyı çoğaltıp insanlara dağıtacağım.
Hepimiz görüyoruz ki bir çok dindar insan Hürriyet,Posta,Takvim,Milliyet,Akşam... gibi gazeteler okuyor.
Bir çok başörtülü kadının elinde Posta Gazetesi görebiliyoruz.
Oysa o gazeteler bizim başörtümüze düşman,inancımıza düşman....
O gazeteler gayr-i ıslami içerikteler.
O gazeteler ahlaki tahribat yapıyor.
Yalan haberler veriyor.
Müslümanın gündemiye alakasız gündemlerle karşımıza çıkıyorlar.
ışte bende bu konularda insanları bilinçlendirmek için bir yazı hazırlayıp eşe dosta,tanıdığa,tanımadığa dağıtmak istiyorum.
Yanlız hazırladığım yazının gayet kuvvetli olmasını istiyorum.
ınsanlara hangi gazeteyi alacağını değil de hangi gazeteleri almaycağını anlatan bir yazı olsun istiyorum.
Öncelikle gazetenin önemi gibi bir girişle konunun ehemmiyetini vurgulamayı düşünüyorum.
Daha sonra ise yazıyı yazan kişinin tarafsız bir kişi olduğunu ispat eden bir içerik istiyorum.
ınsanlar yazının altında başka maksatlar aramamalı.
Ve insanların aklına gelebilecek muhtemel sorulara cevap verebilen bir yazı istiyorum.
Mesela biz yazımızda bu gazetelerin gayr-i ahlaki resimlere yer verdiğini söylersek şöyle bir itiraz gelebilir:" O görüntüler sokakta bile var,o zaman sokağa da mı çımayalım?" ...
gibi itirazlar gelebilir.
Bu sebeple açık bırakmayan bir yazı olsun istiyorum.
Önerilerinizi beklerim..

( En azından buraya: www.videoalemi.net )

2

09.09.2007, 11:16

ve aleykümselâm

Zaten olaya tarafsız bakanlar, gazetelerin fırıldak olduğunu biliyor. Gazeteleri alanlar ise neden alıyor, onu irdelemek lazım:

Haber okuma ihtiyacı hissediyor, gündemi takip etmek mi istiyor? Eğer öyle ise, niye bu gazeteleri takip ediyor. Zaten basının büyük çoğunluğu bunlar. Onun dışında alabileceği gazeteler belli. Yeni Asya, Zaman, Vakit. Bunları taşıdığı zaman önyargı ile karşılaşmaktan mı korkuyor? Yani kendini ait hissetmediği bir gruba yakıştırılıp, kötü ve aşağılayıcı gözle bakılmaktan?

Gazeteyi insanlar alıp evlerinde kimsenin görmediği şekilde okumuyorlar. Okudukları zaman aile olsun, akrabalar olsun, işte olsun, vapurda olsun, illa ki sosyal bir ortamda okuyorlar. Ve kimin ne gazete takip ettiğine dikkat ediliyor. Gazete alanlar da bunun farkında.

Çünkü kartel medyası, gazeteyi haber vermekten ziyade, bırakın kalemleri kılıç olarak kullanmayı, bombardıman yapmakta kullandı. Hep böyle oldu Türkiye'de. ıstedikleri adamı Türkiye'de kendilerince vezir de ettiler, rezil de. Bundan 70 yıl öncesinin gazete küpürlerini görseniz aklınız durur, dindarlara neleri, nasıl ifadeleri reva görmüşler diye.

Dediğim gibi, gazete sadece haber yazan bir kağıt parçası değildir. Kimi zaman görüş belli eden bayrak, kimi zaman bir ideoloji savaşının sancağı olarak da kullanılır. Toplumda zaten insanın bilinçaltında bu var, insanlar bunun farkında.

Size bir örnek anlatayım. 15-20 gün önce falan, sıraya girmek için sabahın 5.30'unda gittim hastanenin avlusuna. ayakta durmak yoracağı için oturmak istedim. Ama orada bank yoktu. Ben de kaldırımlara ve yollara oturmayı sevmem, sürekli insanlar ayakkabısıyla dolaşır, ya da hayvanlar pisler, köpekler işer, yani necaset endişesinden. Aklıma gidip gazete almak geldi, o saatte oradaki bayilere zaten gazeteler geliyordu. Dedim hangi gazeteyi alsam, canım sıkılmasın okuyayım diye Yeni Asya falan alsam, ben neyin üstüne oturacam! Eğer otursam, gazetede Allah'ın ve Hz.Peygamber a.s.m isimleri zikredilen sayfaları var, ona edepsizlik olur. Gidip çıplak kadın resimleriyle dolu, kartel medyası gazeteleri alıp, ne onlara para kazandırırım, ne tiraj, ne de bu gazeteleri alan bir kişi olarak bilinmek isterim dedim, spor gazetesi aldım, iki üç habere baktım, serdim kaldırıma rahatlıkla oturdum. Hele iddaa ve at yarışı ekinin üzerine oturmak ayrı bir zevk veriyor!

Her neyse, diyeceğim o ki, Türkiye'de gazeteler, kağıt parçasından fazlasıdır. Gazeteler, kağıttan yapılmış bombardıman uçağıdır. Kime isabet ettirseler kâr sayarlar. O yüzden, o kişilerin neden gazete okuduğunu bilmek lazım. Eğer haber takip etmek istiyorsa ve interneti yoksa, televizyona da vakit bulamıyorsa, gazete alışkanlığı varsa, başka alternatif gazete sevdirilmeli. Veya haber ihtiyacı farklı şekilde karşılanmalı. Çünkü gündemi takip etmeyi istemek, bir ihtiyaç hâlinde. Bu yüzden de kartel medyasına ait gazeteler, gündemi vermek perdesi altında, gerçekleri çarpıtıyor, insanları yanıltıyor, haber alma özgürlüğünü, ördükleri ağlarla karanlıkta bırakıyor. Bundan da çıkar sağlıyorlar, ya da çıkar sağlayanlara menfaat karşılığında hizmet ve uşaklık ediyorlar.

Haberalma araçlarını küçümsememek lazım, çünkü kamuoyu oluşturabiliyor. Eğer artniyetli, insanî şeytanlar kullanırsa, daha tehlikeli hâle geliyor.

Onlarla mücadele ise, sadece onlara karşı bilinçlendirmekle veya gerçekten tarafsız haber verebilmekle mümkün olur. ıkisini de yapmak gerekir, ikisi de kolay değil, zaman ve gayret, tevekkül gerektiren işler.

Yoksa insanlar ihtiyaç hissetmeseler, ne diye gidip gazeteye para bayılsınlar. ıki ihtimal kalır, ya kuponla tencere veriyordur, ya da benimsediği bir davası vardır o gazetenin misyon edindiğini düşündüğü. Bizim rahatsızlığımızın en önemli nedenlerinden birisi bu olsa gerek, haberalma ihtiyacının sû-i istimal edilmesi, yanında başka şeylerin de servis edilmesi.

Ne dersiniz, belki de gazetecilerin sevdiği, bomba haber ifadesi de belki bu bilinçaltının meyvesidir? Bazen küçük bombalar patlatırlar, otobüsteki yolcular namaz molası istemiş gibi. Bazen karalama fırsatı buldukları büyük bombalar. Gazete demek, bir bakıma savaş demek.

3

09.09.2007, 15:56

Cevap için Allah razı olsun.
Gazete arşivlerine bakabileceğim yerler var mı acaba?
Mesela 1920li yıllarda ki gazeteleri nereden okuyabilirim?
Konuya dönecek olursak;
Öncelikle kabul etmeliyiz ki insanlar dedikoduyu seviyor.
Sansasyonu seviyor,kavga etmeyi seviyor.
Mesela benim gittiğim bir çay ocağı var.Oraya posta,sabah... gibi gazeteler alınıyor. Niye bunları alıyorsun diye soruyorum.
Müşteri bunları özellikle istiyormuş.
Mesela Zaman alınca kimse yüzüne bakmıyormuş.
Çünkü Zaman'da renk yok,boya yok,çıplak kadın yok.
Sıkıcı geliyormuş.
Ben ise insanların özellikel dindar insanların bu tür gazeteler okumasını ihanet olrak görüyorum.
Öyle bir ihanet ki adamlar ihanetinin farkında değil.
O sebeple bunları uyarmak gerekir.
Bu gazeteleri almamaları gerektiğini akli bir şekilde anlatmak gerekir.
Bu sebeple bu konuda geniş bir bilgiye ihtiyacım var.
Gerçekten bir yazı hazırlayıp,çoğaltıp dağıtmayı düşünüyorum.
Keşke birlikte yapabilsek...

4

09.09.2007, 16:22

Eğer hedef kitle dindarlar, en azından muhafazakarlar ise, onlara lağv ile vakit kaybetmemenin, o şaşalı hayatların aslında boş ve uçurum olduğunun anlatılması lâzım, yanısıra dînimize dil uzattıkları anlatılmalı ve o gazetelerin gerçek yüzü gösterilmeli. Çünkü bu duruma göre senin şikayet ettiğin ya lağv ve sefahat ile iştigal ya da o gazetelerin verdiği zararı görememe.

5

09.09.2007, 19:10

Sadece iddaa eki yüzünden Posta gazetesinin tirajının 100 bin arttığını biliyorum, ganyan ekinin de 30 binlik tirajda etkili olduğunu biliyorum. Gerisini siz düşünün... :roll:

6

09.09.2007, 19:42

En iyisi şöyle yapalım ben buraya bir yazı ekleyeyim sizde eksiğini fazlasını yazın.
Böylece test edilmiş bir yazı olsun.
Bne de onu dağıtayım...

8

09.09.2007, 21:04

hangi gazeteden bahsediliyor simdi? posta gazetesimi?
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

9

09.09.2007, 22:26

Medyanın Manevi Tahribatı

Yazı aşağıda tenkitlerinizi beklerim...




Medya adeta "toplum kontrol hapı" gibidir. Toplumun yönünü belirlemede en etkin araçtır.
Çünkü kitleyi etkiler. ınsanların gündemini tayin edebilir.
Örneğin bir gazetede manşet olan yalan haber artık bir çok insan için gerçektir. Ve artık o bir şekilde birilerinin gündemi olmuştur.
Medya öncelikle kitlesel bir silahtır.Bir TV kanalında yayınlanan gayr-i ıslami bir görüntü bir çok insanı günaha götürür.
Medya bu yönüyle parça tesirli kitlesel bir bombadır. Bu kitle içinde geleceğimizin inşası için yetiştirdiğimiz çocuklarımız da vardır.
Onlarda bu silahın menfi tesirlerinin etkisinde kalmıştırlar.Körpe dimağları ağır yaralar almıştır. Acilen tedavisi gereklidir.
Bu zehire daha fazla maruz kalması onu her geçen gün daha dünyevileşmiş bir varlık olmaya götürecektir. Buda o silahın asıl gayesidir.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın bu silaha maruz kalmalarından daha tehlikeli olan şey ise geleceğimizin teminatlarının karakterlerini inşa eden "gelecek mimarları" annelerimizin bu silahtan nasiplerini almalarıdır. Tv'lerde kadına yönelik saldırılar bitmiyor.
Bir çok keskin reytingci pusuda.Hedef ise toplumda en stratejik coğrafi konumu olan kişi: Anne.
Anne toplumun Çanakkale'sidir ve geçilmemeli. Anne geçilirse aile düşer,sonra da toplum. Derken artık ortada o toplum yoktur.
Toplum, gazeteli ve TV'li güçlerin saldırıları sonucu yenilmiştir. Toplumun yenilmesinin alameti ise kültürel olarak başkalaşmasıdır.
Artık ortada başka bir toplum vardır. ılk toplum yenilmiştir.Ve kültürü işgal edilip yerine galiplerin kültürü getirilmiştir.
Bu kültür medyanın oluşturdurğu bir kültürdür. Toplum reytinge açık haldedir.Toplum daha çok magazin istemektedir.
Artık dünyevileşmiştir ve tüketmek istemektedir. Ne tüketilir:Madde,cinsellik,eğlence,zevk...
Artık manevi duygular maziye ait hikayelerdir ve ünlü şarkıcı Berfin'in selülitleri daha önemlidir.
Zaten hala kiminle flört ettiği muammadır ve bu toplumu aşırı meraka itmektedir. Bu sorun derhal çözülmelidir.
Size ütopya gibi gelsede günümüzde dahi gündemleri magazin olan bir çok insan vardır ve maalesef bu insanlar içinde kadınların oranı daha fazladır. Peki televizyonun kaç yıllık mazisi var? Televizyon kısa dönemde büyük bir etki yapmıştır ve etkisi kitleseldir.
Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde televizyonun ve gazetenin yıkıcı etkilerinden korunmak zaruret haline gelmiştir.
Bu manevi tahribat nasıl engellenmeli?
Öncelikle şu tespiti yapmalıyız:" Tüm TV kanalları,gazeteler ve dergiler yıkıcı etki yapmaz."
Bu sebeple öncelikle okuduğumuz gazeteyi ,izlediğimiz Tv kanalını isabetli seçmeliyiz. Çerçeveyi daha da daraltacak olursak izlediğimiz kanalı değil de izlediğimiz programı doğru tercih etme meselesi gündemimize gelir - ki en isabetli olanda budur - .
Bu tür tedbirlerle zararı en aza indirmeye çalışabiliriz. Ama asla yeterli olmayacaktır. Çünkü cehennemin çevresi nefse hoş gelen şeylerle çevrilidir ve siz her ne kadar müsbet programları takip etsenizde etrafınızda ki bir çok kişi heva ve hevesine uygun yönde şeyler izleyecektir. ınsan toplumsal bir varlık olduğundan bu tür izlemeler çevrenizde ki insanlar vasıtasıyla size de ulaşacaktır.
Yani bu kötülüğe siz hala maruz kalmaya devam edeceksiniz. Ama en azından zararı aza indirmiştiriz. Zararı daha da azaltmanın ikinci yolu ise çevrenizi müsbet yönde yapıcı bir dil ve yöntemle uyarmak olacaktır.
Bugün basın,yayın organları hayatlarımıza savaş açmış durumdalar. Hayatlarımıza savaş açmalrında ki amaç hayatlarımıza son vermek değil ebediyetimize zeval vermektir. Biz onların gündemleriyle boğulurken sadece bu dünyada zaman kaybetmekle kalmayıp ahirette de zarara uğrayabiliriz. Bu sebeple islam ile uyuşmayan yayınlar yapan Tv,gazete,dergi gibi kitlesel iletişim araçları ilk etapta kişisel olarak protesto edilmeli.Alınmamalı. Alan arkadaşlarımızı,bu tür yayınları izleyen ve okuyan arkadaşlarımızı en güzel şekilde ,inatlaşmadan,damara dokunmadan uyarmalı.Ailemizden başlamak suretiyle yakınlarımızı bu konularda bilinçlendirmeye gayret etmeliyiz.Aksi taktirde haksızlığa göz yummuş sayılabiliriz.Haksızlığa göz yumarak bu haksızlığın ortağı olmuş oluruz

10

10.09.2007, 20:47

Kardeşim, daha kısa ve öz birşey hazırlarsak daha iyi olur. O yüzden şöyle bir metod takip edelim.

ılk olarak hedef kitle belirleyelim.

Sonra amaçladığımız şeyleri seçelim.

Sonra da neden bunlardan uzak durmamız gerektiğini ve hikmetlerini arayalım.

Ayet ve hadislerin ve hikmetli sözlerin, ilgili olanlarını bulalım.

Bunları sırayla yapar, ona göre hazırlarsak daha etkili olur.

11

11.09.2007, 17:52

Tamam kardeşim.
Hedefimiz sokakta ki insanlar.
Eşinin başı kapalı olan,
haftada bir cuma namazına giden,bildiğimiz standart Müslüman.

Mesajlar: 173

Meslek: Sosyolog

Hobiler: Siyaset-Haber-Çevre

  • Özel mesaj gönder

12

30.09.2007, 21:15

Alıntı sahibi ""dervisan""

Cevap için Allah razı olsun.
Gazete arşivlerine bakabileceğim yerler var mı acaba?
Mesela 1920li yıllarda ki gazeteleri nereden okuyabilirim?
Konuya dönecek olursak;
Öncelikle kabul etmeliyiz ki insanlar dedikoduyu seviyor.
Sansasyonu seviyor,kavga etmeyi seviyor.
Mesela benim gittiğim bir çay ocağı var.Oraya posta,sabah... gibi gazeteler alınıyor. Niye bunları alıyorsun diye soruyorum.
Müşteri bunları özellikle istiyormuş.
Mesela Zaman alınca kimse yüzüne bakmıyormuş.
Çünkü Zaman'da renk yok,boya yok,çıplak kadın yok.
Sıkıcı geliyormuş.
Ben ise insanların özellikel dindar insanların bu tür gazeteler okumasını ihanet olrak görüyorum.
Öyle bir ihanet ki adamlar ihanetinin farkında değil.
O sebeple bunları uyarmak gerekir.
Bu gazeteleri almamaları gerektiğini akli bir şekilde anlatmak gerekir.
Bu sebeple bu konuda geniş bir bilgiye ihtiyacım var.
Gerçekten bir yazı hazırlayıp,çoğaltıp dağıtmayı düşünüyorum.
Keşke birlikte yapabilsek...

atonun sitesinde böyle bir link yapmışlar..eski gazete manşetleri..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir