Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

18.12.2006, 02:34

Yeni Asya´dan size...

28 şubat hukuku

‘Postmodern’ bir darbe olduğu bizzat o günün ‘kudretli generalleri’ tarafından ifade edilen 28 şubat süreci, hak ve özgürlüklerin üstüne örtülen kalın bir örtü ve sayıları milyonları bulan mağdurları ile hatırlanacak. Bu süreçte de hak bildiğimizi korkusuzca söylediğimiz ve yasakçılara karşı cesurca tavır aldığımız için mağdurlar safının ön sıralarında yer aldık.

Yeni Asya 37 yıllık yayın hayatının en zorlu ve sıkıntılı dönemlerinden birini 12 Eylül sonrasında yaşamıştı. ıhtilâlin hemen akabinde kapatılmış, isim değiştirerek yoluna devam etmişti.

O yılların ‘gözde’ ceza maddesi 163 idi. Yeni Asya’nın temsil ettiği fikir ve inanç ekolü uzun yıllar TCK’nın 163. maddesine hedef oldu. Bediüzzaman Hazretleri ve Nur talebeleri defalarca bu maddeden yargılandı. Açılan dâvâların çoğu da—ihtilâller ve ara dönemlerdeki hukuk dışı bazı kararlar hariç—beraatle sonuçlandı. Uzun yıllar verilen hukuk ve fikir mücadelesinden sonra 1990’da 163. madde kaldırıldı. Ne var ki ferahlama dönemi kısa sürdü. Baskıcı zihniyet 312. maddeyi keşfetti ve 163’ü aratmayan sertlikte kullanmaya başladı. Bu uygulamalar bilhassa 28 şubat döneminde inanılmaz boyutlara ulaştı.

Yeni Asya hakkında 1998 sonunda DGM’den gelen ilk toplatma kararı, açtığımız “Başörtüsü yasağı kalksın” kampanyasına gönderilen bir okuyucu mektubu gerekçe gösterilerek alınmıştı. Bunları takip eden toplatmalar ve açılan dâvâlar da genellikle başörtüsü yasağını eleştiren yazılar sebebiyle gerçekleşti. Hep, yasağı eleştirdiğimiz için “din farklılığı gözeterek” halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlandık. Kısacası, yasaklara karşı çıktığımız için 312’lik olduk.

Başörtüsü konusundaki yayınlarımızla birlikte, Gölcük merkezli Marmara depremi için yaptığımız ‘ılâhî ikaz’ yorumları da 312. madde kapsamında değerlendirildi.

Yazıişleri Müdürümüz Mustafa Döküler’le birlikte on beş yazarımıza birden açılan dâvâ tam bir sindirme operasyonu şeklinde gelişti. Bu dâvâların soruşturması devam ederken gerçekleşen Kocatepe Mevlidi esnasında gazetecilerin sorularını cevaplandıran gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular’ın 28 şubatçıların uygulamalarını eleştirdiği sözleri de ayrı bir 312 dâvâsının konusu yapıldı.

Kutlular’ın mahkûm olmasında ve 276 gün hapis yatmasında ‘Deprem ılâhî ikazdır’ sözü kadar başörtüsü yasağına getirdiği eleştiriler de önemli bir yer tutmuştu. Bu dâvâ ve o sözler dönemin sembol dâvâlarından biri olarak hafızalardaki yerini aldı.

Aynı dönemin öne çıkan maddelerinden biri de 159 idi. Devleti ve devletçe kutsal sayılan kurumları alenen tahkir ve tezyif olarak bilinen bu madde de aleyhimizde sık sık işletildi. Numarası değiştirilerek 301 yapılan ve hâlâ tartışılmaya devam eden bu madde AB yolunda da elimizi zayıflatıyor.

ıç ve dış baskılar sonucu değişen düzenlemelerle birlikte; kimi mahkûmiyetlerle, kimi yeniden yargılamalarla devam eden bu süreçte gazete kapatmalar ve ekonomik yıldırma amaçlı tazminat dâvâlarına da maruz kaldık, kalıyoruz.

Son örnek, Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz hakkında, emekli bir generalle ilgili olarak, eleştiri dahi ihtiva etmeyen, sadece paşanın görevdeyken yaptıklarını özetleyen bir yazısı sebebiyle tazminat ödemeye mahkûm edilmesi ve bu kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesince de onanması. Bunun, söz konusu karar bizatihî aynı dairenin başka dâvâlardaki kararlarıyla karşılaştırıldığında bile tarafsız adalet ilkesi adına kabulü ve savunulması imkânsız çelişkilerle dolu bir çifte standart tablosu ortaya koyduğunu, hafta boyunca sürdürdüğümüz yayınlarla dikkatlere sunmaya çalıştık.

Konuyla ilgili haber Vakit, Zaman ve Cumhuriyet gazetelerinde de yayınlandı. Özellikle Vakit gazetesine, gösterdiği duyarlılık için teşekkür ediyoruz. Ayrıca, olayı öğrenir öğrenmez destek mesajı yayınlayan Özgür-Der’e de teşekkürlerimizi bildiriyoruz.

Hepinize hayırlı haftalar.

18.12.2006
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

2

27.12.2006, 16:30

Okuyucu desteği

28 şubat hukukunun uzantısı bir anlayışla, gazetemiz genel yayın müdürü Kâzım Güleçyüz’ün emekli bir orgeneral hakkında yazdığı yazı dolayısıyla tazminata mahkûm edilmesi geniş kesimlerce yadırgandı. Bir çifte standart örneği olarak tarihe geçecek olan Yargıtay’ın bu kararını okuyucularımız da taraflı bularak tepki gösterdiler.

ızlediği tavizsiz yayın çizgisi ile, hak bildiği dâvâda gerçekleri dile getirmekten çekinmeyen gazetemize destek veren okuyucularımız, bir kez daha sahibiyet şuurunu gösterdiler. Bize güç ve onur veren bu maddî-manevî destek için herkese teşekkür ediyor, duygularımıza tercüman olan bir mektubu sizlerle paylaşmak istiyoruz.

“Merhaba Kâzım Ağabey,

Hakkınızda açılıp Yargıtay’ca—maalesef—tasdik gören dâvânızla (aslında ben buna dâvâmızla demek istiyorum) ilgili olarak bir süredir mesaj yazmak istiyordum, ancak bu güne nasipmiş sanırım. Size bu hususta, gazetemizde yazılanlar dışında diyebileceğim bir şey yok. Herkes görevini yapıyor, kaderin verdiği rolü oynuyor. Bizlere de müsbet hareket ve hukuk içerisinde mücadele düşüyor. Zaten bu yapılmaya çalışılıyor. Sizin hakkınızda (hakkımızda) verilen bu karar aslında daha öncesinden 15 civarında açılan dâvâlar sebebiyle yıldırma ve hatta “bitirme” harekâtının bir uzantısı hükmünde. Yazılarınızda geniş olarak bahsettiğiniz üzere niyet belli zaten. Aslında bunun ifade ettikleri gibi olmadığını kendileri de, cümle âlem de biliyor.

Tashih-i karar aşamasında da müsbet bir sonuç çıkmaması halinde, AıHM’e gidileceğini dâvâ vekiliniz Turgut Bey açıklamıştı. Cenâb-ı Hak bu dâvâyı da hayırlara vesile etsin.

Bize tuzak kurmaya, yok etmeye çalışanlar hakkındaki “Hayrü’l-Makirin” olan Cenâb-ı Hakkın hikmetini bilmiyoruz. Ancak şunu biliyoruz ki, “El-hakku ya’lu ve la yu’la aleyh.” Hak her zaman ve sonuçta üstün olacaktır. Bizlere düşen, kaderin bu hissesini ve cilvesini bilerek sabırla tekabül ve tevekküldür. ınşallah bunu en a’zam mertebede yapabilenlerden oluruz. Daha önceki fırtınalarda da Cenâb-ı Hakkın yardımıyla ufak tefek sıyrık ve yara-bere ile atlattığımız gibi, bu meselenin de hayırlı bir şekilde sonuçlanması hakkında Rahmet-i ılâhiye’den ümidimiz nihayetsizdir.

Hikmet-i Hüda olarak sanırım—çok şükür ki—devlet yardımı almayan ve kendi yağıyla kavrulan bir yayın grubu olarak böylesi maddî hususlarda sıkıntılar çektiğimizi başta zatınız olmak üzere, bu gönül ve yürek seferberliğini yürüten ağabeylerimizin malûmudur. Bizler de bunu zaman zaman hissediyoruz. Mevlâ elbette bir yerlerden sebep halk ederek hazine-i gaybiyesinden gönderiyor. Bu dâvâda icra safhasında hüküm gereği olan miktar tediye edileceğinde biz de mütevazi bir katkıda bulunmak isteriz.

Cenâb-ı Hak hepimizin yâr ve yardımcısı olsun.” H. B.- Ankara Bu arada, destekleri için ASDER Genel Başkanı Adnan Tanrıverdi ve Mazlum-Der ıstanbul şubesi Başkanı Mustafa Ercan’la TV-5’e de teşekkür ederiz.

***


Umut Yavuz bayramda Irak’ta

Dış gezilerdeki hareketlilik sürüyor. Dış haberler birimimizin faal elemanlarından Umut Yavuz, 2003 yılından beridir ABD’nin önderliğindeki koalisyon güçlerinin işgali altında bulunan savaş bölgesi Irak’a gidecek.

ıHH ınsanî Yardım Vakfı’nın dâvetlisi olarak bölgeye gidecek ve Kurban Bayramını orada geçirecek olan arkadaşımız, özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiren Musul, Kerkük ve Erbil bölgelerinde gazetemiz adına bulunacak. Oluk oluk kanın aktığı, işgalin iç savaşa dönüşme sinyali verdiği bu talihsiz coğrafyada yaşayan Müslümanlara yardım elini uzatan vakfın çalışmalarını yerinde görecek olan Yavuz, gezi dönüşü izlenimlerini bizlerle paylaşacak.

***


Nokta’ya tebrikler

Bediüzzaman Said Nursî’yi konu alan geçen haftaki sayısında gösterdiği hakperest yaklaşımı dolayısıyla Nokta dergisini kutluyoruz. Alper Görmüş yönetiminde yeniden yayın hayatına atılan Nokta son sayısında, Bediüzzaman Said Nursî ile Nazım Hikmet’in Ermeni meselesindeki görüşlerini kapağına taşıdı. Said Nursî’nin Münâzarât adlı eserindeki ifadelerinden yola çıkılarak yapılan çalışmada ana tema olarak, “Ona kulak verilseydi Ermeni meselesi olmazdı” denildi. Nokta’ya, yeni yayın hayatında başarılar dilerken, ilk sekiz sayısında öne çıkardığı demokrat çizgisini sürdürmesini diliyoruz.

Hepinize hayırlı haftalar.

25.12.2006
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

3

08.01.2007, 12:03

Zorlu yolda hizmete devam eden gazetemizin, en içten dualarımızla arkasındayız.Allah hizmetimizi makbul kılsın.
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

4

08.01.2007, 19:42

Amin amin amin..
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

5

09.01.2007, 03:05

Bayram ve Uhuvvet

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin yüklediği misyonla, ‘kalbleri ittihat ettiren’ zaman dilimlerinden birini daha idrak ediyoruz. Bediüzzaman bunu “Nebî Aleyhisselâm, ubudiyet cihetiyle muvahhidînin kalblerini iyd (bayram) ve Cuma ve cemaat namazlarında ittihad ettiriyor ve dillerini bir kelimede cem ediyor. Öyle bir sûrette ki, şu insan, Mâbûd-u Ezelînin azamet-i hitabına, hadsiz kalblerden ve dillerden çıkan sesler, duâlar, zikirlerle mukabele ediyor” şeklinde özetliyor. Kurban Bayramının da bu mânâları bize yaşatması ve bugün girdiğimiz yeni yılla birlikte, insanlığın çok ihtiyacı olan huzur, barış ve kardeşliğe vesile olmasını diliyoruz.

***

Uhuvvet Risâlesi de seslendirildi

Kalblerin buluştuğu, paylaşma duygularının zirveye çıktığı bayram günleri öncesinde, hoş bir tevafuk olarak Uhuvvet Risâlesi de seslendirilerek, dinleyicilerin hizmetine sunuldu.

Yeni Asya Prodüksiyon’un sesli Risâle cd-kaset çalışmalarından olan Uhuvvet Risâlesi M. Ali Erdem Özkan tarafından seslendirildi.

Uhuvvet Risâlesi, Bediüzzaman Hazretlerinin sağlığında bizzat kendisi tarafından Risâle-i Nur Külliyatı içerisindeki bazı bölümlerin bir araya getirilmesiyle tanzim edilen bir eser olup, ismini, ‘kardeşlik’ anlamındaki ‘uhuvvet’ kelimesinden alır.

Eserde, başlıca şu konular üzerinde durulur:

* Mü’minler arasında kin ve düşmanlık duygularının, hakikat, hikmet, insaniyet ve ıslâmiyet açısından, ferd ve toplum hayatının düzeni bakımından büyük bir zarara yol açtığı.

* Mü’minde hırs duygusunun, düşmanlık kadar çirkin ve zararlı olduğu.

* ıslâmın zekâtı emredip, faizi yasaklamasında, fert ve toplum hayatına bakan hikmetler.

* Gıybet etmenin, çirkin bir fiil olduğu.

* Cenâb-ı Hakkın kerem, rahmet ve adaletiyle, dünyada yapılan iyiliklerin içerisine peşinen mükâfat ve lezzet; kötülüklerin içerisine ise peşinen ceza ve azap koyduğu.

* şeytanın, toplum hayatını ifsat eden bir desisesi.

* Sevgiye en lâyık sıfatın sevgi, düşmanlığa en lâyık sıfatın da düşmanlık duygusunun kendisi olduğu.

* ıhlâs ve tesanüdü muhafazaya yönelik bazı önemli uhuvvet prensipleri.

Yeni Asya Prodüksiyon tarafından daha önce de ıhlâs, Ramazan-ıktisat-şükür ve Hastalar Risâleleri ile Küçük Sözler seslendirilerek piyasaya sunulmuştu.

***

Kopyalama ve kul hakkı

Yeri gelmişken, sesli risâlelerin neşri ile birlikte karşımıza çıkan ve bir kul hakkı ihlâli sayılabilecek kaset ve cd kopyalamaları ile ilgili bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Bu konuda gazetemiz Fıkıh Günlüğü yazarı Süleyman Kösmene’nin değerlendirmeleri şöyle:

“Günümüzde telif hakları olarak karşımıza çıkan ve alın teri, emek ve değer harcayan kişi ve kuruma hukukî öncelik veren her türlü eseri sahibinden izinsiz çoğaltmak ve kopyalamak, sahibini hukuk nezdinde de, Allah nezdinde de alacaklı konuma getirecektir.

Nitekim hak her şeyden, her hileden, her sektörden ve her kuvvetten üstündür. Böyle olunca, hukukî sahibinin izni olmadan her hangi bir ürünü ve eseri kopyalamak ve ondan menfaat elde etmek helâl değildir.

“Kopyalayarak çoğaltmaya hak sahipleri izin vermiyorlarsa, kopyalama meşrû bir işlem sayılmaz. Bunun ticareti yapılmamalı, dinlemek amacıyla da olsa—mümkünse—çoğaltılmamalı; orijinali tercih edilmelidir.

“Eğer üründe izin alınmadan çoğaltılabileceği müsaadesinin hak sahiplerince verildiğine dair bir beyan varsa, buna itibar edilebilir. Aksi halde kul hakkını mucip olur.

“Eser sahibi eğer eserinin kopyalanmasını, izinsiz çoğaltılmasını ve korsan dağıtımını istemiyor ve bunu eserinde açık ifadelerle beyan ediyorsa, bu eserin kopyalanması ve izinsiz çoğaltılması kul hakkına girer. Hizmet öncelikli olarak sesli ve görüntülü olarak neşredilen Kur’ân-ı Kerîm eserlerini, tefsirlerini ve dînî eserleri kopyalamak da aynı ölçülerle ele alınmalıdır. Eser sahibi emek vermiş ve bir hizmet ortaya koymuş ise, bunun bir bedeli ve maddî bir külfeti elbette olacaktır. Bilâkis hakperestliğin gereği, bu külfetin paylaşılması olmalıdır.”

Kurban Bayramınızı ve yeni yılınızı tebrik ediyor, hayırlar getirmesini diliyoruz.

01.01.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

6

09.01.2007, 03:07

Yeni hediyemiz: Rüya Ansiklopedisi

Yola çıkış şiarı “Vatan sathını bir mektep yapmak” olan Yeni Asya’nın kültür hizmeti yeni yılda da hız kesmeden sürüyor. Birbirinden değerli ve orijinal eserlerin hediye edildiği kampanyamızın son halkası Rüya Ansiklopedisi.

Eserin “rüya yorumları”nın yer aldığı kısımdan önceki, giriş bölümünde rüya ve bağlantılı konularla ilgili genel bilgiler verilerek, ruh ile rüya arasındaki ilişki açıklanmakta. Bu bağlamda ruhun mahiyetine değinilmekte; insan ve mahiyeti, uyku, rüya ve rüya yorumu gibi diğer başlıklar Risâle-i Nur perspektifiyle yorumlanmaktadır.

Ayrıca Bediüzzaman’la birlikte, bazı ünlü kişilere ait rüya ve yorumlarına, pek çok buluşun rüyalar yolu ile keşfedildiği gerçeğine örnek teşkil eden olaylara da, bu kitapta yer veriliyor.

Risâle-i Nur’a dayanılarak yapılan açıklamalar, Rüya Ansiklopedisine farklı bir muhteva kazandırmakta.

Yorum kısmından hemen önce yer alan, kitaptan nasıl yararlanılması gerektiğine dair kısa hatırlatmaların yer aldığı özet bilgiler, bu çalışmanın diğer bir farklı yönünü oluşturuyor.

Rüyanın fıtrî bir ihtiyaç, yoruma değen rüyaların ise Peygamber Efendimizin tabiriyle rüya-ı sadıka olduğu gerçeğinden hareketle hazırlanan eserin kupon neşrine 1 şubat’ta başlanacak.

Bu fırsatı kaçırmamanızı tavsiye ediyor ve kampanyalarımızdan dostlarınızı da haberdar etmenizi diliyoruz.

***

Barla Lâhikası yayınlandı

Renkli, büyük boy Barla Lâhikası da yeni tarzıyla yayınlandı.

Risâle-i Nur Külliyatından olan Barla Lâhikası isimli eserde, Risâle-i Nur’un Barla’da telif edildiği günlerden Eskişehir Hapsine kadar geçen süre içinde Nur talebelerinin Üstadlarına yazdıkları mektuplar ve Bediüzzaman’ın onlara gönderdiği bazı cevaplar yer alır.

Barla ve diğer lâhika mektupları, Risâle-i Nur’un ilk telif yıllarından itibaren devam edegelmiştir. Bediüzzaman’ın te’lif ettiği Nur Risâleleriyle, yazarak ve okuyarak iştigal eden Nur talebeleri, okudukları hakikatler karşısındaki samîmî duygu ve düşüncelerini, Bediüzzaman’a yazdıkları bu mektuplar vasıtasıyla dile getirmişlerdir. Bediüzzaman da, onların bu samimi duygu ve düşüncelerini cevapsız bırakmamış, bazen bir taltif, bazen bir teşvik ve yönlendirme, bazen de sordukları sorulara cevap mahiyetinde mektuplar neşretmiştir. Lâhika mektuplarında hizmet esasları anlatılmakta, siyasî ve içtimaî ölçüler verilmektedir.

ışte bu mektuplardır ki Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikalarını meydana getirmiştir.

Lâhika mektuplarına neden ihtiyaç duyulduğu, bizzat Bediüzzaman’ın hizmetkârları tarafından Barla Lâhikası’nın takdiminde şöyle ifade edilir:

“Risâle-i Nur’un te’lifi, zuhuru ve neşriyle beraber hizmet-i Nuriyenin ve ders-i Kur’âniyenin tâliminde ve ifasında ve meslek-i Nuriyenin taallümünde ve uzun bir zamandaki hizmetin devamında vâki olacak binler ahval ve hücuma mâruz talebelerin cereyanlar karşısında sebat, metanet ve ihlâsla hareketlerinde onlara yol gösterecek, hizmet-i Kur’âniyenin inkişafında suhulete medar olacak ikaz ve ihtarlara elbette ihtiyaç zarurîdir, kat’îdir, bedihîdir.”

Demek oluyor ki, lâhika mektupları, iman ve Kur’ân hizmetleri yerine getirilirken, her zaman için karşılaşılması muhtemel olan sıkıntılar karşısında, Nur talebelerinin sebat, metanet ve ihlâslarını muhafaza ederek onlara yol gösteren ‘ikaz ve ihtarlar manzumesi’dir de.

Bu mektupların bir diğer özelliği ise, her zaman için başvurulabilecek birer rehber olmalarıdır. Bu husus, ‘daima müracaat olunacak hikmetleri ve düsturları muhtevidir’ şeklinde ifade edilmiştir.

Evet, “değişen dünya hadiseleri, geniş ve küllî meseleler ve şartlar altında isabetli hizmet-i Kur’âniyenin esaslarını ders veren” (Barla Lâhikası, s. 29) lâhika mektuplarına, Kur’ân hizmetkârlarının çokça ihtiyacı var.

745 sayfadan oluşan ve metne ait lügatçelerin aynı sayfada yer aldığı Barla Lahikasının yeni tanziminde indeks, dipnotlar, âyet ve hadis mealleri ve kronolojik bilgiler de yer alıyor.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

08.01.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

7

09.01.2007, 11:36

Rüya Ansiklobedisi iyi oldu. Güvenilir bir kaynağım yoktu. Hep para kaygısı ile yazılmış kitaplardan yararlanmak zorunda kalmıştım.

Bu vesile ile gördüğüm çok ilginç rüyayı yazmak istiyorum. Belki bir yardımcı olan olur.

Ben mi yoksa bir tanıdık mı hatırlamıyorum, bir otel açmış. açılışadan bütün peygamberler geldi. Ben onları odalarına mı yerleştiriyordum yoksa ziyaret mi ediyordum hatırlamıyorum. Sırayla hepsini ziyaret ettim.En son Hz. ıshak ile görüşecektim oğlum ağlayarak uyandırdı.

Bir gün sonra. Yine bütün peygamberler beni ziyarete geliyorlar ve bana ders verecekler. Hapsi sırayla bana ders veriyorlar. En sona Hz. ıshak bana ders veriyordu oğlum yine uyandırdı.

Bu iki acayip rüyanın tevilini yaptıramadım. Belki forumdan biri çıkar.

Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

8

09.01.2007, 11:57

Cevat abi inşaAllah bir hocama danışacağım.Bahusus soracağım.

Selametle

Rabbim hayır eylesin
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

9

04.02.2007, 19:18

ışaratü’l-ı’câz: Örnek bir tefsir

Risâle-i Nur Külliyatının yeni tanzimle hazırlanan 14. ve son kitabı olan ışaratü’l-ı’câz da yayınlandı.

ışaratü’l-ı’câz, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin 1. Dünya Savaşında cephede Arapça olarak telif ettiği, Kur’ân’ın kırk mucizelik yönünden biri olan ‘nazm’ındaki mucizeliği ispat ve izah eden şaheser bir tefsirdir. Eser, daha sonra Bediüzzaman’ın kardeşi Abdülmecid Nursî tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiş ve Risâle-i Nur Külliyatı içerisinde yer almıştır.

Eserin yazılış maksadını, bizzat Bediüzzaman şöyle açıklar: “ışârâtü’l-ı’câz adlı eserden maksadımız, Kur’ân’ın nazmına, lâfzına ve ibaresine ait i’câz işaretlerini ve remizlerini beyan etmektir. Çünkü, i’câzın mühim bir vechi, nazmından tecellî eder ve en parlak i’câz Kur’ân’ın nazmındaki nakışlardan ibarettir.” (ışaratü’l-ı’câz, s. 17.)

Kur’ân’ın nazmından maksat, âyetlerinin, kelimelerinin, harflerinin dizilişindeki mucizeliktir. Bu anlamda meselâ Bediüzzaman Hazretleri, her bir âyetin, diğer âyetlerle olan münasebetlerini, ayrıca her bir âyetin kendi içinde cümlelerinin, kelimelerinin ve harflerinin dizilişindeki mucizeliği harika bir şekilde izah ve ispat etmiştir.

Eserde Fatiha Sûresi ve ardından Bakara Sûresinin ilk otuz iki âyetinin tefsiri yer almaktadır.

Bediüzzaman Hazretleri, 1. Dünya Savaşı hadiseleri ve sonuçları olmasaydı, eserin Allah’ın izni ve yardımı ile 60 cilde tamamlanacağını ifade etmiştir.

Müellif, bir mektubunda, bu eserin Risâle-i Nur’un fatihası, başlangıcı olduğuna dikkat çekmiştir. Nitekim Risâle-i Nur Külliyatının diğer eserleri, bir anlamda eserde yer alan son âyetin, yani Bakara Sûresinin 32. âyetinin tefsiri niteliğinde olmuştur.

Kur’ân’ın hakîkî tefsirinin nasıl yapılacağının şartlarını da izah ettiği eserinde Bediüzzaman Hazretleri, ışârâtü’l-ı’câz tefsirini, Risâle-i Nur Külliyatından diğer bazı eserlerle birlikte, ileride bahtiyar bir heyet tarafından yazılacak yüksek bir tefsire, örnek ve kaynak olarak sunmuştur. O bunu şöyle ifade etmiştir: “şu cüz-ü tefsir ve altmış altı adet, belki yüz otuz adet Sözler ve Mektubât risâleleriyle beraber me’haz olursa, ileride bahtiyar bir heyet öyle bir tefsir-i Kur’ânî yazsın, inşaallah.” (ışaratü’l-ı’caz, s. 9, Tenbih.)

***


Külliyat tamam

Risâle-i Nur’u yeni tanzimle yayınlama projesi tamamlandı. Yeni Asya Neşriyat, alt yapı hazırlığıyla birlikte üç sene süren bir çalışma sonunda hazırlanan; Sözler, Mektubat, Lem’alar, şuâlar, Asa-yı Musa, ıman-Küfür Muvazeneleri, Tarihçe-i Hayat, Mesnevî-i Nuriye, Kastamonu Lahikası, Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Muhakemat, Emirdağ Lâhikası, Barla Lahikası ve ışaratü’l-ı’câz’dan oluşan 14 kitaplık külliyatı renkli, büyük boy tarzıyla satışa sundu.

Metne ait lügatçenin aynı sayfalarda verildiği kitaplarda âyet ve hadis mealleri ile indeks, dipnot ve kronolojik bilgiler de yer alıyor. 12300’ü bulan sayfa sayısı, tarih cetveli ve renkli baskısıyla benzerlerine göre farklı özellikler taşıyan külliyat, lüks bir kutu içinde ve kampanya özel fiyatlarıyla okuyucularına ulaştırılacak.

Hikmet Neşriyat işbirliğiyle geçen hafta başlayan kampanyamızı, ileriki günlerde düzenlenecek diğer kampanyalar izleyecek.

***


Kampanya tanıtımları

Birbirinden değerli eserlerin hediye edildiği kültür kampanyamızın son halkasını teşkil eden Rüya Ansiklopedisi adlı eserin kupon neşrine 1 şubat’ta başlanacak. Eserin ‘tanıtım çalışmaları’nda kullanılacak örnek baskıları, el ilânları, kâğıt ve bez afişler ile radyo ve tv reklâm cd’leri talep eden büro ve temsilciliklerimize gönderilecek.

Kampanyamızın abone çalışmaları, ulusal ve mahallî radyo ve TV’lerde önümüzdeki günlerde yayınlanacak reklâmlar ile desteklenecek.

Gayret bizden, tevfik Allah’tan...

Hepinize hayırlı haftalar dileğiyle.

15.01.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

10

04.02.2007, 19:20

Aydınlar konuşuyor

Aydınlar Konuşuyor, Yeni Asya’nın 70’li yılların sonunda yayın dünyasına kazandırdığı bir eserin adı idi. O günün yaşayan aydınlarının Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur Külliyatına ilişkin değerlendirmelerinin yer aldığı eser, yayınlandığında büyük akisler uyandırmıştı. Samimî kanaatlerini belirtip ilmin haysiyetini koruyanlar yanında, görüşleri sorulduğunda konuşmaktan çekinenler de, doğru zannettiği yanlışları tekrarlamaktan bıkmayanlar da olmuştu.

Aradan yıllar geçti, aydınlar yine konuştu. Giderek artan bir sayıda gazeteci, yazar, ilim adamı ve akademisyen Risale-i Nur’un çağın insanının ihtiyaçlarına cevap verecek yegâne eserler olduğunu dile getirdi. Bunlara dünyanın dört bir yanından ilim adamları dahil oldular.

ıhtilâller, ara dönemler, süreçler, baskı ortamları gerçek aydınları yıldırmadı, onlar hep konuştular. Türkiye’de Prof. Dr. şerif Mardin’le birlikte önemli bir aşama kaydeden peşin hükümden uzak görüş belirtme misyonu, geçtiğimiz hafta gazetemiz sayfalarına misafir olan Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün açıklamaları ile yeni bir mecra kazandı.

Arkadaşımız Hasan Hüseyin Kemal’in görüştüğü Görmüş, Risale-i Nur’da ciddî bir entelektüel emek ve değer olduğunu belirterek, solculara, ön yargılardan sıyrılarak bu eserleri okuma çağrısı yaptı. Said Nursî’nin yazdıklarını okumadan, ona karşı çıkanların yanlış bir davranış sergilediklerini belirten Görmüş, bu topraklardaki herkesin birarada, kardeşçe yaşamaları için Said Nursî’nin metinlerinin daha dikkatli okunmasının gerektiğini söyledi.

Münâzarât’ı okuduğunu ve bu eserde çok ciddî bir entelektüel birikim bulduğunu anlatan Görmüş, külliyatın tüm metninin kendi okuma planının bir parçasını oluşturduğunu da belirtti.

Daha önce, AB’ye verdiği destek için Yeni Asya’yı alkışlayan yazısı ile bu sütunlara misafir ettiğimiz Görmüş, kendi yönetiminde yeniden yayın hayatına atılan Nokta dergisinde Said Nursî’nin Ermeniler konusundaki görüşlerine yer vermişti. Görmüş ve Nokta dergisi “Onlar sözlerini söylemişlerdi” kapak konulu hakperest çalışma ile teşekkürü hak etmişlerdi.

Dileğimiz demokrat aydınların korkusuzca konuşması, hep doğrular ve gerçeklerden yana tavır almaları...

***

21 şubat hazırlıkları

Yaklaşık bir ay sonra, yayın hayatına atılışımızın 38. kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Her yıl olduğu gibi, şekil ve muhtevada belirli ölçüde yenilikler yapmak istiyoruz. Sizin de beklenti ve istekleriniz doğrultusunda ve imkânlarımız ölçüsünde yapmayı düşündüğümüz değişiklikler için gerek teknik ekip düzeyinde, gerekse sayfa sorumluları olarak çalışmalarımız sürüyor. 21 şubat’ta daha dolgun bir muhteva ve şekil itibarıyla daha göze hoş gelen bir sayfa düzeni ile karşınıza çıkmayı hedefliyoruz. Fikrî katkı ve dualarınızı bekliyoruz.

***

Abone ve Dağıtım’a takviye

ıstanbul abone ve dağıtımı yeniden yapılandırıldı. Bu maksatla, boş bulunan ıstanbul Temsilciliğine Fatih Aydın getirildi. Abone ve Dağıtım Birimine bağlı olarak görev yapacak olan Aydın, ıstanbul’daki gazete bayileri ve elden dağıtım çalışmalarının koordinasyonunu yürütecek. Okuyucularımız, gazetemizin istenilen bayilerde bulundurulması ve elden dağıtımda karşılaşılan problemlerle doğrudan muhatap olacak olan Fatih Aydın’a (0212) 655 88 60-220 ya da (0536) 561 13 15 numaralı telefonlardan ulaşarak taleplerini aktarabilecekler.

Öte yandan, bulunduğu bölgede satış ve pazarlama konusunda başarılı çalışmalara imza atan Kastamonu Yeni Asya Bürosu Temsilcimiz ve Karadeniz Bölge Bayimiz ıbrahim Vapur da ıstanbul Bölge Temsilcisi olarak bugün göreve başladı. Vapur ağırlıklı olarak, bölge çapında gazete abone çalışmaları yapacak.

Arkadaşlarımıza, aramıza hoş geldiniz diyor, yeni vazifelerinde başarılar diliyoruz.

***

Ve kampanya

Kültür kampanyamızın son halkasını teşkil eden Rüya Ansiklopedisi adlı eserin kupon neşrine 1 şubat’ta başlanacağını duyurmuştuk. Eserin ‘tanıtım çalışmaları’nda kullanılacak el ilânları, kâğıt ve bez afişler ile radyo ve tv reklam cd’leri talep eden büro ve temsilciliklerimize gönderildi. Örnek nüshalar da bugünden itibaren kargoya verilecek.

Kampanyamızın abone çalışmalarına, ulusal ve mahallî radyo ve TV’lerde yayınına başlanan reklamlar ile destek veriliyor.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz...

22.01.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

11

04.02.2007, 19:23

Kampanyada son hafta

Kesintisiz devam eden kültür hizmetimizin son halkası olan Rüya Ansiklopedisinin kupon neşri 1 şubat’ta başlayacak.

Bu değerli eserin giriş bölümünde rüya ve rüya ile irtibatlı hususlarda genel bilgiler verilerek, ruh ile rüya arasındaki ilişki açıklanmakta, ruhun mahiyetine değinilmekte; uyku, rüya ve rüya yorumu gibi diğer başlıklar Risâle-i Nur ölçüleriyle yorumlanmaktadır.

Ayrıca Bediüzzaman’la birlikte, bazı ünlü kişilere ait rüya ve yorumlarına, pek çok buluşun rüyalar yolu ile keşfedildiği gerçeğine örnek teşkil eden olaylar da bu kitapta yer alıyor.

Eserin ‘tanıtım çalışmaları’nda kullanılacak örnek baskıları, el ilânları, kâğıt ve bez afişler ile radyo ve tv reklâm cd’leri talep eden büro ve temsilciliklerimize gönderildi.

Temsilcilerimizin şu günlerde hız kazanan ‘saha çalışmaları’ bazı ulusal ve mahallî radyo ve TV’lerde yayınlanan reklâmlarla destekleniyor.

Bu fırsatı kaçırmamanızı diliyoruz.

***

Genelkurmay açıklaması

17 Ocak 2007 tarihli sayısında, Genelkurmay’ın açıkladığı Menemen belgeleriyle ilgili haberi yayınlayan Milliyet gazetesi, haber için yaptığı “Genelkurmay neden açıkladı?” başlıklı analizde şu ifadelere yer verdi:

“Zaman gazetesi, Kubilay’ın katledilmesinin 76. yıldönümünden 1 gün sonra, 24 Aralık 2006’da manşetini ve birinci sayfasının önemli bir bölümünü, olayın faillerinin ‘bir avuç esrarkeş olduğu’ iddiasına ayırması Genelkurmay Karargâhı’nda not edilmişti. Gazetenin manşetine ‘Zaman, tarihi sırrın belgesini yayımlıyor - Devletin arşivine göre Kubilay’ın katilleri esrarkeş’ başlığıyla yansıyan iddialar, 25 Aralık’ta daha çok Nur cemaati üyelerince takip edilen Yeni Asya’da, 26 Aralık’ta Yeni şafak’ta, 1 Ocak 2007’de Zaman grubuna bağlı haftalık Aksiyon dergisinde de yer bulmuştu. Kulislerde konuşulan duyumlara göre, Genelkurmay, ‘esrarkeşlerin değil Nakşibendi tarikatı mensuplarının işlediği bir cinayete işaret eden’ Menemen belgelerini bu yayınlar üzerine paylaşmaya karar vermişti.”

Okuyucularımız, Zaman’ın söz konusu haberinin, ertesi gün Medya-Politik sayfamızda iktibas edildiğini hatırlayacaklardır.

Milliyet’in haberi, bu sayfamızın dahi ne kadar dikkatle izlendiğini ve duruma göre Genelkurmay gibi çok önemli bir devlet kurumuna açıklama yaptıracak kadar bu sayfaya önem atfedildiğini belgeliyor.

Tamamlama notu: Genelkurmay’ın açıkladığı belgelerde açık kalan hususların işlendiği bir haber daha, yine Zaman’dan iktibasla aynı sayfada yayınlanmıştı. Bunun için henüz bir açıklama yapılmış değil.

***

Vikipedi’de Yeni Asya

Vikipedi, internette dünya çapında yayın yapan bir ansiklopedi. Ansiklopedinin Türkiye versiyonunda gazetemize de yer verilmekte, darbelere karşı oluşumuz, dik duruşumuz, demokrat tavrımız, ahlâkî değerleri önemseyen yayın politikamız öne çıkarılmaktadır:

ışte Vikipedi’de yer alan bilgilerle Yeni Asya maddesi:

“Yeni Asya Türkiye’de yayınlanan günlük ulusal bir siyasî gazetedir.

“21 şubat 1970 tarihinde yayınlanmaya başladı. Logosunda ‘Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır’ yazar. ıslâm dâvâsı ve tebliğ gazeteciliği ilkesiyle, hadiseleri ıslâmiyet ışığında yorumlamak, ıslâmiyeti insaniyet gündemine taşımak üzere ve Nur Cemaati’nin bir kolu olarak mazlûm, çilekeş, mücahid, müfessir, müceddid ıslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursi’nin yolunu anlatmayı amaç edindi. Risâle-i Nur’ları tanıttı.

“Yazarları Kâzım Güleçyüz, Faruk Çakır, Ali Ferşadoğlu, şaban Döğen, Süleyman Kösmene, Davut şahin, Sami Cebeci, Mustafa Özcan’dır. Önceleri başyazılarını Hekimoğlu ısmail yazıyordu. Gazetenin ana sitesinden başka Yeni Asya International sitesi, Köprü dergisi, Yeni Asya Vakfı bulunmaktadır.

“Yeni Asya 50’li yıllarda halk içinde oluşan Halkçılar (CHP), Demokratlar (DP) ayrışmasında demokratları tutmuş, bugüne kadar DP, AP, DYP çizgisini ve Demirel’i desteklemiş, ehven-i şer demokrasisini savunmuştur.

“Gazetenin karakteri darbelere karşı oluşudur. Defalarca toplatılmış, kapatılmış, yazarları hapse atılmıştır. Mehmet Kutlular büyük depremi 28 şubatla ilişkilendirerek ılâhî ceza (ikaz olacak) demiş, iki yıl hapis yemiştir. Gazete 12 Eylül’e ve anayasasına karşı durmakla diğer cemaatlerden ayrılmıştır.(...)

“Yeni Asya’nın özelliği, ahlâkî yayındır. Sayfalarında çıplaklığa, küfre, şiddete yer vermez.”

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

29.01.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

12

04.02.2007, 19:24

ılkeli gazete

38. yılın arefesindeyiz. Yeni Asya, yayın hayatı boyuncu ilke edindiği tavizsiz istikrar çizgisini kısıtlı imkânlar ve zor şartlara rağmen sürdürmekte kararlı. Bediüzzaman’ın “En kati fazilet odur ki, düşmanları dahi o faziletin tasdikine şehadet etsin” ifadelerinde yerini bulan mânâdan hareketle, Yeni Asya demokrat tavrı, dik duruşu, tavizsiz çizgisi ve sivil oluşuyla sevenleri kadar, ona mesafeli duranlar tarafından da takdirle karşılanıyor.

Bu anlayışın örnekleri zaman zaman röportaj ve iktibaslarımıza yansıyor. ışte bazı medya mensubu ve aydınların görüşleri:

ALPER GÖRMÜş:

Benim için Yeni Asya gazetesi, solcular ve büyük medya da dahil olmak üzere hepsinden daha sivil. Sivil iddiasıyla çıkan Radikal gazetesi bile çok ilginç şeyler yapabiliyor.

Yeni Asya gazetesinin AB konusundaki tavrı ilgimi çekiyor. AB konusunda en az “ama” diyenlerden... Aktüel dergisinde çalışırken, okuyuculara, ‘şaşıracaksınız, ama AB konusunda en açık desteği veren gazete Yeni Asya’ demiştim. Bu yazımdan sonra çok sayıda “Allah Allah nasıl olur” diye birçok mesaj geldi. ınsanların kafasında farklı ve doğru olmayan bir imajı var. Yeni Asya gazetesi sivillik ve AB konusunda ilkeli bir tutum izliyor.

HÜSNÜ MAHALLı:

Kendi mantığı içinde, kendi siyasal ve sosyal anlayışı çerçevesinde kararlı bir şekilde yayın hayatına devam ettiğini düşünüyorum. Sınırlı imkânlarla gazetecilik yaptığını ve bunun karşısında taviz vermediğini biliyorum.

MEHMET ALTAN:

Demokratikleşme yolunda ısrarlı takibini sürdüren Yeni Asya gazetesinin bu süreçteki önemini vurgulamak isterim.

AHMET TAşGETıREN:

ıslâmî camiada önemli bir yeri olan Yeni Asya gazetesi 37 yıllık geçmişiyle de basın camiasında duyarlı bir geleneği temsil etmektedir. Türkiye’de demokrasinin zaafa uğradığı, nefes almanın zorlaştığı dönemlerde ciddî bedeller ödemiştir. Bunun yanında Risale-i Nur çizgisini de yansıtması bakımından önemli bir misyona sahip olduğunu düşünüyorum.

ERGUN BABAHAN:

Düzenli izlediğim bir gazete değil. Gazetelerin kendinden olmayan farklı kesimlerin uğradıkları haksızlıklara yer vermesini ve acılarını paylaşması gerekliliğini savunuyorum. Yaşadığımız Hrant Dink cinayeti sonrasında Yeni Asya’nın takındığı tavır sağduyulu olduğunu göstermiştir.

HÜSEYıN HATEMı:

Yeni Asya gazetesi ciddî, üç kâğıtçılıktan uzak, inançlarından taviz vermeyen bir gazetecilik örneği gösteriyor. Bu da Yeni Asya’yı pek çok gazetenin sahip olduğu maddî kazançtan, şöhretten uzak tutuyor. Gazetenin bazı görüşlerine katılmasam bile inanç ve ilkelerinden taviz vermemesi takdire şayandır. Burada Yeni Asya gazetesinde belli bir dönem yazarlık yaptığımı da belirtmek isterim.

MAHıR KAYNAK:

Dinî bir akımın temsilcisi olarak görüyorum. Türkiye’de ıslâmın doğru yorumlanması anlamında önemli katkılar sağladığını biliyorum. Din ilimleriyle fen ilimlerini birleştirmesi noktasında önemli bir geleneğe sahip olduğunu düşünüyorum.

KÜRşAT BUMıN:

(Yeni şafak’taki 24 Ocak tarihli yazısından) Önümde Yeni Asya’nın manşeti duruyor. Bu gazetenin adını özellikle anıyorum, çünkü kendisi “muhafazakârlığına” kimsenin dil uzatamayacağı, (...) “millî ve dinî” değerlere ciddî olarak sahip çıkan bir yayın. “301’i kaldırın tuzağı bozun” diyor gazete. Evet “tuzağı bozmak” lâzım. Ancak 301’in sadece şeklen kaldırılmasıyla değil; onu oluşturan zihniyetin bozulmasıyla tabiî ki...

***

Kızıltepe işadamlarıyla Suriye’de

Gazetemizin ekonomi editörü Ümit Kızıltepe, Anadolu Aslanları ışadamları Derneğinin (ASKON) 2-6 şubat 2007 tarihleri arasında düzenlediği Suriye iş gezisine katıldı. ışadamlarından oluşan heyet, gezinin ikinci günü Halep Konsolosluğunu ziyaret edip, Halep Sanayi ve Ticaret Odasında iş görüşmesinde bulundu. Yeni kurulan sanayi bölgesini de gezen heyet daha sonra, Halep Uluslararası Hazır Elbise, ıplik ve Kumaş Fuarına katıldı. Emeviye Camii başta olmak üzere Halep ve şam’daki tarihî yerler ve türbelerin de ziyaret edileceği gezi dönüşü, Kızıltepe izlenimlerini bizlerle paylaşacak.

***

Fırsat kaçmadı

1 şubat tarihinde kupon neşrine başladığımız Rüya Ansiklopedisi için fırsat kaçmadı. Kampanyadan geç haberi olan ya da herhangi bir sebeple gazetemize ulaşamayanlar, kupon yayını bitiminde yayınlanacak yedek kuponları biriktirerek bu orijinal esere sahip olabilecekler. Kültür hizmetimiz sürprizlerle devam edecek.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

05.02.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

13

12.02.2007, 02:41

ınsan hakları ve Yeni Asya

Yeni Asya’nın ayırd edici vasıflarından birisi de, Kur’ân’da ‘kul hakkı’ olarak yüceltilen insan hak ve hürriyetlerini savunmasıdır. Hak ihlâllerinin her türüne, her zaman ve vasatta karşı çıkan Yeni Asya, bu uğurda büyük bedeller ödemesine rağmen ‘Hakkın gür sesi’ olmakta ve ‘hakkı tutup kaldırmakta’ kararlıdır. Gazeteciliği hakkı ve haklıyı savunmak olarak anlayan Yeni Asya’yı yakından takip edenler, onun bu özelliğini takdire şayan bir çaba olarak alkışlamaktadırlar.

ışte bazı STK’ların gözüyle Yeni Asya:

Hülya şekerci:
ÖZGÜRDER Genel Başkanı

Yeni Asya gazetesinin yayın politikası düşünce ve inanç özgürlüğünden yana; vesayet rejimine, askerî darbelere ve resmî ideolojinin dogmalarına karşı bir çizgiyi ifade ediyor. Yayın süreci içinde genellikle eski TCK 163. ve 312. maddelerden, şimdilerde de 301’den yargılanan bir gazetenin ve gazete yazarlarının insan hakları ve hukukî sistemin normalleştirilmesi mücadelelerine ilgisiz kalması düşünülemez. Biz Yeni Asya’yı hep düşünce yasaklarının, keyfî yargılamanın, derin devlet dayatmalarının, başörtüsü ve ıslâmî eğitim yasaklarının karşısında, hakları ve özgürlükleri savunan bir yayın etkinliği içinde gördük.


Av. Fatma Benli
AKDER Başkan Yardımcısı

Günümüzün en revaçtaki kavramları olan insan hakları ve hukuk, sözde kalmaması, fiilî olarak da uygulanması gereken kavramlar. ınsan hakları ve hukuk ihlâllerinin önlenmesi ise, ancak dördüncü kuvvet niteliğindeki basının ve sivil toplum kuruluşlarının görevlerini lâyıkı ile yerine getirmesiyle mümkün olabilir. Yeni Asya gazetesi de, sahip olduğu iyi niyet ve azim sayesinde, hukuk devleti ilkesinin yerine getirilmesi yolunda önemli bir işlev görüyor.


Mustafa Ercan
Mazlumder ıstanbul şube Başkanı

Yeni Asya tüm gazeteler içerisinde yaptığı haberler ile insan haklarına saygılı bir tutum benimsediği gibi, onu, özellikle insan hakları örgütlerinin görüş ve faaliyetlerinin yayılmasında üstün bir gayret içerisinde görüyorum. Yeni Asya bu anlamda sorumlu ve tutarlı yayın çizgisiyle her türlü takdir ve teşekkürü hak ediyor.


Av. Hüsnü Tuna:
Hukukçular Derneği Başkanı

Yeni Asya, gerek insan hakları ihâllerine ilişkin haberleri kamuoyuna taşıyarak, gerekse insan hakları içerikli makalelerle insan hakları ihlâllerinin giderilmesine katkıda bulunan bir yayın organıdır. Ayrıca Türkiye’deki yasadışı yapılanmalar veya hukuku zedeleyen resmî uygulamalara karşı vermiş bulunduğu tepkiler de insan hakları ve hukukun üstünlüğü açısından takdire şayan davranışlardır.


Av. Kadir Akbaş:
Demokrat Hukukçular Derneği 2. Başkanı

Herkesin sustuğu, doğruların gizlenmek istendiği dönemlerde Yeni Asya gerçeği ortaya koymaktan kaçınmamıştır. Yayınlanmaya başladığı günden bu güne ülkemizde demokratik değerlerin içtenlikle benimsenmesi, demokrasinin kurumsallaşması, hiçbir şartta meşruiyetten ayrılmaması, hukuk devleti ilkesinden taviz verilmemesi konusunda ilkeli bir yayın politikası izlenmiştir.

Yeni Asya, özellikle din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde yaşanan insan hakları ihlâllerine karşı daha hassas davranmakla birlikte, son yıllarda hemen her alandaki insan hakları ihlâllerini, mağduru, muhatabı kim olursa olsun ilkeli bir şekilde gündeme getirmekte ve karşı durmaktadır.


Selâhattin Yazıcı:
TıYEMDER (Tüm ılâhiyat Fakülteleri ve Yüksek ıslâm Enstitüleri Mezunları Derneği) Başkanı

Yeni Asya; yaşayarak, hissederek ve de bedel ödeyerek insan hakları ve hukuk savunuculuğu yapıyor. Konjonktürün neresinde olduğuna bakmadan, rüzgârın en sert estiği ortamda cesurca bunu yapıyor. Bence hakkını veriyor. Bir mukayese gerekirse bir kısım medya, konjonktürün normalleşmesini ve rüzgârın dinmesini beklerken Yeni Asya “tatlı su balığı” olmak yerine her ne şartta olursa olsun “Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytan” olma, vebal ve inancını yaşıyor.

Ve, “En güzel ibadet padişaha karşı söylenen hak sözdür” prensibinden hiç taviz vermiyor.

***

Çakır 301’den yargılanıyor

Gazetemiz yazı işleri müdürü Faruk Çakır hakkında TCK 301. maddeden açılan dâvâya, yarın Bağcılar Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılacak duruşma ile devam edilecek. Çakır hakkında, “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği” ve “devletin askerî organlarını basın yoluyla aşağıladığı” gerekçesiyle 20 Haziran 2006 tarihinde dâvâ açılmıştı.

***

Okuyucu buluşmaları

Yeni yayınlarımızı tanıtmak, kampanya ve hedeflerimizi duyurmak, okuyucularımızla birlikte olmak ve bir aile yakınlığı içinde duygularımızı paylaşmak için tertiplediğimiz “Okuyucu buluşmaları” devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da bu çerçevede düzenlenen bir toplantı ile Karadenizli okuyucularımız buluştu. Müessesemiz genel koordinatörü Yakup Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen ‘buluşma’da okuyucu-gazete bütünleşmesini sağlayan güzel tablolar yaşandı.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

12.02.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

14

19.02.2007, 06:33

37 onurlu yıl

Bir yıldönümümüzün daha arefesindeyiz. 21 şubat 1970 günü ilk sayısını çıkaran Yeni Asya, tavizsiz istikrar çizgisi ile daima insan haklarının, hürriyetlerin, demokratik değerlerin savunucusu oldu. Din ve vicdan hürriyetinin tam mânâsıyla işler hale getirilmesi için çalıştı. Baskıcı uygulamalara, haksızlıklara, yasakçı zihniyete karşı kul hakkını üstün tutan bir anlayışla, meşrû sınırlar içinde kalarak, bütün gücüyle mücadele verdi.

Yeni Asya’nın bugüne kadar yayınlanan ve her biri tarihe malolan bir belge niteliği taşıyan 13 bini aşkın sayısı, hep ‘gerçekler’den haber verdi. Onu yakından takip edenler kadar, mesafeli duranların da tasdiki ile, dik duruşu ve tavizsiz çizgisi ile fazilet mücadesi içinde oldu. Çıktığı günden bu yana ulvî bir ideal ve inancın bayraktarlığını yaptı.

Yeni Asya bugün kısıtlı imkânlarına ve haricî baskılara rağmen dimdik ayakta ise bunu sağlam inançlarına, yüce bir dâvâya hizmet etme şuuruna ve aynı ortak ideali paylaşan okuyucularımızın hiçbir zaman eksilmeyen samimi ve sıcak desteğine borçlu.

1920’li yıllarda Barla’da yakılan “Nur” meşalesini, geride bıraktığımız 37 yıl boyunca her türlü zorluğa, engellemeye ve sarsıntılara rağmen başarıyla, şanla, şerefle, vak’arla taşıyan Yeni Asya inançlarından ve mazisinden aldığı güçle yep yeni ufuklara kanat açıyor.

Gelinen noktada emeği geçmiş olanlara teşekkür ediyor, “Nur” hizmetine gönül vermiş herkesi, daha nice yıllar, yeni hamle ve hizmetler için el ele gönül gönüle, omuz omuza birlikte çalışmaya dâvet ediyoruz.

***

21 şubat hediyemiz karikatür albümü

Her yaş gününde farklı bir armağanla okurlarının huzuruna çıkmayı gelenek haline getiren Yeni Asya, 38. yılına orijinal ve anlamlı bir sürprizle giriyor. Bu sene, ıbrahim Özdabak’ın birbirinden güzel karikatürlerinin bir araya getirildiği bir albümle karşınızda olacağız.

Özdabak’ın her biri makale derinliğinde, güldürürken düşündüren, pekçoğu bizim dışımızdaki basın organları ve internet siteleri tarafından da alıntılanan karikatürlerinden meydana gelen bu albüm, eminiz ki çok beğenilecek. 64 sayfalık albümde 100 adet karikatür yer alacak.

Başörtüsü, laiklik, irtica, terör, demokrasi, derin devlet, AB, kuş gribi, medya, eğitim, ekonomi, çevre, spor, Ortadoğu ve Irak başlıkları altında tasnif edilen seçme karikatürlerden oluşan albüm gözden geçirildiğinde sayfalar dolusu yazıyla anlatılabilecek mesajlar içerdiği görülecek.

38. yıl sevincimizi, basında örneğine pek rastlanmayacak bir tercihle, böyle “usta işi” bir san’at eseriyle anlamlandırmanın bizim için ayrı bir bahtiyarlık vesilesi olduğunu özellikle belirtmek istiyoruz.

***

Haber sayfalarımız artacak

Yıldönümü vesilesi ile her yıl olduğu gibi, şekil ve muhtevada belirli ölçüde yenilikler yapmaya çalıştık. Sizin de beklenti ve istekleriniz doğrultusunda ve imkânlarımız ölçüsünde yapılacak değişiklikler için gerek teknik ekip düzeyinde, gerekse sayfa sorumluları olarak süren çalışmalarımız son aşamasında. Bu çerçevede, geçen yıl değişen ve beğenilen çizgimiz büyük ölçüde aynı kalacak, küçük rötuşlarla görsel olarak daha göze hoş hale getirilecek.

Haber sayfalarımız yine sizden gelen istekler doğrultusunda arttırılarak daha geniş bir yelpazede haber verebilme imkânı doğacak. Siyasî yorumlar ve ilgili köşe yazıları da haber sayfalarını zenginleştirecek. Gündem oluşturacak dosya konuları ve röportajlarla da yılboyu karşınızda olmayı hedefliyoruz. Fikrî katkı, destek ve duâlarınızı bekliyoruz.

***

Kampanyaya ilgi büyük

Hikmet Neşriyat’la birlikte başlattığımız Risâle-i Nur Külliyatı kampanyasına ilgi artarak devam ederken, bazı büro ve temsilciliklerimiz tarafından da müstakil kampanyalar tertipleniyor. Bunun örneklerinden biri Adana. Kendilerince bir hedef belirleyerek yola çıkan Adanalı arkadaşlarımız, birkaç gün içinde önemli bir sayıda külliyatı yerlerine ulaştırmışlar. Sonra da yeni hedefler belirlemenin hazırlığına şimdiden girişmişler. ıstanbul-ıhlas Marmara’da da benzer bir çalışmanın olduğunu hatırlatalım. Sözkonusu mahalleri tebrik ediyor, nümune-i imtisal olarak dikkatlere sunuyoruz.

***

Kitaplarımız amazon.com’da

Risâle-i Nur Külliyatı ile birlikte Yeni Asya Neşriyat’ın yayınladığı kitaplara, dünya çapında kitap satış sitesi olan amazon.com kanalıyla da ulaşılabilecek. ısteyenler gerekli ödeme şartlarını yerine getirerek internet kanalıyla bu kitapları satın alabilecekler.

Hepinize hayırlı haftalar dileklerimizle...

19.02.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

15

07.03.2007, 07:24

Sevincimiz paylaşıldı

38. yayın yılına giriş sevincimiz okuyucularımız ve dostlarımız tarafından paylaşıldı. Paylaşılan acılar azalır, sevinçler çoğalırmış. Destek ve duâ yüklü satırlar enerjimizi yeniledi, bizlere moral ve şevk aşıladı. Tebrik mesajlarında; ilkeli yayıncılık anlayışımız, yüklendiğimiz misyon, dik duruşumuz, hakkın hatırını âli tutmamız, düşünce ve inanç hürriyeti ile demokratik değerlere verdiğimiz önem bir kere daha vurgulandı.

Sevinçlerin daim olması ve şükrünün eda edilmesi duâsıyla, bize gelen hepsi birbirinden önemli yüzlerce mesajdan örnek bir kaçını sizinle paylaşmak istiyoruz:

*

Başarılı çalışmalarıyla Türk basınında önemli bir yer edinen, tarafsız yayıncılık anlayışıyla da halkın güvenini kazanan Yeni Asya gazetesinin bu istikamette ilerleyişini büyük bir mutlulukla izliyorum.

Özellikle millî ve manevî değerlerimizin yaşatılması adına yaptığınız çalışmalar, bugün toplumumuzun kültürel ve sosyal anlamda gelişmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu misyonun korunması ve yaşatılmasında hepimize görevler düşmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle gazetenizin 38. kuruluş yıldönümünü kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Mehmet Ağar, DYP Genel Başkanı

*

Gazetenizin 38. kuruluş yıldönümünü kutlar, başarılarınızın devamı dileğiyle selâm ve sevgilerimi sunarım.

Beşir Atalay, Devlet Bakanı

*

38 yıldır sivil, demokrat ve özgürlüklerden yana yayın politikasıyla herkesin takdirini kazanan Yeni Asya gazetesinin nice yıllar yayınlarını devam ettirmesi dileğiyle, gazetenin bugüne gelmesinde emeği geçen herkesi kutluyor ve başarılar diliyorum.

F. Hüsrev Kutlu, AKP Adıyaman Milletvekili

*

Habercilik anlayışı, tarafsızlığı ve fikir gazeteciliği açısından basınımızın önemli kuruluşlarından biri olan Yeni Asya gazetesi, Türk medyasında yeri doldurulamaz bir öneme sahiptir. Başarılı ve güvenilir gazeteciliğinizin bundan sonra da aynı anlayışla devam edeceğine olan inancımla 38. kuruluş yıldönümünüzü kutlarım.

Salih Melek, Basın-Yayın ve

Enformasyon Genel Müdürü

*

Demokrasiye, insan haklarına ve ıslâma hizmet etmede gerekli duyarlılığı gösteren Yeni Asya’nın bütün zorlamalara rağmen 38 yıldır ayakta durmayı başarmasının ve objektif, ilkeli, kaliteli yayınını sürdürmesinin başlı başına bir başarı olduğuna inanıyorum. Bu vesile ile başta sayın Mehmet Kutlular’a ve emeği geçen bütün çalışanlara hayırlı hizmetlerinde Yüce Allah’tan başarılar diliyorum.

Mustafa Başoğlu, Sağlık-ış Genel Başkanı

*

Yeni Asya, hak, hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti, hukukun üstünlüğü gibi değerleri savunan istikrarlı çizgisi, milletimizin birliği, beraberliği ekseninde müsbet yayıncılığı ilke edinen, ülke demokrasisine zor dönemlerde sahip çıkmaktan geri durmayan takdire şayan bir yayın organıdır. ıstikrarlı çizginizi her zaman takdir etmişim, yayınlarınızdan yararlanmışımdır. 38. yılınıza ulaştığınız şu günde nice 38 yıllara der, başarılarınızın devamını dilerim.

A. ılhami Özatağ, DYP Kütahya ıl Başkanı

*

Yeni Asya’nın 38. yılında özgürlükçü ve adaleti gözeten yayın çizgisini devam ettirmesini ve toplumsal sorunlar karşısında aktif ve duyarlı habercilik anlayışının güncel örneklerini vermesini temenni ediyor, başarılı ve hayırlı bir çalışma dönemi diliyoruz.

Sakarya Başörtüsü Platformu

*

Yeni Asya gazetesinin 38. yılında hak ve hukuk savunuculuğunda adil ve toplumsal sorunlar karşısında duyarlı habercilik anlayışını sürdürmesini temenni ediyor, başarılarınızın devamını diliyoruz. Allah her daim yardımcınız ola.

Özgür-Der Sakarya şubesi

*

Yeni Asya okuyucusunun, başta Nur hizmetinin gereklerini taşıma, dünya ve Türkiye’deki gelişmelere bakış açısı, şüphesiz ki siz değerli Yeni Asya yazarlarının etkisiyle oluşmaktadır. 38. yılını geride bıraktığımız bu “yetişme ve yetiştirme” sürecinde emekleri geçen bütün Yeni Asya çalışanlarına teşekkür ediyorum. Aynı kararlılık ve samimiyetle dâvâmızı yayma gayretini nice 38 yıllar sürdürmenizi Rabbimden niyaz ediyorum..

M. Said Çakır, Uludağ Üniversitesi öğrencisi

*

Sevincimizi paylaşan herkese teşekkür ediyor, hayırlı haftalar diliyoruz.

26.02.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

16

07.03.2007, 07:25

Muhabbet rüzgârı esecek

Said Nursî Hazretleri, vefat tarihi olan 23 Mart’ta bu sene de yurt içi ve yurt dışında bir dizi faaliyetle anılacak. Bediüzzaman Haftası kapsamında; panel, konferans, seminer ve anma programı adları altında düzenlenecek etkinliklere Risâle-i Nur Enstitüsü ve şubeleri ev sahipliği yapacak. Daha öncesinden başlayıp, 18-26 Mart tarihleri arasında yoğunlaşacak ve takip eden günlerde de devam edecek olan programlarda ana tema olarak “muhabbet” başlığı üzerinde durulacak.

Ümmetine karşı sevgi ve şefkati eşsiz olan bir Peygamberin tebliğ ettiği dinin mensuplarına, zedelenen terbiye-i ıslâmiyenin tamiri için “Muhabbet, kâinatın bir sebeb-i vücududur” diyen Bediüzzaman tarafından önerilen Kur’ânî reçete, toplantılar vasıtasıyla bir kez daha duyurulmuş olacak.

ınsanların barış ve huzura, sevgi ve şefkate her zamankinden daha çok ihtiyaç duydukları bir zamanda gerçekleşecek haftaya Bediüzzaman’ın Hutbe-i şamiye adlı eserinde yer alan “Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur” sözüyle özetlediği önemli tesbiti ışık tutacak.

ılim adamları, akademisyenler ve konularının uzmanı katılımcılar tarafından sunulacak tebliğlerde, iman hakikatlarının ıslâm ahlâkıyla tamamlanması ve bunun hayata geçirilmesi ağırlıklı olarak yer alacak.

Kâinatın özü ve mayasını teşkil eden sevgi ve muhabbetin tüm yönleriyle ele alınacağı programlarda katılımcılar, toplum yapısını temelden sarsabilecek kadar ürkütücü bir gelişme gösteren ve sevgisizliğin tezahürü olarak ortaya çıkan şiddete, manevî bunalımlara, aile içi iletişimsizliğe Risâle-i Nur eksenli çareler arayacaklar.

“Sevgi ve muhabbet” ana teması etrafında şekillenecek bu muhabbet ikliminin,—geçen sene olduğu gibi—sevgi, rahmet ve barış peygamberi olan Hz. Muhammed’in dünyaya teşrifleri vesilesiyle düzenlenen Kutlu Doğum Haftasını da kapsayacak şekilde tertip edilmesi düşünülüyor.

Bütün bir seneye yayılarak devam edecek programların detayları ilerleyen günlerde gazetemiz aracılığıyla da sizlere duyurulacak.

***

Hazırlıklar sürüyor

Öte yandan, programlarda gösterilmek üzere, muhabbet konulu bir de sinevizyonun hazırlığı sürüyor. Etkinliklerin tanıtımı amacıyla kullanılacak olan broşür, el ilânı ve afişler de kısa süre içinde hazırlanarak ilgili mahallere gönderilecek.

***

23 Mart’ta “Biz muhabbet fedaileriyiz” ilâvesi

Üstad Bediüzzaman’ı 47. vefat yıldönümünde bir kez daha rahmetle anacağımız 23 Mart günü, önceki yıllarda olduğu gibi yine özel bir ilâve vereceğiz. Bu seneki anma programlarında ana temanın “sevgi” olarak belirlenmesi dolayısıyla, ilâvemizin konusu Risâle-i Nur’daki izahlar ışığında birlik-beraberlik-kardeşlik mesajları olacak.

Okuyucu ve temsilcilerimizin, 23 Mart için bildirecekleri ek gazete taleplerini şimdiden gündemlerine alıp, netleştirdikleri rakamları en kısa zamanda Dağıtım Servisimize iletmelerini bekliyoruz.

***

Okuyucu buluşmaları

Yayınlarımızı tanıtmak, kampanya ve hedeflerimizi daha geniş kesimlere duyurmak, okuyucularımızla birlikte olmak için tertiplediğimiz “Okuyucu buluşmaları” ilgi görüyor. Son olarak Ankara Büromuzda 38. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen toplantı, okuyucularımızla gazete çalışanlarını buluşturdu. Pekçok mahallin böyle buluşmalara ev sahipliği yapmaya hazırlandığını da duyurmak istiyoruz.

***

Otomobil sayfası

Haftalık sayfalarımıza bir yenisi eklendi: Yeni Asya Otomobil. Genç ve dinamik bir ekip tarafından hazırlanacak ve Pazartesi günleri yayınlanacak sayfada, otomotiv dünyasındaki son gelişmelerle birlikte sektörün ağırlıklı olarak karşılaştığı problemler yer alacak. Yeni modeller ve yeni ürünlerin de kısa tanıtımlarının yapılacağı sayfada bu alandaki kampanyalar, satış sonrası hizmetler, ikinci el piyasası gibi konulara da değinilecek.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz...

05.03.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

17

11.03.2007, 21:09

Hafta heyecanı

Bediüzzaman Haftası kapsamında yurt çapında gerçekleştirilecek programların yer ve tarihleri belirlendi. Programların duyuruları gazetemizde ilân edilmeye başlandı. 18-26 Mart tarihleri arasında yoğunluk kazanacak bu faaliyetlere Risâle-i Nur Enstitüsü ve şubelerinin ev sahipliği yapacağını daha önce de belirtmiştik.

Programlarda açılış konuşmasını, Risâle-i Nur eksenli “sevgi ve muhabbet” konulu ana konuşma takip edecek. Ardından, yapılan hazırlığa göre şiirler, tasavvuf musikisi ve sinevizyon gösterisi ile program renklenecek.

Program yapılacak yerlerde hazırlıklar hızla tamamlanırken, etkinliklerin tanıtımında kullanılacak olan broşür, el ilânı ve afişler de ilgili mahallere gönderilmeye başlandı.

Gerçekleştirilecek toplantılar vesilesiyle açılacak sergilerde, yeni tanzimle yayınlanan Risâle-i Nur Külliyatı başta olmak üzere neşriyatımızın da satış ve tanıtımı yapılacak. Gazetemiz için abone standı kurulacak.

***

Sinevizyon hazırlandı

Bediüzzaman Haftası etkinliklerinde gösterime sunulmak üzere bir sinevizyon cd’si hazırlandı.

Sevgi ve Risâle-i Nur temalı sinevizyon filmi iki ana bölümden oluşuyor.

Sinevizyonun birinci bölümünde muhabbetin bütün kâinatın mayası olduğunu anlatan bir klip yer alıyor. Klipte insanın yokluktan, hiçlikten getirilip sevgiyle yaratıldığı ve sevgiyle donatıldığı anlatılıyor.

Senai Demirci’nin yazıp, seslendirmesini yaptığı ve rol aldığı bu bölümde ateş, toprak, taş, su gibi unsurların dilinden, yokluğun acısı yansıtılıp insanın da yok olmaktan kurtarılarak sevgiyle var edilmesi işleniyor.

ıkinci bölümde ise, talebelerinin dilinden Risâle-i Nur ve Bediüzzaman perspektifleri muhtevalı röportajlar yansıtılıyor. Bu bölümde Mustafa Sungur, Mehmet Fırıncı, Mehmet Kutlular ve ıslâm Yaşar Risâle-i Nur hakkında bilgiler veriyor.

"Kâinatın mayası muhabbet" başlıklı bu cd’nin yapımcılığını Yeni Asya Prodüksiyon üstlendi.

***

ıstanbul’da panel

Bediüzzaman Haftası kapsamında, ıstanbul’da da “Toplumsal barış için sevgi” konulu bir panel düzenlenecek. 18 Mart Pazar günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirilecek panel saat 13:30’da başlayacak.

Prof. Dr. Salih Tuğ, gazeteci-yazar Cüneyt Ülsever, gazeteci-yazar Ali Bulaç, eğitimci-yazar Vehbi Vakkasoğlu, psikiyatrist-yazar Mustafa Ulusoy ve gazetemiz genel yayın müdürü Kâzım Güleçyüz’ün konuşmacı olarak katılacağı paneli avukat Kadir Akbaş yönetecek. Panelistler konuşmalarında, toplum yapısını temelden sarsabilecek kadar ürkütücü bir gelişme gösteren ve sevgisizliğin tezahürü olarak ortaya çıkan şiddete, manevî bunalımlara, aile içi iletişimsizliğe meslekî bakış açılarıyla çareler arayacaklar.

***

ılâve talepler bekleniyor

Üstad Bediüzzaman’ı 47. vefat yıldönümünde bir kez daha rahmetle anacağımız 23 Mart günü, önceki yıllarda olduğu gibi yine özel bir ilâve vereceğimizi geçen hafta duyurmuştuk. Bu seneki anma programlarında ana temanın “sevgi” olarak belirlenmesi dolayısıyla, “Biz muhabbet fedaileriyiz” başlıklı ilâvemizin konusunu da Risâle-i Nur’daki izahlar ışığında birlik-beraberlik-kardeşlik mesajları oluşturuyor.

Okuyucu ve temsilcilerimizin, 23 Mart için bildirecekleri ek gazete taleplerini bir an önce kesinleştirip, belirledikleri rakamları en kısa zamanda Dağıtım Servisimize iletmeleri gerekiyor.

Öte yandan, tabloid boyda vereceğimiz ek, aynı muhteva ile, Bediüzzaman Haftası kapsamındaki programlarda dağıtılmak üzere ayrıca broşür olarak da hazırlanıyor. Program yapacak mahallerin broşür taleplerini de en kısa zamanda Dağıtım Servisimize bildirmelerini bekliyoruz.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

12.03.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

18

18.03.2007, 19:31

Biz muhabbet fedaileriyiz

Her sene olduğu gibi bu yıl da 23 Mart için özel hazırlıklarımız var. Bunların başında, anonslarımızda duyurulduğu gibi, “Biz muhabbet fedaileriyiz” ilâvemiz geliyor.

Bu seneki anma programlarında ana temanın “sevgi” olarak belirlenmesi dolayısıyla, ilâvemizin konusunu da Risâle-i Nur’daki izahlar ışığında birlik-beraberlik-kardeşlik mesajları oluşturuyor.

Tabloid boyda, renkli, 16 sayfa olarak düzenlenen ilâvede, Üstadın her zaman geçerli olmakla beraber özellikle bu zamanda çok daha önem kazanan ve ihtiyaç duyulan güncel görüşleri aktarılıyor.

Bu ilâvede, imanın yaratılmış olana muhabbeti, muhabbetin de ittihat ve ittifakı netice vermesi gerektiği anlatılarak, inananlar arasındaki birlik ve kardeşlik bağlarının da ancak bu şekilde tesis edilebileceği anahatlarıyla özetleniyor.

“Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur” diyen Said Nursî’nin derin, kapsamlı ve kucaklayıcı bir sevgi felsefesinin çarpıcı ve vurucu bir ifadesi olan sözünden yola çıkılarak hazırlanan ilâvenin takdiminde şu ifadelere yer veriliyor:

“Rabbimizin Rahman, Rahîm, Vedûd gibi isimlerinden hareketle, muhabbeti kâinatın mayası ve varlık sebebi olarak niteleyen Bediüzzaman, bu sevginin kaynağı olan tahkikî imanın, insanı, kâinattaki bütün varlıklara ‘kardeş’ gözüyle baktıran bir bakış açısına sahip kıldığını eserlerinde geniş şekilde izah ediyor.

“Bu yorumlar, Yunus Emre’nin ‘Yaradılanı hoş gördüm, Yaradandan ötürü’ deyişindeki mânâ ve mesajı, daha geniş ve kapsamlı bir boyutta tamamlıyor.

“Böylesine derin ve sağlam temellere dayanan bir sevgi anlayışının, mü’minler ve insanlar arasındaki ilişkilere yansıması da elbette ona uygun olacaktır.

“Nitekim Said Nursî tevhid inancının sosyal hayatta mü’minler arasında kuvvetli ve sarsılmaz bir beraberliği, ittifak ve ittihadı netice vereceğini ifade ediyor.

“Son asırlarda imandan nasibini almamış, aksine imanla mücadele etmek üzere insanlığın dimağına zerk edilmek istenen materyalist ideolojilerin ektiği kin, nefret ve düşmanlık tohumlarından çıkan zehirli meyvelerin dünyayı nasıl bir cehenneme çevirdiğini, gerek geçen yüzyıldaki dünya savaşlarında, gerekse günümüzde bilhassa yakın çevremizde hâlâ yanmaya devam eden fitne ateşlerinde görüyoruz.

Bu ateşler, ancak kaynağını imandan alan bir sevgi seferberliğiyle söndürülebilir.

Bediüzzaman’ın Hakka vuslatının 47. yıldönümünde okurlarımıza takdim ettiğimiz bu çalışmanın, böyle bir seferberliğe vesile olması temennîsiyle...”

“Biz muhabbet fedaileriyiz” adlı ilâvemizin, Üstadı ve Risâle-i Nur’u daha yakından tanıma ve anlamaya önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.

Ek talepte bulunmak isteyenler:

Daha başka sürprizlerimizin de yer alacağı 23 Mart tarihli gazeteden ek talepte bulunmak isteyen büro ve temsilcilerimiz yarın saat 17:00’ye kadar Abone ve Dağıtım Servisimizi arayabilirler. (0212 630 48 35)

***

Bediüzzaman Haftası

16 Mart’ta start alan Bediüzzaman Haftası büyük bir coşku ve heyecanla devam ediyor.

Bu çerçevede ıstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında düzenlenen panele yoğun bir ilgi vardı. Muhabbet ikliminin toplumu kuşatmasını hedefleyen “Toplumsal Barış ıçin Sevgi” başlıklı panelde konuşmacılar sevgisizliğin tezahürü olarak ortaya çıkan şiddete, ihtilâflara, manevî bunalımlara, aile içi iletişimsizliğe Risâle-i Nur eksenli çözümler sundular.

Aynı günlerde Denizli, Kütahya, Batman, Kırşehir, Nevşehir ve Diyarbakır’da gerçekleştirilen toplantılarda da cennet-âsâ bir bahar havası yaşandı.

Hafta çerçevesinde gerçekleştirilecek faaliyetlerin önümüzdeki günlerdeki takvimi ise şöyle:

22 Mart: Giresun; 23 Mart: Bursa, Isparta, Trabzon, Antalya, ıstanbul-Başakşehir; 24 Mart: ıstanbul-Fatih, ıstanbul-Sultanbeyli, Samsun, Malatya, Birecik, Rize; 25 Mart: Ankara, Burdur, Çorum; 27 Mart: Düzce; 28 Mart: Gaziantep, Viranşehir; 29 Mart: şanlıurfa; 30 Mart: Adıyaman; 31 Mart: Merzifon, 1 Nisan: Konya; 7 Nisan: Tokat, 8 Nisan: Manisa; 15 Nisan: ızmir.

Bediüzzaman Haftası kapsamında; panel, konferans, seminer ve anma programı adları altında düzenlenen etkinliklere Risâle-i Nur Enstitüsü ve şubeleri ev sahipliği yapıyor.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

19.03.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

19

25.03.2007, 18:49

Teşekkürler

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vefat yıldönümü vesilesiyle 23 Mart’ta hazırladığımız gazete ve o günün hatırasına verdiğimiz ek büyük ilgiyle karşılandı. “Biz Muhabbet Fedaileriyiz” adlı ilâvenin hediye olarak verildiği gazetede, ‘Çağın Mevlânâsı’ olan Üstad Hazretlerinin her zaman geçerli olmakla beraber, özellikle bu zamanda çok daha önem kazanan ve ihtiyaç duyulan güncel görüşleri aktarıldı. ıman, sevgi, şefkat, birlik ve kardeşlik temaları üzerinde duruldu.

O gün, 9-10 kat fazlasına varan bir tiraj artışı yaşadık. Tiraj artışında Ankara 20 bin ek gazete ile başı çekerken, ıstanbul 12 bin, Bursa 12 bin, Antalya ve ızmit 8 bin, şanlıurfa 7 bin, ızmir 6 bin, Diyarbakır 3 bin, Bolu, Konya ve Eskişehir 2500, Isparta ve Alanya 2 bin, Kayseri ve Adana 1500, Gaziantep ve Cizre 1200, Batman ve Bandırma 1000’er gazete ile sıralandılar. Bu il ve ilçelerimizi, kendi imkânları ölçüsünde diğer bölgelerimiz takip etti. şahsî olarak bu kampanyaya katılıp sayısı binleri bulan ilâve gazete satın alarak dağıtılmasını temin eden okuyucularımız da vardı.

Bediüzzaman’ı vefatının 47. yılında rahmetle anarken, bizi böyle bir günde ilgi, destek ve duâlarıyla yalnız bırakmayan temsilci ve okuyucularımıza teşekkür ediyor, az da olsa dağıtımda yaşanan aksamalar için özür diliyoruz.

***

Bediüzzaman Haftası

Bediüzzaman Haftası etkinlikleri bütün Türkiye’de heyecan fırtınası estirdi. Konusu ‘toplumsal barış için sevgi’ olarak belirlenen bu seneki faaliyetlerde konuşmacılar, sevgisizliğin tezahürü olarak ortaya çıkan şiddete, ihtilâflara, manevî bunalımlara, aile içi iletişimsizliğe Kur’ân’dan, Peygamber ahlâkından ve Risâle-i Nur’dan alıntılar yaparak çözümler sundular.

Bediüzzaman Said Nursî’nin vefat tarihini içine alan günlerde yoğunluk kazanan etkinliklerde konuşmacılar, Said Nursî’nin dile getirdiği “Muhabbet şu kâinatın bir sebeb-i vücududur,” “Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur” gibi; derin, kapsamlı ve kucaklayıcı bir sevgi felsefesinin çarpıcı ve vurucu ifadesi olan sözlerinden yola çıkarak, sevgi ve şefkatin fert ve toplum hayatındaki tezahürleri ile ilgili mesajlarına da atıfta bulundular.

ıstanbul ve Bursa’daki panellere Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetinde bulunmuş talebelerinden Mustafa Sungur ve Mehmet Fırıncı da katılarak, yaşanan güzel sahnelere ayrı bir renk kattılar.

Risâle-i Nur Enstitüsünün evsahipliğinde gerçekleşen etkinliklerin hafta mânâsını pekiştirecek bir şekilde önümüzdeki yıllara da taşınması hedefleniyor.

***

Bizim Radyodan naklen yayın

104.4 frekansından yayın yapan Bizim Radyo, ıstanbul ve Bursa panellerinden gerçekleştirdiği canlı yayınla bu seneki Bediüzzaman Haftasına önemli bir katkı sağladı. ınternet üzerinden, www.yeniasya.com.tr ve www.bizimradyo.com adreslerinden de bütün dünyaya aktarılan yayın, dinleyicilerce takdir ve ilgiyle karşılandı.

***

Yeni hediyemiz Rüya Tabirleri

Yola çıkış şiarı “Vatan sathını bir mektep yapmak” olan Yeni Asya’nın kültür hizmeti hız kesmeden sürüyor. Kampanyamızın son halkası Rüya Tabirleri. Eser, bir yönüyle önceki kampanyamızın hediyesi olan Rüya Ansiklopedisini tamamlayıcı bir fonksiyon üstleniyor.

Rüyanın fıtrî bir ihtiyaç, yoruma değen rüyaların ise Peygamber Efendimizin tabiriyle rüya-ı sadıka olduğu gerçeğinden hareketle hazırlanan eserin kupon neşrine 1 Nisan’da başlanacak.

Bu fırsatı kaçırmamanızı tavsiye ediyor ve kampanyalarımızdan dostlarınızı da haberdar etmenizi diliyoruz.

Bir not:

Bu kampanyamızla birlikte gazetemize abone olan okuyucularımız, bir önceki hediyemiz olan Rüya Ansiklopedisini de uygun bir bedelle edinebilirler. Bunun için abone ve satış temsilcimizle görüşmeniz yeterli olacaktır.

Hepinize hayırlı haftalar...

26.03.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

20

02.04.2007, 02:43

ıhtiyarlar Risâlesi seslendirildi

Risâle-i Nurların tamamını seslendirmeyi hedefleyen Yeni Asya Prodüksiyon ıhtiyarlar Risâlesini de çok farklı bir sesle dinleyicilerin hizmetine sunuyor.

Erdem Ali Özkan’ın seslendirdiği 2 cd’den oluşan eser, ayrıca 2 kaset olarak da hazırlandı.

ıhtiyarlar Risâlesi, Risâle-i Nur Külliyatından Lem’alar isimli eserden 26. Lem’a, 17. Lem’a’nın 12. Notası ve Mektûbât’tan 21. Mektup’u ihtiva eder.

21. Mektup, aile içerisinde bulunan ihtiyar ve bakıma muhtaç anne-babaya, akrabaya veya sair mü’minlere karşı nasıl davranılması gerektiğini konu alır. 17. Lem’a’nın 12. Notası ise, bizzat Bediüzzaman’ın hayalen kabre girişini ifade ettiği etkileyici bir duâ metnidir.

“ıhtiyarlar Lem’ası” olarak da bilinen 26. Lem’a ise, eserin asıl ve daha fazla yer tutan bölümüdür ve “ümit” anlamına gelen on altı “rica”dan meydana gelir.

Ricaların çoğu Isparta’da 1934 yılında Türkçe olarak telif edilmiştir. Esasında bu lem’anın başında “Yirmi altı rica ve ziya ve teselliyi camidir” denildiği halde, on altı “ricâ”nın yer almasıyla ilgili olarak şu not düşülmüştür: “Müellif-i muhteremin tashihinden geçen yazma bir nüshada, (Ilgazlı ısmail merhumun defterinde) bu lem’a hakkında, ‘Mütebaki kalan on dörtten tâ yirmi altıya kadar olan ricalar, malûm musibet (Eskişehir hapsi) yüzünden yazılmadı; onun mevsimi geçtiği için noksan kaldı’ denilmektedir.”

“Herbir ricanın başında, mânevî derdimi gayet elîm ve sizi müteessir edecek derecede yazdığımın sebebi, Kur’ân-ı Hakîmden gelen ilâcın fevkalâde tesirini göstermek içindir” diyen Bediüzzaman, eserlerinde, herşeye iman nuruyla baktığı ve baktırdığı gibi ihtiyarlığa da bu gözle bakar ve baktırır.

Yeni Asya Prodüksiyon önümüzdeki günlerde duyurulacak sürpriz çalışmalarla sizlerle olmayı hedefliyor.

***

Abone çalışmaları

Gazete abone çalışmaları yapmak üzere müessese bünyesinde görevlendirilen ıbrahim Vapur faaliyetlerini sürdürüyor. Pilot bölge olarak seçilen Fatih, Esenler, Başakşehir, Mecidiyeköy, Zeytinburnu, Eminönü, Ümraniye, Gaziosmanpaşa ve Bahçelievler semtlerinde abone ve tanıtım çalışması yapan Vapur’un verdiği bilgiye göre güzel neticeler alındı. Hedef kitle belirlenerek ve bir program dahilinde yapılan çalışmalara, sözkonusu bölgelerdeki gazetemiz temsilcileri de katkı sağlıyor.

Ekip ruhu ile çalıştıklarını ifade eden Vapur, her Yeni Asya okuyucusunun eş, dost, akraba ve esnaf çevresinden vereceği referanslarla yeni okuyuculara ulaşabileceklerini belirtiyor.

Öte yandan, Bediüzzaman Haftası çerçevesinde tertiplenen panel ve konferanslarda da abone çalışmaları yapılarak, yeni promosyonların geniş kitlelere tanıtımı hedeflendi.

***

Can Kardeş’ten tiyatro kursu

Çocukların 26 yıllık arkadaşı Can Kardeş dergisi yeni bir projeye imza atıyor: Can Kardeş Çocuk Tiyatrosu. Can Kardeş’in çocuklara kazandırdığı değerleri san’atla desteklemeyi amaçlayan bu kursa katılmak için 7-12 yaş grubunda bulunmak ve dergi abonesi olmak şartı aranacak. Öncelikli olarak ıstanbul’da, Edirnekapı ve Çamlıca Can Kardeş Köşklerinde başlayacak tiyatro kursları talebe göre, diğer illerimizde de yaygınlaştırılacak. Eğitimi, Bizbize Tiyatro Grubu tarafından verilecek kursta çocuklar diksiyon dersleri de alabilecek.

Haziran ayı ortalarında, okulların tatile girmesiyle birlikte başlayacak kurs için ayrıntılı bilgi 0(212) 655 88 59 - 295 no’lu telefondan öğrenilebilir.

***

Ve kampanya

Hız kesmeden süren kültür kampanyamızın son halkası olan Rüya Tabirleri’nin kupon neşri 1 Nisan’da başladı. Bir yönüyle önceki kampanyamızın hediyesi olan Rüya Ansiklopedisini tamamlayıcı bir fonksiyon üstlenen esere 59 kupon karşılığı sahip olabileceksiniz. Kampanyamızdan geç haberdar olanlar, ya da bir şekilde gazetemize ulaşamayanlar için de fırsat kaçmadı. Kupon neşri bitiminde yayınlanacak yedek kuponlarla eksikler tamamlanabilecek.

Kampanyanın abone çalışmaları tanıtım afişleri ve temsilcilerimize gönderilen örnek kitaplarla sürüyor.

Bir hatırlatma: Gazetemize yeni abone olan okuyucularımız, arzu ettikleri takdirde bir önceki hediyemiz olan Rüya Ansiklopedisini de uygun bir bedelle edinebilirler. Bunun için abone ve satış temsilcimizle görüşmeniz yeterli olacak. Rüya Ansiklopedisi ise az bir gecikme ile önümüzdeki haftalarda elinizde olacak.

Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz.

02.04.2007
Yeni Asya
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir