Giriş yapmadınız.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

1

21.02.2011, 22:39

42. yıla girerken

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin 1940’lı yıllardaki bir lâhika mektubunda dile getirdiği “Risale-i Nur’u matbuat lisanıyla konuşturma” ideal ve hedefine ulaşma sürecinde ilk öncelik, o güne kadar İslâm harfleriyle elle yazılarak ve bir sonraki aşamada teksir makinalarıyla çoğaltılan Risale-i Nur eserlerinin matbaalarda serbestçe basımı aşamasına geçmekti.
1950’li yılların ikinci yarısından itibaren bu hedefe ulaşıldı.

Rahmetli Atıf Ural’ın öncülüğünü yaptığı bir çalışma ile, külliyatın tamamı Üstadın sağlığında, onun tashihinden geçmiş olarak, Latin harfleriyle basıldı. Sonra neşriyat işi büyük ölçüde İstanbul’a intikal etti.
Ancak 27 Mayıs’ın getirdiği yoğun baskı, on yıllık DP iktidarının son dönemlerinde kısmen sağlanan serbestiyet havasını ortadan kaldırdı ve eserlerin basımı uzun yıllar boyunca gizlilik içinde yapıldı. Öyle ki, Sözler Yayınevinin kurulduğu 1975’e kadar basılan risalelerin baskı yeri hep Sinan Matbaası, baskı tarihi de 1959 olarak yazılırdı. (Bu vesileyle, Sinan Matbaasının ve Hüradam gazetesinin sahibi Sinan Omur’u rahmetle yad edelim.)

Gelinen noktada, Yeni Asya Neşriyat başta olmak üzere birçok yayınevi, risaleleri farklı ve orijinal düzenlemelerle basmaya devam ediyor.
Tabiî, “eserlerin matbaada basılması” bugün bize çok normal ve sıradan bir olay gibi görünse de, o dönemlerde karşı karşıya olunan şartlar nazara alındığında, son derece önemli bir gelişmenin ifadesi. Onun için Üstad, basılmış ve ciltlenmiş olarak kendisine getirilen her bir eserini gördüğünde, sevinç ve memnuniyetini “Bugün nurun bayramıdır” diyerek ifade edermiş.

Ama matbuat, sadece kitapların matbaada basılmasıyla sınırlı değil. Çok daha geniş. Külliyatın dışında, Üstadın bahsettiği “şerh, izah ve tanzim” bağlamında yapılacak kitap çalışmaları da, yine bu amaca yönelik olarak ortaya konulacak ve geniş bir skalaya yayılan periyodik yayınlar da bu kavramın kapsamı içinde.

Nitekim zamanla hizmet o alanlarda da inkişaf etmeye başladı. 27 Mayıs sonrasında Nurcular başta olmak üzere bütün dindarlara karşı başlatılan yoğun baskılar ve aleyhte propagandalarla oluşan havayı dağıtıp hücumları püskürtmek ve doğruları anlatmak üzere çıkarılan Zülfikar, İhlâs, Uhuvvet gazeteleri, Risale-i Nur eksenindeki süreli yayınların ilk öncüleri.
Şartlar gereği fazla devam edemeyen bu gazeteler, 1967 Ekim’inde yayına başlayıp 1971’e kadar düzenli bir şekilde devam eden haftalık İttihad’ı doğurdu. İttihad da, 21 Şubat 1970’te yayın hayatına atılan ve bugün 42. yılına giren Yeni Asya’yı netice verdi.

Yeni Asya, “Risale-i Nur’u matbuat lisanıyla konuşturma” idealinin günlük gazete alanındaki tahakkuku olarak, 41 yıldır orijinal ve kırıksız bir çizgide yürümeye devam ediyor.
Yeni Asya denildiğinde Risale-i Nur ve Bediüzzaman’ın, Risale-i Nur ve Said Nursî kelimelerinin geçtiği her yerde de Yeni Asya’nın akla gelmesi bundan. Onun için, geçen yılki 21 Şubat ekimize başlık olan “Risale-i Nur’un medyadaki dili” ifadesi, Yeni Asya’yı en iyi tarif eden sözlerden biri.

Geride kalan 41 yıl zarfında Yeni Asya, 12 Eylül ve 28 Şubat’ta “kapatılma” kararlarına muhatap olduğu dönemlerde bile ara vermeden farklı isimlerle yoluna devam ederek kararlı, kesintisiz ve tavizsiz bir hizmet çizgisi ortaya koydu.

Ve gazetenin yanında, hemen her konuda, çeşit olarak toplam sayısı 1000’leri geçen ve bazıları baskı rekorları kırarak milyonlara ulaşan son derece istifadeli kitaplar yayınladı.
Yanı sıra, çocuklar için Can Kardeş, hanımlar için Bizim Aile, gençler için Genç Yaklaşım ve akademik çevrelere yönelik Köprü dergilerini çıkarmaya devam ediyor. Ayrıca, internet sitelerimizle Bizim Radyo kendi alanlarında hizmetlerini sürdürüyorlar.

Matbuatın artık medyaya dönüştüğü bir çağda, münhasıran Risale-i Nur’a odaklı bir yayıncılık anlayışının en önemli, hattâ tek adresi olarak yola devam eden ve bugün 42. yılına giren Yeni Asya’nın, aynı çizgide daha nice yıllara erişmesi niyazıyla.

***

Bugün verdiğimiz ekte, geçen 41 yılda Yeni Asya’ya katkıda bulunmuş 76 isim var. Ama Yeni Asya ekolüne emek verenlerin bunlarla sınırlı olmadığını biliyoruz. İnşaallah onları da başka vesilelerle yad etme niyet ve düşüncemizi şimdiden kayda geçirip, ekteki emekleri için Recep Bozdağ'la Selâhaddin Vatansever'e teşekkür edelim.
21.02.2011
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

21.02.2011, 22:43

Yeni Asya’lı yıllar

Nasip oldu ve gazetemiz Yeni Asya’nın 42. yayın yılını da hep birlikte idrak ediyoruz. 21 Şubat 1970’de ilk sayısı yayınlanan gazetemiz, pek çok sıkıntıyı geride bırakarak bu günlere ulaştı. Bu çetin yolculuğun, en başta Allah’ın yardımı ve okuyucularımızın ihlâslı duâları sayesinde mümkün olabildiği kanaatindeyiz.

Faruk ÇAKIR
cakir@yeniasya.com.tr

Yeni Asya’nın bu yolculuğunda 1976 yılı itibarıyla okuyucu, 1984 sonlarından itibaren de değişik birimlerinde çalışarak bulunmak nasip oldu. En zor anlarda okuyucularımızın samimî ve ihlâslı duâlarını yanımızda gördük ve o sayede sıkıntıları aşmak mümkün oldu.

Elbette her gazetenin kendine has okuyucu kitlesi vardır ve o gazeteler için de okuyucuları vazgeçilmezdir. Ancak Yeni Asya okuyucusu biraz daha farklıdır. Çünkü onlar, okudukları gazeteyi kendi gazeteleri gibi bilir. Ona gelebilecek bir sıkıntıyı kendi sıkıntısı gibi görür ve o sıkıntının aşılması için duâ eder.

Peki, Yeni Asya’yı farklı kılan nedir? Yeni Asya, “iman kurtarma dâvâsı”nda nefer olmak isteyen bir yayın organıdır. Aynı zamanda “Risâle-i Nur’un medyadaki dili” olma iddiasıyla yola çıkan gazetemiz, geride bıraktığı yıllarda hep bunu yapmaya çalıştı. Bu maksada ne ölçüde ulaşabildiği ise, okuyucularının takdirindedir.

Medyadaki bozulma göz önüne alınırsa, ‘hakikatin gür sesi’ olma idealiyle yola çıkan gazete ve benzeri yayın organlarına ne kadar muhtaç olduğumuz daha iyi anlaşılır. Günümüzde medya organları, evlerimize müstehcenlik taşıyan vasıtalar haline gelmiş durumda. Yeni Asya’nın en hassas olmaya çalıştığı konulardan biri de budur. Çünkü müstehcenlik, kalplerde tedavisi zor yaralar açmakta ve kalplerin kararmasına sebep olmaktadır.

Sadece ülkemizin değil, bütün insanlığın Kur’ân hakikatlerine muhtaç olduğu, bugün daha iyi anlaşılıyor. İşte, Kur’ân’ın hakikatli bir tefsiri olan ve günümüz insanının aklını meşgul eden sorulara cevap veren Risâle-i Nur Külliyatının “medyadaki dili olma” niyeti, Yeni Asya’nın hedefinin büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Malûm olduğu üzere İslâm ülkelerinde de kabul gören ‘müsbet hareket’ anlayışı, Risâle-i Nur’un üzerinde durduğu önemli prensiplerden biridir. Türkiye’nin bugün İslâm âlemine ‘örnek’ gösteriliyor olması da, Risâle-i Nur’un bu vatanda bıraktığı tesir sayesindedir. Talebelerine her zaman ‘müsbet hareket’ etmeyi tavsiye eden Bediüzzaman, ortaya koyduğu hizmet metoduyla İslâm âlemine de güzel bir misal olmuştur. Geçmişte ‘kavga’ ile başarıya ulaşacağını düşünen bazı İslâmî hareketlerin, yılların tecrübesi sonrasında ‘müsbet hareket metodu’nu tercih etmesi İslâm âlemindeki diktatörlerin sonunu getiriyor.
Yeni Asya’nın yayınlarıyla ortaya koyduğu tavrın haklı olduğunu artık dünyadaki gelişmeler de tasdik ediyor. İslâm ülkelerini ‘esir’ alan diktatörlere karşı mücadele verenler, vaktinde ve zamanında ‘müsbet hareket’i şiâr edinmiş olsalardı, muhtemeldir ki bu ülkeler çok daha önce hürriyetlerine kavuşabilirdi.

Yeni Asya’nın 42. yayın yılına adım attığı bu gün, “Yeni Asya’lı yıllar”ın Türkiye’ye neler kazandırdığının da farkında olunması lâzım. Türkiye, her türlü olumsuz şarta rağmen ‘kırmadan ve dökmeden’ İslâm ülkelerine örnek gösteriliyorsa, bunda Risâle-i Nur prensiplerine uygun yayın yapma gayretinde olan Yeni Asya’nın da ‘önemli bir tuz’u vardır diye düşünüyoruz.
Duâlarınızla daha nice yıllara inşâallah...
21.02.2011
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

3

21.02.2011, 22:44

Tebrikler Yeni Asya

Yeni Asya bu gün kırk ikinci yaşına giriyor. Tebrikler Yeni Asya... Tebrikler Yeni Asya’nın istikamet içindeki yayın politikasının mîmârı, mühendisi ve uygulayıcısı olan şahs-ı mânevîye... Tebrikler Yeni Asya’nın kadrosuna, okuyucusuna, dostuna, sevenine...

Kırk bir yıl önce bu gün hâlis bir niyetin tezâhürü olarak doğdu Yeni Asya. Kırk bir yıldır medyada kısılmaz bir sesin sahibi oldu!

Süleyman KÖSMENE
fikihgunlugu@yeniasya.com.tr

Bir gözyaşıdır Yeni Asya... Kırk bir yıl önce bu gün, “lahana yaprağı kadar da olsa bir gazete!” diyen büyük himmet sahiplerinin gözlerinde bir yaş damlası olarak tomurcuklandı. Bazen gözyaşı damlası oldu ona gönül verenlerin gözünde, bazen kandamlası oldu, aktı. Ama sevenlerinin başını eğdirmedi hiç. Boynunu büktürmedi. Utandırmadı. Vuruldu, dövüldü, kırıldı, kovuldu, türlü tokatlara maruz kaldı. Ama yıkılmadı, tükenmedi, yok olmadı. Hep yaşadı, hep nefes aldı durdu, hep can oldu, kan oldu, hep hayat oldu damarlarda. Dostlarının, sevenlerinin, okuyucularının gözünde değil, damarlarında yaşadı!
Bir dâvâdır Yeni Asya... Kırk iki yıl önce bu gün, hakkın, hakîkatin, ittihadın, uhuvvetin, kardeşliğin, elmasın, cevherin, nûrun, ebediyetin, sonsuzluğun, saadetin, izzetin, onurun, hizmetin, fikrin, edebin, aklın, samimiyetin sesi ve çığlığı olarak dünyaya geldi. Sesini, soluğunu kesmek isteyenler çıktı. Onlara birer gül dalı uzattı Yeni Asya. Yoluna ve yolculuğuna devam etti.

Bir bürhandır Yeni Asya... Tarih boyunca hak bildiği yolda tek başına da olsa, bin bir ezâya ve cefâya göğüs gererek de olsa nice ışık yakan büyük himmet sahipleri gelip geçmişler. Peygamberler ve onların müstakim ümmetleri bu sessiz dâvânın burhanı oldular. Peygamberler döneminden sonra müceddidler, asrın imamları, asrın sahipleri ve onların istikamet içindeki takipçileri hak için birer burhan oldular. Hakkın nefes alan dili oldular, damarlarında kan yerine hizmet aşkı dolaşan eli oldular, kolu oldular, yaşayan delili oldular. Yarın Mahşerde Cenâb-ı Hak sorduğunda, “Allah’ım! Senin sözüne sadık kimseleri görmedim!” diye yakınmalarına imkân vermeyecek ölçüde fedâkârca, kahramanca, yiğitçe haksızlıklara, bid’atlara, dalâlete, yanlışa karşı hakkın hukûkun, faziletin, ahlâkın, hayrın birer burhanı olan hak ve gönül erenlerine her asırda şahit oldu bu dünya. Yeni Asya ile de gördü ki, âhir zaman da boş değil! Âhir zaman da fedâkârından, kahramanından, yiğidinden, hakkın müdafiinden mahrum değil.
Bir tebliğdir Yeni Asya... Akla, fikre, hür düşünceye, selîm kalbe, hakkın, nurun, feyzin, fazîletin, istikametin, ihlâsın, tevhidin, tevekkülün, teslimin ve saadet-i dâreynin tebliği oldu doğduğu günden beri. Dinleyen azdı veya çoktu! Ne önemi var? Fakat tebliğ vardı! Sesini, soluğunu kısıp oturan yoktu! Güneşi ve gündüzü gösteren vardı! Eğer göz yummasaydılar... Görmeyen kalmayacaktı!

Bir duâdır Yeni Asya... Halktan hakka hak için yükselen bir niyazdı, açılan bir eldi, söyleyen bir dildi; hem kavlen, hem fiilen söyledi, bazen istidat dili oldu, bazen ihtiyac-ı fıtrî dili oldu, bazen ıztırar dili oldu. Ama hep dergâh-ı izzete açtı gönlünü, elini, dilini, niyazını. Hep O’na yöneldi, hep O’nu bildi, hep O’nu bildirdi, hep O’nu sevdi, hep O’nun için sevdi, hep O’nu sevdirdi, hep O’nu yazdı, hep O’nun için yazdı.
Bir tekliftir Yeni Asya... Elini dostluğa, barışa, kaynaşmaya, inanmaya, hürriyete, demokrasiye, hakka, hukûka, ışığa, aydınlığa, kardeşliğe, birliğe, beraberliğe, sevgiye ve muhabbete uzatmış. “Hak, müştereğimiz olsun” diyor. “Hakkın hatırını teslim edelim; başka hatırlara fedâ etmeyelim. Fert olarak da, cemiyet olarak da saadetimiz bundadır” diyor. Kırk bir yıldan beri bu teklifini tekrarlıyor. Kıyâmete kadar da İnşaallah tekrarlayacak!

Bir çizgidir Yeni Asya... İstikametin, teslimiyetin, tevhidin, sadâkatin, isâbetin, saygınlığın, nezâketin, hıfzın, himâyetin, emânetin, doğruluğun, mertliğin, açık yürekliliğin, açık sözlülüğün, hür yaşamanın, hür düşünmenin, doğru inanmanın, müsbet hareketin çizgisi...

Yeni Asya kırk bir yıldan beri bu gözyaşının, bu dâvânın, bu tebliğin, bu teklifin ve bu çizginin peşinde, izinde, arkasında, takibinde… Bu çizgisiyle Mahşere, Allah’ın huzuruna çıkmak emelinde Yeni Asya… Kıyamete kadar, Mahşere kadar, ebediyete kadar, sonsuzluğa kadar yolun açık olsun Yeni Asya!

DUÂ

Ey Hamîd-i Mecîd! Güzel kâinat var eden, güzel mahlûkat halk eden, güzel insanlar yaratan, güzel dâvâlar indiren Allah’a hamd olsun! Rabb’im! İndirdiğin güzel dâvâyı anlamayı, yaşamayı ve hizmet etmeyi fahrimiz, şerefimiz ve sebeb-i vücudumuz kıl! Sana ulaşmayı gaye-i hayat bilenleri ihlâs-ı tâmme ve rıza-ı Bari’ne erdir! Bu güzel çizgiye yardım edenlere yardım et! Âmin!
21.02.2011
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

4

21.02.2011, 22:56

Böyle bir cemaat icinde bulundugumdan dolayi Allaha sükrediyorum. Nice Yillara Yeni Asyam. Allah seni kiyamete kadar hizmeti nuriyede muvaffak eylesin..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

5

21.02.2011, 23:13

Nice yıllara yeni Asyam Risale-i Nur deyince aklıma gelen TEK gazetesin Rabbim(c.c.) gittiğin bu çizgiden ebediyen ayırmasın .'' İnşaALLAH bende kırk yıllık okuyuculardan olurum. ''

6

21.02.2011, 23:36

Bu güzel dualarınıza elfü elfi Amin inşaALLAH..hep birlikte dosdoğru istikamette nice hayırlı yıllara erişebilmek duasıyla inşaALLAH.. :alkış: :alkış: :alkış:
Gazetemizde emeği geçen tüm yetkililerimize sonsuz teşekkürümüzü sunarken,hayırlı hizmetlerinin daim olmasını Yüce RABB'İMİZDEN(C.C.) niyaz ediyoruz.
Edep aklın suretidir !

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

7

22.02.2011, 00:04

Amin bende bu vesileyle bir abone buldum gazetemiz icin. Biz kemiyete ehemmiyet vermeyiz keyfiyete nispeten ama cemaat olmak icin üc kisi olmamiz lazim. Cuma namazi icin 4 kisiden az oldumu kabul olmaz hatta Safi mezhebinde 40 kisi olmasi gerek. Bu hakikatlerinde matbuat lisaniyle herkese yayilmasi gerek. Bunun icin Bediüzzamanin talebelerin kurduklari "Matbuat Medresesine" sahip cikalim, üye olalim ve üye bulalim..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

8

22.02.2011, 00:23

inşALLAH (c.c.) sahip çıkanlardan oluruz.İlk zamanlar çevremdeki insanlar Yeni Asya gazetesini okuduğum için anlam vermezlerdi ''Bu gazetede bir şey yok niye okuyorsun deyip dururlardı .'' bende inatla '' bir şey olmadığı için okuyorum zaten derdim '' Aile büyüklerinden bazıları aboneliğimi iptal ediyorlardı. onlar iptal ettikçe ben tekrar abone oluyordum . Elhamdülillah,inatçılık mı? (onlara karşı) demek lazım yoksa sebat ve kararlılık mı? şimdilerde ise güzel şeyler var bu gazete de denmeye başlandı alıp bir göz atıyorlar benim için bu bile gelişmedir. paylaşmak istedim .

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

9

22.02.2011, 00:24

Allah emeklerini bos cikarmasin. Bazan inat muraddir. Seninki o cihettedir. Allah istikametten ayirmasin.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

10

24.02.2011, 12:04

DUÂ

Ey Hamîd-i Mecîd! Güzel kâinat var eden, güzel mahlûkat halk eden, güzel insanlar yaratan, güzel dâvâlar indiren Allah’a hamd olsun! Rabb’im! İndirdiğin güzel dâvâyı anlamayı, yaşamayı ve hizmet etmeyi fahrimiz, şerefimiz ve sebeb-i vücudumuz kıl! Sana ulaşmayı gaye-i hayat bilenleri ihlâs-ı tâmme ve rıza-ı Bari’ne erdir! Bu güzel çizgiye yardım edenlere yardım et! Âmin!

:tamam3: :tamam3:

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Hasan_Sinan"

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

11

24.02.2011, 23:40

42 yıl geçti, kolay mı geçti zannediyoruz?

Dile kolay tam 42 yıl geçti. Nice kahramanlar resmigeçit yaparak gazetemizi bugünlere taşıdırlar.

Abdullah Uzun

Ayrılanlar, Rahmet-i Rahman’a kavuşanlar ve yerlerine gelenlerle 42 yıl geçti. Yaklaşık 30 sene oldu bu fakir farklı adlar altında da olsa gazetemizin sadık, sebatkâr ve samimî takipçisidir. Gurur duymamak mümkün mü?

Bunca ezilmişlik, eziyet, baskı ve zulümlere boyun eğmeden geçen 42 yıl. Ben daha 25 yaşlarındayken Yeni Nesil’i tanıdım. İyi ki de tanımışım. Çok zaman geçti. Benim Rize’ye bağlı Pazar ilçesinde 30 yıldır aynı gazeteyi okumama sebep olan Hacı Cavit Kayıkçı ve Mustafa Sarıoğlu şimdi kabirlerinde gazetemizin 42 yıllık manevî okuyucusu olarak haşirde dirilmeyi bekliyorlar. Onlardan Allah (c.c) razı olsun. Bu zaman içinde kendim bazen değerli yazarlarımızı samimî duygularla tenkit ettim. Bir başkasına ise asla lâf ettirtmedim. Camiamızı yakından tanıyan olsun veya olmasın fark etmez.

Zaman oldu izine ayrıldım. Gazetemi geri göndermedim. Zaten bayi bunu yapamaz. Zaman oldu kar kış dolayısıyla dağıtımda gecikmeler oldu. Hemen ilgilileri arayıp ”Hayırdır bir şey mi oldu?” diyerek korku ve endişe ile mutlu haberlerini almaya çalıştım. Otuz sekiz derece ateş içinde Pazar’a inemediğim günlerde oğlum Mücahid’e “Gazetemi getir” deyince “Baba hastasın, bugün dinlen” derdi. Ben de, ”Oğlum dinlenme zamanı mı şimdi? Hastalığın tedavisi için ilâç yerine geçen gazeteyi getir” derdim. Yıllar sonra askerliğini yapıp dönen oğlum, ”Baba senin bu sadakatin benim hayatımın her safhasında rehber olacak” dedi. Ve askerdeki hatırasını anlattı. İşte bu gazeteyi benim gibi aciz, fakir ve ihtiyaçları her yana saçılmış garibin anlatması çok zor. Ağabeyler ve kardeşler nasıl bu gazeteyi çıkarırken baskılara maruz kaldıysalar, biz de bulunduğumuz yerlerde aynı baskılarla karşılaştık.

Biz bu dâvânın arkasındayız. Öndekilere destek için çalışıyoruz. Yarın huzuru mahşere vardığımda “Rabbim dâvâmız için gecesini gündüzüne katıp çalışanlara elimden geldiğince destek oldum. Beni onlardan ayırma” diye yalvaracağım. İnşallah bu haykırışıma Rabbim de olumlu cevap verir. İlçemde tek kişi kalsam da okumaya devam edeceğim. Allah’tan dileğim okuyucu sayımızın her gün artarak diğer kardeşlerime de hidayet nasip etmesidir.

Benim âdetimdir, gazeteyi alırım. Bazen okumadan karşıma çıkan birisi elime bakınca hemen ona ikram ederim. Okuduktan sonra ise gider çay ocaklarında bırakırım. Bunun çok büyük faydalarını gördüm. En azından ben görevimi yapıyorum. Sonucu tayin edecek Rabbimdir. Demek ki daha çok çalışmam lâzım. Ölünceye kadar hizmete devam etmek gerekir.

Sizinle yıllar önce bana gazeteyi tanıtan Rahmetli Cavit Kayıkçı Amcam ile çekilmiş bir fotoğrafı paylaşıyorum. Nice 42 yıllarda beraber olmak üzere herkese başarılar diliyorum.

24.02.2011
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir