Giriş yapmadınız.

1

11.07.2008, 02:20

3 bin yıl sonra (İsrail'in sonu)

Mustafa ÖZCAN

3 bin yıl sonra




Mutad olarak Mecelletü’l Ezher’i (Ezher dergisi) takip ederim. Aylık periyodlarla çıkan dergi dolu, doyurucu ve dengelidir. Hem akademik, ilmî, hem de amelî iltizamı esas alır. ıslâmî değerlere bağlı ve bu bağlılığı vurgulayan ve okurlarına da aşılayan bir yapısı var. ışte bu zülcenaheyn yapıyı muhafaza eden insanlar az kaldığından Mehmet Görmez gibiler şimdi ulemanın ruhuna fatiha okuyor. Türkiye’de dinî alanda akademisyenler var, ama âlimler yok veya az. Zira âlim demek pratiği veya ameli olan ve insanları amele çağıran kimse demektir. ılim amelden soyutlandığında bu, akademisyenliğe ve bir nevi oryantalizme dönüşür. Bunu en iyi ifade eden kimselerden birisi Mustafa A’zami’dir. Ankara Okulu güya oryantalizme mukabele etmek için kurulmuştur, ama bu dengeye riayet etmediği ve gözetmediği için sonuçta maksadının aksi bir istikamete saplanmış ve oryantalist bir yaklaşımı benimsemiştir. Dolayısıyla âlimi âlim yapan, ilmiyle amel etmesi yani ilminin pratik tezahürleridir. Âlimle oryantalistin farkı budur. Âlim ıslâm’ın aynasıdır. Akademisyen ise kil u kal derdindedir.

Temmuz (2008) sayısında ‘Nihayetu ısrail, mahtume’/ısrail’in sonu kaçınılmaz ve kesindir başlıklı yazıya rastladım. ısra Sûresinden yola çıkan yazar Prof. Hamdi Futuh Vali, sûrede beyan edildiği gibi Yahudilerin iki ifsade ve yükseliş devrinden bahsetmektedir. Buna mukabele olarak kimi Yahudiler de aynı silâhla Müslümanları vurmak üzere Tevrat’a dayalı Müslümanların iki yükselişinden bahsetmektedir ve Müslümanların son yükselişinin de günümüze tekabül ve isabet ettiğini ileri sürmektedirler. Bu, sembolizm veya simya alanındaki mücadeleyi gösterir. Kur’ân-ı Kerim Yahudilerin ifsat dönemleriyle alakalı olarak birinci veya ikinci vade dememiş belki birinci ve sonuncu kez demiştir. Bu da Yahudilerin ifsatlarının üçüncü veya dördüncü defa olmayacağını sadece iki defa ile sınırlı olacağını haber vermektedir. Dolayısıyla bazılarının ‘ fein udtum udna’ ifadesinden üçüncü veya daha fazla ifsat dönemleri çıkarmaları yanlıştır. Sonuncu defasından sonra zaten kıyametin saaati yaklaşmaktadır. ısra Sûresinin başında birçok kişinin gözünden kaçırdığı çok dakik hususlar var.

Sözgelimi ‘Letüfsidünne fi’l arz’/Yeryüzünde bozgunculuk yapacaksınız ifadesindeki yeryüzü aslında bir cihetle diasporanın örgütlenmiş hali olan Henry Ford’un deyimiyle beynelmilel Yahudi’ye işaret etmektedir. Arz ifadesinden yeryüzü çıktığı gibi aynı zamanda beynelmilel Yahudi ifadesi de çıkar. Yazar Vali, Hazreti Musa’nın 124 yıllık hayatı boyunca Arz-ı Mev’ud’a giremediğini ve Harun Aleyhisselam’ın vefatından üç yıl sonra onun da vefat ettiğini ve fetih sürecini tamamlamanın Yuşa Bin Nun’a nasip olduğunu söylemektedir. Bununla birlikte, müellifin Yuşa Bin Nun (Aleyhisselam)’la alakalı yorumları Kur’an-ı Kerim’in ruhuyla çelişmektedir. Bu ayrı konudur. Hatırlayanlar bilirler önceki yazılarımdan birisinde Hazreti Musa Aleyhisselam’ın 124 yıllık ömründe tamamlanamayan sürecin aslında 40’ar yıllık 3 dilim halinde tamamlandığını ifade etmiştim. 80 yıllık Musa Aleyhisselam’ın nübüvvet dönemi ve 40 yıllık Yuşa Bin Nun dönemi. Davud ve Süleyman (Aleyhisselam) dönemleri ise bundan farklıdır. Davud Aleyhisselam ile Süleyman Aleyhisselam’ın toplam iktidar dönemleri 70 ile 80 yıldır. Bu iktidar diliminin çoğu Süleyman bir kısmı da Davud Aleyhisselam’a aittir. Huruçtan Arz-ı Mev’ud’a girişin 120 yıl sürdüğü dikkate alınarak ıslâm dünyasının da Filistin’e tekrar kavuşmasının 120 yıl süreceği öngürülüyor. Kimilerine göre bu süreç 1897’de Basel Konferansı ile birlikte başlıyor.

Buradan iz sürdüğümüzde karşımıza 2017 yılı çıkmaktadır. Bu da yaklaşık olarak Davud Aleyhisselam tarafından 3 bian yıl önce kurulan gerçek (MÖ: 1016) ısrail devletinin simetrisine denk gelmektedir. Bu varsayıma göre, ısrail’in ömrü 68 veya 70 yıla tekabül etmektedir ki, Hazreti Davut ve Süleyman Aleyhisselam’ın fiilî iktidar dönemlerine eşittir. Davud ve Süleyman Aleyhisselam’ın kurduğu devletin ömrü yaklaşık 80 yıldır ve bazıları gerçekte bunun 70 yılla sınırlı olduğunu söylemektedirler ve bundan sonra devlet parçalanmış ve iki parçaya ayrılmıştır. Kısaca Davud Aleyhisselam’ın kurduğu gerçek ısrail devletinden sonra kurulan ve Natura Karta gibi Ortodoks Yahudilerce sahte sayılan Teodor Hertzl’in vadettiği yeni ısrail devleti, Davud Aleyhisselam’ın kurduğu devletten yaklaşık 3 bin sonra tarihe karışacaktır. Bu aşamada, sahte ve siyasî peygamber Teodor Hertzl’in sahte Davud ve Süleyman devleti yıkılacak ve yerine Davud ve Süleyman’ın gerçek mirasını taşıyan devlet kurulacaktır. Onun süresi de (Allahu â’lem) yine gerçek Davud ve Süleyman devletinin ömrü kadar olacaktır.

Bugün yaşanılanlara dair Kur’ân-ı Kerim’de birebir işaret vardır. Sözgelimi, ‘Ve ceealnakum eksere nefira’ âyet-i kerimesi ısrail ve ABD ilişkilerine işaret etmektedir. Nefir harp teknolojisi demektir. Bu ayet Carter’ın da işaret ettiği gibi ısrail’in nükleer tersanesine ve Araplara karşı nitelikli silah üstünlüğüne işaret etmektedir. Ve ABD, daima ısrail’in bu nitelikli üstünlüğünü muhafaza etmeyi taahhüt etmektedir. Keza ısra Sûresi 104’üncü âyette ikinci ifsadenin ve büyüklenmenin nasıl olacağının işareti verilmektedir. Babil sürgünü ve akabinde M.S. 70 tarihinde Romalılarca Yahudilerin diaspora olarak yüryüzüne dağıtılmasından sonra ikinci ifsade ve yükselme dönemlerinde Yahudilerin tekrar Arz-ı Mev’ud’a toplanacakları beyan edilmektedir. Bu ayetteki ‘lefif’ ifadesi bunun sırrı ve şifresidir. Son vade geldiğinde ise Müslümanların yeniden Mescid-i Aksa’ya girecekleri ifade ediliyor; hadisler de bunu teyid etmektedir. Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça kıyametin kopmayacağı ve bu savaşta taş ve ağaçların dile geleceği ve arkalarında saklanan Yahudileri haber vereceklerini ifade ediyor.

9/5/2002 tarihli Afak Arabiyye gazetesi Ahmet Yasin’e dayanarak böyle bir gelişmeden haber vermektedir. Bu Ahmed Yasin’e göre zafer müjdelerindendir. Olay şöyle gelişir: Ramallah’da Filistinliler bir yerleşimciyi kovalamaktadırlar. Adam gider ağaçların arkasına gizlenir ve ağaç dile gelerek arkasındaki yerleşimciyi haber verir. Bu da hadis-i şerifin olaylarca tasdiki makamındadır. Bilindiği gibi Birinci ıntifada tamamen taşların dile geldiği ve Rabin tarafından Filistinli gençlerin taşlarla elinin kırıldığı bir dönemdir. Ve ağaçların Yahudilere karşı çıkmasının bir nedeni de binlerce ve yüzbinlerce zeytin ve benzeri ağaçları kökünden sökmelerindendir. Halbuki bu bölge zeytinin vatanıdır. ‘Vettini vezzeytuni’ ifadeleriyle Allah onlara kasem etmektedir. Beni ısrail ise Allah’ın kasem ettiklerine hakkı hayat tanımamaktadır. ışin böyle sembolik boyutları da vardır. Allahu â’lem.

11.07.2008

E-Posta: mustafaozcan@yeniasya.com.tr
Yeni Asya




Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. şaşıracaksınız.

2

13.07.2008, 15:47

Allah razı olsun yazı için...

zaman geçtikçe sona da daha çok yaklaşıyoruz.. ınşallah yaşarken görmek olur bu sonu..

ayrıca neyi mutlaka okuyalım??
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

3

13.07.2008, 16:25

Yazıyı kardeşim :)

Ayrıca bugün bi yazı daha geldi aynı yazardan.

Mustafa ÖZCAN

Dünya tarihini özetleyen iki siyasî âyet






Kur’ân-ı Kerim bakıp da görmediğimiz hazinelerle doludur. Sözgelimi, onun iki âyeti iki bin yıllık siyasî tarihe ışık tutmaktadır. Geçmişi ve geleceği bağrında saklamaktadır. Bu hususta bu iki âyeti nazarlarınıza vermek istiyorum.

Kur’ân-ı Kerim’de bakıp da görmediğimiz, ama günümüze ve geleceğe ışık tutan âyetlerden birisi ‘Duribet aleyhimuzzilletü eynama sukifu illa bihablin minallahi ve hablinminennasi’ âyet-i kerimesi ıngiltere’nin ve ABD’nin yardımı ve muavenetiyle modern (sahte) ısrail devletinin kurulacağını ortaya koymaktadır. ‘Eynama sukifu’ kıtası bile başlı başına bir mucizedir. “Onlar nerede olurlarsa olsunlar kendilerine zillet damgası vurulmuştur” deniliyor. Sürgün ve diasporaya kadar Cenâb-ı Hakk’ın ipi veya sebebi onlarla birlikte olmuştur. Onların muini Allahu Teâlâ olmuştur. Birinci ve ikinci mabetlerin yıkılmasıyla birlikte maruz kaldıkları diaspora, yani dağınıklık döneminde Cenâb-ı Hakk’ın onlara olan imdadı kesilmiştir. ımdat-ı ılâhî inkıtaya uğramıştır ve bunun sonucunda meskenet ve zillete düçar olmuşlardır. ıkinci büyüklenme ve ifsad dönemlerinde ise Allah’ın ipinden ziyade ıngilizlerin ve ardından da Amerikalıların ipiyle (hablunnasi) payidar olmuşlardır.

Bununla birlikte, Ahmedinejad veya ıranlı yetkililerin Amerikalı generalle söylediği burada da geçerlidir. Ne demişti: Bush’un ipiyle kuyuya inilmez. Zira Amerikalı generaller savaşa karşı. Irak savaşına da karşıydılar. Ama beynelmilel Yahudi’nin güdümüne girmiş iradeler Irak savaşını tetiklemişlerdi. Zaten Kur’ân-ı Kerim, ‘Ne zaman savaş kıvılcımını tutuştursalar’ ifadesiyle kimi Yahudilere atıfta bulunur. Kralları Yavakim’le birlikte 10 bin kişilik Yahudi Buhtunnasır tarafından Babil’e sürgüne götürüldüğünde aralarında Hazkiyal Peygamber (MÖ: 597) de bulunmaktadır. Bu zillete düçar olmalarının yegâne sebebi bozgunculukları ve irtikap ettikleri günah ve measidir. Bunlar Allah’ın gazabını dâvet etmiştir. Ermiya Peygamber Buhtunnasır’a şöyle seslenecektir: “Mağrur olma. Sanma ki, bu üstünlüğün sendendir ve senin kuvvetindendir. Allah’ın halkına ve seçilmiş halkına olan galebenin yegâne sebebi onların arsız günahlarıdır ki onları bu derekeye isal etmiştir…”

***

Nübüvvetin ve vahyin kesilmesi ve yani Hazreti ısa ve ardından da vahyin ısmailî cenaha intikaliyle birlikte Allah’ın ipi ve yardımı kendilerinden ebediyen kesilmiştir. Bu defa topladıkları ve yığdıkları sermaye ile, güç devşirmeye ve siyaset ve vicdanları satın almaya çalışmışlardır. Ahirzaman diliminde ise ıngiltere ve ABD’nin yardımıyla Natura Karta cemaati gibi cemaatlerinin de ifadesiyle ikinci ısrail’i (gerçekte sahte devlet) kurmayı başarmışlardır. ‘Mutabakatü’l ihtiraat’ kitabında muhaddis Ahmed ıbni Muhammed Es Sıddik el Gimari ‘hablunminallahi ve hablumminennasi’ âyetinden ıngiltere ve ABD’yi çıkarmıştır. Bu sahte devlet ahirzamanda kimi Yahudiler arasında çıkacak olan tek gözlü Deccal devresine denk gelecek veya takaddüm edecektir (S: 87, 88)..”

***

Dünyanın kaderini özetleyen ikinci âyet ise Hıristiyanlarla alâkalıdır. Yahudilere dair âyet 3 bin yıllık süreyi nasıl icmal ediyorsa Hıristiyanlarla alâkalı Kur’ân buyruğu da iki bin yıllık tarihi özetlemektedir. Bu da yine bakıp da görmediğimiz âyetler cümlesindendir. Al-i ımran Sûresinin 45’inci ve 55’inci âyeti bizlere şöyle hitap eder: “ısa, dünyada da ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kıldırdıklarındandır…”, “Sana uyanları kıyamete kadar kâfir olanlardan üstün kılacağım…”. ‘Üstün kılacağım’ âyetinin ihbar-ı gaybîsi tamamen tarihle mutabakat halindedir. Kevnî siyaset veya âyetler Kur’ânî âyetleri tasdik etmektedir. Bu âyet-i kerime kesinlikle 2 bin yıllık tarihi özetlemektedir. Bunun tek istisnası Hıristiyanları şaşırtan ıslâmiyetin zuhuru ve onları yenmesidir. Bununla birlikte, ahirzamanla ilgili hadisler kıyamete yakın Rum’un, yani Batılıların kesrete sahip olacaklarını ortaya koyar.

Bernard Lewis’in dediği gibi, modernizme kadar ıslâm, Batı ve Hıristiyanlık üzerine hep galebe çalmıştır. Modernizm ise, bir nev'î içinde Deccaliyet barındırdığı ve din namına hareket etmediği için, onun galebesi Hıristiyanlık namına geçmez. Belki onun galebesi bütün dinler üzerine galebedir. Belki bu dalga hem ıseviliğe, hem de ıslâmiyete vurmuştur. Ve 2 yüzyıllık bir genel fetret döneminin de adıdır. Bu fetretin nedeni Fransız Devriminin getirdiği Deccalizm irhasatıdır. ıslâmiyet Hıristiyanlıkla karşılaştığı yerlerde onun yerini almıştır. Zira Hazreti ısa’nın varis-i hakikîsidir. Bundan dolayı da, Mesih’in nüzûlünden sonra ıslâmiyetin metbuiyet, ıseviyetin ise tebeiyet (iktida ve uyma) makamında olması da bunu göstermektedir. ıslâmiyet imamet makamında, ıseviyet ise iktida makamındadır.

13.07.2008

E-Posta: mustafaozcan@yeniasya.com.tr

4

13.07.2008, 19:11

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Yazıyı kardeşim :)



anladım abi de.. sen de yazının sonuna koymuşsun mutlaka okuyun diye.. zaten yazıyı okuduktan sonra onu okuyunca dedim neyi okuyalım.. sen başa yazacaktın o cümleyi... :D
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

5

14.07.2008, 17:24

:trip1:
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

14.07.2008, 21:57

:mrgreen:

aşk olsun abi niye trip yapıyorsun... :çiçek:
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir