Giriş yapmadınız.

mavilale

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "mavilale"

Mesajlar: 202

Konum: bir ummandan..

Hobiler: ...

  • Özel mesaj gönder

1

06.08.2005, 22:34

Tarihten Alacağımız Dersler Vardır

Bunları Biliyor musunuz?
Çağdaşlaşma Yolunda
l930'lu yılların Türkiyesi'nin Urla gibi bir Ege şehrinde dahi açlıktan insanların öldüğünü...
Ortalama bir memurun aylık maaşının 50 lira olduğu bu dönemde, çağdaşlaşma yolunda(!) 75 000 lira gibi büyük paranlar ödeyerek heykel yaptırdığımızı (1)


Kendinizi Türklere Emanet Edin
16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolay Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" ünvanı verilen Boğdan Beyi Büyük Stefan'ın ölüm döşeğin de, evlatlarına gayet ibretli bir şekilde:
"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi Türklere emanet edin. Adil ve merhametlidirler" diyerek nasihat ettiğini …(2)


Talan Edilen Mirasımız
şanlı Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazinin mübarek anası Hayme Hatunun Domaniç’teki türbesini ulu hakan Abdülhamid Han'ın, ecdadına hürmetinin ifadesi olarak büyük bir itina ile tamir ettirip pencerelerini atlas perdelerle kaplattırdığını ve zeminini de Hereke dokuması muhteşem bir halı ile, döşettiğini . . .
Daha sonraları iş başına gelen Halk Partisi döneminde ise o muhteşem halının türbeden gasp edilerek, partinin ınegöl ilçe yöneticilerinin kapılarına paspas yapıldığını ve atlas perdelerinin de kaymakamlık binasında kullanıldığını... (3)


Ecdadımızın Silinmez ızleri
1976 yılında Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde, deniz suyunu tatlı suya çeviren bir tesisin açılışından sonra meslektaşları ile sohbete girişen dönemin Türkiye Büyükelçisi Necdet Özmen'in bir ara söze: "Bu Suudi Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisidir" diye başlaması üzerine
Fransız Büyükelçisinin hayretler içinde kalarak:"No... Sör... Bu Suudi Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisi değildir. ılki Osmanlılar'ın 1800.lü yılların sonunda yaptığıdır" diyerek ecdadımızın eşsiz mirasından habersiz yaşayan elçimizi mahcup ettiğini ,,(4)


Bitmeyen Osmanlı Sevgisi
Balkanlar'dan Orta Doğu'ya kadar büyük bir coğrafyanın 1. Cihan Savaşından sonra elimizden çıkmasına rağmen, o topraklarda yaşayan halkın hala büyük bir hasretle "Osmanlı, Osmanlı " diye sayıkladığını ..
Budapeşte'den gelen bir yazarımıza bir Boşnak,ın'. "Madem ki ıstanbul'a gidiyorsun Allah aşkına o şehrin toprağını benim için öp Allah benim canımı ıstanbul'u görmeden . alması!" dediğini Trablusgarp'daki ihtiyar Cezayirlilerin , boyunlarına muska diye Osmanlı parası taktıklarını…(5)


Biliyor muydunuz.

Avrupa'da Akıncı Korkusu
1534 yılında Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nde. Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak haber vermekle vazifeli bir memuriyetin ihdas edildiğini ve bu memuriyetin ancak 1956 yılında, Viyana Belediye Meclisince. Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından, bu vazifenin lüzumu yoktur" diye bir karar alınarak iptal edildiğini...(6)


Cennette Yer
Osmanlı Devleti'nin zirvelerde şahlandığı, akıncılarının Avrupa içlerinde at oynattığı bir dönemde. kilisede bir papazın vaaz verirken"Dünya hakimiyetinin Türklere fakat Cennet'in de kendilerine ait olduğunu... " söylemesi üzerine. bu taksime aklı yatmayan cemaatten bazılarının büyük bir ümitsizlik içinde: "Dünyada bizi yurtlarımızdan çıkaran Türkler hiç Cennet'te yer bırakırlar mı?" dediklerini...(7)


Batışın Remzi
Yükseliş dönemimizin ruhunu yansıtan mütevazı Topkapı Sarayına karşılık, yıkılışımızı remzeden Varsay taklidi Dolmabahçe Sarayının Avrupa'dan borç alınan para ile, 9 ton altın ve 41 ton gümüş kullanılarak inşa edildiğini... (8)



şefzade'nin Dolmabahçe Sefası
ısmet ınönü'nün Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde, oğlu Ömer ınönü nün gerek talebelik gerekse daha sonraki yıllarda koskoca Dolmabahçe Sarayını ikametgah olarak kullanıp, yattığı bir oda için bütün sarayın kaloriferlerini yaktırdığın ve ayrıca bu şefzadenin sarayda kadınlı kızlı gece alemleri düzenlediğini...
Bütün bu olanların dönemin Millet Meclisinde ciddi tartışmalara yol açtığını ve o gün mecliste bulunan baba ınönü nün kulaklığı takılı olduğu halde müzakereleri işitmemezlikten geldiğini (9)


Ağaca Asılan Zekat Parası
Fatih Sultan Mehmet Han devrinde bir Müslümanın. günlerce dolaşıp yıllık zekatını verebileceği fakir birini arayıp bulamadığını
Bunun üzerine zekatının tutarı olan parayı bir keseye koyarak Cağaloğlu'ndaki bir ağaca asıp, üzerine de:
"Müslüman kardeşim, bütün aramalarıma rağmen memleketimizde zekatımı verecek kimse bulamadım. Eğer muhtaç isen hiç tereddüt etmeden bunu al" diye yazdığını..
Ve bu kesenin üç ay kadar o ağaçta asılı kaldığını (10)



Nebiler Sultanı nın Güzellikleri
Aşk bahçesinin yanık bülbülü Hazreti Mevlana'nın, Peygamberimiz'in (sav) üstün vasıflarıyla alakalı olarak:
Nebiler Sultanı'nın (sav) vasıflarının şerhini. eğer ben devamlı, durmadan söylesem, yüzlerce kıyamet geçer de o yine bitmez. " dediğini...
Sahabi efendilerimizden Amr bin As'ın (ra): "Benim gözümde Resulullah'dan (sav)daha sevgili, benim gözümde Ondan daha büyük bir kimse yoktur. Ne var ki, Ona olan tazimimden gözüm doya doya Ona bakamıyordu " dediğini. . .
ımam Kurtubi'nin de "Nebiler Nebisi'nin (sav) güzellikleri bize tamamıyla gösterilmemiştir. Gösterilmiş olsaydı, gözlerimiz Ona bakmaya takat getiremezdi " diyerek ıki Cihan Saadet Güneş’inin güzelliklerini bir nebzecik olsun anlatmaya çalıştıklarını..(11)Biliyor muydunuz?



Osmanlı Arması
Merhum Necip Fazıl Kısakürek in 1954 lü yıllarda çıkardığı Büyük Doğu mecmuasının bir sayısının kapağında, Osmanlı arması işlemeli sanat eseri bir kumaş resmini yayınlayınca, "padişahlık propagandası yapmak " gibi saçma bir gerekçe ile derginin o sayısının toplatıldığını ve kendisinin de suçlanarak mahkemeye sevkedildiğini
Necip Fazıl'ın mahkemede kendisini suçlayan savcıya gayet ibretli bir şekilde:
ıçinde adalet işlerine bakılan bu binanın tepesinde aynı Osmanlı arması var Siz de mi padişahlık propagandası yapıyorsunuz?" diye haykırdığını (12) Biliyor muydunuz?



Pasaport Farkı
şanlı Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından sonra, son derece üzgün ihtiyar bir Ürdünlünün, elindeki yeni Ürdün pasaportuyla ısviçre sefaretine giderek: "Herkes bu pasaportla alay ediyor Eskiden Osmanlı pasaportum varken selam dururlardı. Ben Osmanlı teb'asıyım ne olur bunu değiştirin" diye sefaret yetkililerine yalvardığını… (13)



Türk Köşesi
Devlet i Aliye yi Osmaniye'nin üç kıtada at oynatıp buyruk yürüttüğü ihtişamlı dönemlerinde, Avrupa'da Türk hayat tarzı ve modasının çok tesirli hale geldiğini Evlerinde Türk köşesi bulundurmayan sosyete mensuplarının ayıplandığını (14)



Reformun Böylesi
0 zamana kadar sadece batılıların kendi aralarında düzenledikleri balolara, yanlış batılılaşma hareketinin bir parçası olarak Türk devlet adamları da katılınca 11829), baloda bulunan bir Fransız kadının oldukça doğru bir teşhiste bulunarak Türkler reforma, bitirmeleri gereken yerden başladılar dediğini ...(15)



1-Kafkas, Mehmed; Geçmişi Bilmek, cilt 1, Nil Yay., ızmir/l993, s.231
2-Apuhan, Recep şükrü; Ruhumda Darp ızi Var,Timaş, ıst/1990
3-Apuhan, Recep şükrü;Batı'nın Darağacında ısyan, Timaş, ıst/1989 s.50
4-Apuhan, Recep şükrü; Ruhumda Darp ızi Var, Timaş ıst?1990, s. 41
5-Yakın Tarihimiz, 6 Eylül 1962, cilt 3, sayı: 28 s. 42. Vatan Gazetecilik A.ş ıst/1962
6-Refik, ibrahim; 'Akıncı Millet" Sızıntı, sayı: 143, Aralık/1991 s. 479
7-Köseoğlu, Nevzat; Türk Medeniyeti Üzerine Düşünceler, Ötüken Yay. ıst / 1990, 260
8-Gerger,Mehmet Emin; Tanzimat'tan AET . 'ye Türkiye, ınkılab Yay. ıst / 1989, s 42
9-Gürkan, Ahmet;ısmet Paşa'nın Beytülmali,Ayyıldız mat.A.ş. Ankara/ 1970, 5. 22
10-Altınoluk Dergisi, şubat/1994, sayı: 96, s. 7
11-Bursalı, Mustafa Necati; "Hilye-i Saadet",Köprü dergisi Temmuz/l990 sayı:40,s 6
s 136
12-Kısakürek, N. Fazıl; Cinnet Mustatili, Büyük Doğu Yay., ıst?1983, s.281
13-Apuhan,Recep şükrü; Batının Darağacında ısyan, Timaş, ıst?1989, s.100
14-Niyazi, Mehmed;Medeniyet Ülkesini Arıyor, Tuğra Neşriyat, ıst/91, s. 51
15-Baykara, Prof. Dr.Tuncer;Osmanlılarda Medeniyet Kavramı Akademi Kitab evi,ızmir/1992,s 71 16-Kabacalı, Alpay; Arap Çöllerinde Türkler, Cem Yay., ıst/1990 s. 42
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

2

12.05.2007, 18:32

Osmanlı hanımlarnın çeyizindeki kilimlerin ve sarıgın anlamı..


Sargılık veya sergilik adı verilen kilimler kadınların çeyizlerinin en kıymetli parçalarından sayılırdı.

Ölen hanımların tabutları bu kilimlere sarılır, mezara indirilirken bir perde görevi üstlenen bu kilimler ölen kadının hayrına camilere serilirdi.

Bu nedenle genç kızlar dokudukları kilimlerin en güzellerini sargılık olarak ayırıyorlardı.

Bu kilimler hanımlarımıza sürekli ölümü hatırlatırdı.

________

Osmanlı delikanlıları da ölümü başlarının üzerinde taşırlarmis.

Beş arşın bezi sarık diye baslarına sarar, temiz tutarlarmış.

Öldüklerinde bu bezle kefenlenirlermiş.

Iste ölümü basta taşıyan bu delikanlılar, bakışlarını haramdan korur, Hz.Yusuf gibi gel diyen güzele sırt çevirirlermiş.

Iste sargılık denen kilimi dokuyan genç kızlar ve ölümü baslarının üzerinde taşıyan delikanlılar hep aşkın helaline yönelir, nikah denilen sevgi sözlesmesi ile Allah(c.c.)'in huzurunda, adil şahitlerin önünde mihr denilen bedeli ödeyerek ailenin temelini atarlarmis...

şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

3

13.05.2007, 23:08

Ne mutlu bizlere ki , böyle sanli Ecdadlarimiz var. Fakat hakkiyla tanimiyoruz , vaya tanittirilmiyor.
O büyük ruh tekrar canlanir korkusu ile yürekleri patliyor.
Ey Kardes bil ki! Hasenatın hayatı niyet iledir. Onların fesadı ise ucb, riya ve gösteriş iledir.
Mesnevi-i Nuriye

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir