Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

08.08.2006, 12:31

91 yıllık hikaye.Alllahh Alllahhhhh

91 yıllık hikâye...

Yıl, 1915.
Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.
"Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan kaybı, 200 bini aşmış...
"Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı ise, 250 binin üstünde...
Mermiler havada çarpışıyor.
Cesetler toplanamayacak kadar çok...
Bu inanılmaz kıyıma rağmen, ıngiliz Hükümeti durumdan memnun.
Çünkü gerçeği bilmiyor.
Çanakkale'deki ıngiliz cephe komutanı, "Vaziyet gayet iyi... Bugün yarın geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
O sırada genç bir gazeteci var orada.
Avustralyalı.
Melbourne Age Gazetesi'nin muhabiri.
Görüyor ki, durum kel...
Hadise, hiç de ıngiliz komutanın anlattığı gibi değil.
Türkler kafaya koymuş...
Kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor, şakır şakır ölüyor... Ama geçirmiyor.
Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bir konu daha var.
ıngiliz komutanlar, karargâhta klasik müzik eşliğinde viski yudumlarken, Anzaklar patır patır gidiyor. En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir bölgeye... Türklerin, iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.
Üstelik, müthiş bir sansür var.
Yazdığı haberler, ıngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.
Bakıyor ki, olacak gibi değil...
Sarılıyor kaleme, tüm gerçekleri tek tek anlattığı, 8 bin kelimeden oluşan, "Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.
Özeti şu:
"Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
Ve bu mektubu, sansürden kurtulmak için Avustralya Başbakanı'na "elden" ulaştırıyor.
Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine inanamıyor ve acilen, yine "elden", ıngiltere Başbakanı'na ulaştırıyor.
ıngiltere Başbakanı mektubu okuyor, Savaş Kabinesi'ni topluyor, orada bir daha yüksek sesle okuyor...
Gizlice araştırılıyor.
Mektup doğru.
Hatta az bile yazılmış.
Cephedeki ıngiliz komutanın, kendi poposunu kurtarmak için palavra attığı anlaşılıyor.
Ve karar veriliyor.
Komutan görevden alınıyor.
Emperyalistler, Çanakkale'den çekiliyor.
Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan genç gazeteci, Avustralya'da "kahraman" gibi karşılanıyor.
"Sir" ünvanı veriliyor.
E tabii kapılar açılıyor...
Savaşa "muhabir" olarak giden gazeteci, savaştan sonra "gazete sahibi" oluyor.


Yıl, 1952.
Çanakkale'de savaşın kaderini değiştiren "sir gazeteci" vefat ediyor.
Bir tane oğlu var...
O zamanlar, 21 yaşında.
Babasının gazetesinin başına geçiyor.
Çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor.
Avustralya'ya sığmıyor...
ABD'ye, Avrupa'ya el atıyor.
Bugün, 75 yaşında.
Dünya medya imparatoru.
75 televizyon kanalı...
175 gazetesi var.
TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye, gazeteleriyle 11 milyon okuyucuya hitap ediyor.


Yıl, 2006...
Çanakkale'nin "dövüşerek" geçilemeyeceğini ilk anlayan "sir gazeteci" nin oğlu, Çanakkale'nin nasıl geçileceğini gösterdi...
Bastı parayı, TGRT'yi aldı.
ısmi, Rupert Murdoch.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

08.08.2006, 15:11

gerçekten çok ilginç bir hikaye... bizim en büyük zafımız da aslında bu... bizi silahla, topla tüfekle yenemediler ve yenemiyorlar ama içimizden bizi mahvediyorlar... Tv kanalları da bunun birinci vasıtası... bügün TV'nin başına geçipte imanı, ahlakı bozmamak elde değil... dalaletler sefih eğlenceler TV ekranlarında almış başını gidiyor... Kale içten yıkılıyor... Allah nurlara sıkı sıkı sarılmak nasip etsin...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

3

08.08.2006, 21:46

Rabbim razı olsun dualardan dolayı amin.
ıngiliz eski başkanlarından Lour gurdon(yazılışını unuttum ),çanakkale savaşından sonra şunu demiş:

Bu kur'an(eline alarak toplantıdakilere göstermiş) müslümanların elinde oluncaya kadar onları mağlup edemeyiz.En iyisi biz onları soğutmalıyız,kendi kendilerine bırakmalılar.!

Mekke'de bile mc donald's varsa artık siz düşünün...
Bilinçli Müslüman olmak duasıyla...

4

09.08.2006, 13:37

Ayy kardeşim inşaALLAH inşaALLAH... :( :(
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

  • "Burhan Dinç" bir erkek

Mesajlar: 2

Konum: Adapazarı/Türkiye

Meslek: Metalurji Yüksek Mühendisi

Hobiler: Tarih,Gezi,Spor

  • Özel mesaj gönder

5

07.09.2006, 16:20

Doğru bir tespit

Slm.
Yazının sonunda bir tespit var gerçekten de adam doğruyu görmüş ve bizim en büyük eksikliğimizden de faydalanmış.Maddiyat derken tüm memleket elden gidecek.
El açıp yalvarmaya layık şüphesiz Allah' tır (Rad 14)

6

07.09.2006, 18:13

Re: 91 yıllık hikaye.Alllahh Alllahhhhh

Alıntı sahibi ""insirah""

91 yıllık hikâye...

Yıl, 1915.
Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.
...


Yıl, 2006.
Tarih 4 Ağustos:

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=5051&start=22
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

7

07.09.2006, 18:16

Haydi hep birlikte:
"Söbeee"
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

8

07.09.2006, 18:57

Kim söbelendi kim söbelendi? :D
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

9

07.09.2006, 19:05

Müzmin söbelenen kardeşimiz inşirah :D
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

10

07.09.2006, 20:38

bi söbeleme rüzgarıdır gidiyor forumda :)
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir