Giriş yapmadınız.

1

31.10.2006, 18:00

Bakalım organlarımız nasıl konuşuyor...

Artık dayanamıyorum, dedi GÖZ. Günde altı-yedi saat TV seyrediyor. TV’-den gelen radyasyon retina tabakamdaki koni hücrelerini mahvetti. Ya kirpiklerim, yıkanmadığından mikroplarla doldu, arpacık hastalığına teslim oldum.

KULAK lâfa girdi.

-Ya ben? şehrin gürültüsü yetmiyormuş gibi 100 desibelin üzerindeki metalik gıcırtılarla titreşmekten genç yaşta ihtiyarladım. Oysa zarım, orta kulak kemikçiklerim ve korti organım 20-60 desibele ayarlı. Direnecek gücüm kalmadı. -

Kısık kısık öksürükler arasında AKCığERıN homurtusu duyuldu:

-Bir de bana sorun arkadaşlar halimi. Sahibimiz günde iki paket sigara içiyor. ıncecik nazik zarlarla yapılmış alveollerim, soba borusu gibi simsiyah kurumlarla kaplandı. Nefes alamıyorum, boğulmak üzereyim.

BEYıN konuşmalara katıldı:

-Tefekkür için, Yaratan’ı (cc) bulmak, tanımak için, O’nun rahmetini, şefkatini, güzelliğini ve diğer isimlerini, kâinatta harf harf söküp okumak için yaratılmıştım. Sizler de bana bu konuda yardımcı olacaktınız. Oysaki yalana, düzenbazlığa, kurnazlıklarla haram yollarda menfaat peşinde koşmaya harcandım. Hakkımı istiyorum.

En sonunda KALP, manevî boyutuyla birlikte, ağır ağır adımlarla yanlarına geldi:

-Hepiniz haklısınız. Ama bir de beni dinleyin. Ben manevî yönümle, sonsuza kanatlanıp uçmak için yaratıldım. Rabbimize aşık olmak için varım. Bunun için kâinatı, Yaratan’dan dolayı her şeyiyle sevebilecek kapasitedeyim. Yaratan’a kul olma makamının başında ben gelirim. Ben bir çekirdeğim. Büyüyüp kocaman bir ağaç olabilirdim ki o ağacın kökü iman, gövdesi sevgi, meyvesi Yaratan’a kul olmaktır. Bir de şu halime bakın. Mala, mülke, cismanî zevklere harcandım. Kula kul oldum. Yalancı sevdaların peşinde perişan oldum. Maddî boyutumda ise, yanlış beslenme, sigara ve tembellik yüzünden koroner damarlarım tıkandı, artık yaşamak istemiyorum.

Bu durum üzerine bütün organlar sahiplerini Rablerine (cc) şikâyete karar vermişti ki yollarını gözleri yaşlarla dolu ÜMıT kesiverdi.

-Durun kardeşlerim. Biraz daha sabredelim. şikâyetimizi geleceği kesin olan Âhiret gününe saklayalım. Belki bu süre içinde sahibimiz pişman olur, kul olduğunu hatırlar, Müslümanca yaşayıp tövbe eder.

Evet, bu hikâyenin sonu nasıl biter bilinmez, ama bilinen bir şey varsa o da hepimizin verilen nimetlerden teker teker sorulacağı.


şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

2

31.10.2006, 18:41

Bende bu uğultu nedir, diyordum. Meğer organlarımın şikayetiymiş. ışiniz zor, baki bir hayatta inşallah rahat edersiniz.
:)

Muıhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

31.10.2006, 19:51

o ağacın kökü iman, gövdesi sevgi, meyvesi Yaratan’a kul olmaktır.


Allah razı olsun kardeşim.

Güzel paylaşım
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

4

31.10.2006, 23:03

Alıntı sahibi ""cevat uykan""

baki bir hayatta inşallah rahat edersiniz.


umdugumuzda bu değilmi?ümit ve korku arasında mekik dokuyoruz :?
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

5

01.11.2006, 19:24

Re: Bakalım organlarımız nasıl konuşuyor...

Alıntı sahibi ""nurdan damla""

Evet, bu hikâyenin sonu nasıl biter bilinmez, ama bilinen bir şey varsa o da hepimizin verilen nimetlerden teker teker sorulacağı.


Allah razı olsun.

6

02.11.2006, 12:03

ALLAH'u TEALA sizden de razı olsun...selam ve dua ile...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

7

28.10.2009, 16:03



Biz çocukken "Şişko Tekin" diye bir hikaye kitabı vardı..

O geldi hatıra..(=



Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir