Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

22.09.2005, 12:35

Dört tip nur talebesi...

Dört tip Nur Talebesi var:

birincisi:
Risale-i Nurdaki hakikatlerle anlaşır, cemaatle anlaşamaz.
ikincisi;Cemaatle anlaşır, hakikatlerle anlaşamaz.
Üçüncüsü; Hem cemaatle, hem de hakikatlerle anlaşır.
Dördüncüsü; Ne cemaatle, ne de hakikatlerle anlaşır.

Bir Nur Talebesinde mukavemet ve kayyumiyet felsefesi hükmetmelidir. Bunların çesitli göstergeleri vardır. Mesala, bir Nur Talebesi yalniz kaldigi zaman mukavemetini devam ettirebiliyorsa mukavimdir. Kayyumiyet ise hizmetteki sebat ve devamdır. "Buranın hizmeti benimle kaim ve daim, ben hizmete gitmezsem hizmet çatlar, derse gitmezsem hizmet yikilir" tarzında bir halet-i ruhiyedir.

Bir Nur Talebesinin iki türlü düşüşü vardır. Biri ani ve def’i. Bu tür düsüşde ayılma çabuk olabilir. ıkincisi tedrici düsüş. Bu birinciden daha tehlikeli. Hayattaki tavizler ile insan tedricen yıkılır ama farkında bile olmaz.
Bir Nur Talebesi kardeşini kıskansa, rahmet ve taksimat-i ilahiyeyi ittiham etmis olur. Kardesini kiskanan bir Nur Talebesi yerinde sayar bir adım dahi atamaz. Bir Nur Talebesi kendisini uhuvvet ve tesanüde mecbur bilecek. Meselemiz ferdi ve şahsi bir mesele değil. Mesele Kur’anın hakkaniyeti bütün kalplere çakılsın. Cemaatin en büyük kuvveti tesanüddür. Samimi muhabbet karsiliksiz ivazsiz bir kardeslik olsa o cemaat daglardan daha rasihdir.

Bir Nur Talebesi için en acı olan Risale-i Nura karşı mahcubiyettir. Kitaplar rafta, okumuyor. Bir Nur Talebesi bir gün, bir hafta, bir ay, bir yııl okumazsa ne olur? Bu dehsetli zamanda okumadan kendini muhafaza etmek mümkün degildir...
Nur Talebesi, din-i ıslamın meddahıdır. Bütün dünya beni medhü sena etse inandıramazlar ki ben iyiyim. Eğer bir Nur Talebesinde hayat ve yaşamak hissi din hissine galebe çalarsa o zat manen semavi tokada müstehak olmuş olur. Bir Nur Talebesinde dava ruhu istihsana çıkmazsa nakıstır. Bir şeyi ziyade beğenmek, ziyade sevmek, ziyade o şeyde fani olmak. Herşeyi bilmez bir şeyi bilir. ıstihsanin esası kesretten kopuş ve hırz-ı can etmektir. Vahdete takarrup için, kesretten kopuş. Seninle olayım, isterse aç kalayım.
Risale-i Nura hizmet edenler üç guruptur
Birincisi; nefis ve enaniyetini yenmeden hizmet edenler, bunlar şahs-ı manevinin kiridir.

ikincisi; iddiasizlardir. Bunlar itaatkar olmakla beraber aksiyondan uzaktirlar.

Üçüncüsü
; hakiki Nur Talebeleridirler. Bunlar cemaatin hem önünde, hem ortasinda, hem de arkasinda olabilirler. Öndekilerin vazifesi sahs-i maneviye kuvvet vermektir. Bunlar ayni zamanda Risale-i Nur’un kudsiyetini terennüm ederler. Ortadakiler hali muhafaza ederken, arkadakiler de dua ve iltica ile manevi destek verirler.

Mesreb ve meslegi ne olursa olsun dava-yi Kur’aniyeye hizmet edenin ben ebediyyen minnettariyim. Böyle bir ruh Hz.Mus’abın meşrebi... Meselelere şahsiyet alemi ile değil, hizmet alemiyle bakiyor. Hizmet edeni, hizmet namına kucaklıyor.
Üstadın hizmet rehberinde çizdigi modele, ihlas, sadakat, uhuvvet, tevazu ve mahviyet şartlarına uymayan bir Nur Talebesi medreseye yüz tane adam getirir, ileride belki bin tane götürür. Hizmet düsturları Risale-i Nurun rayidır. Bunlar olmazsa sen makam-ı rızaya, makam-ı mahbubiyete, makam-ı sıddıkiyete çıkamazsın. Onların esası da sırr-ı ihlas ile sırr-ı uhuvvettir.
Risale-i Nurun çok okunması meslek ve meşrebin şahsiyete yerleşmesini kolaylaştırır. Risale-i Nuru on defadan fazla oku devret, ondan sonra istedigin kitabi oku. Bu hakikatler tam meşrebine yerleşmeden, başka kitaplarin okumasi, şahsiyetde bozukluklar meydana getirir.

Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi makam-ı Mehdiyete mazhardır. Makam-ı Mehdiyyet umumun hidayetine, beşerin diriltilmesine çalşıyor. Bu şahs-ı manevînin en zahir ölçüsü ise, ekser ağabeylerin toplandığı heyettir... Bu hizmeti bir dest-i inayet tanzim ediyor... Başta üstadın hayatı buna şahittir... Risale-i Nur’un bayramı geliyor. Cenab-ı Hak tasfiye ediyor. Kabuk kalkıyor, lüb ortaya çıkıyor. Aptal kargaların eliyle ormanlar meydana geliyor. Allah (cc) isterse fâsıkların eliyle de ıslamiyeti inkisaf ettirir.

Risale-i Nur’un faidesi iki türlüdür: Biri istifade, diğeri istifaza... ıstifade idrake, istifaza ise kalbe bakar. Kalp ne derece sade ve berrak olursa, o derece feyze mazhariyet artar. ınsan ne nisbette masumlaşırsa o derece feyz-i ilahiye mazhar olur. En büyük feyze peygamberler mazhar olmuşlardır.
ıstifaze, istifadeden daha önemlidir. Çünkü malumat bir adamı yalnız başına davada tutamaz. Hizmet ettiren istifazadır, füyüzat ve kudsiyettir. Füyüzat ve kudsiyete ulaşmak ise göze hakim olmaktan geçer.
ınsan manen öyle bir hazinedir ki, nihayetsiz istidatlar taşır. Birisi iştiha ile bir harama baksa, belki bin istidadını birden köreltir.

Fitne insana dört kapıdan girer: Göz, kulak, burun, ağız. Ağızdan illa helal lokma girmesi lazım. Bu noktada bizim için beşaret var. Medresede yenilen yemek kirli de olsa temizdir.
Bu asırda en büyük fitne gözden içeri giriyor. Çesm-i basiret göze hakimiyetten sonra açilir. Gözüne hakim olmayan şifa-i sadr bulamaz. Bir insana füyüzat gelmezse o insanın malumatı kabuk olur, dilde kalır. Risale-i Nur bu demek degildir. Risale-i Nur hayattır, tatbikattır. Risale-i Nur hizmeti görünmek değil, olmaktır. Görünmek ile olmak arasında çok büyük bir uçurum vardır.

Bir Nur Talebesinin bu hakikatlerden tam istifade etmesi için gözüne hakim olması lazımdır. Can çekişen bir adama en güzel huriler musallat olsa, onlara sehvet damarı uyanır mı? Elbette hayır. Bu manada bir Nur Talebesi can çekişiyor. Çünkü hidayet-i amme yükünü omuzlamış. Bu halde iken taife-i nisaya nasıl nazar eder. Bir Nur Talebesinde gabavet olsa dahi, tam müttaki olduktan sonra Risale-i Nur’dan fevkalede istifade edebilir. Risale-i Nur’daki bazı esrarların açılmasında aslan payı, ittika’nındır. Bir Nur Talebesinde ittika kirilirsa, Risale-i Nur’la alakadarligi fikir ve dil seviyesinde kalir. Kudsiyet, nuraniyet ve tesirat hasil olmaz. Malumat kabilinden bilgi olur.

Risale-i Nur hizmetinde veraset, hususiyet, kabuliyet, makbuliyet ve mazhariyet vardır : Veraset: Zengin bir baba öldüğü zaman malı bir çocuğuna kalmaz. Miras bütün çocuklarına aittir. Demek bütün çocukları manen o malı korumakta mes’uldür. Bu açıdan Nur Talebelerinin hepsi mes’uldür. Her Nur Talebesi vâristir. Risale-i Nur’u anlayan bir Nur Talebesi zerrat-ı mevcudat kadar mes’uldür.
Çünkü Nur hizmeti hidayet-i ammeye mazhardır.

Mes’ulsün, mes’ul! indallah ve inderresul!


cok sevdigim bu notları paylaşmak istedim.. ınşaallah medar-ı istifade olur..

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

22.09.2005, 13:15

Kardeş Allah razı olsun bu notları siz mi yazdınız ?

bu arada ilk başta 4 nur talebesi vardır denmiş...Dördüncüsü; Ne cemaatle, ne de hakikatlerle anlaşır....boyle birisi zaten nur talebesi olmamış oluyor.....

ama notlar güzel katılıyorum....selametle

3

22.09.2005, 14:17

Allah razı olsun kardeş; çok güzel notlar paylaştığın için Allah razı olsun.
Hizmet edenler için yazdıklarınız ;
Beni çok etkiledi düşündürücü.... Muhasebeye açık.
Hakkıyla hizmet edenlerden oluruz inşallah.

Mesajlar: 46

Konum: sakarya/kastamonu

Meslek: öğrenci

Hobiler: edebiyat, psikoloji, (sanatsal olarak da bağlama, ebru, ney) yazmak ve düşünmek için özel zaman ayırmak, tefekkür...

  • Özel mesaj gönder

4

22.09.2005, 17:39

bzen yazılanlar hiç ummadığı kapılardan içeri sokuyor insanı yazdığınız bu güzel satırlar baa ummadığım kapılar açtı yalnız bir doru dormak istiyorum Alkan kardeşimizin dediği gibi acaba o ne hakikatle ne cemaatle anlaşır bireyler acaba kimleri içeriyor yani nasıl ve hangi aç.ıdan risale-i nur talebesi kısmına giriyor.Birde acaba bu ifadelerin tespitlerin hangi kaynaklardan kim tarafından yazıldığını öğrenebilir miyiz_Allah razı olsun kardeş... :roll:
Yare açık yare yare açmaya yare ne hacet
Feryadım duyulur aşikare dile dökmeye ne hacet
Güllerin döndü hare yare küsmeye ne hacet
Dil avare,dudak biçare,gönül bükmeye ne hacet

5

22.09.2005, 21:30

Bu tasnif çok genel ve yanlış anlamalara mahal vermesi kuvvetle muhtemeldir. Hakikatle anlaşamayan, işin boyutuna göre küfre bile girebilir, cemaatle anlaşamayan, cemaatten olmaz. Nur talebesi olur mu? Olur. Risale-i Nur'daki hakikati tenkid eden, zaten talebe olmaz. Bu notların, bu hizmetin içinde yıllarca yoğrulmuş ve ilmiyle amil bir abi tarafından tashih edilmesi gerek.Doğru yerleri de var, ama kimi yerlerde iltibas olup doğruyla doğru olduğu zannı olan, yani ehakk (en hak) arayışı içindeki kişinin gelişmekte olan fikri birbirine girmiş. Benim de zannım odur ki, bunu yazan sonra tekrar kontrol ettiğinde, tashih eder, değiştirir. Eğer benim zannım yanlışsa, o zaman ben değişirim inşa'Allah.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

6

22.09.2005, 22:06

Evet yazı gerçekten güzel ama sanki (Abdulkadir kardeşin dediği gibi) bazı yerlerin bence de tashih edilmesi gerekiyor....

Alıntı

Risale-i Nurun çok okunması meslek ve meşrebin şahsiyete yerleşmesini kolaylaştırır. Risale-i Nuru on defadan fazla oku devret, ondan sonra istedigin kitabi oku. Bu hakikatler tam meşrebine yerleşmeden, başka kitaplarin okumasi, şahsiyetde bozukluklar meydana getirir


mesela yukarıdaki....
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

7

23.09.2005, 11:50

esselam

selamun aleykum..
Bu notları, bu hizmetin içinde yıllarca yoğrulmuş ve ilmiyle amil bir abi tarafından bir sohbt esnasında soylenmiştir.. Kaynağını merak eden kardeşler için de söylüyorum. bu notları Prof.Dr.şener Dilek ağabey tarafından söylenmiştir..
Amma kimi kardeşlerin söylediği gibi ne cemaatle anlaşır ne nurlarla anlaşır insanların nur talebesi olur mu sualine şahsen diyebileceğim şu: O tip insanlar nurcu olmamakla birlikte kendini nurcu bilen insanlar olsa gerek. Ve zannederim ki bu tür insanların Nur dairesi içindeki talebe, kardeş ve dost taifesinden hiç birine girmiyor..
Benim aktarabileceklerim bu kadar bu suale cevaben ama inşaallah şener ağabeyle bir sohbette daha buluncak olursam bunu sormayı düşünüyorum allah nasip edrse..
Son olarak gülahya kardeşin söylediği gibi Hakkıyla hizmet edenlerden oluruz inşallah diyorum..
Selamlar

8

23.09.2005, 14:33

Alıntı

Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi makam-ı Mehdiyete mazhardır.


Ben bunu anlayamadım abi? :cry:
Kendimi Arıyorum...

9

23.09.2005, 15:11

yazının kaynağı neresi bilmiyorum.
ama bu tür bir tasnifi risale-i nur talebelerine ve hizmet içinde kabul ettirmek ve yapmak son derece yanlış ve tehlikelidir.
kaldıki üstadımız hazretleri risale-i nurla münasebettar insanları dost,talebe ,kardeş diye sınıflandırmışken.ve herbirinin hassası şudur ki diye niteliklerini de belirtmişken onun bu sözünün dışında bir söz yazıp sınıflandırma yapmak ne kadar gereksiz ve bir o kadar da manasız olduğu anlaşılır.
muhterem bir ağabeyin bu tasnif ve sınıflandırmayı yaptığı söyleniyor.
acaba o ağabeyimiz bu sözleri hangi makamda kime ne maksatla söylemiş?
bunlar dikkate alındımı da bu yazı buraya aktarıldı.
üstadımız
"nur talebesine olur olmaz her şeyi kabul ettiremezsiniz"
diye sözüyle nur talebelerine risale-i nur dışında söz söyleyenlere hitap ederken yazıyı aktaran kardeşimiz niçin ısrarla kabul ettirmeye çalışıyor?
onun samimiyetinden kesinlikle emin olmamla birlikte muhterem ağabeyimize de elbette bir söz söylemek haddime düşmez.
ama olur olmaz her şeyi de aktarıp safdilane davranmamak gerekir.
Ben böyle bir sınıflandırmayı bugüne kadar duymadım.kaldıki var sa bile çok hususi ve samimi bir ortamda belki istişare ortamında konuşulduğuna eminim.
bu sözlerimden sonra kesinlikle diyebilirim ki yazı bizzat söyleyen tarafından tashih edilmeli zira kesinlikle aktarmada bir normal dışılık ve hizmet normlarına uymama olduğu kesin.
selam ve dua ile

Sedat

Orta Düzey

  • "Sedat" bir erkek

Mesajlar: 167

Konum: Frankfurt

Meslek: Sürücü kursu ögretmeni

  • Özel mesaj gönder

10

23.09.2005, 20:36

"Birincisi; nefis ve enaniyetini yenmeden hizmet edenler, bunlar şahs-ı manevinin kiridir"

buradaki Sahsi manevinin "kiridir" tarifi biraz agir galiba, kardesler simdi yarasi olan gocunur diye düsünebilir :wink: ama bu zamanda kim nefsini tam yenebilmishki?? enaniyet meselesi tabiiki buz parcasi olan enenin havuzda eritilmesi meselesi herhalde?
selam ve dua ile Sedat

11

24.09.2005, 14:00

lütfen..

değerli moderator kardeşimden bu sayfanın kilitlenmesini rica ediyorum.. Ben kimseye kabul ettirmek gibi bir amacı taşımamaktayım. Yazıyı aktarırken de medar-ı istifade olur diye aktardım kendisine hisse alan bir insan bile varsa ne mutlu bana. Üstadımızın dediği gibi gül bahçesine girip rahatla tenezzüh edip çıkmak gibi birşeydi bu.. Zararlı şeyler varsa da o bunları söyleyen ve aktarana bırakılması yeterli olacaktır..
Medar-ı tenkid açin aktarmadım ben bunu tekrar rica ediyorum.. Değerli moderator kardeşimden bu sayfanin kilitklenmesini rica ediyorum..
Saygılarımla..

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

12

24.09.2005, 14:17

serencam kardeş benim yazdıklarımdan umarım kırılmadın benim derdim tenkid değil değerlendirme....yazı hoşuma gitti onun için yorumda bulundum....hakkını helal et...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

13

24.09.2005, 19:26

Serencam kardeş, bu notları bizimle paylaştığın için Allah razı olsun. Ben de yazıyı okuyunca çok etkilendim. Arkadaşların söylediği bir iki yerde tartışmaya açık konu olsa da bunları söyleyen kişinin ne maksatla söylediğini bilmeden yargılamak haksızlık olur. Kaldı ki sen de zaten tekrar o kişiyle aynı ortamda bulunursan kafalara takılan bu soruları tekrar soracağını söylemişsin. Eleştiri yapan kardeşlerden ricam, eleştirdikleri noktaları akla yatmıyor diyerek geçiştirmekten ziyade örnek vererek açıklarlarsa daha yararlı olur. selametle...
MevLa göreLim neyLer,
NeyLerse güzeL eyLer.

14

25.09.2005, 13:16

Alıntı sahibi ""baran76""

Eleştiri yapan kardeşlerden ricam, eleştirdikleri noktaları akla yatmıyor diyerek geçiştirmekten ziyade örnek vererek açıklarlarsa daha yararlı olur. selametle...


Mümkün mertebe, suya sabuna dokunmadan eleştri yapmaya çalıştım. Tenkidle kırmaktan haz alıyor değilim. Ortada bir yanlışlık varsa, ya sahibi sözü yanlış söyledi, ya dinleyen yanlış anladı, ya da sahibi söylerken o an orada olmayanın yanlış anlayabileceği şekilde söyledi.

Alıntı

birincisi: Risale-i Nurdaki hakikatlerle anlaşır, cemaatle anlaşamaz.
ikincisi;Cemaatle anlaşır, hakikatlerle anlaşamaz.
Üçüncüsü; Hem cemaatle, hem de hakikatlerle anlaşır.
Dördüncüsü; Ne cemaatle, ne de hakikatlerle anlaşır.


Birinciye tamam, amenna, talebedir, o cemaat ile anlaşamaz. ıkincisi ve dördüncüsü ise çok su götürür. ıkincisi görünüşte talebe olur ancak, dördüncüsü hiç talebe olamaz. Bunu Kutlular ağabey dahi söyleyecek olsa, onla da ben anlaşamam.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

15

25.09.2005, 23:54

Aziz kardesim Serencam,

notlarin kaynagi olan abinin adini verirsen, okuyanlarda yazilanlarin onun nazariyla oldugu bilerek hareket edebilirler.

nacizane..

16

26.09.2005, 00:51

Selamun Aleykum kardeşlerim ,

uzun zaman oldu Euroforuma uğrayıp sizlerden müstefid olamadım. izninizle bahse konu yazıya kısa 1-2 kelam etmiş olalım !


Alıntı

Birincisi: Risale-i Nurdaki hakikatlerle anlaşır, cemaatle anlaşamaz.


Bu tarz çok kardeşimiz var ! Hiç bir Nur Camiasının sohbet veya aktivitelerine katılmaz , lakin maddi-manevi sahib çıkmaya çalışır ! Bu kişiler niyetlerinin halisliği nisbetinde şahs-ı maneviden müstefid olabilirler !

Alıntı

ikincisi;Cemaatle anlaşır, hakikatlerle anlaşamaz.


Ebu Zer Gifari (RA) misali , fıtratı celallidir , haksızlığı hemen düzeltmek ister ,haksızlık karşısında el ile konuşmaya yatkındırlar , lakin Ahirzaman Mevsimi Üstadın deyimi ile "ıkna mevsimidir - icbar değil" , ancak sohbet ve aktivitelerede katılır ! Bu kişilerde niyetlerin halisliği nisbetinde şahs-ı maneviden müstefid olabilirler !

Alıntı

Üçüncüsü; Hem cemaatle, hem de hakikatlerle anlaşır.


Bu kişiler makam-ı Mehdiyyeti temsil ederler ! Bulundukları heryer hemen yeşerir , meyve verir , lakin onlar bunlara talib değildirler. "Tohumu atalım , meyve vermeyen toprak utansın" misalidirler ! Bu kişiler Ahirzamanın Ashab-ı Bedir veya Ashab-ı Uhudlarıdır !

Alıntı

Dördüncüsü; Ne cemaatle, ne de hakikatlerle anlaşır.


Bu kişiler , inşallah Nur şakirtliğine aday kardeşlerdir.

Alıntı


Birincisi; nefis ve enaniyetini yenmeden hizmet edenler, bunlar şahs-ı manevinin kiridir.


Bu kişiler , enaniyet - hased gibi nefsi duyguları Hizmet-i ımaniyenin önünde olan kardeşlerdir.

Alıntı

ikincisi; iddiasızlardir. Bunlar itaatkar olmakla beraber aksiyondan uzaktirlar.


Risale-i Nurları ve evradları okur ,bir nevi Sofi-meşreb şakirttirler ! Üstadın tarifleri çerçevesinde "Sultan yetiştirmek" yerine , "Paşa yetiştirmeye" yatkın kardeşlerdir.

Alıntı

Üçüncüsü; hakiki Nur Talebeleridirler. Bunlar cemaatin hem önünde, hem ortasinda, hem de arkasinda olabilirler. Öndekilerin vazifesi sahs-i maneviye kuvvet vermektir. Bunlar ayni zamanda Risale-i Nur’un kudsiyetini terennüm ederler. Ortadakiler hali muhafaza ederken, arkadakiler de dua ve iltica ile manevi destek verirler.


Allah inşallah bizleri bu tasnife mazhar eylesin !

17

26.09.2005, 16:00

kaynak..

Seminur kardeş kaynağını daha evvel yazmıştım gene yazıyorum.. ProfDr.şener DıLEK..

18

07.10.2005, 06:37

notlar hoş güzel ama risale-i nuru okumayan ve tam içinde bulunmayan anlayamayabilir.

yazan şahıs prof Dilek abi dir..
oyüsten yanılmaların olması gayet doğaldır
ustadın yada talebelerine ait olmamasından dolayi biraz risale-i nuru okuyan ve anladıgını yazan bir şahsın yazısı oldugu dogru ama bir çok yazdıgıda gayet doğru.!!!

Allah razı olsun

19

18.10.2005, 19:31

bu yazının nesi tartışılıyor anlamadım..
gayet hoş.
neslicedid 'in açıklamalarıda tatmin edici..
sahibinden ve aktaranandan Allah razı olsun..
selamlar...[face=Comic Sans MS]
dün gecti yarın varmı
gencliğinede güvenme
ölen hep ihtiyarmı?

20

27.10.2005, 15:26

sempatizanları unutmuşsunuz....

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir