Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

41

28.07.2009, 09:43

Kovma meselesini bilmiyorum, fakat verdiğin her iki isim de -Beşlemede de geçer bunlar-

siyasetle, silahla "dünyevî bir takım makamları artık Nurcular ele geçirmeli" fikrinde olmuşlar zamanında.

Hatta Zübeyir Ağabey merhuma, bu parti kurma fikrini serdedip, Zübeyir Ağabey'den fikirlerine destek bulamayınca,

Milli Nizam'ın kuruluşunda yer alanlar olmuş.

Bunlarla bayramda dahi bayramlaşmamış Zübeyir Ağabey.

Neden..?

"Ben, Üstâdımın r.a. mesleğine ters hareket eden adamlarla bayramlaşmam."

O Zübeyir ki Üstadı "sen sünnet bilmez" diyerek çayın dibinde kalanını içmeyi tavsiye etmiş diye,

bardağın dibindeki demleri-otları içen adam..

O kadar titiz davranıyor Üstâdına muhalif davran
mamak husûsunda..

Sadakatin zirvesi..

42

28.07.2009, 09:51

Peki biz nasıl bir ders alabiliriz Zübeyir ağabeyin bu anısından?

43

28.07.2009, 10:00



Keçeli, meselâ, sen ne aldın bundan ders olarak..?

Uhuvvet risalesi ile bakarak değerlendirmeye kalkanlara ne diyebiliriz..?

-O Zübeyir'in Üstâd'ı r.a. amcasının çorbasını içmeyen bir minnetsizlikte..hem..-

Nedir bu kadar itinâ ile muhafaza etmeye çalıştıkları şey..?



44

28.07.2009, 10:06

Ablacım ben sana sordum, sen de bana soruyorsun. Ama olmadı ki şimdi bu 8|

45

28.07.2009, 10:09

Suâlden suâl, ondan da cevab çıkar işte..(=

Bilinmeyenli bir denklem değil, aksine sabit bir doğrudur bu..

Bazı suâller cevabdır..bazen..(!)

46

28.07.2009, 10:13

Ama ben hala cevabı bulamadım. Kopya istesem ?(

47

28.07.2009, 10:23


Bediüzzaman
'ın,
Risâle-i Nurdâvâsında

  • öyle bir itminânı,
  • öyle bir sıdk ve sadâkati,
  • öyle bir sebat ve metâneti,
  • öyle bir ihlâsı vardır ki,

din düşmanlarının o kadar şiddetli zulüm ve istibdadları,

o kadar hücum ve tazyikâtları

ve bunlarla beraber maddî yokluklar içinde bulunması,


dâvâ
sından vazgeçirememiş ve küçük bir tereddüt dahi îkâ edememiştir.

Sözler | Konferans | 712


Konferans'ı çize çize okumak, hazmetmek, yutmak lâzım ki,

Zübeyir Gündüzalp r.a. nasıl Üstâdında r.a. ve O'nun dâvâsında fâni olmuş..Taklid veya tatbîk edebilelim..

48

28.07.2009, 10:28

Yani Zübeyir ağabeyin tartıştığı bozuştuğu Said Özdemir, Salih Özcan ve Mehmet Kayalar gibi ağabeyler Risale-i Nur'a sadık kalmayıp davalarında istikamet üzere olmayan, ihlassız, sebatsız, metanetsiz, itminansız ağabeyler mi? (Haşa)

Ablacım bence yanılıyorsun. Bunda başka bir iş olmalı. Bu saydığım ağabeylerle başka sebeplerden tartışmış ve kovmuş olmalı Zübeyir ağabey. Öyle değil mi ablacım?

49

28.07.2009, 10:49


O ifâdeler sana aid keçeli..Ben Konferans'ı referans aldım..

Kişilerle ve isimlerle işim olmaz. Tatbikde de evvelâ kendimi mihenge vururum..


Doğruyu bilmek, yanlışı öğrenmeye ihtiyaç bırakmaz..!

50

28.07.2009, 10:52

Abi Zübeyir ağabey, bu saydığım ağabeylere nefsî olarak kızmış kovmuş olamaz. O halde neydi asıl mesele? Bugün de bu 3 isim dehşetli tahribatların içerisinde kullanıldığı kanaatinde olduğum için meselenin temelini araştırmaya çalışıyorum. Biliyorsan söyler misin somutça?

51

28.07.2009, 10:59

Keçeli, Konferans kutub yıldızıdır. Her satırı izah eder senin suâlini..

Biraz uzunca ama, istikâmet balı hâsıl olur..bitirince.

52

28.07.2009, 11:04

Yahu ablacım basit bir cevap vermen bu kadar mı zordu ? :huh: :(

53

17.10.2009, 18:39

Üstad o zâttır

Bir gün Zübeyir Ağabeyle konuşurken Halk Partililerin:

“Eğer Bediüzzaman ‘Ben Mehdiyim.’ dese bütün Nur talebeleri kabul edecek;

fakat, Bediüzzaman böyle demiyor.” dediklerini naklettikten sonra:

“İşte kardeşim, bu, perdelemedir.

Bu zamanda hizmet böy­le iktiza ettiği içindir.

Üstadımız, ahir zamanda beklenen o zâttır.” demişti.


İhsan ATASOY(NURUN BÜYÜK KUMANDANI)



54

17.10.2009, 19:02


Duada eller


Yine bir gün Süleymaniye’de aşağı katta oturuyorduk.

Aklımda kaldığına göre Fırıncı Ağabey de vardı.

Dua ederken ellerin hiç olmazsa omuz hizasına kadar kaldırılmasını, ondan aşağıda olmamasını söyledi.


Çünkü müracaat edilen makam çok âlâdır.

O âlâ makama şeklen de âlâ bir şekilde tazarruda bulunmak gerekir.” demişti.

Hamdi Yüce






55

18.10.2009, 17:21

Zübeyir....

Üstad o zâttır

Üstadımız, ahir zamanda beklenen o zâttır.” demişti.



Bizim Üstad'ımız O zat. Bunu önemsemek lazım..Öyleyse harfiyyen Üstad'a uymak konumundayız. Mesele bu.! Üstad onu o zaman söylemiş..miş..miş...lerden uzak durmak gerekir.Zübeyiri bir çizgi ne güzel Allah'ım..İnşallah o gayret içerisinde oluruz. Paylaşım için teşekkürler..Allah razı olsun.

56

20.10.2009, 21:30

nurculuk şahlanan bir iman tezahürüdür..
yürü küheylan yürü...!

57

03.09.2010, 23:01

GÜLMEK SANA YASAK DOSTUM!
Sana daha önce "Ağlama ne olur gül artık. Gülmek senin hakkındır."demiştim.

Şimdi ise "Sana gülmek yasak"diyorum. Sanma ki bu bir çelişki; sanma ki bunlar birbirine mâni. Aksine bunlar birbiriyle iç içe...

Gülmek,üzerine yüklenen ebedî dâvânın ağırlığından gafleti anlatıyorsa;o sana yasak!..

Eğer ebedî dâvânın bayrağını bir adım götürme nimetine nâil olmanın şükür ve sürûrunu temsil ediyorsa,elbet gülmek hakkındır.

Ağlamak bedbinliğe ve şevksizliğe alem olmuşsa ağlama!.. Yazıktır gözyaşlarına...
Eğer îman bayrağını ötelere götüremenin ızdırabı, gayrın dertlerini düşünme faziletinin ifâdesi ise ağla,hem de sel gibi gözyaşı dök!...O yaşlar bir gün rahmet bulutu olup seni gölgeler,hatta yağmur olup âb-ı hayat sunar.

Sen öyle bir duygu girdâbındasın ki;kurtulamazsın.

Sen; gülmek -ağlamak,sevmek-sevilmek,konuşmak-susmak gibi zıtların belki de vefâsızlıkların,kadirşinassızlıkların sâhillerine uğrayan helezonik bir güzergâhın yalnız yolcususun.

Senin yolunda yalnız dikenler ve çakıllar değil,pusu kurmuş çakallar da var.

Senin yolunda maddî ve mânevî menfaatlerden de öte,bir ulu gaye için çırpınmak var.

Neylersin sen buna gönüllü tâlip olmuşsun.

Sen kâinâtı kucaklayan bir ulu ideale baş koyacak fıtratta doğmuşsun. Küçük hülyâlarla nasıl avunursun?

Sen her şeyin sâhibine gönül vermişsin,bir şeyde nasıl boğulursun?...

Sen kendini başkasıyla mukâyese edemezsin,çünkü sen farklısın!..

Sana bazen ağlamak yasaktır!

Kan kussan kızılcık şerbeti içmiş gibi duracaksın. Sana bakıp şevk alanları üzmemek için gözyaşlarını içine gömüp,bağrına taş basacaksın...

Sana bazen gülmek yasaktır!

Herkes şen şakrak iken,sende derin bir tefekkür hâli,bir ağırbaşlılık,bir vakar görülür.

Belki de tebessümünle iktifa edersin;çünkü sen zerre kadar zamanda kaybolmaz,asırlar ötesini düşünürsün.

Gün olur,bir ulu hizmetin peşinde yalnız koşturur,türlü fedâkârlıklara katlanırsın.

Belki umduğunu bulamaz, belki destek beklediklerini ilgisiz görürsün...

Nice zamanlar doğru bildiğin yolda yalnız yürümeğe mecbur kalırsın....

Sakın sakın, sana el uzatmayan zavallılar grubunun sahte saâdetlerine imrenme!

Onlara kızma,adâvet etme. Sadece acı...

Çünkü sen farklısın dostum! Allah(c.c.) sana başkalarının dertleriyle dertlenme fazileti vermiş.

Senin beynin enbiyalar ,evliyalar, sâlihler, sıddıklar ve mücahitlerin mefkûresiyle doldurulmuş.

O nuranî zincire bir küçük halka olmak,o ulvî kervanın peşinden koşmak,o mukaddes ayaklarına toz olmak istediğimiz dava ehlinin bir küçük ferdi olmak arzusu vermiş;ne diye küçük düşünüp,hislerini dünya için hebâ edeceksin?

Sen farklısın dostum çok farklı!

Ömründe seni bir kere dahi düşünmeyen,sana zerre kadar menfaati dokunmayan kişinin imanını kurtarmak için çırpınıyorsun.

Onun için çalışıyor,programlar yapıyor,diller döküyorsun.

Neylersin ki elinde değil,başkasını düşünmeden edemiyorsun.

"Boş versene" diyemiyorsun.

"Aldırma da geç git"diyenlere kulak asmıyorsun,

"Milleti sen mi kurtaracaksın?" diyenlere :

"Evet ben kurtaracağım! Var mı bir diyeceğiniz!"

diye haykırıyorsun...

Sen gönüllü bir mahkûmsun dostum!

Sâniyeleri Allah(c.c.) yolunda hizmetle geçen bir çelik duvarla örmüşsün çevreni.

Sen kendi mahpushâneni kendin yapmışsın,ne diye dışarıdaki aylaklara imreneceksin?

Sen seni seninle mukayese et. Sen başkalarına bakıp da "o niye böyle?Şu niye şöyle?"deme.

Sen kendi kabiliyetlerini,kendi duygularını aksa'l-gayâta çıkar. Sen kendinle yarış!..

Bu hükümet-i cumhuriyenin tek memuru ben miyim?"deyip el etek çekme! Bu senin davandır...

Unutma! Problemler küçük insanların şevkini kırar,büyük insanların azmini artırır.

Sen büyük insansın. Çünkü büyük ve ebedî bir davaya gönül vermiş,baş koymuşsun.

Sıradağlar gibi problemlerle çevrilsen takma kafana!

Bu dava büyükse sahibi de büyük.

Senin gibi ihlaslı,cevval kahramanları yalnız mı bırakır?....

ZÜBEYİR GÜNDÜZALP
Ümitvar olunuz, şu istikbal inkilabatı içinde en yüksek gür sada İslamın sadası olacaktır!

58

03.09.2010, 23:03

Zübeyir abiden çok güzel ölçüler...
Ümitvar olunuz, şu istikbal inkilabatı içinde en yüksek gür sada İslamın sadası olacaktır!

cesem35

Acemi

  • "cesem35" bir erkek

Mesajlar: 38

Konum: nurdan

Meslek: edit

  • Özel mesaj gönder

59

04.09.2010, 16:11

model sahsiyet zubeyir gunduzalp belgeseli

model sahsiyet zubeyir gunduzalp belgeseli

..........

recep1

Orta Düzey

  • "recep1" bir erkek

Mesajlar: 390

Konum: BORNOVA/ıZMıR

Meslek: Emekli

Hobiler: Kitap okumak,

  • Özel mesaj gönder

60

04.09.2010, 17:31

model sahsiyet zubeyir gunduzalp belgeseli Çok güzel.

Allah razı olsun kardeşim.

Size ve Zübeyir ağabeye Fatiha suresi okudum.
İmandan sonra en yüksek hakîkat Namazdır.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir