Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

29.12.2010, 08:47

Kaybolan Gerdanlık

Kaybolan gerdanlık
O yazı.
O yazıyı okuduğumda Hz. Peygamber’in (asm) sadece örnek bir komutan, örnek bir devlet başkanı, örnek bir baba, örnek bir komşu olmadığını anladım. O (asm), bütün bu vasıfların yanında önemli bir sıfatı daha taşıyordu; örnek bir eş.
Nedense bizim camia, madalyonun bu yüzüne bakmayı unutur çoğu zaman; belki de bilinçli bir nisyanın ta kendisidir bu. Hoyratçadır. Ve pek çok zalimcesine remizler taşır bünyesinde.
Bitişiğimdeki bankta iki kadın. Bir yandan parmaklarına ip doluyor öte yandan şişi batırıp çıkarıyorlar sinirle ve aynı ritmik hareketlerle. Sağdaki dert yanıyor berikine.
“Üç adet altın bileziğim vardı. Kaç gündür arıyor, aksilik ya bulamıyorum. Bizim beye söyledim de, hiç umursamadı bile. ‘Oh olmuş sana’ dedi. ‘Bana vermezsen, olacağı buydu.’ ‘Mehrimdir, hem ben süslenmeyi severim bilirsin’ dedim yüzüne güldüm geçtim. Ama içim acıdı be kuzum.”


Saliha FERŞADOĞLU
saliha87@hotmail.com
Tam da kadıncağız, avuntusuz çaresizliğiyle anlatırken bu ıztırabını, o yazıya rastladım. Bir derginin derkenarında.
Güneşin soluk ışıkları yeryüzünü yavaşça terk ederken, seferden dönen İslâm ordusu Zâtü’l-Ceyş denilen bölgede mola verir. Herkesin dinlenmeye çekildiği esnada Hz. Aişe kendisine hediye edilen gerdanlığın kaybolduğunu fark eder. Endişeyle onu aramaya çıkar; ancak bir türlü bulamaz. Hüzün ve kederin gark olduğu lâhzada dayanamayarak soluğu sevgili eşinin yanında alır. Derdine derman olacak, kendisine yardım edecek tek adres O’dur (asm).
Allah’ın Sevgilisi eşini kırar mı hiç! Yüzünde güven veren bir ifadeyle eşi Aişe’ye gülümseyerek der:
‘Haydi, gel, beraber arayalım. Allah’ın izniyle onu bulacağız.’
Sabaha gebedir gece. Vakit hızla ilerler. Çöl gerdanlığı yutmuştur sanki. Aramayı sonlandırıp dinlenmek üzere çadırlarına geri dönerler. Yorulan Peygamberimiz (asm) başını Aişe’nin dizine koyar, uykuya dalar. Bu arada bazı sahabeler Hz. Ebubekir’e gelip kızını şikâyet ederler.
‘Şu Aişe’nin yaptığına bakın hele. Resulullah’ı da insanları da alıkoydu. Yanımızda bir yudum su bile kalmadı.’
Herkes az sonra vakti girecek olan sabah namazı için nasıl abdest alacağını kara kara düşünmektedir; çünkü çevrede hiç su kuyusu yoktur. Onların şikâyetlerine hak veren Hz. Ebubekir celâllenerek kızı Aişe’nin yanına gider ve sessizce onu azarlar. Bu paylanmayı işiten Resul-i Ekrem (asm) uyanır. Mesele ona da aktarılır.
Peygamberimiz de (asm), bu sorunu nasıl halledeceklerini düşünürken Hz. Cebrail gelir ve suyun olmadığı yerde temiz toprağa el sürerek abdest alınabileceği ruhsatının verildiğini bildirir. Gelen yeni hükümle Müslümanlar rahatlamıştır, Hz. Aişe’ye kızanlar ise aslında onun ne kadar mübarek bir insan olduğunu bir kez daha anlamıştır. Hz. Ebubekir de kızını azarladığına bin pişman, kendisinden özür diler. Ordu, namazdan sonra geri dönüş için yol hazırlıklarına başladığında Hz. Aişe’nin bindiği devenin ayağa kalkmasıyla gerdanlığın yerde olduğu görülür. Allah hem ona gerdanlığını bağışlamış, hem de yeni bir hüküm için kendisini vesile kılmıştır. O, ne mübarek, ne bahtiyar bir hanımdır!
‘Bak, duydun mu?’ diye sordum içimden kadıncağıza. Hz. Peygamber hiç öfkelenmeden, somurtmadan eşiyle beraber kaybolan gerdanlığı aramaya çıkmış. Kadın duymadı beni, zaten duysa, derin bir ah çekmekten başka ne yapabilirdi ki?
29.12.2010

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

29.12.2010, 10:41

Allah bizede böyle saglam karakterli olmayi nasip etsin. Paylasim icin Allah razil olsun.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Bu konuyu değerlendir