Giriş yapmadınız.

1

05.10.2008, 03:28

İş ve sanatta maharet tercih edilir

“Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına,
kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına;
dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına
(menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin”


Kenzul-Ummal, h. No: 8435

“Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın.
Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar.
Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz


(a.g.e, h. No: 8436)

***

Sual : "Bazı nas, senin gibi mana vermiyorlar. Hem de bazı Jön Türklerin a'mal ve etvarı pis tefsir ediliyor.
Zîra, bazısı Ramazan'ı yer, rakı içer, namazı terk eder. Böyle, Allah'ın emrinde hıyanet eden, nasıl millete sadakat edecektir?"


Cevap : Evet, neam, hakkınız var.

Fakat, hamiyet ayrı, iş ayrıdır.

Bence, bir kalb ve vicdan fezail-i ıslamiye ile mütezeyyin olmazsa, ondan hakîki hamiyet ve sadakat ve adalet beklenilmez.

Fakat iş ve sanat başka olduğu için, fasık bir adam güzel çobanlık edebilir; ayyaş bir adam, ayyaş olmadığı vakitte iyi saat yapabilir.

ışte şimdi
salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler, vezaife kifayet etmezler.

Öyle ise, ya maharettir veya salahattir.

Sanatta maharet ise, müreccahtır.


Beyanat ve Tenvirler | Beyanat ve Tenvirler | 93

Burada maharet kesin tavsiye midir?

"Ya", "veya" tabirleri iki ayrı tercih hakkı tanımış sanki..

Ve: fezail-i ıslamiye ile mütezeyyin olmazsa, ne demektir?

Nedir hakîki hamiyet ve sadakat ve adalet ?

2

06.10.2008, 11:16

Siyasetçide de iş ve sanata mı bakacağız, yoksa dindarlığa mı bakacağız?

3

09.10.2008, 18:46

Re: ış ve sanatta maharet tercih edilir

Alıntı sahibi ""ruhefza""

[
ışte şimdi[/color] salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler, vezaife kifayet etmezler.

Öyle ise, ya maharettir veya salahattir.

Sanatta maharet ise, müreccahtır.[/b][/size]

Beyanat ve Tenvirler | Beyanat ve Tenvirler | 93

Burada maharet kesin tavsiye midir?

[b]"Ya", "veya" tabirleri iki ayrı tercih hakkı tanımış sanki..



Evet iki ayrı tercih hakkı tanımış. Ama akla kapı da açmış.
"Ya maharettir." Yani ya mahir olanı, işini kaliteli yapanı, nâmusu san'atı olanı tercih edecek kaliteli iş, kaliteli eser, kaliteli hizmet alacaksın.
Ya da işin kalitesine, sağlamlığına, güzelliğine, san'at değerine bakmayacak, sadece san'atkârın salâhatına, ubûdiyetine, namazına-niyazına bakacaksın.
Zaten böyle iki tercih hakkın var. Ancak Üstad orada bir de akla kapı açıyor.
Diyor ki: "san'atta maharet ise müreccahtır." Yani sen akıllı isen, sen kaliteli iş, kaliteli hizmet, kaliteli eser istiyorsan san'atta mâhir olanı tercih edeceksin. San'atkârın salâhatı seni ilgilendirmez. O, Allah ile onun arasındaki bir iştir.
Haa, eğer hem san'atta mâhir, hem de sâlih birisini buluyorsan, bulabiliyorsan o zaman nûrun a'lâ nur; onu tercih et!
diye anlıyorum.
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

4

09.10.2008, 20:13

ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler,

vezaife kifayet etmezler.


Sanki burda tercih hakkı yok gibi..

Yani dünya işinde mahir olan salih olamaz mânâsı çıkmış sanki..

Ya da şöyle; Salih olan dünya işlerine çok fazla dalıpda uzmanlaşmaz..Mı?

5

09.10.2008, 20:39

Alıntı sahibi ""ruhefza""

ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler,

vezaife kifayet etmezler.


Sanki burda tercih hakkı yok gibi..

Yani dünya işinde mahir olan salih olamaz mânâsı çıkmış sanki..

Ya da şöyle; Salih olan dünya işlerine çok fazla dalıpda uzmanlaşmaz..Mı?


Bilemiyorum; sizin tercihiniz o olabilir ama bana biraz "tekellüflü bir tevil" olur gibi geliyor.
Zira "ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler
vezaife kifayet etmezler.

cümlesindeki "şimdi" kelimesi bu durumun zamanla kayıtlı olduğunu ifade ediyor gibi geliyor bana. Yani gün gelir kifayet edecek zaman da olur şeklinde anlaşılmaması için bir sebep göremiyorum.
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

6

10.10.2008, 12:15

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Siyasetçide de iş ve sanata mı bakacağız, yoksa dindarlığa mı bakacağız?


Öhm ÖHM

7

10.10.2008, 13:04

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Siyasetçide de iş ve sanata mı bakacağız, yoksa dindarlığa mı bakacağız?


Öhm ÖHM


???
Cehaletime verin! :oops:
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

8

11.10.2008, 14:22

[code:1]san'atta maharet ise müreccahtır." Yani sen akıllı isen, sen kaliteli iş, kaliteli hizmet, kaliteli eser istiyorsan san'atta mâhir olanı tercih edeceksin. San'atkârın salâhatı seni ilgilendirmez. O, Allah ile onun arasındaki bir iştir.
Haa, eğer hem san'atta mâhir, hem de sâlih birisini buluyorsan, bulabiliyorsan o zaman nûrun a'lâ nur; onu tercih et! [/code:1]

Allah razı olsun osman oğlu ağabey her halukarda dindara namaz kılanlara yüklenenler durumuna düşmüş olmayayım ama malesef dükkanda besmele ile hac-ı şerifresmi bulundurup afedersiniz amiyane tabir olacak defolu malk kakalamak elbette tercih edilecek husus olmamak gerek

9

11.10.2008, 14:41

Alıntı sahibi ""ruhefza""

ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler,

vezaife kifayet etmezler.


Sanki burda tercih hakkı yok gibi..

Yani dünya işinde mahir olan salih olamaz mânâsı çıkmış sanki..

Ya da şöyle; Salih olan dünya işlerine çok fazla dalıpda uzmanlaşmaz..Mı?


ıkinci suâl: Diyorlar ki: "Ehl-i velâyet ve ashâb-ı kemâlât, dünyayı terk etmişler.

Hattâ hadîste var ki, 'Dünya muhabbeti bütün hatâların başıdır.'

Halbuki, Sahabeler dünyaya pekçok girmişler.
Terk-i dünya değil, belki bir kısım Sahabe, o zamanın ehl-i medeniyetinden daha ileri gitmişler.
Nasıl oluyor ki, böyle Sahabelerin en ednâsına, en büyük bir velî kadar kıymeti var, diyorsunuz?"

Elcevap: Otuz ıkinci Sözün ıkinci ve Üçüncü Mevkıflarında gayet katî ispat edilmiştir ki, dünyanın âhirete bakan yüzüyle,
esmâ-i ılâhiyeye mukabil olan yüzünü sevmek, sebeb-i noksaniyet değil, belki medâr-ı kemâldir ve o iki yüzde, ne kadar ileri gitse,
daha ziyâde ibâdet ve mârifetullâhta ileri gider.
Sahabelerin dünyası ise, işte o iki yüzdedir.
Dünyayı âhiret mezraası görüp, ekip biçmişler.
Mevcudâtı, esmâ-i ılâhiyenin aynası görüp, müştâkâne temâşâ edip bakmışlar.
Fenâ-i dünya ise, fânî yüzüdür ki, insanın hevesâtına bakar.

Sözler | Yirmi Yedinci Söz | 456

10

19.10.2009, 19:26

Alıntı

ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler,

vezaife kifayet etmezler.


Sanki burda tercih hakkı yok gibi..

Yani dünya işinde mahir olan salih olamaz mânâsı çıkmış sanki..

Ya da şöyle; Salih olan dünya işlerine çok fazla dalıpda uzmanlaşmaz..Mı?


Bilemiyorum; sizin tercihiniz o olabilir ama bana biraz "tekellüflü bir tevil" olur gibi geliyor.
Zira "ışte şimdi salahat ve mahareti, tabir-i aharla fazîleti ve hamiyeti, nur-u kalb ve nur-u fikri cem' edenler
vezaife kifayet etmezler.

cümlesindeki "şimdi" kelimesi bu durumun zamanla kayıtlı olduğunu ifade ediyor gibi geliyor bana. Yani gün gelir kifayet edecek zaman da olur şeklinde anlaşılmaması için bir sebep göremiyorum.


"Şimdi" zamanla mukayyed ise,

siyaset dünya işlerinde mahir olmayı gerektiriyor ise,

"
Selef-i Salihinden başka, siyasetçi, ekserce tam müttaki dindar olamaz.

Tam ve hakiki
dindar, müttaki olanlar, siyasetçi olmazlar." ise,

zaman kaydı yok gibi olmuyor mu..?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir