Muhabbet Fedâileri

M.Akif Ersoy'un cevap verilemeyecek, ayar veren sözlerinden birisi daha

O veled-i zinâya bakmasa, erkenden aldırsa bile, kürtajın manevî yıkımı çok korkunç. Bir kavanoz içinde, içinizde parçalara kesilerek çıkarılmış sizden bir parçayı, masum bir bebeği görseniz, nasıl hissederdiniz.

Düello olmasa bile, muhafaza etmek isteyen, gerektiğinde kavgaya veya cinayete gidebilir. Eşinin olması gerekmez, kız arkadaşı için bile çatışırlar.

Onların düello adeti eskide kaldı.

Özel mesajdan bana soruldu, ya doğum kontrol kullanırlarsa diye.

1- Hiçbir yöntem %100 başarılı değildir, ilaç türleri hormonel dengesizlik yapar, yine de hamile kalınabilir. Sadece kısırlaştırma tamamen çözer.

2- Önüne gelenle yatan kadının ise erkekler için hakiki değeri yoktur. Sadece fiziki metaı vardır, o da yaşlanınca ortadan kalkar gider, başa belâ kalır. Haya perdesi iyice yırtılmışlar bahsimizden hariçtir.

Bunlara rağmen, bu yollardan geçip, sonra kendilerine göre mutlu bir evlilik geçirdiği ve yaşlılığa erdiği iddia edilen çiftler olacaktır. Acaba %1 lik bu istisna kesim dışında, bu gayr-i meşru ilişkilerin acısını kaç kişi çekti, ne kadar dramlar yaşandı?

Hem acaba bu %1, rıza-yı ılahîyi kazanıp, cennete girebilecek mi acaba? Bu risalenin bazı kısımları, dîne, îmana, Allah'a inanmayanlara değil, inancı zayıflamış, gafletten önünü göremeyen ve gençliğini heba edip hesabı verilemeyecek işler yapması muhtemel olanlara daha çok hitap ediyor.

Hem ben erkeğim, benim hamile kalma riskim de yok. Ben de bu semere-i zakkumdan bolca korkmadan faydalanabilirim (!) kadınlara nisbeten, ama yapmıyorum, neden acaba?

Risalenin adı tesettür risalesi, ehl-i dünya nasıl dünyalarında kendilerince iyi bir aile hayatı yaşar risalesi değil. Bu risalede anlatılan bazı hikmetler, inanmayanları da bağlarken, bazıları ise mü'mineleri ilgilendiriyor. Hem ıslam, zarara giden bütün yolları kapamayı amaçlar. Umumun hayrı için, kural koyar. Yoksa adam diyemez, içki haram olmasın, içince sapıtmak etrafa zarar vermek haram olsun, ben az içerim, zararım olmaz. Böyle bir cevaz olursa, ipin ucu kaçar.

Bu zîna meselesi de böyledir. Allah bazı illet ve hikmetlere binaen haram kılmış, Allah haram kıldığı için bizatihi haram, yoksa bazı hikmetlerinden olan (meselâ) gayr-i meşru çocuğu engelleyelim, helâl olsun denilemez.

Kul helallik meselesinde haddi olmayan şeylere (Allah azze ve cellenin yargısı gibi) karışmamalı. Bu risaledeki nasihatlerin hepsi, herkese yönelik değil. Ata et, ite ot verme demiş üstad...

Haassaten, ekleme ihtiyacı hissettim, AIDS ile başlayan, tedavisi olmayan onlarca zührevi hastalık var. Onlar da kendilerine göre (!) korunuyorlardı. Bu AIDS 1980 yıllarda insanlığın başına musallat oldu.

Mevcut koruma yöntemleri sadece gebeliği önleyici, kısırlık hariç %100 yok, %1 de olsa o ihtimal, bu işin yollusu biriyseniz başınıza illa ki geliyor, sonra bebek katili oluyorsunuz.

Diğer koruma yöntemleri ise zührevî hastalıklara karşı çok daha zayıf. Bu hastalıkların yayılma sebebi ise, kişilerin aile kurumunu tercih etmeyip, sürekli farklı birileriyle ihtiyaçlarını gidermek yoluna gitmesi. Hele sefih mekânlar olan genelevlerden hiç bahsetmiyorum.

Bir AIDS hastası oldunuz mu, hayatınız kararmış demektir, Allah muhafaza, tabi sadece cinsel yolla bulaşmıyor, bazı talihsizlikler sonucu (kan verme gibi) geçebiliyor da. Bu insan bir kere evlenemez. Birlikte olduğu kişiye de bulaştırır. Basit bir ameliyat geçirecek olsa bile, ameliyatı yapan doktorlar korkudan çuval diker gibi iş yapar ki böyle vakalar varid, duyuyoruz, hasta doktora dikkatli olması için, onun iyiliği için bu durumunu bildiriyor, sonra doktor ona böyle cevap veriyor... Kısaca AIDSliler iyi muamele görmüyor. Dışlanıyor, asrın vebası denebilecek bir hastalık.

ışte bir yanda aile kurumu, bir yanda bunlar. Bir yanda rıza-yı ılahî, buna dahi ecir alma (bu konuda hadis var), bir yanda gazap ve rahmetten uzaklaştırılma. Bir yanda yaşlandıktan sonra çocuklarının annesi olan iffetli, torunlarının ninesi olan nuryüzlü kadın, bir yanda, güzelliğini kaybettikten sonra kıymeti kalmayan hüsrana düşmüş zavallı bir insan. Dünya kapısından kovulduktan sonra, ahireti de kararan, belki tevbe bile edemeden ölecek olan...

Erkek için de geçerli, yazmıyorum. Sadece karıları iffetli olup da, kendisine bunu özgürlük gören erkeklerin eşlerine acıyorum.

Daha anlatmadığım ve değinmediğim meseleler var, bilmeniz ne kadar işinize yarar ve hayırlıdır, Allah bilir. Dalaleti tasvir, safî zihinleri idlal eder kaidesince, bahsetmiyorum. Bu kadar detayı nerden biliyorsun diyerek hakkımda su-i zan etmemenizi temennî ediyroum. Zira yaşadığımız toplum böyle ve bunlar benim gözlemlerim.

2-3 kişi belki ona hoş geliyordur.

Benim de kızkardeşlerim var, zalimler arasında en nefret ettiğim de, çoluk-çocuk, zayıf ile kadın taifesine eza verendir. Kadınların da erkekler hoşuna gidebilir, bu anormal bir durum değil. Allah Kur'an'da, erkekler için olduğu gibi, kadınlar için de gözlerinizi haramdan sakının diyor, hatırlatırım. Ben kadın düşmanı değilim ki böyle kötü bir niyetle bunları söyleyeyim.

Ben genelde çift kutuplu düşündüğümden, bu sözün ayrıca, erkekler sadece kadınları etkilemek için, temiz, düzenli, iyi giyinir şekli de bir ihtimal olarak aklıma gelir.

Bir söz, iki farklı uçta anlaşılabilir, bu uç sayısı bazen daha da artar, bunların ara mertebeleri de vardır.

Haassaten değinmek isterim ki, eğer dünyada kadın taifesi olmasa, ben yine şu anki saçımı tarar, traşımı olur, elbisemi giyinir, öyle dolaşırdım. Herhangi bir ekstra efora girmiyorum. Temiz, düzenli, yeterli olsun, Allah bereket versin. Aynaya baktığımda düzenli tertipli görünmek hoşuma gider. Kızlar bana baksın da, hoşlarına gideyim, onları ayartayım diye düşünmüyorum. Beraber kaldığımız arkadaş karşı komşunun kaç kızı olduğunu biliyor, daha ben komşuların kızlarının bir tanesinin sîmasını bilmiyorum. Çünkü bakmak yararıma değil, farklı dünyaların insanlarıyız, onlarla evlenirsem çok büyük ihtimal anlaşamayız. Tabi evlenmek burada masum bir niyet kalıyor. Kendimle övünmek için söylemiyorum, ben çoğu erkeğin yanında melek gibi kalıyorum, tecavüzcü coşkun gibi erkek sayısı çok fazla.

ışin diğer vecihlerini ele alırsak, erkekler, kadınlara da çekici görünmek isteyebilir, bunun için de giyinebilir, bakımın yapabilir vs. Ama mesele şu ki, kadın baştan ayağa zînetli yaratılmış, ve göstermemesi gereken yerleri ılahî emirle belirlenmiş. Rahatsız edilmemesi için de en uygunu budur. Hem erkekle kadının mizacları farklıdır, kadınlar zayıftır, rahatsız olur vs, erkekler nisbeten kabadır.

Zaten tesettür, erkeklerin gözlerine indirilen bir perdedir, kadına bir kısıtlama değildir. Ama bu demek değildir ki, erkeklerin sîması vs de kadınlara hoş gelmesin. Kadınlar erkeklerden hoşlanmasa zaten, zîna değil, tecavüz vakaları kesrette olurdu. ışte kadınların da hoşuna, bu çoğundan azı belki gider, yoksa çoğundan korkmalılıar, zaten korkuyorlarsa, korkmakda da haklılar.