Giriş yapmadınız.

  • Konuyu başlatan "insirah"

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

1

09.08.2006, 23:15

29. Söz´deki melaike bahsinden...

29 Söz de melaike bahsinden...

ELHASIL: Denilebilir ki; hayat olmazsa vücud vücud değildir, ademden farkı olmaz. Hayat, ruhun ziyasıdır. şuur, hayatın nûrudur. Mademki, hayat ve şuur, bu kadar ehemmiyetlidirler. Ve, mâdem şu âlemde bilmüşahede bir intizâm-ı kâmil-i ekmel vardır. Ve şu kâinatta bir itkan-ı muhkem, bir incisam-ı ahkem görünüyor. Mâdem, şu bîçâre perîşan küremiz, sergerdan zeminimiz, bu kadar hadd ü hesaba gelmez zevil-hayat ile, zevil-ervah ile ve zevil-idrâk ile dolmuştur. Elbette sadık bir hads ile ve kat'î bir yakîn ile hükmolunur ki; şu kusûr-u semâviye ve şu büruc-u sâmiyenin dahi kendilerine münasib zîhayat, zîşuur sekeneleri vardır. Balık suda yaşadığı gibi, güneşin ateşinde dahi, o nurânî sekeneler bulunur. «Nâr, nuru yakmaz.» Belki, «ateş ışığa meded verir.» Mâdem, Kudret-i Ezeliye, bilmüşahede en âdi maddelerden, en kesif unsurlardan hadsiz zîhayat ve zîruhu halkeder ve gâyet ehemmiyetle madde-i kesifeyi, hayat vasıtasıyla madde-i lâtifeye çevirir ve nur-uhayatı herşeyde kesretle serpiyor ve şuur ziyâsıyla ekser şeyleri yaldızlıyor. Elbette o Kadîr-i Hakîm, bu kusursuz kudretiyle, bu noksansız hikmetiyle; nur gibi, esîr gibi ruha yakın ve münâsib olan sâir seyyalat-ı lâtife maddeleri ihmâ edip hayatsız bırakmaz, câmid bırakmaz, şuursuz bırakmaz. Belki, madde-i nurdan, hattâ zulmetten, hattâ esîr maddesinden, hattâ mânalardan, hattâ havadan, hattâ kelimelerden zîhayat, zîşuuru kesretle halkeder ki; hayvanatın pekçok muhtelif ecnasları gibi pekçok muhtelif ruhânî mahlûkları, o seyyalât-ı lâtife maddelerinden halkeder. Onların bir kısmı melâike, bir kısmı da ruhânî ve cin ecnaslarıdır.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

09.08.2006, 23:42

Re: Mütalaa edelim mi bu paragfı?

Alıntı sahibi ""insirah""

29 Söz de melaike bahsinden...

ELHASIL: Denilebilir ki; hayat olmazsa vücud vücud değildir, ademden farkı olmaz. Hayat, ruhun ziyasıdır. şuur, hayatın nûrudur. Mademki, hayat ve şuur, bu kadar ehemmiyetlidirler. Ve, mâdem şu âlemde bilmüşahede bir intizâm-ı kâmil-i ekmel vardır. Ve şu kâinatta bir itkan-ı muhkem, bir incisam-ı ahkem görünüyor. Mâdem, şu bîçâre perîşan küremiz, sergerdan zeminimiz, bu kadar hadd ü hesaba gelmez zevil-hayat ile, zevil-ervah ile ve zevil-idrâk ile dolmuştur. Elbette sadık bir hads ile ve kat'î bir yakîn ile hükmolunur ki; şu kusûr-u semâviye ve şu büruc-u sâmiyenin dahi kendilerine münasib zîhayat, zîşuur sekeneleri vardır. Balık suda yaşadığı gibi, güneşin ateşinde dahi, o nurânî sekeneler bulunur. «Nâr, nuru yakmaz.» Belki, «ateş ışığa meded verir.»



Nakıs istidadımla anladıklarımı aktarayım...bir şeye hayat girmezse o madde yetim ve öksüzdür..mesela koca dağ hayatsız olduğu için sadece kendisyle alakadardır ama ufacık bir arıya hayat girdiği zaman bütün zemin yüzünde dolaşabilir. bütün yeryüzü benimdir diyebilir ve herşeyle bir alaka peyda eder.şuur hayatın nurudur cümlesi de çok güzel yani hayat bir çok canlıda var ancak hepsinde şuur yok,şuur da büyük bir nimet...ve madem bunlar bu kadar önemli madem kainatta bir düzen var ve madem bu dünya bu kadar zihayatla doldurulmuş elbette elbette semavatın dahi kendisine münasip ahalisi olacaktır hatta narın içinde dahi oraya münasip canlılar bulunacaktır.nasıl cehennem haşmetli zebanilerin mekanıysa güneşin de, diğer seyyarelerinde kendisine münasip ahalisi bulunacaktır...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Mesajlar: 4

Konum: Turkiye

Meslek: Öğretmen

Hobiler: Eğitim

  • Özel mesaj gönder

3

11.08.2006, 10:32

Demek ki varlığın amacı hayata mazhar olmak. Hayatın amacı ise hayatı verenin amacına hizmet etmektir. şuurun veriliş amacı da yaptığın işin mahiyetini anlamak ve bilerek işlemek olmalı.

Amaç ve hedefi iyi idrak etmek gerekir diye düşünüyorum..

Müsbet ılimler bize nasılı anlatıyorlar da amacı anlatmıyorlar. Amaçları bize öğreten ve yaratıcının amacını bildirenler ise dinler ve peygamberlerdir.

Bir şeyin nasıl olduğunu bilmek önemli değil. Niçin var olduğunu bilmek daha önemli görünüyor.


Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir