Üstad'ımız Hz. leri,24.Söz'ün 4.Dal'ında şöyle beyan ediyor: Birinci kısım temsilde memluklere misal, melaikelerdir.Melaikeler ise, onlarda mücahede ile terakkiyat yoktur.Belki her birinin sabit bir makamı,muayyen bir rütbesi vardır. Fakat, onların,nefsi amellerinde bir zevk-i mahsusaları var.nefs-i ibadetlerinde derecatlarına göre tefeyyüzleri var.Demek o hizmetkarlarının mükafatı hizmetlerinin içindedir.Nasıl ki ma.havave ziyave gıda ile tegaddi edip, telezzüz eder; öyle de melekler zikir ve tesbih ve hamd ve ibadet ve marifet ve muhabbetin envarıyla tegaddi edip, telezzüz ediyorlar. Çünkü, onlar nurdan mahluk oldukları için gidalarına nur kafidir.. Hatta nura yakın olan rayiha-i tayyibe dahi onların bir nevi gıdalarıdır ki, ondan hoşlanıyorlar. Evet, ervah-ı tayyibe, revayih-i tayyibeyi sevar. Hem melekler Mabud'larının emriyle işledikleri işlerde, ve O'nun hesabıyle işledikleri amellerde ve O'nun namıyle ettikleri hizmette ve O'nun nazarıyle yaptıkları nezarette ve O'nun intisabıyle kazandıkları şerefte ve O'nun mülk ve melekutünün mütalaasıyle aldıkları tenezzühte ve O'nun tecalliyat-ı Cemaliye ve Celaliyesinin müşahadesiyle kazandıkalrı tenaumda öyle bir saadet-i azime vardır ki, aklı beşer anlamaz, melek olmayan bilemez.
Sual: 32.Söz'ün 1. Mevkıf'ında, ehl-i dalaletin vekiliyle yapılan münazarada, mevcudat kaç tarzda şirki reddediyor?