Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

21

22.10.2007, 22:41

Velî kelimesinden kasıt, Allah dostudur, Allah'ı dost tutmuş, maneviyatta ilerlemiş kişidir. Ehl-i tarik olmak zorunda değildir. Keramet ise ayrı bir mesele. Allahu â'lem bissavab.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

22

22.10.2007, 22:53

Tarikat, adı üstüne, tarik yol demek, tezkiye-i nefis ve marifetullah gibi ibadet ve ilim için, takip edilen usül diyelim, mesela Nakşıbendî tarikatı, ya da Kadirî tarikatı. Ayrı zikirleri, metodları var.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

23

01.11.2007, 13:28

sahabelerin velayeti ,velayeti kübradır..

velayeti kübrada pek keramet görülmez.velayeti suğra ve vustada görülür.

5.mektubda üç velayet arasındaki fark anlatılıyor.oraya dikkat edersen anlaman kolaylaşır kardeşim.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

24

01.11.2007, 13:31

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=9348

Bu linkte beşinci mektub (mektubat kitabında) etraflıca incelenmiştir.

Bu linkteki bilgilere dikkat etmelisin.

linkte soruna cevapda vardır..yalnız dikkatli okumanı tavsiye ederim..selam ve dua kardeşim
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

25

08.10.2009, 19:22

Ehl-i Sünnet ve cemaat mesleğindeki evliya,ve asfiya öyle demişler.Bu Nasıl bir iştir.Hem ozamanda tarikat mesleği yok deniliyor ,Hemde şah-ı Velayetten bahsediliyor.Kafamı bayağı karıştırdı Bu mesele :)Daha derin bu mesleyi özetlerseniz memnun olurum.Yanlış anlamayın lütfen.Birşeyler netleştirmek istiyorum.Velilerin şahı ne demek onu tam anlayamadım.

Suâl, biraz Sultan Murad'ın seyisliği..gibi..

26

05.11.2010, 11:02

Selam-u aleyküm.

"Hem Onikinci ve Yirmidördüncü Sözlerde isbat edildiği gibi: Nübüvvet, velayete nisbeten derecesi o kadar yüksektir ki; Nübüvvetin bir dirhem kadar cilvesi, bir batman kadar velayetin cilvesine müreccahtır."
Bu konuyu pek anlayamadım.Acaba Burada Ne demek istenmiş.Dört halife devrinde Velayet görünmüyor Denmiş Mektubattan Telviat-ı Tisa da"

demiş kardeşimiz.

"Mektubat-ı rabbanide bu konu ile alakalı tafsilatlı bilgi var. Oradan benim anladığım, peygamberlerin nübüvvetlerinin yanında ayrıca velayetleri de vardır. Ama nübüvvettlerinin yanından velayetleri (ki velayet-i kübra diye gecer)çok ama çok küçük kalır, belki de bu yüzden mevcut olsa bile küçüklüğünden görülmüyor denmiştir. Hatta okyanusta bir damla gibi kalır. Ayrıca sahabelerin de velayetleri (Velayet-i Kübra olmakla beraber)onlarında derecelerine göre nübüvvet makamlarından payları vardır. Nebi olarak değil ama Nebinin bir nevi peyki (uydusu) olarak. Sahabelerden bazılarınde Özellikle Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer NÜbüvvet kemalleri daha ağır basar. Sahabenin diğerine ve Hz. Ali Efendimize karşı Üstünlükleri (Allahu Alem) buradan kaynaklanır. Hatta İmam-ı Rabbani Hz. leri de mektubatta yanlış hatırlamıyorsam Hz. Peygamberin (S.A.V.) nübüvvet yükünün Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer (R. anh) sırtlarında, velayet yükünün ise Hz. Ali Efendimizin Sırtında olduğunu yazıyor.

Ayrıca Ümmetin büyükleri de Hz. peygambere ittiabaları oranında Nübüvvet Derecelerinden nasiplenebiliyorlar. Yalnız bunların sayıları çok ama çok azdır (İmam-ı Rabbani Hz. gibi). Diğer üç velayet ise (Yani Velayet-i Suğra, Velayet-i Kübra ve Velayet-i Ulya) ise bunların çok ama çok aşağısında kalıyor.

Şunu da eklemek istiyorum. Bilindiğinin aksine Velayet-i Suğra yolun başındaki tarikat ehlinin makamıdır. Yolun ortasına gelindiğinde nakşibendi tarikatında Velayet-i Kübraya da ulaşılır Bazılarına Velayet-i Kübradan hususi makam verilir bazıları ise oradan sadece feyz almakla yetinir. Daha sonra velayet-i Ulya ya geçilir. Bazılarına ise daha yukarıya (Nübüvvet Kemalleri) seyr etmek nasib olur. Bunu ben söylemiyorum. İmam-ı rabbani hz. söylüyor. Ayrıca sadatların hepsi değil ama birkısmı hem velayet-i kübra sahibi hem de nübüvvet kemallerine (yani nübüvvet derecelerinden paya) sahiptirler. Yani zannedildiği gibi Velayet-i kübra en yüksek derece değildir. Nakşi yolunda Hem Velayet-i kübraya hem de nübüvvet kemallerine yol vardır.

Yani zannedildiği gibi her ehli tarik velayet-i suğrada değildir. Zaten ehli tarik ifadesi yol ehli demek yani daha yolda olan kişidir. Onun için Şeriat-Tarikat-Hakikat-Marifet denilir. tarikat bunlardan ikinci adımdır. Sonraki adımlarda kişi Velayet-i Suğranın Yukarısına çıkabilir (istidadına ve nasibine göre tabiki.)

Bunu da yeni bir konu açmak için değil forumrda sıklıkla yapılan bir hataya cevap mahiyetinde yazıyorum.

Allah'a emanet olun.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir