Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

29.08.2007, 13:51

11.Söz

Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Yemin olsun güneşe ve aydınlığına. • Ve onu takip eden aya. • Ve onu gösteren güne. • Ve onu örten geceye. • Ve gökyüzüne ve onu binâ edene. • Ve yeryüzüne ve onu yayıp döşeyene. • Ve insana ve onu intizamla yaratana. (şems Sûresi: 1-7.)

konunun başında bu ayet var..ve manasıda altta verilmiş..,

BAKALIM ÜSTAD BU AYETTEN NE MANALAR ÇIKARIYOR..
HEP BERABER GÖRELıM..ıNşAALLAH..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

2

29.08.2007, 13:52

Ey kardeş!

Eğer hikmet-i âlemin(ALEMıN YARATILIşININ HıKMETıNıN) tılsımını (GıZLı SIRRINI)

ve hilkat-i insanın(ıNSANIN YARATILIşININ) muammâsını (ANLAşILMAZ ışıNı)

ve hakikat-i salâtın(NAMAZIN HAıKATININ) rumuzunu (GıZLı ışARETLERıNı)

bir parça fehmetmek(ANLAMAK) istersen, nefsimle beraber şu temsilî hikâyeciğe bak:

GÖRÜLDÜğÜ GıBı..ayetleri üç şekilde yorumluyor..

alem ,insan ve namaz..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

3

29.08.2007, 13:53

Bir zaman bir sultan varmış.
Servetçe onun pek çok hazîneleri vardı.
Hem o hazînelerde her çeşit cevâhir, elmas ve zümrüt bulunuyormuş.
Hem, gizli pek acâib defîneleri varmış.
Hem, kemâlâtça sanâyi-i garîbede (garip sanatlara) pek çok mahareti(hünerliği) varmış.

Hem, hesabsız fünûn-u acîbeye(acip fenlere) mârifeti,(bilgisi) ihâtası varmış.

Hem, nihayetsiz ulûm-u bedîaya(eşsiz ilimlere) ilim ve ıttılâı(haberi) varmış.

Her cemâl ve kemâl sahibi, kendi cemâl ve kemâlini görmek ve

göstermek istemesi sırrınca,

o sultan-ı zîşan(şan sahibi sultan) dahi istedi ki,

bir meşher(sergi yeri) açsın,

içinde sergiler dizsin;

tâ nâsın(insanların) enzârında (bakışlarında)

saltanatının haşmetini,

hem servetinin şâşaasını,(parlaklığını)

hem kendi san'atının hârikalarını,

hem kendi mârifetinin garîbelerini izhâr edip, göstersin.

Tâ, cemâl ve kemâl-i mânevîsini iki vecihle müşâhede etsin:

Bir vechi, bizzat nazar-ı dekâik(ince nazarıyla) âşinâsıyla görsün; (kendi sanatına,kendisi önce baksın)

diğeri, gayrın(başkaların) nazarıyla baksın. (sonra başkalrının sanatına bakışlarıyla baksın)




http://www.risaleara.com/oku.asp?id=101
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

4

29.08.2007, 13:54

Bu hikmete binâen

cesîm ve geniş ve muhteşem bir kasrı (sarayı)yapmaya başladı.

şâhâne bir sûrette dairelere, menzillere taksim ederek, hazînelerinin türlü türlü murassaâtıyla (sanatlarıyla)süslendirip

kendi dest-i san'atının en latîf, en güzel eserleriyle zînetlendirip,

fünûn-u hikmetinin en incelikleriyle tanzim edip düzelterek

ve ulûmunun âsâr-ı mu'cizekârâneleriyle(mücize eserleriyle) donatarak tekmil (tamamladıktan)ettikten sonra,

her bir taam (yemek)ve nimetlerinin bütün çeşitlerinden en lezizlerini câmi' sofralar, o sarayda kurdu.

her bir tâifeye lâyık bir sofra tâyin etti.

Öyle sehâvetkârâne,(cömertcesine) san'atperverâne bir ziyâfet-i âmme(mükemmel ziyafet) ihzâr etti ki,(hazırladı ki) güyâ her bir sofra,

yüz sanâyi-i latîfenin(latif santaının) eserleriyle vücud bulmuş gibi kıymetli hadsiz nimetleri serdi.

Sonra aktâr-ı memleketindeki ahali ve raiyyetini, seyre ve tenezzühe ve ziyâfete dâvet etti.

Sonra, bir yâver-i ekremine sarayın hikmetlerini ve müştemilâtının(içindekilerin) mânâlarını bildirerek, onu üstad ve tarif edici tâyin etti.

Tâ ki, sarayın sâniini, sarayın müştemilâtıyla(içindekileriyle) ahaliye tarif etsin ve sarayın nakışlarının rumuzlarını(işaretlerini) bildirip, i

çindeki san'atlarının işaretlerini öğretip, derûnundaki manzum murassâlar ve mevzun (ölçü)nukuş nedir ve ne vecihle saray sahibinin kemâlâtına ve hünerlerine delâlet ettiklerini, o saraya girenlere tarif etsin ve girmenin âdâbını ve seyrin merâsimini bildirip, o görünmeyen sultana karşı marziyâtı dairesinde teşrifât merâsimini tarif etsin. ışte o muarrif üstadın her bir dairede birer avânesi bulunuyor. Kendisi, en büyük dairede şâkirdleri içinde durmuş, bütün seyircilere şöyle bir tebligatta bulunuyor, diyor ki:
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

5

29.08.2007, 14:01

Ey ahali! şu kasrın meliki olan seyyidimiz, bu şeylerin izhârıyla ve bu sarayı yapmasıyla,

1-kendini size tanıttırmak istiyor;

siz dahi onu tanıyınız ve güzelce tanımaya çalışınız.

Hem, şu tezyinâtla,

2-kendini size sevdirmek istiyor;

siz dahi onun san'atını takdir ve işlerini istihsan(beğenmek) ile kendinizi ona sevdiriniz.

Hem, bu gördüğünüz ihsanât ile

3-size muhabbetini(sevgisini) gösteriyor;

siz dahi itaat ile ona muhabbet ediniz.

Hem, şu görünen in'âm(nimetler) ve ikramlar ile

4-size şefkatini ve merhametini gösteriyor;

siz dahi şükür ile ona hürmet ediniz.

Hem, şu kemâlâtının âsârıyla(eseriyle)

5-, mânevî cemâlini size göstermek istiyor;

siz dahi onu görmeye ve teveccühünü kazanmaya iştiyâkınızı gösteriniz.


Hem, bütün şu gördüğünüz masnuât ve müzeyyenât üstünde birer mahsus sikke, birer hususi hâtem(mühür), birer taklid edilmez turra(mühür) koymakla,

6- her şey kendisine has olduğunu

7-ve kendi eser-i desti olduğunu

8-ve kendisi tek ve yektâ,(eşsiz)

9-istiklâl ve infirad sahibi olduğunu size göstermek istiyor;

siz dahi onu tek ve yektâ ve misilsiz, nazîrsiz, bîhemtâ(eşsiz) tanıyınız ve kabul ediniz."

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=102
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

6

29.08.2007, 14:02

Güneş niçin doğar?
Bizim sabah kalkıp iş yerine gitmemiz için mi?
--Güneşin doğması bizim işyerimize gitmemiz için sebeplerden bir sebeptir.
ış yerine giden bizler tezgahlarımız kurarız,satılacak mallarımızı teşhir ederiz.
Hatta karanlık yerleride aydınlatırız.

Müşteri gelsi baksın, beğensin,bir fiyat versin onun malı olsun.
--
Güneşin asıl doğuşunun sebebi

Allahın kainattaki envai çeşit mallarını, hünerlerini,Saltanatını,sanatların-Fiil,ısim,sıfatları bilinsin- teşhir içindir.(Asıl gaye budur,diğer gayeler tebe-i dir.) Rabbimiz güneşi çıkarıyor, teşhir yapıyor.ınsanlar baksın,Haşmeti anlaşıldın.saltanatı idrak edilsin,bir fiat versin(Kelime-i şahadetle) ve hakeza
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

7

29.08.2007, 14:06

niçin kainatı ve insanı yaratmış bakalım...


1-kendini size tanıttırmak istiyor;



2-kendini size sevdirmek istiyor;


3-size muhabbetini(sevgisini) gösteriyor;



4-size şefkatini ve merhametini gösteriyor;





5-, mânevî cemâlini size göstermek istiyor;





6- her şey kendisine has olduğunu

7-ve kendi eser-i desti olduğunu

8-ve kendisi tek ve yektâ,(eşsiz)

9-istiklâl ve infirad sahibi olduğunu size göstermek istiyor;
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

8

29.08.2007, 14:08

Peki buna karşı bizden istenilenler nelerdir?
ve DıKKAT EDELıM Kı O ıSTENıLENLER..

NAMAZIN HAKıKATININ RUMUZUDUR..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

9

29.08.2007, 14:09

Ey ahali! şu kasrın meliki olan seyyidimiz, bu şeylerin izhârıyla ve bu sarayı yapmasıyla,

1-kendini size tanıttırmak istiyor;

siz dahi onu tanıyınız ve güzelce tanımaya çalışınız.

Hem, şu tezyinâtla,

2-kendini size sevdirmek istiyor;

siz dahi onun san'atını takdir ve işlerini istihsan(beğenmek) ile kendinizi ona sevdiriniz. Hem, bu gördüğünüz ihsanât ile

3-size muhabbetini(sevgisini) gösteriyor;

siz dahi itaat ile ona muhabbet ediniz.
Hem, şu görünen in'âm(nimetler) ve ikramlar ile

4-size şefkatini ve merhametini gösteriyor;

siz dahi şükür ile ona hürmet ediniz.

Hem, şu kemâlâtının âsârıyla(eseriyle)

5-, mânevî cemâlini size göstermek istiyor;


siz dahi onu görmeye ve teveccühünü kazanmaya iştiyâkınızı gösteriniz.

Hem, bütün şu gördüğünüz masnuât ve müzeyyenât üstünde birer mahsus sikke, birer hususi hâtem(mühür), birer taklid edilmez turra(mühür) koymakla,

6- her şey kendisine has olduğunu

7-ve kendi eser-i desti olduğunu

8-ve kendisi tek ve yektâ,(eşsiz)

9-istiklâl ve infirad sahibi olduğunu size göstermek istiyor;

siz dahi onu tek ve yektâ ve misilsiz, nazîrsiz, bîhemtâ(eşsiz) tanıyınız ve kabul ediniz."
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=102

işte BU ALINTIDA ALTINI ÇıZDığıM VE BELıRTTığıM KISIMLAR..

BıZıM VAZıFEMıZ OLUP..

NAMAZIN HAKıKATININ RUMUZUDURLAR..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

10

29.08.2007, 14:11

artık niçin alem ve insan yaratılmış anlaşılıyor değil mi..

namazın hakikatını yaşamak için..

namazın hakikatınıda yukarda işaret etmiş üstadım..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

11

29.08.2007, 14:13

devam edecek..kardeşlerimizinde katkılarını bekliyoruz
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

12

29.08.2007, 18:16

Abi bunlar ihtisaslarda kullanılabilir değil mi inş izninizle?

Devamı beklenmekte..
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

13

31.08.2007, 09:12

Daha bunun gibi, ona ve o makama münâsip sözleri seyircilere söyledi.

Sonra, giren ahali iki gürûha ayrıldılar:

Birinci gürûhu
kendini tanımış
ve aklı başında
ve kalbi yerinde oldukları için,

o sarayın içindeki acâiblere baktıkları zaman dediler:

"Bunda büyük bir iş var."

Hem, anladılar ki, beyhûde değil, âdi bir oyuncak değil.

Onun için merak ettiler. "Acaba tılsımı nedir, içinde ne var?"

deyip düşünürken, birden o muarrif (tarifedici) üstadın beyân ettiği nutkunu işittiler.

Anladılar ki, bütün esrârın(sırların) anahtarları ondadır.

Ona müteveccihen(yönelerek) gittiler ve dediler:
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

14

31.08.2007, 09:14

Esselâmü aleyke yâ eyyühe'l-üstad! Hakkan;

şöyle bir muhteşem sarayın,

senin gibi sâdık ve müdakkik bir muarrifi lâzımdır.

Seyyidimiz sana ne bildirmişse, lütfen, bize bildiriniz."

Üstad ise, evvel zikri geçen nutukları onlara dedi.
Bunlar güzelce dinlediler,


iyice kabul edip tam istifade ettiler.

Padişahın marziyâtı(rızası) dairesinde amel ettiler.

Onların şu edebli muâmele ve vaziyetleri o padişahın hoşuna geldiğinden,

onları has ve yüksek ve tavsif edilmez diğer bir saraya dâvet etti;

ihsan etti.

Hem, öyle bir cevâd-ı melike lâyık

ve öyle yüksek mutî ahaliye şâyeste

ve öyle edebli misafirlere münâsip v

e öyle yüksek bir kasra şâyân bir sûrette ikram etti.

Dâimî, onları saadetlendirdi.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

15

31.08.2007, 09:16

ıkinci gürûh ise,

akılları bozulmuş,

kalbleri sönmüş olduklarından,

saraya girdikleri vakit,

nefislerine mağlûp olup lezzetli taamlardan başka hiçbir şeye iltifat etmediler;

bütün o mehâsinden gözlerini kapadılar

ve o üstadın irşâdâtından

ve şâkirdlerinin ikazâtından kulaklarını tıkadılar.

Hayvan gibi yiyerek uykuya daldılar;

içilmeyen, fakat bâzı şeyler için ihzâr edilen(hazırlanan) iksirlerden(içeçeklerden) içtiler, sarhoş olup, öyle bağırdılar, karıştırdılar, seyirci misafirleri çok rahatsız ettiler,

sâni-i zîşânın düsturlarına karşı edepsizlikte bulundular.

Saray sahibinin askerleri de onları tutup, öyle edepsizlere lâyık bir hapse attılar.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

16

31.08.2007, 09:17

Ey benimle bu hikâyeyi dinleyen arkadaş!

Elbette anladın ki, o hâkim-i zîşan,(şanlı hükümdar)

bu kasrı, şu mezkûr maksadlar için binâ etmiştir.

şu maksadların husûlü(neticesi) ise iki şeye mütevakkıftır. (bağlıdır)

• Birisi: şu gördüğümüz ve nutkunu işittiğimiz üstadın vücududur.

Çünkü, o bulunmazsa,

bütün maksadlar beyhûde olur.

Çünkü, anlaşılmaz bir kitap, muallimsiz olsa, mânâsız bir kâğıttan ibâret kalır.

• ıkincisi: Ahali o üstadın sözünü kabul edip, dinlemesidir.

Demek, vücud-u üstad, vücud-u kasrın dâîsidir

ve ahalinin istimâı, kasrın bekâsına sebeptir.

Öyle ise, denilebilir ki, şu üstad olmasaydı, o melik-i zîşan, şu kasrı binâ etmezdi.

Hem, yine denilebilir ki, o üstadın tâlimâtını, ahali dinlemedikleri vakit, elbette o kasr, tebdil ve tahvil edilecek.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

17

31.08.2007, 09:19

devam edecek inşaallah..hikaye bitti..bakalım ne gibi hakikatlar varmış..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

18

31.08.2007, 15:59

Ey Arkadaş! Hikâye burada bitti.

Eğer şu temsilin sırrını anladınsa(TEMSıLıN SIRRINI ANLARSAK HAKıKATI ANLAMAK KOLAYLAşIR.şıMDı DÜşÜNELıM NE KADAR ANLAMIşIM)

bak, hakikatin yüzünü de gör.

ışte o saray, şu âlemdir ki,

tavanı, tebessüm eden (GÜLEN)yıldızlarla tenvir edilmiş(NURLANDIRILMIş) gökyüzüdür.

Tabanı ise, şarktan garba(DOğUDAN BATIYA), gûnâgûn (RENK RENK)çiçeklerle süslendirilmiş yeryüzüdür.

O melik ise, ezel ebed sultanı olan bir Zât-ı Mukaddestir ki, yedi kat semâvât ve arzı ve içlerinde olan herşey, kendilerine mahsus lisânlarla o Zâtı takdîs edip tesbih ediyorlar.

Hem öyle bir Melik-i Kadîr ki,(YANı ALLAH CELLECELALUHU) semâvât ve arzı altı günde yaratarak, Arş-ı Rubûbiyetinde durup, gece ve gündüzü siyah ve beyaz iki hat gibi birbiri arkası sıra döndürüp, kâinat sayfasında âyâtını yazan ve güneş, ay, yıldızlar, emrine musahhar(BOYUN EğEN) zîhaşmet ve zîkudret (HAşMET VE KUDRET) sahibidir.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

19

31.08.2007, 16:02

O sarayın menzilleri ise, şu on sekiz bin âlemdir ki, herbirisi kendine lâyık bir tarz ile tezyin(SÜSLENMış) ve tanzim edilmiştir.

ışte o sarayda gördüğün sanâyî-i garîbe(GARıP SANATLAR) ise, şu âlemde görünen kudret-i ılâhiyenin(ALLAHIN KUDRETıNıN) mu'cizeleridir.

Ve o sarayda gördüğün taamlar ise, şu âlemde, hele yaz mevsiminde, hele Barla bahçelerinde rahmet-i ılâhiyenin(ALLAHIN RAHMETıNıN) semerât-ı hârikalarına(HARıKA MEYVELERıNE) işarettir.

Ve oradaki ocak ve matbah ise, burada kalbinde ateş olan arz ve sath-ı arzdır.(YERYÜZÜDÜR)

Ve orada, temsilde gördüğün gizli defînelerin cevherleri ise,
şu hakikatte esmâ-i kudsiye-i ılâhiyenin (ALLAHIN KUDSı ıSıMLERıNıN)cilvelerine(GÖRÜNTÜLERıNE) misâldir.

Ve temsilde gördüğümüz nakışlar ve o nakışların remizleri(ışARETLERı) ise, şu âlemi süslendiren muntazam (DÜZENLı)masnuât(SANATLAR) ve mevzun(ÖLÇÜLÜ) nukuş-u kalem-i kudrettir ki(KUDRET KALEMıNıN NAKIşLARIDIR Kı), Kadîr-i Zülcelâlin(CELAL SAHıBı SONSUZ KUDRET SAHıBı OLAN ALLAHIN) esmâsına(ıSıMLERıNE) delâlet(ışARET) ederler.

Ve o üstad ise, seyyidimiz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır.

Avânesi ise,(YARDIMCILARI) enbiyâ aleyhimüsselâmdır

ve şâkirdleri ise, evliyâ ve asfiyâdır.

O saraydaki hâkimin hizmetkârları ise, şu âlemde melâike aleyhimüsselâma işarettir.
Temsilde seyir ve ziyâfete dâvet edilen misafirler ise, şu dünya misafirhânesinde cin ve ins ve insanın hizmetkârları olan hayvanlara işarettir.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

20

31.08.2007, 16:04

Ve o iki fırka ise,

burada, birisi ehl-i imândır ki, (MÜMıNLERDıRKı) kitâb-ı kâinatın(KAıNAT KıTABININ) âyâtının müfessiri(TEFSıRCıSı) olan Kur'ân-ı Hakîmin şâkirdleridir.

Diğer gürûh ise, ehl-i küfür ve tuğyandır ki,(KAFıRLER VE GERÇEğı ÖRTENLERDıR Kı) nefis ve şeytana tâbi olup, yalnız hayat-ı dünyeviyeyi (DÜNYA HAYATINI)tanıyan hayvan gibi, belki daha aşağı sağır, dilsiz, dâllîn gürûhudur. (SAPKINLAR GRUBUDUR)

Birinci kafile olan süedâ ve ebrâr ise, (ıYı ıNSAN OLAN MÜMıNLER ıSE)zülcenâheyn(ıKı KANATLI OLAN) olan Üstadı dinlediler.

O Üstad hem abddir; ubûdiyet noktasında Rabbini tavsif ve tarif eder ki, Cenâb-ı Hakkın dergâhında ümmetinin elçisi hükmündedir.

Hem resûldür; risâlet noktasında Rabbinin ahkâmını Kur'ân vâsıtasıyla cin ve inse tebliğ eder.

şu bahtiyar cemaat, o Resûlü dinleyip, Kur'ân'a kulak verdiler.

Kendilerini envâ-ı ibâdâtın(ÇEşıTLı ıBADETLERıN) fihristesi olan namaz ile, birçok makam-ı âliye(YÜKSEK MAKAM) içinde çok latîf vazifelerle telebbüs etmiş(GıYıNMış) gördüler.

Evet, namazın mütenevvi'(ÇEşıTLı) ezkâr(ZıKıR) ve harekâtıyla işaret ettiği vezâifi,(VAZıFEYı) makamâtı mufassalan (AYRINTILI)gördüler.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

Bu konuyu değerlendir