Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

61

13.03.2005, 20:34

ındirmek için tıklayın...
Sayfasında dinlemek için tıklayın...


Alıntı

Doç.Dr. şadi Eren, "Dindar ıseviler"
Kastamonu Lahikasında geçen : "Ve madem âhirzamanda Hazret-i ısâ'nın (a.s.) din-i hakikîsi hükmedecek, ıslâmiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i ısa'ya (a.s.) mensup Hıristiyanların mazlumları, çektikleri felâketler onlar hakkında bir nevi şehadet denilebilir." ve Lem'alar' da geçen : "âhir zamanda Îsevîlerin hakiki dindarları ehl-i Kur'an ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslekdaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile dahi, medâr-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medâr-ı münakaşa ve niza' etmiyerek müşterek düşmanları olan mütecâviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçdırlar..." cümlelerinin açıklamaları
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

WORLD

Acemi

Mesajlar: 40

Konum: ıstanbul

Meslek: Ateşe

Hobiler: Uluslar Arası ılişkiler

  • Özel mesaj gönder

62

02.07.2005, 11:36

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""


Öncelikle, Hasan Mezarcı denen zatın ne kadar dengesiz, ölçüsüz, dinimizin temel kurallarına aykırı, meczubane, akıl ve mantık dışı serapa boş bir iddia ortaya koyduğunu; ve olayı alaycı bir şekilde gündeme getiren bazı TV organlarının da en az Hasan Mezarcı kadar ölçü, mantık ve akıl kuralları dışında hareket ettiğini belirmek istiyoruz. Gerçekten böyle bir meczubun dakikalarca ekranda tutularak alay edilmesi, en az alay edilen kadar alay edenleri de cemiyeti adına mesul duruma düşürmüştür.


Sevgili (kardeşim)-(ağabeyim) öncelikle hürmet eder ellerinizden öperim.Allah razı olsun bu yazıları satır satır sindire sindire okumakta isitifade etmekteyim..

Haddim olmayarak burada bir noktaya temas etmek istiyorum izninizle.Hasan Mezarcı nın bu hale gelmesinin sebebi kendisine hapishanede yapılan akıl almaz işkencelerdir.Dikkat ederseniz daha önce TC aleyhinde yaptığı sert açıklamalar bulunmaktadır.Ve uzun bir gözaltı süresinden sonra kendisini görenler ve tanıyanlar Mezarcının aklını yitirdiği beyanında bulunduğunu belirtmişlerdir.Aklını yitirmesinin ve meczubane konuşmasının gerçek sebebide budur..

Yanlışımız varsa düzeltiniz inşaAllah.

Muhabbetle

63

02.07.2005, 11:40

ben de gözetim altında kendisine ilaç verilerek aklî dengesinin kaybettirildiğini duymuştum
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

64

02.07.2005, 11:45

ahmetsaid kardeşimiz demiş :

bu günlerde aklıma "ısa(as) nüzulu ile Türkiyenin Avrupa Birliğine girmesi arasında bir bağ olup olmadığı takıldı.

"Deccali ancak ısa(as) öldürebilir" mealinde bir hadis var. Acaba bu hadisin işaretleri arasında Türkiye-AB ilişkisi de var mı?

doğrusu merak konusu....


Sizdeki ıman nuru , sanki bazı hakikatleri söyletmiş...

65

03.07.2005, 06:08

Bu konu başlığı altında gözümüze çarpan olaylar :


1-) Tarih: Cum Oca 02, 2004 12:54 pm tarihli yazınızda

ışte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i ısâ Aleyhisselâmın şahsiyet-i mâneviyesinden ibaret olan hakikî ısevîlik dini zuhur edecek, yani rahmet-i ılâhiyenin semâsından nüzul edecek, halihazır Hıristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i ıslâmiye ile birleşecek, mânen Hıristiyanlık bir nevi ıslâmiyete inkılâp edecektir. Ve Kur’ân’a iktida ederek, o ısevîlik şahs-ı mânevîsi tâbi ve ıslâmiyet metbû makamında kalacak, din-i hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlûp olan ısevîlik ve ıslâmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semâvatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı ısâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Külli şeyin vaadine istinad ederek haber vermiştir. (15.Mektub)

Burdan şunu anlıyoruz :

a) ısevilik dini tasaffi edip , aslına dönüp ıslamiyete tabi olduktan sonra , dinsizlik cereyanı olan Deccaliyete galib gelecektir. Ancak , henüz tasaffi eden ısevilik ne bir kesreti teşkil ediyor , nede ıslamiyete tabi olmuş durumdalar ! Demekki , Deccaliyet ( inkar-ı uluhiyet = ateism) hala ölmemiş ! Ölmediğine göre Hz.ısa (AS) da daha nuzül olmamış veya nuzül olsa bile Vazifesinin mevsimi henüz gelmemiş !

b) Buna teyit eden bir delilde , Sikkeyi Tasdik-i Gaybiyyede 11.Sayfasında , Mehdinin 3.Vazifesi olan , "ısevi ruhanilerle ittifak kurup Din-i ıslam hizmet etmektir" cümlesinde saklı gözüküyor !
Yani , neden ısevi ruhanilerle ittifak kuracak ? ısevilik dini tasaffi etmesi ve Hz.ısa (AS) ma zemin hazırlayıp , deccaliyetin öldürülmesi için olsa gerek !

c) Yine bir teyit : Beşinci şua 14. meselede geçen Rivayette var ki, "Deccalın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tâbi olurlar." Allahu a'lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusya'da çıkmış...

Yani , Rusyadaki Kominizm , deccaliyetin bir parçasıdır , yoksa Deccaliyetin tümü değildir. Burdan Deccaliyetin geri kalan kısmının "15.Mektubta geçen ınkar-ı Uluhiyet diye tabir edilen Ateismde gizli olsa gerek


d) " âlem-i semâvatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı ısâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini,..." cümlesini " din-i hak cereyanı içinde bulunacak" şeklinde anlamamız gerekiyor. Çünkü ahirzaman hadiseleri hep şahs-ı manevi ve cemaat noktasında cereyan ediyor. , demişsiniz !

Halbuki , Hz.ısa (AS) mın cismi ile Allah'ın huzuruna çıktığına ve Hak Dinin başına geçeceğinden açık bir şekilde vurgu yapıyor Üstad ! Hem cismaniyeti hemde Hak Dinin başına geçmesini tevil etmişsiniz. Halbuki her ikisinede önemli bir vurgu var !


2-) Tarih: Pts Arl 29, 2003 9:17 am


NATO'ya ise "ısa Aleyhisselâmı nur-u iman ile tanıyan ve tâbi olan cemaat-i ruhâniye-i mücahidî" nin yardımcıları olarak bakmak daha uygun olabilir. demişsiniz.

Halbuki , "Cemaat" olmaları , "Ruhani" olmaları (Yani Tahkiki ımana sahib olmaları ) , "mücahidin" olmaları ( Tebliğ yönü ile cihad etmeleri) noktasında NATO ile ne alakası olabilir ? Yani biraz daha insaflı tevil yapmalı değilmiyiz ?


3-) Tarih: Prş Oca 22, 2004 1:51 pm

"şöyle ki: Demek ki ısa Aleyhisselam geldiği zaman Deccal ölmüş olacak, yani dinsizliği temsil eden büyük bir cereyan olan komünizm son bulacak; "demişsiniz...

Halbuki , Deccalı bizzat ısa (AS) mın öldüreceğini , Hz.ısa (AS) dışında kimsenin öldüremiyeceğini biliyoruz.

5.şua ,On Üçüncü Mesele
Katî ve sahih rivayette var ki, "ısa Aleyhisselâm Büyük Deccalı öldürür."



4-) Tarih: Çrş Mar 03, 2004 12:43 pm

"Farz-ı muhal bu gün Mehdi'nin geleceğini kabul etsek bile Deccal ve Süfyan kim olacak? Mehdi kime karşı savaşacak? Muhatap gözükmüyor. "demişsiniz.

ve Tarih: Cum Oca 16, 2004 10:26 am

"Nasıl ki Talut'un ordusu Calut'la savaşmaya giderken bir nehir ile imtihan edildi ise, öyle de Mehdi'nin kardaşları da Süfyan ve Deccalle olan uzun mücadelesinde , demişsiniz..."ve yine : "Mehdi ise ıslam ümmeti içinde zuhur edecek Deccal ve Süfyan komitesine karşı seçilecek. " demişsiniz.



Halbuki , Mehdinin Deccal ile doğrudan bir muhatablığı olmıyacak. Çünkü Mehdinin muhatabı Süfyan , Hz.ısa(AS) mın muhatabıda Deccal olacaktır.


5-) "Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri (talebeleri), Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir." (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 - Kastamonu Lahikası, 72)

Bu cümlede , Üstad Hazretleri neden 1.şuadaki gibi sadece "Mehdinin şakirtleri" demiyorda , "Mehdi" ve "Mehdinin şakirtleri" diye tasnif ediyor ?sizce ?


sevgili ahmetsaid kardeşim ,


Kanaati acizanem , siz tüm olayları şu noktadan yorumluyorsunuz : Falan Zat Süfyandır , o Süfyan olduğuna göre .....deyip , tevil üstüne tevil yapmak zorunda kalıyorsunuz !

Yukarıda yazdıklarım , Risale-i Nurlardan olması hasebi ile bence hemen tevil yapmak yerine , ciddi gözden geçirmekte fayda var !

66

04.07.2005, 12:02

değerli nesli cedid kardeşim;
son yazınızda temas ettiğiniz bir iki hususa cevap verme zaureti doğdu.


Alıntı

a) ısevilik dini tasaffi edip , aslına dönüp ıslamiyete tabi olduktan sonra , dinsizlik cereyanı olan Deccaliyete galib gelecektir. Ancak , henüz tasaffi eden ısevilik ne bir kesreti teşkil ediyor , nede ıslamiyete tabi olmuş durumdalar ! Demekki , Deccaliyet ( inkar-ı uluhiyet = ateism) hala ölmemiş ! Ölmediğine göre Hz.ısa (AS) da daha nuzül olmamış veya nuzül olsa bile Vazifesinin mevsimi henüz gelmemiş !

değerli kardeşim;
Biz bu noktadaki fikir ve düşüncelerimizi Risale-i Nurdan alıyoruz.
sonradan bazılarının uydurduğu deccal-süfyan modelleri bize ölçü olamaz.
Üstad Hz.leri 5.şuada hem ıslam deccali süfyanı hem de büyük deccal olan kömünizm ve sosyalizmi tevil götürmeyeck tarzda çok açık ve net bir şekilde tanımlıyor.
Bolşevizm, sosyalizm, komünizm, materyalizm , darvinizm gibi temeli inkar-ı uluhiyete dayanan sistemleri de büyük deccal olarak teşhis ve tespit ediyor.
işte bu büyük deccal 1917 yılında Rusyada faaliyete başlamış,
inkarcılık fikri ile bütün semavi dinlere savaş açmış,
allah inancını yok etmek için savaşmış,
tarihin görebileceği en büyük dinsizlik akımıdır.
Bu akım öyle dehşetli bir şekilde dünyayı sarmıştır ki,
Bütün Türki cumhuriyetleri yutmuş,
Avrupanın yarısını yerle bir etmiş,
islam dünyasından bir çok devleti kendine bağlamış,
çok dehşetli bir dinsizlik cereyanıdır.
Bu cereyan 1989 da Berlin druvarının yıkılması ile son bulmuş,
ardından sovyetler birliği dağılmış,
onlarca devlet hürriyetine kavuşmuştur.
sovyetler birliği yıkılması ile bu dinsilik akımının fikri cephesi olan, tabiatçılık, sebebpçilik, madecilik gibi dinsizlik fikirleri de Kuranın asrımızdaki elmas kılıncı olan Risale-i Nurlar ile yok edilmiştir.
adeta Nurun elmas kılıncı Deccali öldürmüştür.
ışte ısa(as) bu elmas kılıncı kullanarak deccalin fikr-i küfirsini öldürmüştür.
allah bir insanın basiterini bağlarsa onu kimse açamaz.
bu noktada yeni bir deccal beklentisi içinde olmak, akıldan son derece uzak bir fikir zaafiyetidir.


Alıntı


b) Buna teyit eden bir delilde , Sikkeyi Tasdik-i Gaybiyyede 11.Sayfasında , Mehdinin 3.Vazifesi olan , "ısevi ruhanilerle ittifak kurup Din-i ıslam hizmet etmektir" cümlesinde saklı gözüküyor ! Yani , neden ısevi ruhanilerle ittifak kuracak ? ısevilik dini tasaffi etmesi ve Hz.ısa (AS) ma zemin hazırlayıp , deccaliyetin öldürülmesi için olsa gerek !

Bu dediklerin çok kez yapılmıştır.
NATO ve Kore savaşı ve afganistan savaşı bu ittifakın açık delilleridir.
Komünizmin yerle bir olmasında papa 2. Jan Paul çok büyük bir rol oynamıştır.
Polonyada Walessa olayı hatırlansın.

Alıntı


c) Yine bir teyit : Beşinci şua 14. meselede geçen Rivayette var ki, "Deccalın mühim kuvveti Yahudidir. Yahudiler severek tâbi olurlar." Allahu a'lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir parça tevili Rusya'da çıkmış...

Yani , Rusyadaki Kominizm , deccaliyetin bir parçasıdır , yoksa Deccaliyetin tümü değildir. Burdan Deccaliyetin geri kalan kısmının "15.Mektubta geçen ınkar-ı Uluhiyet diye tabir edilen Ateismde gizli olsa gerek


bu tevilin tamamı sonraki yıllarda gözükmüş.
yoksa bu ifadelerde yeni bir deccal geleceğine dair bir ifade yok.



Alıntı

d) " âlem-i semâvatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı ısâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini,..." cümlesini " din-i hak cereyanı içinde bulunacak" şeklinde anlamamız gerekiyor. Çünkü ahirzaman hadiseleri hep şahs-ı manevi ve cemaat noktasında cereyan ediyor. , demişsiniz !

Halbuki , Hz.ısa (AS) mın cismi ile Allah'ın huzuruna çıktığına ve Hak Dinin başına geçeceğinden açık bir şekilde vurgu yapıyor Üstad ! Hem cismaniyeti hemde Hak Dinin başına geçmesini tevil etmişsiniz. Halbuki her ikisinede önemli bir vurgu var !

yani değerli kardeşim ne bekliyorsunuz anlamıyorum.
alayı vela ile herkesin göreceği şekilde bir başa geçme mi anlyorsunuz?
yoksa bir devletin falan başına geçeceğini mi?
halbuki Üstad ısa(as) herkes tarafından bilinmeyecek diyor.
Bu da ısa(as) ısa ismi ile değil, başka bir isim ve sıfatla bir dini hak cereyanı içinde bulunacağını, şahsını öne çıkarmadan hizmet edeceğini gösteriyor. Başa geçmek tabirini illa ki siaysi bir lider havasından anlamayın. Hizmetin manevi lideri olabilir, veya başka bir lider...
illa da maddi bir lider olması gerekmez, am o da olabilir.
buaralarda derin manalar var, üzerinde düşünmek lazım...

Alıntı

2-) Tarih: Pts Arl 29, 2003 9:17 am

NATO'ya ise "ısa Aleyhisselâmı nur-u iman ile tanıyan ve tâbi olan cemaat-i ruhâniye-i mücahidî" nin yardımcıları olarak bakmak daha uygun olabilir. demişsiniz.

Halbuki , "Cemaat" olmaları , "Ruhani" olmaları (Yani Tahkiki ımana sahib olmaları ) , "mücahidin" olmaları ( Tebliğ yönü ile cihad etmeleri) noktasında NATO ile ne alakası olabilir ? Yani biraz daha insaflı tevil yapmalı değilmiyiz ?

Yani kardeşim sen bu fikirleri nereden alıyorsun?
Üstad NATO yu destekliyor.
NATO ülkeleri komutasında yapılan Kore savaşını "inkar-ı uluhiyete karşı yapılan savaş "olarak isimlendiriyor.
NATO niçin kuruldu?
Varşova paktına karşı.
Varşova paktı ise dinsiliğin temsilcisi olan Rusyanın askeri kuruluşu idi.
Üstad ikinci dünya savaşında Almanyanın bile dinsiliğe karşı savaşını ısa(as)ın nuzülü ile alakalanıdırır iken siz niye kendi kafanıza göre konuşuyorsunuz?


Alıntı

3-) Tarih: Prş Oca 22, 2004 1:51 pm

"şöyle ki: Demek ki ısa Aleyhisselam geldiği zaman Deccal ölmüş olacak, yani dinsizliği temsil eden büyük bir cereyan olan komünizm son bulacak; "demişsiniz...

Halbuki , Deccalı bizzat ısa (AS) mın öldüreceğini , Hz.ısa (AS) dışında kimsenin öldüremiyeceğini biliyoruz.

5.şua ,On Üçüncü Mesele
Katî ve sahih rivayette var ki, "ısa Aleyhisselâm Büyük Deccalı öldürür."

siz herhalde bu öldürme olayını meydan muharebesinde deccal karşıda ısa(as) elinde kılıç onu öldürecek sanıyorsunuz. belki bu hadisenin televizyondan bile yayınlanacağını düşünüyorsunuz?!....
halbuki ısa(as) deccali ölüdrmesi inkar-ı uluhiyet fikrinin öldürlülmesi, yani tabiatçılığın, maddeciliğin, sebepçiliğin öldürülmesi olarak anlamak lazım. bu fikirlerin temsilcisi Rusya komünist devleti olduğuna göre, bu devletin yok olması deccalin ölmesi manasına gelir.
Bu da son olarak ısa(as) nüzuluna yakın olacaktır.


Alıntı

4-) Tarih: Çrş Mar 03, 2004 12:43 pm

"Farz-ı muhal bu gün Mehdi'nin geleceğini kabul etsek bile Deccal ve Süfyan kim olacak? Mehdi kime karşı savaşacak? Muhatap gözükmüyor. "demişsiniz.

ve Tarih: Cum Oca 16, 2004 10:26 am

"Nasıl ki Talut'un ordusu Calut'la savaşmaya giderken bir nehir ile imtihan edildi ise, öyle de Mehdi'nin kardaşları da Süfyan ve Deccalle olan uzun mücadelesinde , demişsiniz..."ve yine : "Mehdi ise ıslam ümmeti içinde zuhur edecek Deccal ve Süfyan komitesine karşı seçilecek. " demişsiniz.



Halbuki , Mehdinin Deccal ile doğrudan bir muhatablığı olmıyacak. Çünkü Mehdinin muhatabı Süfyan , Hz.ısa(AS) mın muhatabıda Deccal olacaktır.


yani siz hiç mi okumadın allah aşkına;
ısa(as)Mehdiye tabi olacak diye.
ve yine hiç mi okumdanız allah aşkına
"bu vatanda en dehşetli hadise komüniz diye"
Bunlar iç içe girmiş hadiselerdir.
Müslüman dünyası hem süfyan hem de deccal ile mücadele temiştir.
allah rızası için biraz tarih okuyun.
en azından şu meşhur 68 kuşağı nedir ona bakın.

Alıntı




sevgili ahmetsaid kardeşim ,


Kanaati acizanem , siz tüm olayları şu noktadan yorumluyorsunuz : Falan Zat Süfyandır , o Süfyan olduğuna göre .....deyip , tevil üstüne tevil yapmak zorunda kalıyorsunuz !

Yukarıda yazdıklarım , Risale-i Nurlardan olması hasebi ile bence hemen tevil yapmak yerine , ciddi gözden geçirmekte fayda var !

nesli cedid kardeşim;
falan zat süfyan diye ben demiyorum.
Üstad diyor.
5.şuada açık ve net söylüyor.
Üstad O falan zata ve o zatın aşhs-ı manvesi olan CHP ye açıkça ıslam deccali ve Komünizme de Bütük Deccal diyor.
biz bunları uydurmuyoruz.
Bunlar Risale-i Nurda belki bin yerde geçiyor.
şimdi sizin gibi saf kardeşlerimiz hala Deccal ve Süfyan bekliyor,(Mehdi beklediğine göre)
Yani soruyorum?
deccal gelse neyinizi yıkacak.
1940 yıllarında "Allah demek bile yasaklanmış"
ıslam adına neyimiz varsa tahrip edilmiş.
Kuarn yasaklanmış...
Hilafet yıkılmış, vs...
yani hala bir deccal beklentisi?...

saygılar

67

04.07.2005, 13:13

Muhterem ahmetsaid kardeşim ,

En doğrusunu Allah bilir , biz bazı konulara değinmeye çalışitık , sizi üzdüysek Hakkınızı helal edin !


Nasılki , B vitamini , kendi içinde B1,B2,B6;B12 gibi isimlere ayrılır , bizde inşallah Nur Dairesi içinde manevi Vitamin hükmünde fonksiyonlara sahibizdir.

Selam ve Dua ile...

68

04.07.2005, 13:18

hayırlısı olsun nesl-i cedid kardeşim;

burada yaptığımız şey fikri mülahazadır.
fikri muhasebede üzülecek bir durum olmaz.

nur dairesi çok geniştir. her kese yer var.

allah a emanet olnuz

69

10.05.2006, 16:04

Alıntı sahibi ""yunusum""

ısa a.s. ne olarak gelecek.
cesedi ile birliktemi.
yoksa ruhanimi.
olarak gelecek.
Eğer üstad mehdi ise o zaman üstad ona imamlık yaparak namaz kıldırmışsa.o zaman isa a.s. yaşamaması lazım.onunda vefat etmesi lazım geliyor.
bilgisi olan anladığını veya duyduğunu yazsın.


Webmaster: Mesajınızı mevcut olan bu başlığın altına taşıdık.
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

70

10.05.2006, 18:51

Sadece Kur'an-ı Kerim, Hadis-i şerifler, Hazreti Ali,Abdülkadir Geylani (ra), ımam-ı Rabbani(ra) Üstada işaret etmemiş.ıncilde de bir takım işaretler var.
Mesela; Hz. ısa (asm) ilişik olarak sadece Yuhanna'da 22 kez Nur'dan bahsedilmiş ve onun Peygamberliğinin Nur Peygamberliği olduğu söylenmiş.
Eski Ahit yani Tavrat'ta da bir kaç yerde aynı şekilde bahsedilmiş.Renan adlı fransız tarihçinin ısa'nı Hayatı adlı kitabını okursanız,Hz. ısa(asm)'nın Metod olarak Bediüzzamanla benzerlikleri hayret ettirir.

Mesela; Üstadın kullandığı mesel tarzını ilk kullanan Hz.ısa(asm) olmuş.
Siyaseti Üstad gibi sonradan terk etmiş.Hz.ısa(asm) en güzel derslerini
Üstad gibi çiçekten böcekten çıkarmış.Daha onlarca benzerlik var.ısteyen olursa kaynağı ile beraber yazarım.

Benim bu işaret ve benzerliklerden çıkardığım sonuç su; Madem Üstadı Mehdi-i Azam kabul etmişim.Madem Deccal,Mehdi ve Mesih bir yarış atı gibi
aynı anda çıkar, denmiş.O zaman diyebilirim ki;Mehdi-i Azam Said Nursi Mesih'le bir bağlantısı var ve belki ondan ders almış en azından görüşmüş.Yada Mesih'in Risalelerle bir alakası var. Bu da demektir ki;
geldi ve gitmiş olması gerek.ınsan hayatının ortalama yaşını göz önüne alırsak herhelde öyle olmalı.Ama;fikirleri önemliyse, kıyamete kadar kaim kalacaktır.
Birde Rumuz el Ehadis'ten konuyla alakalı bir Hadis-i şerif yazmak istiyorum.
"Ahirzamanda kadın evden çıkar,nereye gittiğini kamçısı ve ayakkabısı haber verir.".Parantez içinde de ilave etmiş;" Cansız maddelerin konuşması Hz.ısa'nın nüzülünden sonra olacak."
Allah'üalem ben şöyle tevil ediyorum. Ayakkabı ve kamçı Telefonu akla getiriyor.Ses zahirde, cansız bir maddeden çıktığı için Mevlana Ziyaeddin Zülcenaheyn Hazretleri böyle yorumlamış.
Telefon 1876 yılnda icat edilmiş.1878 yılında kullanılmaya başlandığını düşünürsek, Mehdi ile Mesihin aynı anda çıkması gerktiğinide esas alırsak; evet bu verilere göre Mesih gelmiştir, denilebilir.Hem Mesih'i herkez bilmiyecekse ve kim olduğu önemli değil denmişse ,bizde gelmiş olmasını ve faaliyetlerini ön plana çıkarıp kim olduğunu ve yaşayıp yaşamadığını geri plana atmalıyız.
Selametle

71

13.05.2006, 15:19

Üstad’ı Mehdi kabul eden bu yazıyı mutlaka okusun:
Ernest Renan 1823-1892 yıllarında yaşamış ünlü bir Fransız tarihçidir.ısa’nın Hayat’ını yazdığında;”Başlangıçta Tarihçinin duygusuzluğuna sahiptim”,diyor.Yani bu kitabı bir din kitabı olarak okursak muhtelif hatalar bulabiliriz.Nihayetinde bir tarih kitabıdır ve yazılanlar Ranan’ın tarihi tespitleridir.Doğruluğu önemli değil bence.Çünkü Üstad doğmadan yazılmış bir kitabın bilinçli olarak bu şekilde yazıldığını söylemek komiktir.Bence tesadüf değil tevaffuktur.Dini bilgi değil tarihtir.
Bu Araştırmamın ilk maksadı Mesih(as)’ın Risalelerle bağlantısı olup olmadığı idi.Zira;eğer Said Nursi Mehdi- Azam ise Mesihle görüşmüş olaması icab ediyordu.Tabiki şu soru aklıma takılıyordu: Mesih’ten ders almış, belki de onun mesleğinin prensiplerini kullanmış ondan etkilenmiş olabilir miydi?Umduğumdan fazlasını bulmak bana sürpriz oldu.
Hem bu araştırmamdan çıkardığım sonuçlar benim dalaletimdir ve dalalete itiraz hakkı yoktur.Maksadım da Said Nursi’yi Mehdi gören kişilere takviyedir.
Bazı siddetli noktaları saklamak zorunda kaldım.
Yorum sizin.Sabırla okumanızı tavsiye ederim.(kırmızılar ısa’nın Hayatı Kitabı’nın ilgili sayfa no’sudur.)
1)Hiç bir mektepte öğretilmeyen fakat oranın havasında sen bu fikirler ısa’nın ruhuna erkenden nüfuz eti 35
2)Zamanın Siyasi olaylarını hiç bir ehemmiyet vermedi,belki olaylardan pek haberi bile olamazdı.35
3)Önlerinde Tevrat’ riayetsizlik göstercek olan herkesi öldürmeyi kendilerini vazife edinen dindar katiller meydana çıkamaya başlıyordu.Bambaşka bir zihniyeti temsil eden ve bir nevi ilahi şahıslar sayılan keramet sahipleri, zamanın şiddetli hissettiği tabiatüstü ve ilahi şeyler ihtiyacından dolayı rağbet görüyordu. 38
4)Her türlü isyan fikrinden uzak kalan uslu akıllı ısa...39
5)ısa hiç evlenmedi.Bütün sevme kudreti,Tanrı’nın takdirine bağlı yüce bir vazife saydığı şey üzerine topladı. 46
6)insanın daima Tanrı’yı aradığı yerler olan dağlarda,tenha yerlerde dua etmekle,daha doğrusu derin düşüncelere dalmakla yetiniyordu. 54
7)ıylik devrinin başlaması ani ve büyük bir inkılap olacaktıDünya adete tersine dönecektir...
ınsanlığı yeni bir düzen idare edecektir.71
8) Tanrı saltanatı,iyi ve kötü balığı bir arada getiren büyük bir ağın savrulması gibi olacaktır:ıyi balıklar küplere konur,geri kalan atılır.Bu büyük inkılap tohum halinde iken kimse farkında olmayacaktır.Bu tohumların en küçüğü olduğu halde ekildiği zaman,yapraklarının altında kuşların gelip dinlendikleri bir ağaç halini alan kara hardal tohumu gibi olacaktır.Yada hamura katıldığında onu kabartan maya gibi olacaktır. 72
9)Buna göre ısa’nın ana düşüncesi tabiata bile tesir edecek olan köklü bir inkılaptı.şüphesiz ısa artık siyasetten vazgeçmiş bulunuyordu...Ona halk ayaklanmalarının faydasızlığını göstermişti.Romalılar ve Tetraklılara karşı isyan etmeyi hiç düşünmedi.Gola’lının azgın anarşi fikri,onun düşüncesine hiç uymuyordu.Mevcut hükümete itiati istihzalı bir itaat olamakla beraber şeklen tamdı. 73
10) Yahudiye çölünde şeytan ona yeryüzünün saltanatını teklif etmişti... Söylendiğine göre,Galile’nin saf adamlarıkendisini kapıp kral yapmak istemişler.ısa dağa kaçmış orda bir müddet yalnız başına kalmış.73-74
11)Yapmak istediği inkılap daima manevi bir inkılaptı,fakat henüz bunun gerçekleştirilmesini askerler bırakacak duruma gelmemişti.ınsanlara tesir etmek istiyordu 74
12) Fakat,umumi olarak,eski dünya,hürriyetinin bazı siyasi şekillere bağlı olduğunu sanmıştı.
Onun için hürriyet demek hakikat demektir.74-75
13)Mütassıp bir cumhuriyetçi,gayretli bir vatansever olmakla,asrının genel hadiselerinin ceryanını durduramazdı;halbuki siyasetin manasız bir şey olduğunu söylemekle,vatanın her şey demek olamadığını ,insanın vatandan evvel geldiği ve ondan üstün olduğu hakikatini dünya karşısında açığa vurdu.76
14)Çıraklarına zulümlerden ve cezalardan haber verir;fakat bir kere olsun silahlı mukavemet fikri izhar etmez.Tanrı saltanatını kendi halinde insanlar kuracaktır 79
15)ışte ısa’nın hayatı!Dünya ona inanmayacak,dünya onu öldürecek.Fakat çırakları dünya ile bir olamyacak.Onlar alçak gönüllülüğü ile galebe çalacak olan,kendi halinde,temiz kalbli insanlardan müteşekkil küçük bir sürü olacaklardır. 80
16)ısa,en ağır itirazları tam bir emniyetle hallediyordu,sözlerinin ve kendisinin güzelliği,din bilgiçlerinin tesiri ile henüz duygusuzlaşmamış olan körpe ruhlu insanları büyülüyordu.85
Yeni doğan mezhepte meratip silsilesi denilebilecek hiç bir şey yoktu.Herkesin adı “kardeş”
olacaktı.ısa “rabbi,üstad,baba gibi üstünlük ifade eden ünvanları red ediyordu.Çünkü yalnız kendisi “üstad” yalnız Tanrı “Baba” idi.ıçlerinde en büyüğü diğerlerinin hizmetkarı olacaktı.97
17)ısa,adam kazanmadaki bu sayısız başarılarını,kendisinin ve sözünün son derece büyüleyici olmasına borçluydu.100
18)ısa,çırakları ile birlikte,daima açık havada yaşıyordu.Kah kayığa biner,kıyıya üşüşen dinleyicilerine oradan ders verir.Kah, gölü çevreliyen dağlara çıkardı.Vaızları hoş ve tatlıydı,tabiatla,kır kokularıyla doluydu.Çiçekleri sever en güzel derslerini onlardan çıkarırdı.103-104
19) şerhleri pek geniş olamazdı;bunlar Kur’an’ın sureleri gibiydi ve sonradan birbirine eklenmeleriyle .... uzun bir nutuk vücuda gelmişti.Üstad en fazla mesellerinde(kinaye tarzı hikayeler) muvaffak oluyordu.Bu zevkli güzel tarz için Yahudilik kendisine hiç bir örnek vermemiştir.Mesel tarzını kendi icat etti.104
20)ısa hiçbir zaman dünyaya,dünya varlıklarına ve maddi kuvvete,meşgul olmaya değer şeyler gözü ile bakmadı.Hiç bir maddi ihtirasa kapılmadı....Bazı kimseler gelirler,bir takım menfaat meselelerinde kendilerine hakimlik etmesini isterlerdi.ısa bu teklifi adete hakaret sayar,mağrur bir tavırla redederdi....ısa,dünya işlerini hor gören yoksulluğundan hiç ayrılmadı.163
21)Hayır, hayır.ısa bütün büyük ıslahatçılarda bulunan bir inanış yüzünden,amacı olduğundan çok yakın görüyordu;insanlığın hareketlerinin yavaşlığını hesaba katmıyordu;18 yy sonra bile tamamlanamayan bir işin bir günde oluvereceğini sanıyordu.(aslında sanan insanlardır) 164
Sanırım bukadar yeter.

Mesih tekrar gelişinde velayet makamı ile gelecek:Yani; Peygamber gibi vahiyle değil velayet makamında ilhamlarala irşat edecek.Buna itirazı olana derim ki;Miraç Meselesin’de Peygamberimizin Velayetle Miraça çıktığı, Risaletle döndüğü yazılmış.Madem Peygamberimiz Miraca çıkmadan da peygamberdi ,madem Üstad buna rağmen Velayet Makamı demiş,o zaman diyebiliriz ki;Peygamberlikte bir makam var ki; ilhamla varid olan bir velayet söz konusudur.ışte Mesih’te bu makamla nüzul edecektir.Yani vahiy yok,ilhamat var.
Makam da tenzil yok.Yani nasıl bir padişah ordunu komutanıdır, hem adil bir hakim’dir. şevkatli bir babadır.Hiç bir statüsü ne kadar küçük olursa olsun,diğer mertebelerini tenzil etmez,işte öyle...
Duncan Heaster’in ıncilin Esasları adlı kitabında ıncil hakkında; Tanrının Sözleri, Söz Sözler gibi kavramları kullandığını görüyoruz....
Benim dalaletimdir ki;Madem Üstad Mehdi’dir.Mesih’le görüşmesi icap ediyor.Mesih’ten çıkmış ilhamlardan ders almıştır.
Bunlardan biri de şudur: Sözler Risalesi'nin isim babası Mesih olabilir.
Bazı ıncil ayetlerini derc ediyorum.
1)Gerek Ruh’la,gerek Sözler’le gerek bizden imiş gibi Mektublarla,Rabbinin günü hemen hazırmış gibi fikirde çabuk sarsılmamanızı ve şaşırmamanızı rica ederiz. Yeni Ahit-2.Selanikliler 2:2
2) O zaman onlara dedi:Millet millet karşı,ülke ülkeye karşı kalkacak büyük zelzelelerve yer yer kıtlıklar ve vebalar olacak,korkunç şeyler,ve gökten büyük alametler olacak.Fakat bütün bunlardan once benim ismim yüzünden size el atacaklar. Ve sizi havralara zindanlara teslim edecekler,krallar ve valiler önüne götürüp size eza edecekler.Bu size şehadet için olacaktır.
Bunun için vereceğiniz cevabı önceden düşünmemeyi yüreğinize koyun, çünkü ben size ağız ve hikmet vereceğim.(bir yerde de Ruhül Kudüs verecek diyor). Ve bütün hasımlarınız ona karşı söyleyemiyecek veyahut duramayacaklar. Luka 21:10
3)Bana her iman eden karanlıkta kalmasın diye,ben dünyaya Nur olarak geldim ve bir adam Sözlerimi işitip tutmazsa,ona ben hükmetmem;çünkü dünyaya hükmetmeye gelmedim;ancak dünyayı kurtarmaya geldim.Beni reddedip Sözlerimi Kabul etmeyene hükmeden biri vardır.;benim söylediğim SÖZ’dür ki; son günde ona hükmedecek. Yuhanna 12:46
Allah yanlışlarımı af etsin.Vesselam

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

72

14.05.2006, 15:50

Yahudiler Isa (as) nezaman dogacagini ve nezaman peygamber oldugunu biliyorlardi. Fakat onu kabul etmediler. Cünki Yahudiler Isa (as) kral olmasini ve zalim imparatordan kendilerini kurtarmalarini istiyorlardi. Isa (as) ise onlarin imanlarini, yani ahiretlerini kurtarmak istiyordu. Zaman iman kurtarmak zamani diyordu.

Yahudilik o zamanin hak dini idi. Bu zamanin hak dini ise Müslümanlik dir. Ve yine bir zalim diktator var basimizda. Ama bu karanliktan yine bir NUR cikiyor "ZAMAN IMAN KURTARMA ZAMANI DIYOR" Yahudiler ve yardim edenler ise onu rahat birakmadilar.

Hisam bin Amir´in (ra) rivayetine göre Resulullah (asm) söyle buyurmustur:

"Adem´in (as) yaratilisindan Kiyamete kadar gecen zaman icerisinde Deccal`den daha büyük bir hadise yoktur."

2. (5005)- Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ümmetimden bir grup, hak için muzaffer şekilde mücadeleye kıyamet gününe kadar devam edecektir. O zaman ısa ıbnu Meryem de iner. Bu Müslümanların reisi: "Gel bize namaz kıldır!" der. Fakat Hz. ısa aleyhisselam:

"Hayır! der, Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak siz birbirinize emîrsiniz!" [Müslim, ıman 247.] [4]

Demek hak icin mücadele edecek olanlar birbirlerine emir olacak, yani hepsi birbirinde fani olacak.

Allah bizi hak yolundan ayirmasin
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

73

16.08.2007, 10:13

Secdeye götüren nimetler

ısa Aleyhisselam ayakları kötürüm, iki gözü kör ve vücudunda baras hastalığı bulunan bir adamın, bir ağaç altında duâ ettiğini gördü. Adam şöyle duâ ediyordu:

“Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!”

Hazret-i ısa (as) adama yaklaştı:

“Ayakların yürümüyor, gözlerin görmüyor, bedenin hastalıklı. Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini söylüyorsun. Nice zenginlere verilmediği halde sana verilen şey nedir?”

Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana dönen adam:

“Efendi!” dedi. “Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple O’nu tanıyorum. Öyle bir dil vermiş ki, o dille ona şükrediyorum. Hâlbuki dünyanın serveti elinde nice zenginler var ki, kalbinde O'nu tanıma sevinci, dilinde O'na şükretme mutluluğu yoktur. ışte ben bunu düşündükçe şükretmekten kendimi alamıyorum.”

ısa Aleyhisselam:

“Ver şu elini!” diyerek adamın elinden tuttu ve eğilerek görmeyen gözlerinden öptü. Peygamberin dudağının değdiği gözler, anında açıldı.

Karşısındakinin ısa Aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam:

“Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi Peygamber değil misin?” dedi. ısa Peygamber:

“Evet!” dedi ve adamı elinden tutarak kaldırdı. Ayağının yürüdüğünü anlayan adam:

“Ey Allah’ın Nebisi, sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na şükredeyim.” diyerek tekrar secdeye kapandı ve şöyle dua etti:

“Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki ayak lutfettin. Artık bilemiyorum Sana nasıl şükretmem gerekiyor?”

Çevrede toplanan halk, bu mucizelerinden dolayı ısa Aleyhisselamın elini öpmek istediler.

ısa Aleyhisselam ise:

“Benim değil; secdedeki şu adamın elini öpün!” dedi.

Dediler ki:

“Onu secdeye götüren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç birimiz onun duyduğu gibi bir mutluluk duymadık.”

ısa Aleyhisselam:

“Öyle ise, tefekkür edin ve düşünün. Düşünen, sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır!”

Süleyman KÖSMENE
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

74

14.09.2008, 09:37

Hazret-i ısa Aleyhisselâmın dönüşü

Bediüzzaman Hazretleri bir eserinde, “Âhirzamanda Hz. ısa’nın (as) dini hakikisi hükmedecek, ıslâmiyetle omuz omuza gelecek”1 der.

Kaynaklara dayanılarak varılan, feraset ve kerâmetle söylenen bir hüküm bu. Cehalet ve körü körüne taklitçiliğin kırılıp yerini akıl, ilim, insaf ve hakperestliğin almaya başladığı günümüzde bunun gerçekleştiğini görmek bizi ancak sevindiriyor.

1984 yılında Avrupa’nın 114 kilisesi toplanıyor ve Hz. Muhammed’in (asm) peygamberlik kriterlerine uyup uymadığı tartışılıyor, bunun için öne sürdükleri altı kriterin aynen Hz. Muhammed’de de (asm) bulunduğu görülüyor. Sonunda 114 kilise, müştereken Hz. Muhammed’in (asm) peygamber olduğunu açıklıyor.

Olayı anlatan Hollandalı Protestan papaz Dr. Slomp bu kararı Hollandaca, ıngilizce ve Fransızca birer kitap halinde yayınlıyor. Ne var ki bu çok önemli nokta ıslâm âleminde gerekli yankıyı bulmuyor. Konuyla ilgili üzüntüsünü Dr. Slomp, “Müslümanlardan alkış bekliyorduk, ama kimseden bir tepki almadık” tarzında dile getirmekten kendini alamıyor.

Meşhur teolog Hans Küng’ün de ünlü ıslâm Kitabı’nda, “Biz Müslümanların, Yunan felsefesinin etkisi altında şekillenen teslis akidesine gelmesini mi bekleyeceğiz? Neden Muhammed (asm), bu fasit felsefeyi tashih eden ve ıncil ve Tevrat’ta anlatılan, beklenen peygamber olmasın”2 şeklindeki kanaati de ilginç değil mi?

13 Aralık 1992’de papalık tarafından yayınlanıp, bütün kiliselere dağıtılan, sadece Fransa’da 200 bin adet satılan 627 sayfalık diğer bir kitapta Hıristiyanlığın ıslâmiyet doğrultusunda yorumlanışı da bir o kadar ilginç. Fatiha Sûresinin de yer aldığı bu kitapta şöyle deniliyor:

“ınsanlar, diğer insanların yaptıkları kànunlara değil, ılâhî kanunlara itaat etmelidirler.”

Tevhid inancının tüttüğü eserde teslis ise şöyle ele alınıyor:

“Teslis akidesini tek Allah inancına göre izah etmek imkânı kalmamıştır. Hazreti ısa, sadece Allah’ın kendisine tebliğ ettiklerini nakleden bir peygamberdir.”

1967’den bu yana papalık “Dinler Arası Diyalog Konseyi Başkanı” sıfatıyla Müslümanların Ramazan bayramlarını tebrik ettiğini de bunlara ekleyelim.3

Hıristiyan dünyasının bu noktaya gelmesi neyi ifade ediyor? Hz. ısa’yı herkes açıkça tanımayacağı, ancak ona çok yakın olanlar tanıyabileceğine göre bunlar Hz. ısa’nın icraatlarından başka nasıl izah edilebilir?

Dipnotlar:

1- Nursî, Said, Kastamonu Lâhikası, s. 111.
2- Karaman, Hayreddin, Yeni şafak, 31.8.2008.
3- Mehdi ve Deccal, s. 139-140.

şaban Döğen / Yeni Asya
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

75

19.09.2008, 22:39

Vaktimde kısıtlı şimdi gördüm, bu güzel meseleyi, alıntısız ,senetsiz fikirlerimi hızlıca aktarmaya çalışıcağım.Benim zannımcada gelmiştir.Muhakkakki herşeyi Allahdan başka kimse bilemez, benim zannım Üstadın 1506 ya kadar herşey yaşanır biter der, buna binaendir. yani ıslam ahlakı yer yüzüne hakim olacak ve 1506 son bulacak ve bundan 40 sene sonra 1546da Üstad kıyamete işaret eder.Bu noktadan ıslam hayatının yeryüzünde hakim olacağı ömrü, 50 sene takribi ele alındığında, Allah ömür verirse, önümüzdeki 25-30 sene ısa as.mın çıkışı ve Deccal mesihin zatının çıkışını, birbiriyle mücadelesini ve ıslamın yeryüzüne hakim oluşunu bu gözler, Allah kısmet ederse görebilir.Yahudilerin Mesih planı projesininde, artık Mescidil Aksa ve Kubbetül Sahranın yıkım çalışmalarıyla artık sonuna geldiği, düşünüldüğünde bütün taşlar yerine tam ourmakdadır. tabi bu benim zannım ve kanaatim.Yani hep söylediğim gibi bazılarının, sandığı gibi önümüz baharın sonundaki yaz değil, tam aksine sonbaharın sonundaki kışdır.Zaten sebeblerde zannımı tamamen haklı gösterdiği kanaatindeyim, şu saat itibariyle dünya derin devletinin, ruhunu canını kandarmalarını oluşturan ,siyonizm,masonluk ve onlara bağlı kurulu think thank yapılanmalar ne gücünü kaybetmiş, nede zayıflamıştır. tam aksine en güçlü oldukları dönemdir.Kanaatimce herşey belirttiğim şekilde çok yakındır müslümanlarında bu arbedede fazla kayıp vermemesi için, bir an evvel silkelenmesi ve uyanması gereklidir. bir kere kendi içindeki müstekbirlerin yoldaşları olan, münafıkları hızla feraset gözüyle tesbit edip ,istikametini ona göre belirlemelidir.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun .Nefsin şeytanın ve deccalliyetin fitne şerlerinden emin ve muhafaza eylesin.Amin.

76

20.09.2008, 00:03

Sevgili kjviespe kardeşim, bahsettiğin kısımlar Rumuzat-ı Semaniye isimli eserden alıntılardır ve hala mahremdir. Çünkü süfyanın 4. dönemi henüz sona ermemiştir. Lütfen bu ebcedî tesbitlerden umuma açık yerlerde bahsetmeyiniz, vebal alırsınız..

Benden söylemesi.. :roll:

77

20.09.2008, 11:22

Uyarınız için Allah razı olsun, aziz kardeşim.Bundan sonra daha dikkatli olmaya çalışıcağım inşaallah, şu ana kadarda bir kaç eş ve dostun ötesinde, bunu umumda bu tarihlere istinaden hiç konuşmamış ve yazmamışdım.Böyle ciddi bir sıkıntı varsa yetkili abi ve kardeşlerimize söyleyelim yazı hemen kaldırılsın.Kendimce bir hakikatı izah etmek adına, fitneye sebeb olmaktan Allaha sığınırım.Hafizanallah.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.

78

20.09.2008, 12:16

Bu geniş boğuşmaların neticesinde, eski Harb-i Umumiden çıkan zarardan daha büyük bir zarar, medeniyetin istinadı, menbaı olan Avrupa da, deccalane bir vahşet doğurmasıdır. Bu endişeyi teselliye medar, alem-i ıslamın tam intibahiyle ve yeni dünyanın, Hıristiyanlığın hakiki dinini düstur-u hareket ittihaz etmesiyle ve alem-i ıslamla ittifak etmesi ve ıncil, Kur'ân'a ittihad edip tabi olması, o dehşetli gelecek iki cereyana karşı semavi bir muavenetle dayanıp inşaallah galebe eder.
Emirdağ Lahikası

Hristiyanlığın hakiki dinini düstur-u hareket kabul etmesi, benimsemesi ne demektir?

ıncil Kur'an'a nasıl ittihad eder?
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

79

20.09.2008, 12:48

Herne kadar 3 lü teslis gibi itikadda sapkınlığa daha ilk başında düşürülmüşsede, Hıristiyanlık onun gerçek temsilcisi olan katolikliklik ve vatikan son yüz yıla kadar ,Hıristiyanlığı semavi ve ahiret inançlı bir din olarak görür ve kabul ederdi.Gizli yahudilik olan protestanlık eski ahit ağırlıklı,hareket ve amele sahip Ortodoksluk ve sonradan protestanlığın uzantıları olan, evangelistlik gibi diğer converso mezheplerle ,Hıristiyanlık Ahiret odaklı din olmakdan çıkarılarak, materializm kabulü sağlanmış, en büyük geliri elde ettikleri, faiz meşrulaştırılmış ve diğer bunlara dayalı,izm lerle din materyalist dünya cenneti ve gayesi odaklı din haline getirilmişdir.Son bir kaç sene içerisinde hadiseleri takip edenler varsa bilirler, protestan ve katolik kiliseleri arasında, cennet ve cehennemin varlığının kabulü konusunda görüşmeler ve anlaşmalar son nokta tabiriyle yapılarak, katoliklik ahiret dini olma çizgisinden tamamen çıkarılmıştır.ınşaallah tekrar Tevhid ve ahiret inançlı eski haline özüne dönüşü olacağı kast edilmektedir.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.

80

20.09.2008, 13:46

Hz. Mesih geldiği zaman kimsenin bilmesi lazım değildir. Onun geldiği vazifeli olduğu icraatlerin ifası ile anlaşılabilir. O perde altında çalışır. Belki, başka bir nam ile anılır ve icraat yapar.

Mesihin birinci vazifesi Hristiyanlığın aslına döndürmesidir. ıkinci vazifesi ıslamiyet ile ıttihadtır.

Buraya kadar iki tespit yapılabilir.

1)şimdi Hristiyanlar arasında aşikar hale gelen teslis inancının reddi ve bu konuda yapılan çalışmalar ve hata kimi Rahiplerin bu konuda kitaplar yazması, Mesih'in perde arkasında iş yapmaya başladığına alamettir, diye düşünüyorum.
Hem Hristiyanlar ile ıslamiyet arasında son zamanlarda görülen yakınlaşmalar yine gelişine alamet olabilir.
Hem Avrupa'da hızla yaylan ıslamlaşma yine onun gelişine alamet olabilir
2)Hristiyanlık dininin ıslam ile ittihad edilmesinden bahsedilmesi, istifadan ziyade aslına dönmesi ve aslı ile ıslamiyet ile birlik olup deccali mağlup edeceğine alamettir.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir