Giriş yapmadınız.

1

25.11.2010, 00:21

Hacerü'l-Esved

Bu akşamki dersimizde çay arasında Hac ve tavaf konusu konuşuluyordu. Çaydan sonraki derste bununla bağlantılıolarak aşağıdaki bahis okundu. Üstadımız yıllar önce nelerden bahsetmiş!

Ve keza, o habbe-i kalb için, pek çok hizmetçi vardır ki, o hâdimler kalbin hayatiyle hayat bulup inbisat ederlerse, kocaman kâinat onlara tenezzüh ve seyrangâh olur. Hattâ kalbin hâdimlerinden bulunan hayal, meselâ en zayıf, en kıymetsiz iken, hapiste ve zindanda kayıtlı olan sahibini bütün dünyada gezdirir, ferahlandırır. Ve şarkta namaz kılanın başını Hacerü'l-Esvedin altına koydurur. Ve şehadetlerini Hacerü'l-Esvede muhafaza için tevdi ettirir.


Nasılki CD, HDD bilgileri kaydediyor Hacerü'l-Esved' de müminlerin şehadetini ahirette şahitlik yapmak için kaydediyor. Fesübhanallah!!!

Bu konuda bizlerin de bilgilerinizden yararlanmak istiyorum.
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

2

25.11.2010, 01:09

Bu akşamki dersimizde çay arasında Hac ve tavaf konusu konuşuluyordu. Çaydan sonraki derste bununla bağlantılıolarak aşağıdaki bahis okundu. Üstadımız yıllar önce nelerden bahsetmiş!

Ve keza, o habbe-i kalb için, pek çok hizmetçi vardır ki, o hâdimler kalbin hayatiyle hayat bulup inbisat ederlerse, kocaman kâinat onlara tenezzüh ve seyrangâh olur. Hattâ kalbin hâdimlerinden bulunan hayal, meselâ en zayıf, en kıymetsiz iken, hapiste ve zindanda kayıtlı olan sahibini bütün dünyada gezdirir, ferahlandırır. Ve şarkta namaz kılanın başını Hacerü'l-Esvedin altına koydurur. Ve şehadetlerini Hacerü'l-Esvede muhafaza için tevdi ettirir.


Nasılki CD, HDD bilgileri kaydediyor Hacerü'l-Esved' de müminlerin şehadetini ahirette şahitlik yapmak için kaydediyor. Fesübhanallah!!!

Bu konuda bizlerin de bilgilerinizden yararlanmak istiyorum.


Furkan kardesim,

Yukarida paylastigin kismin gectigi yere soyle ksia bir goz gezdirdim(Mesnevi-i Nuriye, s.100). Gorunuse bakilirsa--Risale-i Nur`un diger kisimlari gibi-- gorunenin soylediginden baska birsey ifade eder gibi geldi bana...Sizin yorumunuzun makul olup olmadigi ile ilgili birsey soylemiyorum, yanlis anlasilmasin. Fakat ilk bakista hissettigim sey baska birsey anlatmis oldugudur. Biraz calisip anladigim manalari paylasacagim insallah.

Bizi disinmeye sevkettin. Tesekkurler...

Selametle.

3

25.11.2010, 02:02

İ'lem eyyühe'l-aziz! Hilkat şeceresinin semeresi insandır. Malûmdur ki, semere bütün eczânın en ekmeli ve kökten en uzağı olduğu için, bütün eczânın hâsiyetlerini, meziyetlerini hâvidir. Ve keza, hilkat-i âlemin ille-i gaiye hükmünde olan çekirdeği yine insandır.

Sonra, o şecerenin semeresi olan insandan bir tanesini şecere-i İslâmiyete çekirdek ittihaz etmiştir. Demek o çekirdek, âlem-i İslâmiyetin hem bânisidir, hem esasıdır. Fakat o çekirdeğin çekirdeği kalbdir. Kalbin ihtiyacat saikasıyla âlemin envâıyla, eczâsıyla pek çok alâkaları vardır. Esmâ-i Hüsnânın bütün nurlarına ihtiyaçları vardır. Dünyayı dolduracak kadar o kalbin hem emelleri, hem de düşmanları vardır. Ancak, Ganiyy-i Mutlak ve Hâfız-ı Hakikiyle itminan edebilir.

Ve keza, o kalbin öyle bir kabiliyeti vardır ki, bir harita veya bir fihriste gibi bütün âlemi temsil eder. Ve Vahid-i Ehadden başka merkezinde birşeyi kabul etmiyor. Ebedî, sermedî bir bekadan maada birşeye razı olmuyor.

İnsanın çekirdeği olan kalb, ubudiyet ve ihlâs altında İslâmiyetle iska edilmekle imanla intibaha gelirse, nurânî, misâlî âlem-i emirden gelen emirle öyle bir şecere-i nurânî olarak yeşillenir ki, onun cismânî âlemine ruh olur. Eğer o kalb çekirdeği böyle bir terbiye görmezse, kuru bir çekirdek kalarak nura inkılâp edinceye kadar ateşle yanması lâzımdır.

Ve keza, o habbe-i kalb için, pek çok hizmetçi vardır ki, o hâdimler kalbin hayatiyle hayat bulup inbisat ederlerse, kocaman kâinat onlara tenezzüh ve seyrangâh olur. Hattâ kalbin hâdimlerinden bulunan hayal, meselâ en zayıf, en kıymetsiz iken, hapiste ve zindanda kayıtlı olan sahibini bütün dünyada gezdirir, ferahlandırır. Ve şarkta namaz kılanın başını Hacerü'l-Esvedin altına koydurur. Ve şehadetlerini Hacerü'l-Esvede muhafaza için tevdi ettirir.

Mâdem benî Âdem kâinatın semeresidir. Nasıl ki, bir harmanda başaklar döğülür; tasfiye neticesinde semereler istibka ve iddihar edilir. Binaenaleyh, haşir meydanı da bir harmandır; kâinatın başak ve semeresi olan benî Âdemi intizar etmektedir.



Insan'in varlik alemindeki yerini tesbit ediyoruz.
Gozle gorul(e)meyen varliklardan tututn en buyuk cisimlere kadar, su varlik aleminde, herseyin insan nev'inin merkeze alinarak tasarlandigini musahede ediyoruz. Hersey insanin hizmetine verilmis. Bu durum bir agacin, meyvesi ile arasindaki iliskiyi cagristiriyor. Elma agacindan beklenen en son ve en mukemmel netice( ille-i gaiye) elma meyvesidir. Kainati bir agac gibi dusundugumuzde de insan bu agacin yaratilma sebebini olusturan bir meyve, gibi duruyor.

Herhangi birseyin cekirdegi hukmude olan , o seyin bina edicisi ve esasi niteligindedir. Bu tarif, peygambere nasil bakilmali? sorusunun cevabini barindiriyor. Bana, burada kullanilan metod cok dikkat cekici geldi. Malum insanin mantik denilen ozelligi kainattaki varolan kurguya gore isler. Yani iki iki daha dort eder diye kainatta bir yerde yazmaz fakat kainatta bunu yalanlayan hicbir kurgu yoktur. O yuzden insanin mantigi da bu kurhuya gore isler. Tipki bu yaklasim gibi, eger ortada birsey varsa onun ilan edicisi bu seyin (zahiren,gorunurde) bina edenidir. Ortada varolan o sey (her ne ise, bir fikir akimi yahut bir agac), sonucta cekirdegin icinde derc edilmis programi gozler onune serecek olan bir agac olacaktir. Yani cekirdekteki program ne sekilde yapilmissa agacta onu meyve verecektir.

Iste burda program diye aklima yaklastirmaya calistigim kisim yukarda "kalp" diye tarif edilmis. Bu, insani insan yapan ne varsa herseyi kapsayan bir ozellik. Yani maddi kalpten bahsedilmiyor. Kalbin(Insaniyette diyebiliriz?) temel bildgimiz ozelligi, gecici seylerden sonsuz bir sekilde lezzet alamamasi, hatta bundan elem duymasidir. Su gordugumuz alem butun ozellikleri ile gecici oldugunu ilan etmektedir. Dolayisi ile kalbin ebediyet istegine cevap verecek hicbir guc bu varlik alemi icinde mevcut degildir. O yuzden kalp Sonsuz Comert ve Hakiki ve tam muhafaza edici birisini (Ganiyy-i Mutlak ve Hafiz-i Hakim) arar

Kalbin "alemi bir harita veya bir fihriste gibi temsil etmesi"ni, alemde tecelli eden isim ve sifatlarin herbirisini farkedebilme ozelligi olarak anliyorum. Yani, alemde olup biten seylere karsi insan ilgi duyar bir vaziyette yaratiliyor. Insan, olan bitenlerin hicbirisine ilgisiz kalamiyor. Buyuk alemde olan bitenler kucuk alemde yanki uyandiriyor, manalara burunuyor. Insan,bu olan biten seylerin kendi kendine olamayacagini; hicbirseyin kendini varedemeyecegini; duzen avrsa duzenleyenin oldugunu; sonsuz muhabbet duygusu varsa Gercek Mahbub`un oldugunu farkettigi icin(veya ederse), ancak ve ancak O`nu bulmasi ile kalbini tatmin edebilecegini anliyor. Cunku Sonsuz Kudret sahibinden baska hicbir sebep, o kalbin beka istegini yerine getiremez.

(yoruldum devam edecegim,insallah. Tefekkur etmesi coklezzetli. Muellife rahmet duasi ile...)

4

25.11.2010, 02:02

Elbette ki başka bir anlam da olabilir. İlk eklemek istediğimde kendi fikrimi yazmadan sadece alıntıyı yazıp mütalaa isteyecektim. Sonrada derste yapılan açıklamalardan kısa bir bölüm ekledim. Bu açıklamayı yapan ağabey, başka bir sohbetten bize aktarma yaptı. Orda CD lerin karbondan yapıldığını, Hacerü-l Esved'in de bir nevi insanların şehadetini kayıt altına alıp ahirette şahitlik edeceğini, hatta bir rivayete göre ahirette Hacerü-l Esved'e bir ağız ve bir çift göz verilip şahitlik yapacağı da anlatıldı. Doğruluk derecesini bilemiyorum.
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

5

25.11.2010, 02:22

Allah razıolsun.
Ben de biraz araştırdım. Ağabeyin bahsettiği açıklamayıbir yerde buldum. Ama kime ait olduğu belli olmadığı için buraya eklemedim.

İlgilibazı hadisler de şunlardır:

(Hacer-ül esved, Cennet yakutlarındandır. Kıyamette, iki gözü ve bir dili olduğu halde getirilir. Tazim ve sıdk ile istilam edenin lehinde şahitlik eder. Riya ve alay ile istilam edenin de aleyhine şahitlik eder.) [Tirmizi]


(Hacer-ül esvedi hayırlı işlerinize şahit yapın. Çünkü o, kıyamette şefaati reddedilmeyen bir şefaatçidir. Dili ve iki dudağı olacak ve ona elini sürene şahitlik yapacaktır.) [Taberani]

(Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder.) [İbni Hibban]
(Kıyamette Hacer-ül esved huzura getirilir, onun fasih bir dili olduğu halde ve o, iman ile kendisine dokunanlara şehadet eder.) [Hâkim]
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

6

25.11.2010, 08:39

Mesnevi-i Nuriyedeki bu parcanin tumu uzerine tefekkurume devam etmek istiyorum.

"Insan'in cekirdegi olan kalb"... diye baslayan paragrafta dikkatimi ceken bir yontem var. Tamda "Vahid-i Ehad" sifatina uygun bir yaklasimla, insan'in kendini yaratilis maksadina uygun gerceklestirebilmesini, bir agacin cekirdekten agac olma devrine gecen surece benzetmis.
Cekirdek,kalbe; cekirdege zarar vermeyecek yagmur, ubudiyet ve ihlas altinda islamiyet suyuna; ve iman da cekirdek olan kalbi uyandiracak gunes isigina? benzetilmis. Burada kainattaki yaratilis ile--cekirdekten agacin yaratilma sureci ile-- insanin mana alemine acilisini paralel ele almasi, gercekten dikkat cekici. Adetullah'i iyi okumak diyebiliriz buna. Veya Tevhid hakikatinin cok titiz bir sekilde izini surmek te diyebiliriz.( "Bir damla su'dan sizi ilk Kim yarattiysa, yeniden diriltecek olan da O'dur" mealindeki ayeti hatirlatti bana...)

Burada bir sorumuza karsi kuvvetli bir cevabi da bulabiliriz.

"Madem ben sinir konulmamis duygularla birlikte yaratiliyorum. Bu ozelliklerimi sinirli/sonlu bir alemde nasil tatmin edebilirim? Bu imkansiz. FAkat su kainata bakinca fark ediyoumki bu kainati vareden Zat beni de vareden Zattir. Bir cekirdegi agac olma istidadi ileyaratn/ yagmur suyuna/isiga/minerale vs. ihtiyac halinde yaratan o Zat, onun ihtiyacini karsilayarak cekirdegi agac halinde yaratiyor. O zaman bendeki, cekirdek hukmunde olan bu sonsuzluk isteyen duygularima/ihtiyaclarima da cevap vernesi gerekmez mi? Cunku bende sonsuzluk istegini yaratn O. Muhakkak bir karsiligi olmali bunlarin. Cunku gozumun onundekileri yapan (susama ihtiyacima en guzel cevab olan suyu yaratan), insaniyetimi tatmin edecek mesaji da gondermis olmali."
Iste yukardaki sonuca ulasabilmek metinde gecen"kalp cekirdeginin secere-i nurani olarak yesillenmesi" yolunda yurumektir, diyebiliriz. Sonsuzluk yolculuguna ciktigini farketmeyen/gormezden gelen/goz ardi eden, "cekirdek olarak kalacak" ve bunun elemini her zaman tasiyacaktir (nura inkilap edinceye kadar ateste yanmak).

Kalbin iman ile inbisat etmesi, insaniyetimizi olusturan butun ozelliklerin ebediyet isteklerine cevap verilmesi manasina geldiginden, onlar da "yesillenecek" kainat onlara da tenezzuh ve seyrengah halini alacaktir. Burada dikkatimi ceken bir yaklasim var. Hayal ornegini vermis Ustad. Hayalin "kalibin hayati ile hayat bulup inbisat etmesi"nin hapiste iken dunyayi gezdiren ve ferahlandiran bir islev gordugunu anlatmis. Bu sekildeki ornekleri cogaltabiliriz. Hicbirseyin tesaduf olamayacagi noktasindaki kuvvetli tahkik, bizim acimizdan musibet gibi gorunen halleri de yaratilis maksadimiza yonelik Merhametli yaratcimizin birer mektubu olarak okuyabilmeyi sonuc veriyor... Sevindigimiz zaman, sevinme duygusunu halk edenin onu tatmin edecek seyleri de yarattigini farkedebilme...(Hersey kendi zatina yuzde bir isaret ediyorsa Saniine doksandokuz isaret eder manasi aklima geldi. Duygular da buna dahil tabiki. Cunku onlar da yaratiliyor)

Iste "habbe-i kalp icin pek çok hizmetci vardir" dedikten sonra hayali bunlardan birisi oalrak gosteriyor Ustad... Ve hayalin "kalbin hayati ile hayat bulup inbisat etmeleri" durumunda nasil bir durumun ortaya cikabilecegini misallendiriyor. Hacer'ul Esved'in sehadetligi konusu "hacer'ul Esved'e ozel bir durum" degil ki. Hasir ayetlerinde bahsedilen "butun azalarin sahitligi" veya taslarin daglarin dile gelmesi... bu noktalari burada hatirlamamiz gerekiyor. Cunku , konunun merkezinde Hacer'ul Esved'in oldugunu dusunmuyorum. Hadis-i seriflerde verilen mesaj sadece Hacer'ul Esvede bir vurgudan ziyade, Vahd-i Ehad, ve Kadir-i Mutlak olan kainatin yaraticisinin , bize cansiz hayatsiz gibi gorunen "kara taslari" bile konusturabilecegini/sahit kilabilecegini hatirlatiyor. Oyle anlasilmasi gerektigini dusunuyorum. Yani O'nun kudretine bir vurgu var. Yoksa Hacer'ul Esvedin ozellikleri anlatilmiyor, diye dusnuyorum...
Allah'a emanet olun.

Bu konuyu değerlendir