Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

30.12.2009, 09:32

Bir ders yapalım mı ?

Aşağıdaki mektubun tahlilini beraber yapalım .


Kastamonu Lahikası, Sayfa 53


Âhirzamanda Hazret-i İsa (a.s.) nüzulüne ve Deccalı öldürmesine ait ehâdis-i sahihanın mana-yı hakikîleri anlaşılmadığından, bir kısım zahir ulemalar, o rivayet ve hadislerin zahirine bakıp şüpheye düşmüşler veya sıhhatini inkâr edip, veya hurafevâri bir mana verip, âdeta muhal bir sureti bekler bir tarzda avâm-ı Müslimîne zarar verirler. Mülhidler ise, bu gibi zahirce akıldan çok uzak hadisleri serrişte ederek hakaik-i İslamiyeye tezyifkârâne bakıp taarruz ediyorlar. Risale-i Nur, bu gibi ehâdis-i müteşâbihenin hakiki tevillerini Kur’an feyziyle göstermiş. Şimdilik nümune olarak birtek misal beyan ederiz. Şöyle ki:
"Hazret-i İsa (a.s.) Deccalla mücadelesi zamanında, Hazret-i İsa onu öldüreceği vakitte, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıcı onun dizine yetiştirebilir derecesinde, vücutça o derece Deccalın heykeli Hazret-i İsa’dan büyüktür" diye meâlinde rivayet var. Demek Deccal, Hazret-i İsa Aleyhisselamdan on, belki yirmi misli yüksek kametli olmak lazım gelir.
Bu rivayetin zahirî ifadesi sırr-ı teklife ve sırr-ı imtihana münafi olduğu gibi, nev-i beşerde câri olan âdetullaha muvafık düşmüyor.
Halbuki bu rivayeti, bu hadisi,-hâşâ-muhal ve hurafe zanneden zındıkları iskât ve o zahiri, ayn-ı hakikat itikad eden ve o hadisin bir kısım hakikatlerini gözleri gördükleri halde, daha intizar eden zahirî hocaları dahi ikaz etmek için, o hadisin, bu zamanda da aynı hakikat ve tam muvafık ve mahz-ı hak müteaddit manalarından bir manası çıkmıştır. Şöyle ki:
İsevîlik dini ve o dinden gelen âdât-ı müstemirresini muhafaza hesabına çalışan bir hükümetle, resmî ilânıyla, zulmetli pis menfaati için dinsizliğe ve bolşevizme yardım edip terviç eden diğer bir hükümet ki, yine hasis, pis, menfaati için İslamlarda ve Asya’da dinsizliğin intişarına taraftar olan fitnekâr ve cebbar hükümetlerle muharebe eden evvelki hükümetin şahs-ı manevisi temessül etse ve dinsizlik cereyanının bütün taraftarları da bir şahs-ı manevisi tecessüm eylese, üç cihetle bu müteaddit manaları bulunan hadisin bu zaman aynen bir manasını gösteriyor. Eğer o galip hükümet netice-i harbi kazansa, bu işârî mana dahi bir mana-yı sarih derecesine çıkar. Eğer tam kazanmasa da, yine muvafık bir mana-yı işârîdir.
Birinci cihet: Din-i İsevînin hakikîsini esas tutan İsevî ruhanilerin cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice başlayan cemaat tecessüm etseler, bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında, bir çocuk kadar da olamaz

İkinci cihet: Resmî ilânıyla, "Allah’a istinad edip dinsizliği kaldıracağım, İslamiyeti ve İslamları himaye edeceğim" diyen bir hükümet yüz milyon küsur iken, dört yüz milyona yakın nüfusa hükmeden bir diğer devlete ve dört yüz milyon nüfusa yakın ve onun müttefiki olan Çin’e ve Amerika’ya ve onlar ise zahîr ve müttefik oldukları olan bolşeviklere galibâne, öldürücü darbe vuran o hükümetteki muharip cemaatin şahs-ı manevisiyle, mücadele ettiği dinsizlerin ve taraftarların şahs-ı manevileri tecessüm etse, yine minare boyunda bir insana nispeten küçük bir insanın nispeti gibi olur.
Bir rivayette, "Deccal dünyayı zapteder" manası, "ekseriyet-i mutlaka ona taraftar olur" demektir. Şimdi de öyle oldu.
Üçüncü cihet: Eğer, küre-i arzın dört kıt’aları içinde HAŞİYE en küçüğü olan Avrupa’nın ve bu kıt’anın da dörtte biri olmayan bir hükümetin memleketi, ekser Asya, Afrika, Amerika, Avustralya’ya karşı galibâne harp edecek, Hazret-i İsa’nın vekâletini dâvâ eden bir devletle beraber dine istinat edip çok müstebidâne olan dinsizlik cereyanlarına karşı semavi paraşütlerle muharebe ve mücadele eden o hükümetle, ötekilerin şahs-ı manevileri insan suretine girse, ceridelerin eskiden beri yaptıkları gibi, devletlerin kuvvetlerini ve hükümetlerin derecelerini göstermek nev’inden o manevi şahıslar dahi rû-yi zemin ceridesinde, bu asır sayfasında birer insan suretinde tersim ve tasvirleri gibi temessül etseler, aynen ve tam tamına hadis-i şerifin mucizâne ihbar-ı gaybi nev’inden beyan ettiği hadise-i ahirzamanın müteaddit manalarından bir manası çıkıyor.
Hatta, şahs-ı İsâ’nın (a.s.) semâvattan nüzulü işaretiyle bir mana-yı işârîsi olarak Hazret-i İsâ’yı (a.s.) temsil ederek ve namına hareket eden bir taife dahi, şimdiye kadar işitilmemiş ve görülmemiş bir tarzda tayyarelerle, paraşütlerle semadan bir bela-yı semavi gibi nüzûl ettiriyor, düşmanların arkasına indiriyor. Hazret-i İsâ’nın nüzulünün maddeten bir misalini gösteriyor.
Evet, hadis-i şerifin ifadesiyle Hazret-i İsa’nın semavi nüzûlü kat’î olmakla beraber; mana-yı işârîsiyle başka hakikatleri ifade ettiği gibi, bu hakikate de mucizâne işaret ediyor.
Küçük Hüsrev olan Feyzi ve Emin’in suali ve ilhahlarıyla bazı biçarelerin imanlarını şübehattan muhafaza niyetiyle bu meseleye dair yalnız bir, iki, üç satır yazmak niyet edip başlarken, ihtiyarım haricinde olarak uzun yazdırıldı. Hikmetini de anlamadık, belki bir hikmeti var diye öylece bıraktık, kusura bakmayınız. Bu fıkrada tashihe ve dikkate vakit bulamadık, müşevveş kaldı.

• • •
HAŞİYE
Avustralya nazara alınmamış.

2

30.12.2009, 16:05

Mühim bir Hadis-i Şerif'in Ahirzaman'a bakan tevili...

3

30.12.2009, 20:04

"Hazret-i İsa (a.s.) Deccalla mücadelesi zamanında, Hazret-i İsa onu öldüreceği vakitte, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıcı onun dizine yetiştirebilir derecesinde, vücutça o derece Deccalın heykeli Hazret-i İsa’dan büyüktür"

Risale-i Nur'un , dolayısıyla Hz. Mehdi'nin bir görevide Müteşabih Hadisleri inkardan kurtarmaktır. İşte bir Müteşabih Hadis.
Birinci paragraf :
Ahirzaman'da Hz. İsa'nın inmesine ve Deccal'i öldürmesine ait Hadislerin hakiki manaları anlaşılamdığından dolayı , görünüşte alim olan , bir takım alimler hadisin zahiri manasına bakıp şüpheye düşmüşler. Kim bunlar ? Bunlar alim kimseler , ama görünüşte alim bunlar. Çok alim tanırız ki başka yerlerde saf tutmuşlardır. Veya başka yerde saf tutmamış olanlarda vardır ama ilmi o kadardır. Zahire takılıp kalmışlardır.
Bunlar zahire göre hüküm verdikleri ve hadisi böyle yorumladıkları için avam-ı müslimine zarar veriyorlar. Burdan müslümanın itikadı , inancı bir darbe yedi mi ? evet.
Bunu şunun için diyorum : Ahirzamanda müslüman çok darbelere maruz kalıyor. Kafası , beyni , düşünce sistematiği , inancı dejenereye uğruyor.
Görünüşte alim olanlar böyle zarar veriyor.
Birde İlhad ehli var . Onlar zaten fırsat kolluyor. Zahirde akıldan uzak görünen bu gibi Hadisler dolayısıyla , onlarda Din'e , İslam'a saldırıyorlar. İşte İslam Din'i bu diyorlar, akıl mantık dışı vs...
Anlaşılan Müslüman'ın inancı hem içerden hem de dışardan darbelere , rahnelere maruz kalıyor Ahirzaman'da.
Ama Risale-i Nur , bu gibi Hadislerin gerçek tevilini Kur'an'ın feyziyle göstermiş ve izah etmiştir.

4

30.12.2009, 20:27

İkinci Paragraf :
Üstadımız Hz. leri Hadisi tevil ederken , Deccal'in İsa a.s dan boy olarak on belki yirmi insan kadar daha boylu olamasının imtihan ve teklif sırrına aykırı olduğunu izah ettikten sonra , gerçi Hadisin bir kısım manaları tezahür etmiş ama yine de zahir hocalar bu nüzulu beklemektedir derken aslında bizim fotoğrafımızıda çekmektedir , yani İslam Alemi'nin.
Burda dikkat edilmesi gereken Hadisin bir kısım işaretinin çıkmış olması, veya ucunun görünmesi gibi bir durum var. Yani birşeyler olmuş vukua gelmiş aslında bundan yola çıkarakta Hadis'e mana vermek mümkünken hala bazı hocalar fıtrata aykırı adetullaha aykırı şeyler beklemektedir derken belkide Üstadımızın birazda bu hocalara sitemi sözkonusu diye düşünüyorum. Ve o hocalarıda Kıyamet Asrı'nın görevlisi olan Üstadımız ikaz ediyor.
ESASINDA PERDEYİ ARALAMAYA ÇALIŞIYORUM BİRAZDA.
Bu benim dersimdir , yanlışlarım varsa düzeltilmesini rica ederim..

5

30.12.2009, 20:35

Şöyle ki:
İsevîlik dini ve o dinden gelen âdât-ı müstemirresini muhafaza hesabına çalışan bir hükümetle, resmî ilânıyla

Evet üçüncü paragraf :
Bu paragrafta yorum bekliyorum... Ne demek İsevilik Dini'nden gelen müstemir adetlerini muhafaza hesabına çalışan bir hükümet ?
Ve dinsizliğe , Bolşevizme yardım eden diğer bir hükümet ?
Bunların mukayesesi yapılıyor . Kim bunlar ?
Ve nasıl bir kıyaslama var ?

6

31.12.2009, 20:38


Evet üçüncü paragraf :
Bu paragrafta yorum bekliyorum... Ne demek İsevilik Dini'nden gelen müstemir adetlerini muhafaza hesabına çalışan bir hükümet ?
Ve dinsizliğe , Bolşevizme yardım eden diğer bir hükümet ?
Bunların mukayesesi yapılıyor . Kim bunlar ?
Ve nasıl bir kıyaslama var ?

Bediüzzaman Almanya'da , başlığı altında bir şeyler araştırmaya çalışıyordum ya. Bakın Üstadımız Hz. leri bu mektubunda , Alamanya'dan bahsediyor ve müthiş bir açılım var burada. BU mektubu beraber tahkik edelim lütfen.

7

31.12.2009, 22:47

Rahat bir zamanda tahlil etmek isterim bu dersi inşAllah..

Takipteyiz Ağabey..

8

31.12.2009, 22:52

Rahat bir zamanda tahlil etmek isterim bu dersi inşAllah..

Bu derste çokkk müthiş şeyler var..katkılarını bekliyorum İnşallah.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

9

01.01.2010, 19:40

Aşağıdaki mektubun tahlilini beraber yapalım .


Kastamonu Lahikası, Sayfa 53

Üçüncü cihet: Eğer, küre-i arzın dört kıt’aları içinde HAŞİYE en küçüğü olan Avrupa’nın ve bu kıt’anın da dörtte biri olmayan bir hükümetin memleketi, ekser Asya, Afrika, Amerika, Avustralya’ya karşı galibâne harp edecek, Hazret-i İsa’nın vekâletini dâvâ eden bir devletle beraber dine istinat edip çok müstebidâne olan dinsizlik cereyanlarına karşı semavi paraşütlerle muharebe ve mücadele eden o hükümetle, ötekilerin şahs-ı manevileri insan suretine girse, ceridelerin eskiden beri yaptıkları gibi, devletlerin kuvvetlerini ve hükümetlerin derecelerini göstermek nev’inden o manevi şahıslar dahi rû-yi zemin ceridesinde, bu asır sayfasında birer insan suretinde tersim ve tasvirleri gibi temessül etseler, aynen ve tam tamına hadis-i şerifin mucizâne ihbar-ı gaybi nev’inden beyan ettiği hadise-i ahirzamanın müteaddit manalarından bir manası çıkıyor.
Hatta, şahs-ı İsâ’nın (a.s.) semâvattan nüzulü işaretiyle bir mana-yı işârîsi olarak Hazret-i İsâ’yı (a.s.) temsil ederek ve namına hareket eden bir taife dahi, şimdiye kadar işitilmemiş ve görülmemiş bir tarzda tayyarelerle, paraşütlerle semadan bir bela-yı semavi gibi nüzûl ettiriyor, düşmanların arkasına indiriyor. Hazret-i İsâ’nın nüzulünün maddeten bir misalini gösteriyor.
Evet, hadis-i şerifin ifadesiyle Hazret-i İsa’nın semavi nüzûlü kat’î olmakla beraber; mana-yı işârîsiyle başka hakikatleri ifade ettiği gibi, bu hakikate de mucizâne işaret ediyor.
Küçük Hüsrev olan Feyzi ve Emin’in suali ve ilhahlarıyla bazı biçarelerin imanlarını şübehattan muhafaza niyetiyle bu meseleye dair yalnız bir, iki, üç satır yazmak niyet edip başlarken, ihtiyarım haricinde olarak uzun yazdırıldı. Hikmetini de anlamadık, belki bir hikmeti var diye öylece bıraktık, kusura bakmayınız. Bu fıkrada tashihe ve dikkate vakit bulamadık, müşevveş kaldı.

• • •
HAŞİYE
Avustralya nazara alınmamış.



Üçüncü cihet: Eğer, küre-i arzın dört kıt’aları içinde HAŞİYE en küçüğü olan Avrupa’nın ve bu kıt’anın da dörtte biri olmayan bir hükümetin memleketi, ekser Asya, Afrika, Amerika, Avustralya’ya karşı galibâne harp edecek, Hazret-i İsa’nın vekâletini dâvâ eden bir devletle beraber dine istinat edip çok müstebidâne olan dinsizlik cereyanlarına karşı semavi paraşütlerle muharebe ve mücadele eden o hükümetle, ötekilerin şahs-ı manevileri insan suretine girse, ceridelerin eskiden beri yaptıkları gibi, devletlerin kuvvetlerini ve hükümetlerin derecelerini göstermek nev’inden o manevi şahıslar dahi rû-yi zemin ceridesinde, bu asır sayfasında birer insan suretinde tersim ve tasvirleri gibi temessül etseler, aynen ve tam tamına hadis-i şerifin mucizâne ihbar-ı gaybi nev’inden beyan ettiği hadise-i ahirzamanın müteaddit manalarından bir manası çıkıyor.

Ikinci Dünya savasinda Almanya Avusturya ile birlesip bütün dünyayla savasti. Hristiyan adetlerin en yogun yasayan ülke bunlardir. 1960 li yillara kadar birlikte yemek, aile baglarini korumak, zina yasagi, pazar günleri kesinlikle calisilmamasi, kumar yasagi ve diger adetleri kati bir sekilde savundular..


Hatta, şahs-ı İsâ’nın (a.s.) semâvattan nüzulü işaretiyle bir mana-yı işârîsi olarak Hazret-i İsâ’yı (a.s.) temsil ederek ve namına hareket eden bir taife dahi, şimdiye kadar işitilmemiş ve görülmemiş bir tarzda tayyarelerle, paraşütlerle semadan bir bela-yı semavi gibi nüzûl ettiriyor, düşmanların arkasına indiriyor. Hazret-i İsâ’nın nüzulünün maddeten bir misalini gösteriyor.

Almanya yunanistan ve hollanda basta olmak üzere, su an bile dinsizligin hüküm sürdügü ülkelere parasütlerle inmisti. Demek hem o zamana kadar ki cinayetleri hemde gelecek zamandaki cinayetlerin tokatlari "semadan nuzül etti" tabiri cok yerindedir.


Evet, hadis-i şerifin ifadesiyle Hazret-i İsa’nın semavi nüzûlü kat’î olmakla beraber; mana-yı işârîsiyle başka hakikatleri ifade ettiği gibi, bu hakikate de mucizâne işaret ediyor.
Küçük Hüsrev olan Feyzi ve Emin’in suali ve ilhahlarıyla bazı biçarelerin imanlarını şübehattan muhafaza niyetiyle bu meseleye dair yalnız bir, iki, üç satır yazmak niyet edip başlarken, ihtiyarım haricinde olarak uzun yazdırıldı. Hikmetini de anlamadık, belki bir hikmeti var diye öylece bıraktık, kusura bakmayınız. Bu fıkrada tashihe ve dikkate vakit bulamadık, müşevveş kaldı.

Peygamber efendimiz bir söz ileiktifa etmedigi bir meseleye elbette bu kadar aciklamada gereklidir kanatindeyim..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

10

02.01.2010, 00:02

Almanya yunanistan ve hollanda basta olmak üzere, su an bile dinsizligin hüküm sürdügü ülkelere parasütlerle inmisti. Demek hem o zamana kadar ki cinayetleri hemde gelecek zamandaki cinayetlerin tokatlari "semadan nuzül etti" tabiri cok yerindedir.

Hasan sinan eyvallah..güzel işaret etmişsin..şimşekler çakmaya başladı..ama biraz olayları detaylandırsan..yani nasıl , kim , niçin sorularına cevap olacak tarzda..Birde ikinci cihete baksak..ama sanki cümle cümle gitsek çok açık ve sarih işaretler var gibi ?? Ne dersin ?

~Nur~

Stajyer

Mesajlar: 72

Konum: izmir

Hobiler: Kuran- Kerim, Risale-i Nur, Osmanlıca......

  • Özel mesaj gönder

11

02.01.2010, 12:56

bu risale çok zor geldi bana :(

biraz daha kolay ve günümüz müslüman insanın dertlerine çare olacak konuları açıklasanız çok daha faydalı olur sanrım
Faniyim, fani olanı istemem,
Acizim aciz olanı istemem
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim;
gayr istemem...


12

04.01.2010, 09:09

Haklısın ama sandığın gibi ağır değil Nur.
Üstadımız Hz.leri sadece bizim imanımızı kurtarmakla görevli değil ; O dünya çapında geniş bir dairede küfre karşı da bir mücadele veriyor ve o geniş dairede de görevli.. İşte bunlardan biri ; Hz. İsa (A.S) ile küfre karşı müşterek yapacağı hizmetleri var .Bu mektupta onlardan biri.

13

04.01.2010, 14:25

Üçüncü parağraf :
İsevilik Dininden gelen adetlerini muhafazaya çalışan hükümet , Alman Hükümeti. Alman Hükümeti resmi bir ilanat yapmış , ne demiş ? Ben müslümanları himaye edeceğim , İslamları koruyacağım ve hiç bir Müslüman memleketine savaş açmıyacağım. '' Resmi ilan bu. ne zaman demiş ? II . Dünya savaşı başlangıcında. Kim bu beyanatı ve rasmi açıklamayı yapan zat ? Adolf Hitler.
Kime karşı savaş açmış ? Dinsizlik cereyanını yayan devlete yani Rusya'ya. Yani Hitler , İnkar-ı Uluhiyet fikrinin babasına savaş ilan etti. O inkar-ı uluhiyet fikrinin sahibi olan Rusya'nın yanında kim var? Üstadımız Hz. leri onun da özelliklerini sayıyor dikkat edelim . Zulmetli , pis menfaati için dinsizliğe yardım ediyor o hükümet. Aynı zamanda o hükümet hem cebbar hemde fitnekardır.Bu hasis emelleri pis menfaati için dinsizliğin intişarına taraftar oluyor.
Bakın geçmiş tarihlere bu özelliklere sahib bir devlet var..İşgalci , sömürgeci , yeryüzü coğrafyasında müslümanların kamını sülük gibi emen bir devlet. Girdiği her yerde fitne fesat çıkarır onlar. dessas tır. Pis menfaati için dinsizliğe yardım eder.
II. Dünya savaşı Almanlarla Ruslar arasında oldu . Rusy'nın yanında kim yer aldı ? İngiltere. Rusya ile İngilterenin yüz ölçümüne bakın Almanya'nın yüz ölçümüne bakın. Birinci hükümet ki büyük deccale karşı Dini muhafaza için savaştığını zaten resmi ağızdan söylemiş Hitler. Hiç bir İslam ülkesinede saldırmayacağını beyan etmiş. Kısa sürede Avrupa'nın bir çok ülkesini topraklarına katmış..ilerliyor . nereye doğru Rusya'ya gidiyor. Yolu üzerinde neresi var? Türkiye. Girmiş mi Türkiye'ye ? Hayır . Neden ? Resmi sözü var ya ..ben müslümanları koruyacağım diye.
Sonra Türkiye'de zaten Mehdi var ne işi var ki burada.. Bence bunlar Mehdi'nin kontrolünde oluyor. Ve buraya girmeden Rusya'ya giriyor.
Bunlar tecessüm etse diyor Üstadımız , Yani cisimleşse Deccalin boyu nekadar olur , İsevilik Dini'ni temsil eden hükümetin boyu ne kadar olur..Rusya ve ingiltere ile bunların karşısındaki Almanya'nın yüzölçümlerini toplayalım ve karşılaştıralım..Hadisin manası olduğu gibi ap açık gözükmektedir..Fesübhanallah..
Katkılarınızı bekliyerek birinci cihete geçelim İnşallah..

~Nur~

Stajyer

Mesajlar: 72

Konum: izmir

Hobiler: Kuran- Kerim, Risale-i Nur, Osmanlıca......

  • Özel mesaj gönder

14

04.01.2010, 16:05

risale-i nur da geçen şu paragrafı mı açıkladınız? :|



Birinci cihet: Din-i İsevînin hakikîsini esas tutan İsevî ruhanilerin cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice başlayan cemaat tecessüm etseler, bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında, bir çocuk kadar da olamaz
Faniyim, fani olanı istemem,
Acizim aciz olanı istemem
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim;
gayr istemem...


15

04.01.2010, 21:00

Kastamonu Lahikası'nda geçen mektubu sahifenin başına aldık zaten. Oradan cümle cümle gidiyoruz. Bahsettiğiniz birinci cihete geldik. Ama birinci cihet de zaten önceki paragrafın tamamlayıcı niteliğinde. Ordada söyleyeceklerimiz var İnşallah..Dikkatimizi bir şey çekiyor mu ? Hitler'in ahirzamandaki rolü...! Muazzam bir gerçek var gibime geliyor..Yanlışım olmasın İnşallah..Katkılarınızı bekliyorum.

16

04.01.2010, 21:56

Galiba bu mektubu adamakıllı anladığımız zaman, İslâmiyet ve İsevîlik omuz omuza gelecek..(?)

~Nur~

Stajyer

Mesajlar: 72

Konum: izmir

Hobiler: Kuran- Kerim, Risale-i Nur, Osmanlıca......

  • Özel mesaj gönder

17

05.01.2010, 12:41

bu konu bitsin katılırız inşallah

hiçbişey anlamadım gerçekten :(
Faniyim, fani olanı istemem,
Acizim aciz olanı istemem
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim;
gayr istemem...


18

05.01.2010, 23:03

I. Cihet :
Din-i İsevi'nin hakikisini kendine esas tutan İsevi Ruhanilerin Cemaatinden bahsediyor Üstadımız Hz.leri. Demek ki böyle bir cemaat var. Bunlar gerçek İseviliği kendilerine esas yapmışlar. Bunlar gerçek İseviler ve aynı zamanda bunlar bir cemaat ve şahs-ı manevileri var. Bunlar , mektubun tümünü nazara aldığımızda sanıyorum Almanya'da ve Hitler'in yanındalar. Niye Hitler diyorum ? Onu ikinci cihette daha net göreceğiz.
Bunların sayıları az , az derken büyük bir camia değiller. Ama karşılarında dinsizliği yaymaya çalışan ve yayan bir cemaat bir gurup var. Bu dinsizlik fikri , bu Deccalizim ki buna büyük Deccal diyoruz. Bunların cemaati ve hükmettikleri nüfus çok kalabalık.
Dolayısıyla Üstad Hz. leri bunların yani her ikisininde cemaatleri maddeleşse , cisimleşse biri bir minare boyu kadar iken diğeri de minarenin yanında bir çocuk boyu kadar ancak olur diyor . Hadis-i Şerif'in bir manası da buna işaret eder buyuruyor.


II.Cihet :

19

05.01.2010, 23:52

II.Cihet :
Benim anladığım kadarıyla , Hitler'in mahiyetini Üstadımız Hz.leri burada deşifre ediyor.
''Allah'a istinad edip dinsizliği kaldıracağım , İslamiyeti ve İslamları himaye edeceğim '' diyen bir hükümet var ve bunu resmen ilan etmiş.
Bu konuşmayı yapan kim ? - Hitler
Hükümet Alman hükümeti. Hükümetin başında da Hitler var.
Hitler bu konuşmayı II.Dünya savaşının başında yapıyor. Savaş gerekçesi bu. Yani dinsizliği ortadan kaldırmak. Anlaşılan o ki ; Almanya'da Hitler'in ordusunda bir cemaat var. Bu cemaat bu gurup Hitler'in ve Rusya'ya karşı yapılan savaşın ana dinamiğini oluşturuyor.
Hitler'in konuşmasında geçen cümlenin açılımına baktığımızda . Mehdi'nin hedefiyle tıpa tıp bir uygunluk görüyoruz. O'nun da gayesi inkar-ı uluhiyete karşı Vahdaniyet-i İlahiye'yi ilan etmek değil mi ? Küfr ü mutlakı ortadan kaldırmak değil mi ? Üstadımız olan Hz. Mehdi Kur'an'dan lemaan eden Risale-i Nurlar'la küfr ü mutlak'ın belini kırmamış mı ? Dolayısıyla Mehdi ile Hakiki İseviler'in mana aleminde ve maddi alemde ele ele olmalarından tabii bişey olamaz.
Üstadımız Hz.leri , yani Hz. Mehdi , bu iki zümreyi nüfus olarak kıyaslıyor. Almanya yüz milyon küsur ; karşısındaki diger devlet yani Rusya dört yüz milyon nüfusa hükmediyor. Rusya^'nın müttefikleri olan Amerika ve Çin'in de dört yüz milyon nüfusu var. Toplam kaç etti ? sekiz yüz milyon. Diğer devletin yani Almanya'nın nüfusu ne kadardı ? Yüz milyon küsur. Nüfusu kıyasladığımızda Hadis'in manası tam tamına zahir oluyor mu ? Evet.
Bolşeviklere karşı galibane ve öldürücü darbeyi kim vuruyor? O hükümetin içindeki Yani Almanya'nın içindeki Dinsizliğe karşı savaşan muharip cemaat.
Birde Üstadımız Hz.leri dinsizlerden bahsederken sadece dinsizler yok birde onların taraftarları var. Savaşın bizzat içinde olmamakla beraber Rusya'ya taraftar olanlar var. Bunların ikisinin kıyası yapıldığında birisi bir minare boyu kadar iken birisi bir insan boyu kadar olmaktadır. Hadis_i Şerif aynen zahir manasıyla tahakkuk etmektedir.

Üstadımız Hz.leri diyor ki ; galibane ve öldürücü darbeler vurur. Yani Almanlar galibane harbediyor. Bakın: 1938 de Avusturya'yı 39 da Polanya'yı , 40 da Hollanda , Belçika , Fransa , Norveç ve Danimarka'yı alıyor. 41 de Yunanistan ve Yuğoslavya'yı alıyor...Buraya dikkat Türkiye'ye uğramıyor Çünkü o dinsizliğe savaş açtı ve İslamları koruyacağım dedi. Ama zamanın hükümeti korkusundan anbarları bugdayla doldurdu halkı sefalete mahkum etti. Anti parantez.
Bir diğer Hadis'te Deccal dünyayı zapteder buyurulmuş, Üstadımız bunun için , ekser ona tarftar olur anlamındadır buyuruyor. Şimdi de aynen öyle oldu diyor.
Bir diğer Cihete sonra bakalım..Orada sanki Hz. İsa'nın nüzulünü seyredecez gibime geliyor.

20

06.01.2010, 11:14

III. Cihet :
Yeryüzünün kıt’aları içerisinde en küçüğü hangisi ? Avrupa
Altı kıt’a var sanıyorum bunların toprak olarak , yüz ölçümü bakımından en küçük olanı Avrupa ‘ dır.
Bu Avrupa kıtasının da dörtte biri kadar bile olmayan bir devlet var , bir hükümet var. Hangisi bu ? Almanya.
Bu Almanya’nın hükümeti yani Hitler’in başında bulunduğu Hükümet ; Asya , Afrika , Amerika ve Avusturalya’ya karşı galibane savaşıyor.
Ve Almanya Devleti veya Hükümeti Hz. İsa’nın (A.S) vekaletini dava ediyor. Ben Hz. İsa’nın vekiliyim diyor. Ve Din’e istinat ediyor. Din’e dayanıyor. Ne demişti Hitler Konuşmasında veya beyanatında ? ‘’ Allah’a istinat edip dinsizliği kaldıracağım , İslamiyeti ve İslamları himaye edeceğim ‘’ diye resmi ilanatta bulunmuştu. Almanların içerisindeki bir cemaat , bir gurup ki bunlar hakiki Dindar İseviler Alman devletine dayanarak , çok baskıcı olan istibdat uygulayan Dinsizlik cerayanlarına karşı gökten paraşütlerle inerek savaşıyorlar..Büyük ihtimalle bu Alman tayyarelerinden paraşütlerle Rus askerlerinin arkasına inen bu cemmatin mensuplarıdır. Bu Alman askerleri bu cemaattendir.
Üstadımız bu hükümetle yani Hitler’in hükümetiyle , ötekilerin hükümetleri ve şahs-ı manevileri bir insan suretine girse diyor ; yeryüzünü bir gazete sahifesi gibi düşünürsek , bu sahifeye bu iki gücü resmedip tasvirlerini çizdiğimizde aynen Jadis’in manası zahir olarak gözükecektir.
Hatta bu mektubda benim daha da ilgincime giden şurası :
Hz. İsa’nın (A.S) gökten ineceğini Hadis-i Şerifler haber veriyorlar. Buna işaret eden bir mana olarak ; Hz. İsa’ yı temsil eden ve O’nun adına hareket eden bir taife , bir cemaat , bir gurup , bir Hükümet şimdiye kadar işitilmemiş görülmemiş bir şekilde uçaklardan paraşütlerle semavi bir bela gibi düşman askerlerinin arkasına iniyorlar. Ve savaşı galibane götürmelerinde bu taktiğin ve buluşun mutlaka büyük rolü vardır. Tarihte ilk defa paraşüt olayını Hitler kullanmıştır bu savaşta. Üstadımızın İlginç bir cümlesi var ; Diyor ki ‘’ Hz. İsa’yı temsil ederek ‘’ demek ki bunlar Hz. İsa (A.S) ın temsilcileri. Yani vekili de diyebiliriz Allah u alem. Bu taife Hz. İsa’yı temsil ederkek paraşütlerle bir semavi bela gibi düşman askerlerinin arkasına indiriliyorlar. Kim indiriyor ? Hitler indiriyor.
Burada geçen bela yı semavi tabiri karşı tarafın belasıdır bu..Dinsizlerin başına bir semavi bela gibi iniyorlar Hz. İsa’nın temsilcileri.
Ve Üstadımız Hz . Mehdi Hz.lerinin kapı gibi bir cümlesi geliyor :
‘’ Hz. İsa’nın nüzulünün maddeten bir misalini gösteriyorlar..! ‘’
Fesübhanallah…Ne dersiniz Hz.İsa’da inmişmidir o paraşütlerle ?
Hadisler’in işari manası bu hakikatleri işaret etmektedir buyuruyor Üstadımız.
Dersimizi bitirmeden anti parantez bişey ifade edeyim.. Tarih Hitler’i nasıl tanıyor tam bilemiyorum.. Ama Hitler’de bişeyler var, yani manevi bişeyler.
Yahudileri fırınlarda yaktı falan gibi aleyhindeki yazılanların gerçeğini yansıtmadığını düşünüyorum…Derler ki ; Yahudiler İsraile götürüp yerleştirecek Yahudi bulamazlar , kimse gitmek istemez, bu sebeple Yahudiler komitesi bir yalan bir fitne uydururlar ve ortalığı velveleye verirler.. Hitler’in Yahudileri fırınlara atıp yaktığını uydururlar buna inanan diğer Yahudilerde korkup İsrail’e giderler..Bu bir..
İkincisi , savaş sırasında böyle katliamlar da olmuş olabilir belki de ama bu Savaşın ve Almanlar’ın içerisindeki Hakiki İseviler cemaatinin bu katliamları yaptığının işareti olamaz. Bu cemmat zaten ana çekirdek,,,sayılarıda azdır ..ama yönlendiricidir vs.. diye aklıma geliyor..
Üstadımız Hz.leri mektubu bitirirken , biçarelerin İmanlarını şüphelerden muhafaza etmek için bu mektubun Y a z d ı r ı l d ı ğ ı n ı söylüyor. Öyleyse Hz. Mehdi’nin eserlerinden istifade ederek İmanlarımızı Şüpheli olmaktan kurtaralım İnşallah…
Dersime iyi çalışmışmıyım bilemiyorum…Her türlü düzeltmeye ve tashihe ve mütalaya açığım..

El fatiha

Bu konuyu değerlendir