Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

08.11.2009, 20:47

Münazaralı Ders..''Buyurun Derse.''

Risale-i Nur'da geçen Üstad Hz. leri ile alakalı bahisleri münazaralı bir surette tahlil etmeye ne dersiniz ?


İsteyen herkes katılabilir ve kendiside bir konuyu münazaraya açabilir. Ama , konunun Üstad Hz.leri ile alakalı olmasına dikkat edelim.
Şimdi ben bir konu veriyorum ve ablaları, ağabeyleri, kardeşleri münazaraya davet ediyorum.

''Risale-i Nur Nedir , Bediüzzaman Kimdir?.................................................................. Evet , O Zat daha ehl-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan , zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulum-u evvelin ve ahirine ve ledünniyat ve hakaik-ı eşyaya ve esrar-ı kainata ve hikmet-i ilahiyeye varis kılınmıştır ki , şimdiye kadar böyle mazhariyet-i ulyaya kimse nail olmamıştır.''

Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Ahmet Feyzi , Ahmet Nazif , Salahaddin , Zübeyir , Ceylan , Sungur , Tabancalı

2

13.11.2009, 09:45

Yukarıdaki ifadeler Sikke-i Tasdik-i Gaybi'den alınmış , Üstadımızın hizmetkarlarının, Üstadımız ve Risale-i Nurlar'la ilgili bir mektubu. Daha çocuk iken Üstadımız , üç ay gibi çok kısa bir sürede akıl almaz ilimler tahsil ediyor. Normalde bir insanın ömrüne sığmayacaka ilimler. Sonra '' zevahiri kurtarmak'' ne demek? Bu kelimenin , yeni tabirle ''irdelenmesi'' gerekir , diye düşünüyorum. Ayrıca , bahsedilen ilimlerin mahiyetleri nedir? Ve '' varis kılınmak'' kelimesi üzerinde düşünmek gerekiyor.
Peki , Üstadımız çocuk yaşta iken mi tüm bunlara varis kılındı?
Burada Cenab-ı Allah'ın hususi bir muamelesi mi söz konusu?
Üstadımızın tebliğle vazifelendirilmesi çocuk yaşta mı başladı yani?
Kardeşlerden bu konuda istifade etmek isteriz.

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

3

15.11.2009, 15:43

abi ustad ın küçük yaşta görmüş olduğu rüyalar sebavette varis kılındığını gösteriyor.zevahiri kurtarmak meselesi ise sanki ustad a gelebilecek medrese yüzü görmeden bunları nasıl talim etti itirazına cevap niteliğinde zira orada bahsi geçen ilimler değil 3 ayda belki bir ömürde elde edilemez. :)

4

15.11.2009, 19:07

Mehmet Kardeş, izahını isteriz..
Detaylandırırsan istifadeye medar olur İnşallah.

  • "külekci" bir erkek

Mesajlar: 23

Konum: Diyarbakır

Meslek: Akademisyen

  • Özel mesaj gönder

5

15.11.2009, 22:33

Üstadın vehbi ilminin yanında kesbi ilminin de var olduğu muhakkak. Nitekim Muhakemat, vehbi değil kesbi ilmin meyvesidir ki üzerinde Risale-i Nur Külliyatı'ndan yazmaz, yazmamalı da. 3 aylık ilim tahsilinin hangi 'zevahiri' kurtaracağı da Allahu âlem ancak bunu söylemekteki amaç, medreselerde verilen ilimlerle elde edilemeyecek bir ilme nail olunması gibi düşünülebilir. Değil 3 ay, 300 sene de ilim tahsil edilse vehbi ilme muktedir olmak mümkün değildir. 3 aylık medrese tahsili de buna delil mahiyetinde sunulmuştur.

Vehbi ilim meselesi, kelam litaratüründe oldukça tartışılagellen bir husustur. Ne olduğu bugünkü materyalist ilim anlayışı içinde çözülememektedir. Ancak Risalelere bakan herkes bu çözümsüzlüğe dûçâr olmamıştır. Risale-i Nur talebeleri için vehbi ilim, tanımsızlıktan öte bir şeydir. Zira Bediüzzamanın şahs-ı manevisinde tavsif edilmiştir. Bu durumu her akıl çekemez, çekememektedir de.

Böylesi ağır bir imtihanla neticelenecek vazifenin temsilcisi de elbetteki çocukluğundan itibaren bu duruma hazırlanmalıydı ve nitekim de öyle oldu. Bediüzzaman, yaşıtları gibi hevasına uymamış, mezkur göreve talibiyetini lisan-ı hal ile beyan etmiştir.

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

6

17.11.2009, 13:32

''Risale-i Nur Nedir , Bediüzzaman Kimdir?.................................................................. Evet , O Zat daha ehl-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan , zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulum-u evvelin ve ahirine ve ledünniyat ve hakaik-ı eşyaya ve esrar-ı kainata ve hikmet-i ilahiyeye varis kılınmıştır ki , şimdiye kadar böyle mazhariyet-i ulyaya kimse nail olmamıştır.''

Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Ahmet Feyzi , Ahmet Nazif , Salahaddin , Zübeyir , Ceylan , Sungur , Tabancalı

"zevahiri kurtarmak üzere 3 aylik bir tahsil müddeti".. yani zevahiri kurtaracagi zaten önceden belli, görev sahibi önceden belli.. bu 3 aylik tahsil bir perde hükmünde oluyor sanirim?.. yani hic tahsil yapmamis denilmesin diye...
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

7

18.11.2009, 00:03

yani hic tahsil yapmamis denilmesin diye...

[Ali Ferşadoğlu dinlediğim bir konferansında diyordu ki; '' Üstad Hz.leri o kadar az yerdi ki , bir insan o kadar az yemekle yaşıyamaz. Sanki diyor: Üstad numaradan yiyordu.'' yani yemesede olurdu ama, yemeden yaşıyor demesinler diye yerdi. Fesübhanallah.. Üstad da ,Zehracan'ın söylediğinden anlaşılan o ki; demek ki '' Hiç tahsil yapmamış demesinler '' diye görüntüyü kurtarmak için üç ay medrese tahsili yapmış. Cenab-ı Allah O'nu zaten vazifeli kılmış önceden. Allah razı olsun ufkumuz açıldı.

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

8

20.11.2009, 22:44

Üstadımız, memlekette bulundukça, fasılasız neşr-i hakaik eylemiş ve bizim saadetimiz için feyiz bahşeden mübarek nefesini sarf etmiştir. Cenab-ı Erhamürrahimîn'den bütün rûh u canımızla niyaz ederiz ki: "Mahşer gününde dahi bizleri hadîs-i şerifine mazhar olan Üstadımız defîne-i ulûm ve fünun, bedîü'l-beyan allame-i Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile birlikte haşretsin. Ta ki, o korkulu günde nurlu, müşfik, mübarek eliyle elimizi tutsun, huzûr-u Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselama bizi götürsün, inşaallah."
Risale-i Nur Şakirtlerinden
Feyzi, Emin




Said daha annesinin karnındayken saiddir. (Kenzü'l-Ummal,1:491.)
tarihçe-i hayat syf :289
yukarıda geçen hadis-i şerif Üstad'ın daha dünyaya gelmeden varis kılındığını ispat eder tarzdadır.

9

20.11.2009, 23:49

Said daha annesinin karnındayken saiddir. (Kenzü'l-Ummal,1:491.)

tarihçe-i hayat syf :289
Allah razı olsun mehmet kardeş. Gerçekten çok şey öğreniyoruz. Üstadımız Hz. lerinin makamını derkedenlerden ve O'na layık olanlardan oluruz İnşallah.

10

02.12.2009, 10:17

Münazaralı Ders..

Kastamonu’da Bediüzzaman’a sekiz sene hizmet eden Mehmed Feyzi ile kıymettar bir Nur Talebesi olan Emin’in mektubudur.
………………………………………………………………………………..
Evet, ayat-ı teşrüyeyi havî Kur’an-ı Mu’cizü’i-Beyanın hakaik ve maarifini ve ayat-ı kevniyeyi şamil kitab-ı kebîr-i kainatın vezaif ve meanisini beyan edip, marifetullahın en yüksek derecatına urûca nev-i beşeri teşvik eden ve bugünkü günde ölmeye yüz tutan kalbleri bile izn-i İlahî ile ihtizaza getirecek kadar harika bir eser-i bedîa, bir sereyan-ı serîa olan Risale-i Nur ile neşr-i hakaik eden bir vücud-u mes’ud ile beşeriyet iftihar etmek lazım gelirken; çok gariptir ki, ehl-i şekavet tarafından zehir verilmeye cesaret ve taş attırılmaya bile cür’et ediliyor.
Evet, sırrıyla, enbiyanın varisi olanların türlü türlü belalara uğramaları hikmet-i İlahiye iktizasından olmasıyla, o zümre-i mübareke gibi, Üstadımız dahi nice belalara hedef olmuştur. Hatta Kastamonu’ya ilk teşrif ettikleri zaman çocuklar, bir bedbaht şakî tarafından teşvik edilip, abdest almak için çeşmeye çıktıkları vakit taş atmışlar... Fakat, Üstadımız daima gördüğü eza ve cefalara ulü’i-azmane sabır ve tahammül eder.
Belanın en şiddetlisine önce peygamberler, sonra sırasıyla evliyalar maruz kalırlar. (Hadis: Tirmizî, Zühd: 57; Buharî, Merza: 3; İbni Mace, Fiten: 23; Darimî, Rikak: 67; Müsned 1:172,174,180,185.)

Hem safa-i sadre ve selamet-i kalbe malik olduklarından, o çocuklara dahi hiddet etmeyip, buyururlardı ki: "Bunlar, Sûre-i Yasin’den mühim bir ayetin nüktesini keşfime sebep oldular" diye, onlara dua ederlerdi. Sonra bu çocuklar, Üstadımızın duaları bereketiyle şayan-ı hayret bir hal kesb ettiler ki, Üstadımızı uzak-yakın nerede görürlerse, koşarak yanına gelirler, mübarek elini öperler, duasını alırlardı.
………………………………………………………………………………………..
Elhasıl: Mübarek Üstadımızın evsaf-ı kemalini ve mehasin-i ahvalini bizim gibi acizlerin bihakkın tasvir ve tarif edebilmesine imkan yoktur. Halık-ı Zülcelal ve’i-Cemal Hazretleri, Üstadımızı bir vücud-u müstesna olarak yaratmış ve tevfìk-ı İlahiyesine mazhar kılmıştır. Ne saadet ona ki-onun bizzat iştigal ettiği ve ehemmiyetle teşvik ve tavsiye ettiği-Risale-i Nur ile hizmet-i Kur’aniye ve îmaniyede buluna ve Risale-i Nur’dan dersini almış ola...
Üstadımız, memlekette bulundukça, fasılasız neşr-i hakaik eylemiş ve bizim saadetimiz için feyiz bahşeden mübarek nefesini sarf etmiştir. Cenab-ı Erhamürrahimîn’den bütün rûh u canımızla niyaz ederiz ki: "Mahşer gününde dahi bizleri hadîs-i şerifine mazhar olan Üstadımız defîne-i ulûm ve fünun,bedîü’i-beyan allame-i Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile birlikte haşretsin. Ta ki, o korkulu günde nurlu, müşfik, mübarek eliyle elimizi tutsun, huzûr-u Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselama bizi götürsün, inşaallah."
Risale-i Nur Şakirtlerinden
Feyzi, Emin
Said daha annesinin karnındayken saiddir. (Kenzü’l-Ummal,1:491.)

Yukarıdaki mektubun tamamında da münazara ve tahlil edilecek konular olabilir ama,aşağıda zikredeceğim konular aklıma gelenler.

Mübarek Üstadımız Hz.lerinin çocuklar tarafından taşlanmasının akabinde;'' Yasin suresi'nden mühim bir ayetin nüktesini keşfime sebeb oldular.'' diye buyurdukları Mühim Ayet hangisidir ?
Bu Ayetteki keşfedilen nükte ifadesiyle anlatılmak istenen nedir?

Peygamber Efendimiz ( A.S.V) ın taşlanması hadisesini de hatırlarsak, Hz.Mehdi ile Peygamberimiz arasında başlarına gelen olaylar arasında da bir tevafuk sözkonusu mudur? Başka benzerliklerde var mıdır ?

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

11

02.12.2009, 16:00

O ayetin Yasin Suresinin kaçıncı ayeti olduğunu tam olarak olarak hatırlayamadım ama orda Antakya halkı ile Hz. İsa'nın göndermiş olduğu elçiler arasında geçen hadiseden bahsediliyor.Halk elçileri uğursuzlukla ittiham ediyor ve eğer davalarından vazgeçmezlerse onları taşlayarak öldüreceklerini söylüyor. daha sonra halkın arasından birisi (Habib-i Neccar) çıkıp kendilerinden bir menfaat talep etmeyen elçilere uymalarını söylüyor.

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

12

03.12.2009, 18:46

Evet Hz. Peygamber'in Taif 'te taşlanması hadisesini hatırlar ve islam alimleri, hadis-i şerife göre, dünya ikbal ve heveslerinin peşinde koşmadıkça peygamberlerin en emin varisleridirler kaidesini gözönüne alırsak bu mesele benzerliği geçer çünkü varislikte miras vardır. peygamberimizin mirasında elbette bu vardır.

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

13

03.12.2009, 19:03

Tahminen, arası bir saat veya bir buçuk saat sonra, karşıdan üç kişi çıktı. Elhamdü lillâh, İsa Aleyhisselâm geliyor. Baktım, birisi sakallı, ikisi şâbb-i emred. Dedim: "İsâ Aleyhisselâm otuz üç yaşında olduğu halde göğe huruç etti, niçin sakalında beyaz var?" Kalbime geldi ki, "Allahu a'lem, İsâ Aleyhisselâm değilse?" Bu zat ve iki arkadaşıyla yanımıza geldiler. Dikkatle baktım, Üstadımızın simâsı ve elbisesidir. Bizim yanımıza gelince, bizim altımız mağara imiş. Yanındaki iki kişiye emretti: "şurada kilitli salipler, haçlar var. Cümlesini çıkarınız." Çıkardılar. Nasâralara karşı hepsini kırdı ve Kelime-i Tevhid getirip Peygamberimizi tasdik edince, biz de Nasârâlara, "Bakınız, işte İsâ Aleyhisselâmın vekili geldi" deyince, cümlesi tasdik ettiler.
Allahu a'lem, bu rüyanın bir tabiri şudur ki: Üstadımızın Kur'ân-ı Hakîmden aldığı ve neşrettiği Risale-i Nur vasıtasıyla Nasârânın bir kısmı İslâmiyeti kabul edecek ve Nasârâ Müslümanları veya Hıristiyan mü'minleri hükmüne geçip Üstadımızın sözlerini İsâ Aleyhisselâmın sözleri nev'inden hüsn-ü kabul edeceklerine işârettir.
Evet, Risale-i Nur'da öyle bir kuvvet vardır ki, Avrupa'nın en müannid filozoflarını dahi teslime mecbur eder. Her ruhun bir ihtiyac-ı hakikîsi olan hakikî İmân nurunu arayan Hıristiyan muvahhidler, elbette Risale-i Nur'u görseler, Hazret-i İsa Aleyhisselâmın vesâyâsı nev'inden kabul edip sarılacaklardır...
Dereli Mutâf Hafız Ahmed

• • • BARLA LAHİKASI syf :111


evet yukarıdaki mektubu ve Yasin süresindeki mezkur hadiseyi gözönüne alırsak ustadın niye taşlandiği açıklık kazanır. Zira ayette bahsedilen şahislar Hz. İsa'nın elçileriydi. ustad da Hz. İsa'nın vekilidir.

14

04.12.2009, 12:40

Alıntı

Mübarek Üstadımız Hz.lerinin çocuklar tarafından taşlanmasının
FesübhanAllah..Bu kısım hiç dikkatimi çekmemişti, illaki okumuşum ama, sanki hiç okumamışım gibi hayret ettim..

Zalimler çocukları bile alet etmişler zulümlerine..

15

07.12.2009, 13:33

Dikkatle baktım, Üstadımızın simâsı ve elbisesidir. Bizim yanımıza gelince, bizim altımız mağara imiş. Yanındaki iki kişiye emretti: "şurada kilitli salipler, haçlar var. Cümlesini çıkarınız." Çıkardılar. Nasâralara karşı hepsini kırdı ve Kelime-i Tevhid getirip Peygamberimizi tasdik edince, biz de Nasârâlara, "Bakınız, işte İsâ Aleyhisselâmın vekili geldi" deyince, cümlesi tasdik ettiler.


Dolayısıyla , Hz.İsa (A.S) la , Hz Mehdi (R.A) olan Üstadımız arasında böyle bir ilişki sözkonusu...Bu ilişkiyi Üstad Hz. lerinin bazı mektuplarında da görmek mümkün...Deccalizmi ortadan kaldırmak, onun verdiği zararları defetmek konusunda da zaten birliktelik sözkonusu..Üstadımızın geniş dairedeki , siyaset aleminde oln görevlerini de dindar isevilerin yapacağıda aşikardır.

  • "mehmet urfa-i" bir erkek

Mesajlar: 16

Konum: maraş

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

16

16.12.2009, 19:58

Peygamber efendimiz ile Ustad arasında olan benzerlikler için taşlanma hadisesine ilaveten şunlar söylenebilir. En evvel davalarından vazgeçmeleri için dünya malı, şan şöhret teklifine '' güneşi sağ elime, ayı sol elime verseniz yine de vazgeçmem '' diyen Efendimiz gibi Üstad da Ankara da kendisine edilen teklifleri elinin tersi ile itmiştir. İkinci olarak zehirlenme hadisesidir ki Yahudi bir kadın tarafından zehirlenen ve yıllar sonra ''zehrin etkisini hissediyorum'' diyen Efendimiz gibi Üstadı da müteaddid defalar zehirlemişlerdir.Üçüncü olarak ise kunuşmaktan ve başkaları ile temastan menedilmeleridir ki İslamın ilk yillarında hac yapmaya gelen Arapların Efendimiz ile görüşmelerini engellemek ,için müşriklerin tedbir aldıkları siyerce sabittir.Aynı şekilde Üstad da kimse ile görüşmesin diye ve unulup gitsin diye sürgüne yollandığı ve zindanlara konulduğu hatta kendisine selam vermenin bile yasaklandığı tarihçe sabittir.

Evet abiler ablalar bizden bu kadar elbetteki benzerlikler bunlarla sınırlı değil ama bunlar bile yeter hala MEHDİ bekleyenler utansın.

vesselam

17

16.12.2009, 23:44

Ellerine sağlık Mehmet Kardeş müstefid olduk. Yeni bir derse başlayabiliriz İnşallah.

18

17.12.2009, 00:01

'' Herhangi bir iklimde zuhur eden bir ıslahatçının mahiyet ve hakikatini , sadakat ve samimiyetini gösteren en büyük miyar , davasını ilana başladığı ilk günlerle muzaffer olduğu son günle arasında ferdi ve içtimai ,uzvi ve ruhi hayatında vücuda gelen değişiklik farklarıdır . derler.
Mesela ; o adam ilk günlerde mütevazi , alicenap , feragat ve mahviyatkar , hülasa , bütün ahlak ve fazilet bakımından cidden örnek olan gayet temiz ve son derece mümtaz bir şahsiyetti .
Bakalım , Cihadında muzaffer olup , hislerde , emellerde , gönüllerde yer tuttuktan sonra yine o eski temiz ve örnek halinde kalabilmiş mi ?
yoksa , zafer neşesiyle bir çok büyük sanılan kimseler gibi , yere göğe sığmaz mı olmuş ?
İşte , büyük küçük her hangi bir dava ve gaye sahibinin mahiyet ve hakikatini , şahsiyet ve hüviyetini en hakiki çehresiyle aksettirecek olan en berrak ayna budur..! ''

Tarihçe-i Hayat.
Önsöz . Ali Ulvi Kurucu


Bu ifadeler ışığında , Üstadımız Hz. lerinin hayatından örnekler vererek , O'nu değerlendirelim mi ?
Muhabbet Fedaisi Ağabeylerden , ablalardan , kardeşlerden Nur'lu istifadeler olsun İnşallah.

19

17.12.2009, 00:06

Alıntı

yoksa , zafer neşesiyle bir çok büyük sanılan kimseler gibi , yere göğe sığmaz mı olmuş ?
"Yere göğe" nasıl sığmamışlar, sığmayanlar..?

20

17.12.2009, 00:09

Ruhefza Kardeş , Risale -i Nur'un zekatını tahsil etsek senden . diyorum.

Bu konuyu değerlendir