Giriş yapmadınız.

1

16.09.2009, 07:00

İmanlı ölüm ve helâl lokma..


Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası,

  • su-i istimâlât
  • ve israfat
  • ve hevesatı tehyic
  • ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcatlar hükmüne getirip

görenek ve tiryakilik cihetiyle,

şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine,

yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor.

O yirmi hâcâtı

tam
helâl bir tarzda tedârik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir;

on sekizi muhtac hükmünde kalır.

Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor.

O ihtiyac cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş.

Emirdağ Lâhikası - 334


Herkesin, İmân mukabilinde,

bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla

müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü

kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış.

Eğer İmân vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek.

Ve bu asırda, maddiyyunluk tâunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor.

Hattâ bir ehl-i keşif ve tahkik,

bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş;

ötekiler kaybetmişler.

Acaba bu kaybettiği dâvânın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi?


Asa-yı Musa - 21
_____________________________________________


Bu iki ayrı kısımdaki haram kazanç ve imansız ölmek nisbeti birbiriyle paralel midir..?

Yâni, helal kazanç nisbetinde imanla ölmek kolaylaşıyor mu..?

Veya bu dehşetli tâunun devâsı nedir..?



2

16.09.2009, 12:39

imanlı ölüm ve helal lokma

Allah razı olsun gayet istifadeli bir ders bir paylaşım oldu.
Bu hali hazırdaki medeniyet , zalim bir medeniyettir.Niye zalimdir? İnsanı israfa yönlendiriyor. Sui stimale zorluyor. Ve insanın hevai ve nefsi arzularına hitab ediyor.
Aynı zamanda bu hazır medeniyet, zaruri olmayan ihtiyaçlarımızı, sanki olmazsa olmazlarımız mış gibi bize takdim ediyor.
İsraf , suistimalat, nefse uymak gibi kötü hasletler elbette bizim şahsi, ailevi ve sosyal hayatımızı etkileyecektir. Bizi yolsuzluğa , zulme , haksızlığa ve dalalete sürükleyecektir.Bu özellikler bizi fakir ve muhtaç duruma düşürecektir.
Helal kazanç yetmez olacaktır. Helal kazanç kafi gelmez olacaktır. İnsan helale kanaat etmez olacaktır. Niye kanaat etmiyor? İhtiyaç o kadar çoklaşıyor ki, görenek belasıyla bu medeniyet her şeyi ihtiyaç dairesinde gösteriyor zaten. Kişinin tüm bunları karşılaması mümkün mü ? Hayır. Öyleyse kişi ne yapacak? Harama meyledecek. Allah muhafaza. Sonra bu hastalığa müptela olacak.
Kardeşim senin her şeyi almaya gücün yeter mi? Yetmez. Ama medeniyet de hepsini ihtiyaç dairesinde gösteriyor. Öyleyse bu medeniyet bizi fakir ve muhtaç yapıyor. Muhtaç olan insan ne yapacak, kendini muhtaç gören insan ne yapacak? Helal dairede bu imkan olmadığına göre ; Çalacak…..Yani Harama yönelecek. Haramın yanında , bu medeniyet insanı birde zulme sevkediyor diyor Üstadımız. Nasıl zalim yapıyor bu medeniyet insanı?? Buna ayrı bir parağraf açmak lazım…
Asıl meselemiz sorulardı tabii..
Haram kazançla, İmansız ölmek arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu düşünmüyorum. Kişi helal kaznıyor diye, sırf bu yüzden , imanla kabre girecek değildir. İmanla kabre girmeyi gerektiren asıl Saikler başkadır sanırım.Ama Helalinden kazanmak, helale kanaat etmek İslami, imani bir davranıştır. Ve imanla ölmenin cüzlerinden biridir mutlaka .ama tamamen buna bağlı olmasa gerektir. Bunu yanında; amel-i Salih, farz ubudiyet,Sünnet-i seniyyeye riayet vs. esastır imanda.
Bu taunun devası nedir? Yani Maddiyunluk taunu nun çaresi. Yukarıdaki cümlelerde Üstadımız söylüyor onu.’’ İman vesikasını sağlam elde etmek. ‘’ Bu nasıl olacak? Ahirzamanın, Kıyamet asrının REÇETESİ , Kur’an’ın bu asra bakan tefsiri Risale-i Nurları okumak ve yaşamakla sağlanacaktır. Allah u azimüşşanı tüm isim ve sıfatlarıyla tamnımakla mümkün olacaktır sağlam iman vesikası. Kainata , eşyaya, nesneye Allah hesabına bakmayı bilmek gerekir..Eşyayı , masivayı, mahlukatı , manay-ı ismiyle değil, manay-ı harfiyle okumayı bilek gerektir.
Ki tüm bunların , havada kalan cümleler olmaması için ; Risale-i Nur’ların tefekkür ederek, okunması , sindirilmesi, özümsenmesi ve yaşanması gerekir. Selam ve dua

3

16.09.2009, 13:00

Evet, iktisad etmeyen,

  • zillete
  • ve mânen dilenciliğe
  • ve sefalete düşmeye namzettir.

Bu zamanda isrâfâta medar olacak para çok pahalıdır.

Mukabilinde bazen haysiyet, namus rüşvet alınıyor.

Bazen mukaddesât-ı diniye mukabil alınıyor, sonra menhus bir para veriliyor.

Demek, mânevî yüz lira zararla maddî yüz paralık bir mal alınır.

Eğer iktisat edip hâcât-ı zaruriyeye iktisar ve ihtisar ve hasretse

-1- sırrıyla,

-2- sarahatiyle,

ummadığı tarzda, yaşayacak kadar rızkını bulacak. Çünkü şu âyet taahhüt ediyor.

1- "Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah'tır." (Zâriyat Sûresi: 51:58.)
2- "Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkını vermek Allah'a ait olmasın." (Hûd Sûresi: 11:6.)
19. Lem'a - 146


Allah râzı olsun Ağabey..

İsrâfat tek başıyla "menhus" paraya nasıl el açtırıyor..?

Ve mukabilinde verilen şeylerin "iman" ile bağlantısı yok mu..?

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

4

16.09.2009, 13:28

Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed (asm) bis Hadisi Seriflerinde mana itibariyle "Ahirzamanda faizin tozu herkese bulasir". Yani haram herkese dokunur az veya cok. Risale-i Nurda da denilmistirki "Her günah icinde küfre giden bir yol var". Günah isleye isleye kalb kararir ve bir gün keske bu günah olmasaydi der ve imani tehlikeye girer. Hatta bir Kesfül Kuburun müsahedesiyle bir yerde 40 kisiden ancak bir kisi iman vesikasini aldigini tespit etti. Elbette bunlar müslümandi fakat malesef son nefesinde degil.

Gerekmedigi halde kredi almak faizle türkiyede cok cogaldi. Bu kisiler kendini mazur biliyor ve mecburum diyor. Yani ben Allaha isyan etmeye mecburum anlami cikmiyormu?

Böyle azim bir isyanin tevbesi de azim olmasi elzemdir. Bu diger seylere de kiyas edilebilr kanaatindeyim..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

5

16.09.2009, 14:00

İmanlı ölüm ve helal lokma

Allah razı olsun. Bu hazır medeniyet. Yani Batı Medeniyeti, yani tefessüh etmiş Avrupanın ikame ttiği Medeniyet; bizi fakir yaptı. Bizi muhtaç yaptı. Helale kanaat etmez olduk.
Neden? o , sefih medeniyetin panzehiri olan, alternatifi olan iktisadı unuttuk.? İktisat etmeyi, iktisatlı davranmayı unuttuk.Hayatımızdan iktisadı çıkardık. Dolayısıyla zillete düştük. Her ihtiyaç hissettiğimiz, makamın , insanın, eşyanın, dünyalığın peşine takıldık , ayağını öpmeye başladık. Bu bir zillet değil mi dir?
Zilletle , haysiyet bir olur mu? Aşağılıkla, alçaklıkla, şeref- haysiyet bir arada olur mu? Olmaz. Hatta namus, hatta mukaddesat bir arada durur mu? Durmaz.
Bunlar neden geldi başımaıza? Kanaati unuttuk. İktisadı unuttuk..Şükrü unuttuk..Bunları unutunca ne oldu? Bunların yerini ne aldı? İS R A F….İ S R A F.. İ S R A F……
Emin olun hiçbir ihtiyacın , hiçbir şeyin arkasından yetişemez olduk. Ve Allah muhafaza, Allah bizi ve sizleri korusun,; Bu bize pahalıya maloldu. Haysiyetimize, şerefimize, namusumuza mal oldu Allah korusun..Üstadımız kime ders veriyor? Mü’mine ders veriyor.. Öyleyse bu tavizleri kimler verecek Elbette mü’minler vercek Allah muhafaza. Peki bu verdiklerimiz ucuz mu? Haşa..Demek israf bize pahalıya patladı..Bizim şahsiyetimize, karakterimize, dinimize, imanımıza pahalıya mal oldu.
Bunların karşılığında mukaddeslerimizi aldılar..Değerlerimizi aldılar..Değer yargılarımızı aldılar..Başörtümüzü aldılar..aldılar a..aldılar vceselam..Direncimizi aldılar..Duyarlılığımızı aldılar. Bizi Bukalemun gibi her ortama uyan tatlı su müslümanı yaptılar.
Ve kirli,, pis. Menhus bir para verdiler bize.
Hazır medeniyetin bizi mecbur bıraktığı ihtiyaçlar var ya.. Ordan başlıyor İSRAF. Ve ordan başlıyan İsraf bu sonucu hazırladı.Allahım bu sonuca uğrayanlardan eylemesin.

Bağlantısı olmaz olur mu? Elbette var. Tüm bu tavizleri niye veriyoruz. Çektiğimizin hepsi , başımıza gelenlerin hepsi ‘’zaaf-ı iman’’ belası değil mi zaten.
Üstadımız Hz . lerinden Allahu Azimüşşan ebediyen razı olsun. Tahkiki İmanı ne güzel ders vermiş bize.. İnşallah Tahkiki İmanı elde eden lerden oluruz.
Tahkiki iman olsaydı; düşermiydik zillete , manen dilenciliğe ve sefalete ? Tahkiki iman olsaydı şaşarmıydık şükürden , kanaatten, iktisattan..
Aslında , Üstadımın şu cümlesini çok önemsiyorum. Bu zamanda ‘’ mukabilinde , bazen haysiyet ve namus rüşvet alınır.’’ Bu ifadelerin de üzerinde çok durmak, düşünmek. Tefekkür etmek ve titremek gerekir diye düşünüyorum…selam ve dua.Hayırlı bol dualı bereketli iftarlar
inşaallah.

6

16.09.2009, 14:42

CEVAP: İmanlı ölüm ve helal lokma

Bu zamanda ‘’ mukabilinde , bazen haysiyet ve namus rüşvet alınır.’’ Bu ifadelerin de üzerinde çok durmak, düşünmek. Tefekkür etmek ve titremek gerekir diye düşünüyorum…selam ve dua.Hayırlı bol dualı bereketli iftarlar
inşaallah.


Cây-ı dikkattir..!

Bu isrâfatın netice verdiği o pahalı menhus paranın

son yıllarda ehl-i imanın nâmusuna ve haysiyetine nasıl musallat olduğuna dâir

Hasan Ağabey çok güzel misal ipucu vermiş.

Birçok yuvaya musallat günlük hayattan bir misâl:

Görenek belâsı veya "o bu ne der" derdi veya aç gözlülük neticesi

bankalardan çekilen krediler,

sırf cebinde akrep varmış gibi, "bir ay ertelensin bari" şeytani bir tuzakla,

kredi kartlarıyla habire harcayıp borç dağı yığan müslümanlar..

Peki bu "yolun sonu" nereye varır..?

"Borç yiyen kesesinden yer" misâli, sa'yi helâl masrafa kifâyet etmez...

Sonunda alacaklı -leş kargası bankalar- haciz için evin kapısına dayanır..!

Haciz işlemlerinin nasıl yürüdüğünü az çok hemen herkes bilir..

Savcılık daha önce ihtarı yapılmış haciz ihtârına itiraz gelmemişse

-ki bir çok normal vatandaş bu itiraz süresini dahi bilmez-

gider borçlunun ziline basar..!

İsterseniz açmayın..

O evdeki "namus" ya uyuyor veya afedersiniz banyoda-helâda olsa,

açamasa hemen kapıyı, çilingire açtırıp girerler..!

Gördük mü şimdi "namus" ve "haysiyet" e olanı..?

"Ben gününü geçirmem borcumun" diyen çoklarının bu tuzağa düşüp en az 3-4 kez 3 kuruş bile olsa faiz ödediği olmuştur..

Sanki ölüm ve hastalık bizler için değil..!

Ebedi ve ölümsüzmüşüz gibi dünyalık heveslerin tatmininde "sağlam taahhüt" te bulunurken,

öbür tarafta hesab edemiyoruz ki:

"Ya bu borcu ödemeden ölürsem, Rabbimin huzuruna 3 kuruş bile olsa faiz bulaşmış borçla nasıl varırım" diyemiyoruz..Neden..?

Galiba gene Allah'ın emirlerini hâşâ hafife almaktan, cezaları hafif görmekten..(!),

hiç ölmeyecekmiş gibi bütün emeğimizi dünyaya hasretmekten, ahiret hesabına yakînen inanamamaktan..

Râbıta-i mevti adam gibi yapamamaktan..vb..

Asır dehşetli..Yük ağır..Mükâfat ise bir o kadar kıymetli..!




7

16.09.2009, 15:35

İMANLI ÖLÜM

GERÇEKTEN ZOR ZAMANDAYIZ ALLAH HEPİMİZİN YARDIMCISI OLSUN..BİRBİRİMİZE ÇOK DUA ETMELİYİZ..TESBİHATLARIMIZI VE FARZLARIMIZI AKSATMAMALIYIZ İNŞALLAH.DUA..DUA..DUA..AYAKTA KALABİLMENİN SIRRI BELKİDE...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

8

26.09.2009, 01:02

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (asm) imanimizi her daim yenilememizi emrediyor. Bu tarikatlerde Tevhidi daima lafzen cokca tekrar etmekle sinirli kalmis. Elbette en büyük zikir Allahin varligini ve birligini zikretmektir.

Risale-i Nur da ise sadece dilimiz degil bütün mevcudat tevhidi lisan-i haliyle söyledigi ve insanin onlara serzakir oldugunu gayet mukim bir tarzda anlatiyor. Böylece hem Allahi zikrediyor ve Allahi zikreden mevcudati tefekkür ediyoruz. Bir senelik nafile ibadeti her gün kazanma imkani bize sunan Risale-i Nur´u devamli okumak, kabre imanli girmeye 99% katiyettedir.

Allah bizi onlardan eylesin. Amin..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

9

30.04.2010, 14:39



İ’lem eyyühe’l-aziz! Senin önünde çok korkunç büyük meseleler vardır ki, insanı ihtiyata, ihtimama mecbur eder.

Birisi: Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır.

İkincisi: Dehşetli, korkulu ebed memleketine yolculuktur.

Üçüncüsü: Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak gibi elîm elemlere mâruz kalmaktır.

Öyleyse, bu gaflet ü nisyan nedir?

Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin.

Veya sen Onu görmeyesin.

Ne vakte kadar
zâilât-ı fâniyeye ihtimam ve bâkiyat-ı dâimeden tegafül edeceksin?

Mesnevî-i Nûriye

10

30.04.2010, 15:10

Allah razı olsun. Faydalı ve ibretlik bir ders olmuş.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Bu konuyu değerlendir