Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

22.04.2009, 17:42

"Benden sonra mütalâaya .k.i.m. gelsin.."

Epeydir fikren meşgul olduğum bir başlığı bismillah ile açalım bakalım..

Bu başlıkta bir vecize yazıp, üyelerden birinin rumuzu zikredilip, o vecizeden ne anladığını anlatması istensin..

ıfâde ve fikrî kabiliyetlerimiz de inkişaf eder bu vesile ile..

Evet;


bu zamanda insanlar, ihsanını, muhtaçlara çok pahalı satarlar.

Mütalaasını yıldızlı Nuriye keçeliden rica ediyorum..

:çiçek2:

2

22.04.2009, 18:08

Ablacım Allah razı olsun böyle güzel bir başlık açtığın için.ınşallah istifadesi bol bi başlık olur.

bu zamanda insanlar, ihsanını, muhtaçlara çok pahalı satarlar.

Vecizeyi okuyunca ve Risalede geçen bölümüne baktım,aklıma karşılıksız iyilik yaptığımı sanmam geldi.Aslında benim dua istemem en büyük fiyatıymış.Annem veya babam bana kaç defa kızım şunun karşılığında bana dua et dedi acaba. :(


çok iyiler var ki, iyilik zannıyla fenalık yapıyorlar.

Osmanoğlu abimize rica edelim.
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

3

23.04.2009, 22:42

Zamanım uygun olmamakla beraber, Nuriye kardeşimin hatırını kıramadığımdan muhtasar bir cevap yazmak zorunda kaldım. Kusurumuz affola!

“Muhali talep etmek, kendine fenalık etmektir.” (Münâzarât, S:51)Kişinin niyeti ne kadar hâlis olursa olsun, eğer taleb ettiği şey gerçekleşmesi imkânsız bir şey ise; Âdetullah’a aykırı, Hikmetullah’a mugâyir ise ondan müsbet netice alması mümkün mü? Üstadımız’ın vermiş olduğu misâl ne kadar mükemmeldir o konuda! Cümleye dikkat! “Zerrâtı günahkârlardan mürekkep bir hükûmet tamamıyla mâsum olamaz.” (Münâzarât s:51) Bu ne kadar mükemmel bir ifadedir! Günahkâr insanların teşkil ettiği bir hükûmetin her işinin harika olmasını, her icraatının mükemmel olmasını bekleyebilir miyiz? Böyle bir hükûmet muhaldir. Ancak biz her işinin veya her uzvunun mükemmel olmasını beklediğimiz hayâlî bir hükümet peşinde koşarken, hayrı şerrine gâlip olan bir hükümeti de yıkmaya çalışmakla, o hükûmet eliyle yapılması mümkün olan hayırlı hizmetleri de engellemiş olmaz mıyız? Ve böyle bir hükûmeti yıkmak onun eliyle gelecek hayırlara engel olmak değil midir?

Mezkûr cümleye misâl olabilecek başka bir hâdiseyi Üstadımız şuâlar’da nazarlarımıza sunuyor:
“Eski Harb-i Umumîden biraz evvel, ben Van'da iken, bazı dindar ve müttakî zatlar yanıma geldiler. Dediler ki: "Bazı kumandanlarda dinsizlik oluyor. Gel, bize iştirak et. Biz bu reislere isyan edeceğiz."
Ben de dedim: "O fenalıklar ve o dinsizlikler, o gibi kumandanlara mahsustur. Ordu onunla mes'ul olmaz. Bu Osmanlı ordusunda belki yüz bin evliya var. Ben bu orduya karşı kılıç çekmem ve size iştirak etmem."
O zatlar benden ayrıldılar, kılıç çektiler; neticesiz Bitlis hâdisesi vücuda geldi. Az zaman sonra, Harb-i Umumî patladı. O ordu, din namına iştirak etti, cihada girdi, o ordudan yüz bin şehidler evliya mertebesine çıkıp beni o dâvamda tasdik edip kanlarıyla velâyet fermanlarını imzaladılar.” (şualar, S:315)
Burada bahsedilen “dindar ve müttakî zatlar”ın niyetlerinin kötülük olduğunu düşünebilir miyiz? Aslâ!.. Gayet iyi niyetle ortaya çıkmalarına rağmen hareketlerinin neticesini düşünememekle, iyilik zannıyla kötülük yapmakta olduklarını idrâk bile edememişler. Tarihimiz iyi niyetle ortaya çıkıp, hiç düşünmedikleri ve istemedikleri neticelerle karşılaşan “dinde hassas, muhâkeme-i akliyede noksan” iyi niyetlilerle doludur maâlesef!

"Delil kat'iyyü'l-metîn olduğu gibi, kat'iyyü'd-delâlet olmak gerektir."
Muha 1 Kardeşimiz buralarda mı acaba?
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

4

24.04.2009, 17:03

Muha1´in üyeliği meşveret kararıyla iptal edildi abi.
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

5

24.04.2009, 18:01

O zaman ben cevap vereyim Muha1'in yerine.

"Delil kat'iyyü'l-metîn olduğu gibi, kat'iyyü'd-delâlet olmak gerektir." :

Bir meselede tartışıyorsunuz ve ispat gerekiyor. Sunduğunuz delil veya delillerin hem sağlam kaynaklara dayanması ve şüphe götürmemesi gerekir, hem de tartışılan meseleye yönelik bir delil olması gerekir.

Meziyetin varsa hafâ türâbında kalsın; tâ neşv ü nemâ bulsun. (@bdullah abi bu senin)

6

15.05.2009, 21:32

Takıldık kaldık mübarekler..

Değişin pası madem, ilerlesin başlık..

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

7

19.05.2009, 13:06

yolu acalim o zaman ablasi.. ya gözden kacmis yada vakit bulunamamistir.. müsadenizle Topu ben kapayim..
tam anlatamam, manayi tam veremem tabiiki, simdiden kusurumuz affoluna.. :utandım:


Meziyetin varsa hafâ türâbında kalsın; tâ neşv ü nemâ bulsun

üstün vasiflarin varsa, gizlilik topragi altinda kalsin, taki büyüsün gelisssin..

bazi insanlarin kabiliyetleri ve yetenekleri diger insanlara göre daha coktur.. Bu yetenekler zamanla insanin kendini yetistirmesiyle ve gelistirmesiyle dahada artar ve saglamlasir..

meziyetin varsa gizlilik topragi altinda kalsin.. Toprak nasilki bir cicegin cekirdegini bagrinda saklar, vakti gelmeden disari cikartmaz onu.. yoksa gelismeden cürür gider.. rengi özellikleri tam olusmadan ölür.. öylede insanlar kabiliyetlerini gizlemeli.. tevazu perdesi altina girmeli, üstünlüklerini sergilememeli..


Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, bu zamanda ehl-i hakikate lazım ve elzemdir. / Hizmet Rehberi


Hizmette o yeteneklerini disari cikartirsa, göz önüne sererse, daha gelismeden cürür.. Belki zamanla ihlasi kacar, samimiyeti azalir ve tevazuyu kaybeder.. Cemaatin icinde ön plana gecmekle, kendi sahsini ön plana atmakla diger kardeslerine zulm eder ama disari vermezse onlarla beraber büyür gelirsir ve baska kabiliyetlerin inkisafinin önüne gecmez..
Bazilarida Meziyeti olan kardesine ve bide kendisine bakip eksiklik hisseder ve sevki kirilir.. ama üstün vasiflari olan gizlerse cemaate mal olur.. kendi sahsiyetini degilde cemaatinki ön plana cikmis olur.. birlik beraberlik daha saglamlasmis olur..
Kendini begendirmek ve riya ortadan kalkar, ihlas muhafaza edilmis olur böylelikle..


Ey zîhassa-i meşhure! Taayyünle zulmetme. Ger perde-i hafânın altında sen kalırsan, ihvânına verirsin ihsan ve bereketi.

Herbir ihvânın altında sen çıkması, hem de o sen olması imkân ve ihtimâli, herbirine celb eder bir nazar-ı hürmeti.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

8

19.05.2009, 13:32


"Evet, herşeyi istidadı nispetinde terfi etmek lâzımdır. Zira görünüyor ki, göz, burun gibi bir âzâ ne kadar güzel olursa, hattâ altından olursa, haddinden büyük olduğu halde sureti çirkin eder."

Muhakemat S.90 / 6. Mesele

mütalaasini kimden istesek acaba.. :|

altinbasak abimiz olsun..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

9

23.05.2009, 14:12

Güncelleme..

Yine gözden kaçmış galiba. :?
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

10

11.06.2009, 13:20

Kusurumuzu affedin. Sınavlar ve ardından okuma programı hazırlıklarından dolayı bakamıyorum.

Zehracan abla benim içim baya zor bir konu seçmiş.Anladığımı anlatayım.

Her şeyin bir şeyini bir şeyin her şeyini bilmek lazım. Yani her şeyin her şeyini bilmek meşakkatli ve gereksiz. Zira her şeyi isteyen hiç bir şeyi bulamaz. Zübeyir ağabey gazete hizmetleriyle ilgilenen ağabeylerle dersane hizmettleriye ilgilenenleri ayrı dersanelerde kaldırırmış. Bazılarına gazeteye hiç uğramamasını bazılarınada dersane hizmetlerine bakmamasını tavsiye edermiş. Tabi bunun sebebi kişileri ayırd etmek için değil, istidatları nisbetinde vazifeler biçmekmiş. Tabi vecizeden de anlaşılacağı gibi insanları kabiliyetlerinde teşvik etmek gerek. Ve ilerlemesine yol sağlamak. Kabiliyeti dışında değil.

Bizde bir vecize yazalım bunu da *nuriye abla anlatsın bize.

"Muzaaf ihtiyaç iştiyaktır, muzaaf iştiyak muhabbettir, muzaaf muhabbet aşktır."

Selam ve dua ile.
“Eğer dostlardan müfarakat( ayrılık ) olmasaydı, ölüm ruhlarımıza yol bulamazdı ki, gelsin, alsın.”

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

11

11.06.2009, 13:39


Hakkinizi helal edin.. :)

ALlah razi olsun insaallah..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

12

19.06.2009, 18:34

Afedersiniz.Hakkınızı helal edin.

"Muzaaf ihtiyaç iştiyaktır, muzaaf iştiyak muhabbettir, muzaaf muhabbet aşktır."

Üstad,dua ve ibadetlerin yerine getirilmesinde aşk yerine acz ve fakrı konu edinmiştir.Çünki acz ve fakrın şuurunda olarak yapılan dua ve ibadetlerin zamanla aşka dönüşeceğini belirtmiştir.
Yani ihtiyaçlar insanı iştiyaka,iştiyaklar insanı muhabbete,muhabbetler insanı aşka götürür.

"Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur."

Abdulkadir Said abiden rica edelim.
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

13

01.08.2009, 20:24

Said abi, yani insan bu kadar da bekletilmez ki... müsadeyle ben sirayi kapayim o zaman..

Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur.

acizane anladigim:

Allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir.

Allah hesabina bakmak..Gördügümüz, hissettgimiz herseyin Allahtan oldugunu bilmek, Hic birseyin basi bos olmadigini müsahede etmek.. Allahin sanatlarina, yarattiklarina bakarak herseyde Allahin bir Isminin cilvesini görebilmek.. Ilminin genisligini tefekkür ederek bir cesit ibadet etmektir..

Bir cicege baktigimizda, Allah ne güzel yaratmis dersek, Allah hesabina bakmis oluruz cicege.. cicege hayat veren, yeserten ve cicegin sünbüllenmesine lazim her türlü levazimatin Allah tarafindan gönderildigini müsahede etmek, bu isleri O´nun eline vermek, ve ona dayandirmak herseyi.. Iste bunu yapabilirsek, böyle tefekkür edebilirsek, ibadet sevabi kazanmis oluruz.. ve bos olmadigi icin ilimdir..

"Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır." el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 1:310; Gazâlî, İhyâu Ulûmü'd-Dîn: 4:409 (Kitâbu't-Tefekkür); el-Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid: 1:78.

eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur.

cicege baktigimizda.. cicek ne kadar güzel dersek.. Ondaki islevlerin Topraktan havadan sudan geldigini söylemek, sebeplere dayandirarak Allah yaratti dememek.. ve daha cok gaflete düserek bu isi tabiatin eline vermek.. her ne kadar bu cicegin nasil meydana geldigini bilirsekte, derece derece nasil gün isigina ciktigini, fotosentez yaptigini, damarlarindaki yapilisi hepsinide bilsek bos cünki Gercek Sahibine isi teslim etmemisiz ve gaflete düserek cahilligin en alasini yapmis oluruz.. bu bildiklerimiz ilim olmaz, öbür dünyada bizi kurtarmaz..

Bu vecizeyi okurken Risaleden baska bölümlerde aklima geldi... Tefekküre vesile olur düsüncesiyle ekleyip son veriyorum insaallah.. :)

Öyle de, her şey Cenâb-ı Hakkın nâmına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek her bir ağaç "Bismillâh" der; hazîne-i rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor.
Birinci Söz | 12

---------------------------

Her bir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları "Bismillâh" der, sert olan taş ve toprağı deler, geçer. "Allah nâmına, Rahmân nâmına" der; her şey ona musahhar olur.


-----------------

Üçüncüsü: Birinci Sözde beyan edildiği gibi, Allah namına vermek, Allah namına almak lâzımdır. Halbuki, ekseriya ya veren gafildir; kendi namına verir, zımnî bir minnet eder. Ya alan gafildir; Mün'im-i Hakikîye ait şükrü, senâyı zâhirî esbaba verir, hata eder.
Mektubat | İkinci Mektup | 19
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

14

01.08.2009, 20:33

"Bilgisayar ve füze yapan insan da dahil

Allah'ı tanımayan, kim varsa hepsi câhil.."

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

15

01.08.2009, 21:32

masaallah ablama.. kisa ve öz bir cevap.. :)
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

16

01.08.2009, 21:42

Benden sonra mutalaaya zamane_genclik gelsin.. :)


ıman; insanı insan eder, belki insanı sultan eder.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

17

06.08.2009, 15:21

benden sonra mütalaya...

çok güzel...mütalalı ders formatını geliştirmek ve yaygınlaştırmak lazım aslında..istifadeli oluyor...

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

18

06.08.2009, 15:26

zamane, sen dersini yazdiktan sonra topu Atilla abiye at lütfen.. :)
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

19

06.08.2009, 16:17

benden sonra kim gelsin

bu gün siteden çıkamadım...yarın inşallah ..23. söz2den iki kelimenin mütalasını paylaşmak istiyorum Zehracan kardeş...Allah'a Emanet...selam ve dua....

20

06.08.2009, 19:25

Üstad çok güzel ve gayet açıklayıcı demiş diyip sıyrılıcam ama olmaz =)

Nacizane bişey yazıcam ,

İman insanı insan eder belki sultan eder ,

Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve imândadır. Öyle ise biz dâimâ, -1- demeliyiz. ( 2.sözden )

İmanımız bizim kartvizitimzi gibi , bu düyada olmasa bile ! ( biz ebediyet için yaşıyoruz çünkü dünya için değil ) öbür dünyada her türlü kapıyı açacak olan imana sahip olmalıyız , hayatın her anında imanlı birer mümin olmayı yaşamayı nasip etsin Yaradan..

İmanı olan herşeye saip olur sultan bile olur diyor ÜStad çünkü imanı olan insan gönlü güzel , iyi niyetli, , hoşgörülü , cömert , kin tutmayan sabrı bilen müsibete karşı önlemini alabilen , şeytanın oyunlarına gelmemek için gerekli dirayeti gösteren ve daha bir sürü şeye sahip olmanın yolu imandan geçiyor , Rabbimizin rızasından geçiyor ,

İnsan olmanın yolu da imandan geçiyor çünkü temizlik , güzellik iyilik , ahlak,edep terbiye , samimiyet , akıl ,kalp ... imanda , Lütuf ve ihsan ,şefaat, merhamet , şefkat , koruma ... Allah-u Tealadan

...

Yanlışım varsa düzeltilmesini isterim nacizane..

Selametle
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir