Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

19.03.2009, 22:28

Niçin "Müstemi, Müteharrî-i Hakikat Bir Japondur"

"Sözlerin iyi anlaşılmıyor?"
Bilirim ki, kâh minare başında, kâh kuyu dibinde konuşuyorum. Neyleyeyim, zuhurat öyle. şuâat ve şu kitapta mütekellim, âciz kalbimdir. Muhatap, âsi nefsimdir. Müstemi, müteharrî-i hakikat bir Japondur. Temâşâ eden bunu düşünmeli.(Mesnevî-i Nuriye - Nokta )

Niçin Müstemi, müteharrî-i hakikat bir Japondur?

Risale-i Nurlarda Japonlar niçin misal veriliyor?

Joponlarla verilmek istenen mesaj nedir?

Özellikle Nokta Risalesinde niçin "Müstemi, müteharrî-i hakikat bir Japondur. ?"

Burası çok önemli olmalı diye düşündüm.Çünkü Japonlar hakikaten araştırma ve incelemede dünyada imtiyaz kesbetmiş insanlar.Bir de adat-ı milliyelerini terk etmemişler.Bakınız Üstadımız onlar için neler söylüyor?

"Zünub ve mesâvî-i medeniyeti, hudud-u hürriyet ve medeniyetimize girmekten seyf-i şeriatla yasak edeceğiz. Tâ ki, medeniyetimizin gençliği ve şebabeti, zülâl-i aynü'l-hayat-ı şeriatla muhafaza olsun. Kesb-i medeniyette Japonlara iktida bize lâzımdır ki, onlar Avrupa'dan mehasin-i medeniyeti almakla beraber, her kavmin mâye-i bekası olan âdât-ı milliyelerini muhafaza ettiler. Bizim âdât-ı milliyemiz ıslâmiyette neşvünema bulduğu için, iki cihetle sarılmak zaruridir.( Divan-ı Harb-i Örfî)"

2

19.03.2009, 22:30

Muhakemat'tan iki yer ekleyeceğim ve buradan Üstadın "Niçin "Müstemi, müteharrî-i hakikat bir Japondur?" dediğini anlamaya ve çıkarmaya çalışalım inşallah.

"Ey benim kelâmımı mütalâa eden zevat! Geniş bir fikirle ve müteyakkız bir nazarla ve muvazeneli bir basiretle, mecmu-u kelâmımı, yani mesalik-i hamseyi muhit bir daire veya müstedîr bir sur gibi nazara alınız. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın nübüvvetine merkez gibi temaşa ediniz. Veyahut sultanın etrafına halka tutmuş olan asakir-i müteavinenin nazarıyla bakınız. Tâ ki bir taraftan hücum eden evhamı, mütecavibe ve müteavine olan cevanib-i sâire def edebilsin. ışte şu halde Japonların suali olan,” Bizi, kendisine iman etmeye çağırdığınız Allah'ın varlığına delâlet eden açık delil nedir?” ye karşı derim:
ışte Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm_(Muhakemat)

Birinci maksat: Delâil-i Sâni beyanındadır. Bir burhanı da Muhammed'dir (aleyhisselâm). Sâniin vücut ve vahdeti, ispata ihtiyaçtan müstağnidir. Lâsiyyemâ, Müslümanlara karşı çok derece eclâ ve azhardır. Binaenaleyh, hitabımı ecanibe, bahusus Japonya'ya tevcih eyledim. Zira onlar eskide bazı sualler etmiştiler; ben de cevap vermiştim. şimdi ihtisarla yalnız bir-iki suallerine müteallik o cevabın bir parçasını söyleyeceğim. Onlardan bir sual: “Bizi, kendisine iman etmeye çağırdığınız Allah'ın varlığına delâlet eden açık delil nedir? Mahlukat neden yaratılmıştır? Yoktan mı? Maddeden mi? Yoksa onun zâtından mı? Ve diğer şüpheli sorular...”
Yani, vücud-u Sânie delil-i vâzıh nedir?( Muhakemat)

Sanırım Japonların müstemi yani dinleme makamında olmalarının sırrını araladık diye düşünüyorum.Sanırım onları dinleme makamına sokan sordukları şu sorular olmalı.

1."ışte şu halde Japonların suali olan,” Bizi, kendisine iman etmeye çağırdığınız Allah'ın varlığına delâlet eden açık delil nedir?”

2."Bizi, kendisine iman etmeye çağırdığınız Allah'ın varlığına delâlet eden açık delil nedir? Mahlukat neden yaratılmıştır? Yoktan mı? Maddeden mi? Yoksa onun zâtından mı? Ve diğer şüpheli sorular...” (Muhakemat)

ışte Nokta Risalesinde Üstad bu sorulara cevap verme makamı ile Japonları hem de "müteharrî-i hakikat " olan Japonları dinleme makamında göstererek sordukları soruları cevaplıyor diye düşünüyorum.

3

19.03.2009, 22:31

Dikkat edersek Üstad Japonların sorduğu soruları es geçmiyor.Onların fıtratlarındaki "müteharrî-i hakikat " olan kabiliyetlerinin inkişafını ve samimiyetlerini de nazara alarak sordukları soruları cevaplıyor.Belki de muhtaç olan kalb ve ruhlarından gelen hakikate müştak olan yönlerini bütün beşere misal gösteriyor.Ancak bu hakikatler,yani "Bizi, kendisine iman etmeye çağırdığınız Allah'ın varlığına delâlet eden açık delil nedir?" veya "Bizi, kendisine iman etmeye çağırdığınız Allah'ın varlığına delâlet eden açık delil nedir? Mahlukat neden yaratılmıştır? Yoktan mı? Maddeden mi? Yoksa onun zâtından mı? " gibi soruları ancak "müteharrî-i hakikat " olanların sorabileceği ve bunların sorularının muhatap alınacağını da ders veriyor olmalıdır.

Yoksa biz biliyoruz ki ahmakların sorduğu soruları Üstad dikkate almıyor ve şöyle diyor."Cevâbü'l-ahmaki's-sükût" kaidesince, böylelere karşı cevap sükûttur. (29.Mektup)"Elbette bazı ahmakların arkasında bedbaht âkıller bulunduğundan onları da cevapsız bırakmıyor.

4

19.03.2009, 22:32

Biliniz, hakikî vukuatı kaydeden tarih, hakikate en doğru şahittir. ışte, tarih bize gösteriyor. Hattâ, Rus'u mağlûp eden Japon Başkumandanının ıslâmiyetin hakkaniyetine şehadeti de şudur ki:

Hakikat-i ıslâmiyetin kuvveti nispetinde, Müslümanlar o kuvvete göre hareket etmeleri derecesinde ehl-i ıslâm temeddün edip terakki ettiğini tarih gösteriyor. Ve ehl-i ıslâmın hakikat-i ıslâmiyede zaafiyeti derecesinde tevahhuş ettiklerini, vahşete ve tedennîye düştüklerini ve hercümerc içinde belâlara, mağlûbiyetlere düştüklerini tarih gösteriyor. Sair dinler ise bilâkistir. Yani, salâbet ve taassuplarının zaafiyeti nispetinde temeddün ve terakki ettikleri gibi, dinlerine salâbet ve taassuplarının kuvveti derecesinde de tedennî ve ihtilâllere maruz kaldıklarını tarih gösteriyor. şimdiye kadar zaman böyle geçmiş.(Hutbe-i şâmiye)

"Japon Başkumandanının ıslâmiyetin hakkaniyetine şehadeti" ışte yine ilginç bir Jopon tespiti.Bir Japon başkomutanının ıslâmiyetin hakkaniyetine şahitliği ve hakperestliği ki Üstad eserlerine bu Japon hakkaniyatını almış.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir