Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

21

08.01.2009, 13:34

Maşallah.peki 1.sözle ilgili bazı sorular soralım bakalım.

1."Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden" ifadesi neden kullanılmış.neden özellikle çöl?

2."şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al."
biliyorsun ki Risale-i Nurda esma'ü-l hüsna talimi vrdır.Konuya göre Cenab-ı Hakkın isimleri kullanılır.Burada özellikle neden bu isimler seçilmiştir?


3."zâhirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikiyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir." ifadesini açarsan sevinirim.


:) :) :)

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

22

08.01.2009, 13:45

Kardesim benim masallah. Seninle birlikte bende ögrenecegim bir cok seyi.. cok güzel gidiyorsun devam..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

Laz_muraT

Stajyer

Mesajlar: 76

Konum: Günahkar Kul

Meslek: Muhasebe

Hobiler: Kastamonu Lahikası

  • Özel mesaj gönder

23

08.01.2009, 14:45

Alıntı sahibi ""dide_nur""

Maşallah.peki 1.sözle ilgili bazı sorular soralım bakalım.

1."Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden" ifadesi neden kullanılmış.neden özellikle çöl?

2."şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al."
biliyorsun ki Risale-i Nurda esma'ü-l hüsna talimi vrdır.Konuya göre Cenab-ı Hakkın isimleri kullanılır.Burada özellikle neden bu isimler seçilmiştir?


3."zâhirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikiyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir." ifadesini açarsan sevinirim.


:) :) :)



sadece okumuşum hiç bu şekil düşünmedim :( nedenlerini bende merak ediyom.
"Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme''

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

24

08.01.2009, 14:54

Alıntı sahibi ""Laz_Murat""

sadece okumuşum hiç bu şekil düşünmedim nedenlerini bende merak ediyom.



önce blackpepper kardeşimiz bir yazsın da sonra inşallah cavabını yazarız.Buarada 1.söz de dikkat edilmesi gereken daha birçok husus var.Sadece biraz dikkatli okumak lazım.

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

Laz_muraT

Stajyer

Mesajlar: 76

Konum: Günahkar Kul

Meslek: Muhasebe

Hobiler: Kastamonu Lahikası

  • Özel mesaj gönder

25

08.01.2009, 14:59

tamam ALLAH razı olsun.
"Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme''

  • "Blackpepper" bir erkek

Mesajlar: 152

Konum: Adıyaman

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

26

08.01.2009, 15:36

Alıntı sahibi ""dide_nur""

Maşallah.peki 1.sözle ilgili bazı sorular soralım bakalım.

1."Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden" ifadesi neden kullanılmış.neden özellikle çöl?

2."şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al."
biliyorsun ki Risale-i Nurda esma'ü-l hüsna talimi vrdır.Konuya göre Cenab-ı Hakkın isimleri kullanılır.Burada özellikle neden bu isimler seçilmiştir?


3."zâhirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikiyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir." ifadesini açarsan sevinirim.


:) :) :)


1. Üstad Bediüzzaman Said Nursi dünyayı bir çöle benzettiği için olabilir mi?
2.Malik-i Edebi'nin anlamı herşeyin sonuna kadar sahip olan Allah'tır.
Hakim-i Ezeli'nin anlamı ise sürekli ve daima hüküm süren bir anlamı var.
3. Asıl nimet vereni degil de ona aracı olana inanmak gibi. Bir hikaye vardır. Patronun biri bir işçisine para verip hiç tanımadıgı birine götürmesini istemiş. Götürdügü adam da sanki kendisi ona vermişcesine ona minnettar olmuş. Yani asıl nimet veren Allah-u Teala'ya şükr etmeliyiz.


Bilmem anlatabilim mi? :oops:
ıslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yanlız kendine gece yapar.

  • "Blackpepper" bir erkek

Mesajlar: 152

Konum: Adıyaman

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

27

08.01.2009, 15:37

Alıntı sahibi ""nurciv""

Kardesim benim masallah. Seninle birlikte bende ögrenecegim bir cok seyi.. cok güzel gidiyorsun devam..


Sağol nuciv ablacım...
ıslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yanlız kendine gece yapar.

28

10.01.2009, 06:57

Bu dersleri bizde takiop ediyoruz,istifadeli olacak insallah.
Blackpepper kardesimizi tebrik ediyorum.

29

10.01.2009, 08:59

Alıntı sahibi ""Muha1""

Sen Hulusi Said' sen yaparsın inş. Buna inanıyoruz :wink:
Daha Abdulbaki ağabey ve Ruhefza abla görmedi bu başlığı. Onlar da gördükten sonra artık geri dönemezsin. :mrgreen:

Hem bak keçeli.
Sen bu çalışma sayesinde bize de yardımcı olacaksın. Bizlerde öğreneceğiz bu vesileyle inş.
Geldim Muha1 kardeşim,geldim ve gördüm hamdolsun.

Kardeşimi tebrik ediyorum.Güzel gidiyor maaşallah.

Birinci söz bir "inci" söz olduğu için ve "Biz dahi ona başlarız" cümlesi ile kardeşimizin de O'na başlaması çok isebetli olmuş.

Bir teklifim var.Hem kardeşimiz hem de bizler Birinci söz üzerinde biraz duralım istiyorum.Hatta kelimeleri ve kavramları tefekkür edelim ve yeni yeni manaları alemimize inikas ettirelim ve sonra diğer konulara geçelim.Ne dersiniz?

  • "Blackpepper" bir erkek

Mesajlar: 152

Konum: Adıyaman

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

31

10.01.2009, 10:08

Ben de hazırım. :lol:
ıslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yanlız kendine gece yapar.

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

32

10.01.2009, 10:34

Alıntı sahibi ""blackpepper""

1. Üstad Bediüzzaman Said Nursi dünyayı bir çöle benzettiği için olabilir mi?
2.Malik-i Edebi'nin anlamı herşeyin sonuna kadar sahip olan Allah'tır.
Hakim-i Ezeli'nin anlamı ise sürekli ve daima hüküm süren bir anlamı var.
3. Asıl nimet vereni degil de ona aracı olana inanmak gibi. Bir hikaye vardır. Patronun biri bir işçisine para verip hiç tanımadıgı birine götürmesini istemiş. Götürdügü adam da sanki kendisi ona vermişcesine ona minnettar olmuş. Yani asıl nimet veren Allah-u Teala'ya şükr etmeliyiz.




elbetteki senin açıklamaların oldukça güzel bir de şu açılardan bakabilir miyiz acaba?

özellikle de Abdulbaki abi Osmanoğlu abi ve Ruhefza ablamın da fikirlerini beyan etmelerini rica ederim


Alıntı sahibi ""dide_nur""

1."Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden" ifadesi neden kullanılmış.neden özellikle çöl?

2."şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al."
biliyorsun ki Risale-i Nurda esma'ü-l hüsna talimi vrdır.Konuya göre Cenab-ı Hakkın isimleri kullanılır.Burada özellikle neden bu isimler seçilmiştir?


3."zâhirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikiyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir." ifadesini açarsan sevinirim.




1. soru için şöyle söyleyelim.
Evet Üstad dünyayı bir çöle benzetiyor hem de bedevi bir arap çölüne.Çöl ise seyahat etmek için dünya ikliminde neredeyse en çetin ve riskli bir yerdir.Mesela hastalansan acilen başvuracağın bir klinik dahi yok,acıksan bir lokanta yok,saldırıya uğrasan başvuracağın bir karakol ve ya mercii yok,susasan su yok,bir ihtiyacın olsa küçük bir büfe dahi bulamazsın.Bir hayvan saldırsa arkasına saklanacağın bir ağaç dahi yok...Yani imkansızlığın resmi adeta çöl.Dolayısı ile insana acizliğini,fakrını,ihtiyaçlarını hatırlatacak olan bir seyahat için en güzel temsildir çöl.
insan dahi bu dünyada her ne kadar etrafında kendisine yardımcı olabilecek zahiri yardımcılar,mün'imler,koruyucular..vs. bulsa da bunların hepsinin Allah'ın emrinde olduğunu ve O'nun adıyla hareket etmedikçe çaresizliğinin boyutunu çölde seyahat eden ve bir padişahın ismini almadan hareket eden bir insana benzeterek anlatıyor.

Ve çöl gibi imkansızlığın simgesi olan bir yerde dahi bir padişahın ismini aldığın zaman o azami sıkıntıların azami rahatlığa dönüşeceğinin de vurgusu yapılmış.Demek insan ne kadar aciz,zayıf,fakir ve düşman ve ihtiyaçları ne kadar çok olursa olsun mutlak surette ona Rahmet hazineleri ve kudretiyle yardım edecek bir Zat'ın varlığı herşeye bedeldir



2.soruya gelelim

Burada Bediüzzaman gerçekten bu isimleri seçerken çok müthiş ve isabetli bir seçim yapmış.Önce Malik-i Ebede bakalım.
Zorlu ve uzun bir seyahate çıkacak olan kişinin elbette ki ismini aldığı Zat o yerlerin hepsine Malik yani sahip olmalıdır. ve bu malikiyet ise ebedi olmalıdır ki gerçek malikiyete ulaşsın ve her daim o Zat'ın sözü geçsin.Mesela şu an zamanında ülkemizde padişahlık ve ya cumhur başkanlık yapmış kişilerin artık referansları ne kadar oalbilir.Nerdeyse hiç.Çünkü malikiyetlerini ebedi olarak koruyamadıkları için ismlerinin bir geçerliliği de kalmamaıştır.

Hakim-i Ezeli ise..
O çöle ve ya o yerlere sadece malik olmak elbetteki yeterli değildir.Malik olanın oranın aynı zamanda idarecisi ve hakimi olması gerekir ki yine sözünü geçirebilsin.Hakimiyet ise ezeli olmalıdır.Yani geçmişi,geleceği ve şimdiki zamanı birden kapsamalıdır.Yani o padişahın Malikiyeti ile beraber hakimiyeti de herzaman geçerliliğini muhafaza etmelidir ki bir nüfuzu olsun.Yoksa beşerin idareciliği gibi bir devr-i daim ile süregelen bir hakimiyet olsa idi yani geçmişte başkası,gelecekte başkası olsa idi o zaman o hakimiyet hiçbirşey ifade etmeyecekti.Örneğin şuan Fatih Sultan Mehmetin ismin alan kaç işini halleder ve kaç düşmanını defedebilir...

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

  • "Blackpepper" bir erkek

Mesajlar: 152

Konum: Adıyaman

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

33

10.01.2009, 10:52

:ahhh: tabi ki yaa. Çok dogru söyledin abicim fakat 3. sorunun cevabı yok?
ıslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yanlız kendine gece yapar.

34

10.01.2009, 10:55

Alıntı

."şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al."


Öncelikle dide_nur kardeşimizin açıklamaları çok hoş ve güzel olmuş.Allah razı olsun.

Hakikaten Birinci Söz bir esma dersi ve hazinesi gibidir.Hatta Risale-i Nurlar bütünüyle böyledir.Zaten hakikat-ı hakaik Esma-i ılahiyedir.

Sahra ve çöl.Caresizliğin ve meşakketin temsili ve izdüşümüdür.Zorluk ve cetin hayat şartlarının en zirve noktada yaşanan mekandır.

Üstadımız verdiği misallerde hakikate geçecek misaleri seçerken en güzeli ile Külliyata dahil edilmiştir.Çok ince sırlar ve nüanslar vardır.Muhatap her okuduğunda o misallerden çok farklı manaları terennüm eder ve fehmeder.

şu sahranın Malik-i Ebedisinin ismini almak.Esasında sahra dünyadan da ileri bir manayı yani Kâinatı da içine almalıdır.Madem biz ezel canibinden ve zerreler aleminden dünya çölüne çıkarıldık.O halde bizim sonsuz ihtiyaç ve adalarımza ancak sonsuz ilim,kudret ve irade sahibi Ebedi bir zat olmalıdır.Hükmü ve malikiyeti sınırlı olan,sonsuz ihtiyaçları karşılayamaz ve düşmanları def edemez.Onun için şu sahranın Ebedi Malikinin adı alınmalı ki bütün mülkün mtasarrıfı manı ile ihtiyaçlar karşılanabilsin.

Hâkim-i Ezelîsinin ismini almak.Yine ezel ve ebed ve hale hükmü geçebilen bi Hâkimin ismini almak ne kadar isdimdat ve medet verici olur anlaşılır.Çünkü Allah'ın Hâkimiyeti belirli bir alan ve zamanla sınırlı değildir.Bütün zamanlara ve mekanlara hükmeden bir zatın ismini Bismillah ile almak elbette Hakimiyetinin ezeliyetine olan iman ve itikat ile olur.

Hâkimiyet ezeliyeti,Malikiyet ise ebediyeti gerektiriyor.Bu derste böyle bir mana daha inkişaf ediyor.Biraz da buraya çalışabilirliz.

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

35

10.01.2009, 11:13

Alıntı sahibi ""blackpepper""

Çok dogru söyledin abicim fakat 3. sorunun cevabı yok?



Yahu blackpepper kardeşim daha kaç kere söyleyeyim ben ablayım abla.ne oldu sınavlardan kafa karma karışık anlaşılan :wink:


Alıntı sahibi ""Abdulbaki""

Öncelikle dide_nur kardeşimizin açıklamaları çok hoş ve güzel olmuş.Allah razı olsun.



:oops: Allah razı olsun abi.Sizin açıklamalarınız gibi değil elbet. Siz de açıkladığınız için de Allah razı olsun

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

  • "Blackpepper" bir erkek

Mesajlar: 152

Konum: Adıyaman

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

36

10.01.2009, 11:41

özür dilerim ablacım. :oops: "dide yazısını ben dede'ye benzetiyorum dogal olarak da abi diyorum."
ıslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yanlız kendine gece yapar.

37

10.01.2009, 11:57

Alıntı sahibi ""Abdulbaki""

Alıntı

Hâkimiyet ezeliyeti,Malikiyet ise ebediyeti gerektiriyor.Bu derste böyle bir mana daha inkişaf ediyor.Biraz da buraya çalışabilirliz.

DÖRDÜNCÜ HAKıKAT

Hâkimiyettir.

Evet, bu kâinata geniş bir dikkatle bakan, kâinatı gayet haşmetli ve gayet faaliyetli bir memleket, belki idaresi gayet hikmetli ve hâkimiyeti gayet kuvvetli bir şehir hükmünde görür, herşeyi ve her nev'i birer vazife ile musahharâne meşgul bulur. "Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır." (Fetih Sûresi, 48:7.) âyetinin askerlik mânâsını ihsas eden temsiline göre, zerrât ordusunda ve nebatat fırkalarından ve hayvanat taburlarından, tâ yıldızlar ordusuna kadar olan cünûd-u Rabbâniyeden, o küçücük memurlarda ve bu pek büyük askerlerde, hâkimâne tekvinî emirlerin, âmirâne hükümlerin, şâhâne kanunların cereyanları, bedahetle bir hâkimiyet-i mutlakanın ve bir âmiriyet-i külliyenin vücûduna delâlet ederler.

Madem bir hâkimiyet-i mutlaka hakikati vardır; elbette şirkin hakikatı olamaz. Çünkü "Eğer göklerde ve yerde Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, ikisi de harap olup giderdi." (Enbiyâ Sûresi, 21:22.)âyetinin hakikat-i kàtıasıyla; müteaddit eller müstebidâne bir işe karışsalar, karıştırırlar. Bir memlekette iki padişah, hattâ bir nahiyede iki müdür bulunsa, intizam bozulur ve idare hercümerc olur. Halbuki, sinek kanadından tâ semâvât kandillerine kadar ve hüceyrat-ı bedeniyeden tâ seyyaratın burçlarına kadar öyle bir intizam var ki, zerre kadar şirkin müdahalesi olamaz.

Hem hâkimiyet bir makam-ı izzettir; rakip kabul etmek, o hâkimiyetin izzetini kırar. Evet, aczi için çok yardımcılara muhtaç olan insanın, cüz'î ve zâhirî ve muvakkat bir hakimiyeti için kardeşini ve evlâdını zâlimâne öldürmesi gösteriyor ki, hâkimiyet rakip kabul etmez. Böyle bir âciz, böyle cüz'î bir hâkimiyet için böyle yaparsa elbette, bütün kâinatın mâliki olan bir Kadîr-i Mutlakın, hakikî ve küllî rububiyetine ve ulûhiyetine medar olan kendi hâkimiyet-i kudsiyesine başkasını teşrik etmesi ve şerike müsaade etmesi hiçbir cihetle mümkün olamaz.(Yedinci şua)

(لَهُ الْمُلْكُ )Yani, ferşten Arşa, serâdan Süreyya'ya, zerrattan seyyârâta, ezelden ebede kadar herbir mevcut, semâvat ve arz, dünya ve âhiret, herşey Onun mülküdür. Mâlikiyet mertebe-i uzmâsı, tevhid-i âzam suretinde Onundur. şu mertebe-i uzmâ-yı mâlikiyet ve makam-ı âzam-ı tevhidin bir hüccet-i kübrâsı, lâtif bir zamanda ve lâtif bir hatırada, Arabî ibaresinde, şu âcizin hatırına ilka edildi. O lâtif hatıranın hatırı için, aynı ibare-i Arabiyeyi kaydedip sonra meâlini yazacağız.

Mülk umumen Ona aittir. Zira şu büyük âlem, tıpkı bu küçük âlem gibidir; her ikisi de Onun kudretinin masnuu ve kaderinin mektubudur.
şu büyük âlemi ibdâ ederek onu bir mescid haline getirmiş, bu küçük âlemi icad ederek onu da bir sâcid kılmıştır.
şunu bir mülk şeklinde inşa etmiş, bunu da bir memlük olarak icad etmiştir.
şundaki san'atı bir kitap olarak tezahür etmiş, bundaki sıbğası ise hitap çiçekleri suretinde açmıştır.
şunda kudretiyle haşmetini gösterir; bunda ise rahmetiyle nimetlerini tanzim eder.
şundaki haşmeti Onun vâhidiyetine şehadet eder; bundaki nimetleri ise Onun ehadiyetini ilân eder.
şu büyük âlemin küll ve eczalarında Onun sikkesi okunduğu gibi, bu küçük âlemin cisim ve âzâlarında da Onun hâtemi vardır.(20.Mektup)

38

10.01.2009, 12:00

Dide_nur kardeşimiz ve Abdülbaki Hocamız harika şekilde mevzuyu izah etmişler; kendilerine Allah razı olsun diyoruz.
Biz de âcizane konunun bir yönüne dikkat çekmeye çalışalım.
ınsan, acz ve fakrıyla beraber bu dünya çölüne gönderilmiş bir yolcudur; ama ihtiyaçları sınırsız, düşmanları da sonsuz bir yolcudur. Hem fakir, hem de ihtiyaçları sınırsız olan; hem âciz, hem de düşmanları hadsiz olan insan oğlunun bu ihtiyaçlarını karşılayacak, düşmanlarını def edecek olan Zât'ın da mâlikiyetinin ve hâkimiyetinin sınırı olmamalıdır.
Meselâ insanın en önemli ve en birinci ihtiyacı, emeli, arzûsu ebedî yaşama arzûsudur. ınsanın en büyük derdi de ölümdür. Ebedîyete, âhirete sahip olmayan, ölümü -ebedî hayatı bahşetmek sûretiyle- öldüremeyen bir zat ebede müştâk olan insanın ihtiyacını tam ma'nâsıyla karşılamış olabilir mi?
Demek ki, Mâlik-i Ebedî ve Hâkim-i Ezelî isimlerinin içinde insanın ebede uzanan ihtiyaçlarını da karşılayabilecek , mezkûr Mâlikiyet ve Hâkimiyet'in ebedî hayatı da içine alabilecek bir hakikatin dercedilmiş olduğunu anlayabiliriz diye düşünüyorum.
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

  • "Blackpepper" bir erkek

Mesajlar: 152

Konum: Adıyaman

Meslek: Öğrenci

  • Özel mesaj gönder

39

10.01.2009, 12:08

Hepinizden Allah Razı Olsun fakat bazı kelimeleri daha açıklayıcı yazsanız :oops:
ıslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yanlız kendine gece yapar.

40

10.01.2009, 12:35

Alıntı sahibi ""Blackpepper""

Hepinizden Allah Razı Olsun fakat bazı kelimeleri daha açıklayıcı yazsanız :oops:


Meselâ anlamadığınız kelime veya cümleleri yazın, anladığımız kadarıyla izah etmeye çalışalım kardeşim; olur mu?
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir