Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.12.2008, 15:45

Perde tabiri hakkında

Alıntı

Nasılki güneşin azamet-i nuru ve kibriya-yı ziyası, perdesiz ve yakınında bulunan başka zaîf nurlara hiçbir cihetle ihtiyaç bırakmadığı ve tesir vermediği gibi, öyle de kudret-i ılahiyenin azamet ve kibriyası dahi, ayrı hiçbir kuvvete, hiçbir kudrete ihtiyaç bırakmadığı gibi, onlara hiçbiri icadı, hiçbir hakikî tesiri vermez.


----------------------------------------


bu kısmı okuduğumda perdesiz kelimesinde takılıyorum konunun ana fikrini anladım onu değilde şu perdesiz tabirinde takılıyorum birseferinde yakalamıştım yine kaçtı bugün defaatle üstüne basa basa okudum yakalayamadım burdaki perdesiz tabiri neden kullanılmış?

2

29.12.2008, 10:12

Perdesiz demek görülebilen demek. Güneş meydandayken yıldızlar gibi sair diğer gök cisimleri belli bile olmaz.

Ben bu şekilde anlıyorum.

dide_nur

Orta Düzey

Mesajlar: 285

Meslek: iman ve Kur'an hizmetkarı

Hobiler: hayırlı olan her şey

  • Özel mesaj gönder

3

29.12.2008, 13:45

Güneşin ziyası malum kemiklerimizin içine,hücrelere kadar nüfuz edebilen bir mahiyettedir.Bizim ona ulaşmak için birçok perdeden geçmemiz gerekirken o,nuruyla perdesiz bir şekilde bizim bütün zerrelerimizi ihata edebilmekte...

Aynen Cenab-ı Hakk da kudreti,iradesi,ilmi ve sair isim ve sıfatları ile hertarafı kuşatmış ve en küçük zerrenin dahi idaresini başka bir şeye havale etmemiştir.akıl ilk başta bu meseleyi idrak etmekten acizken güneş timsali bunu akla daha da yakınlaştırarak anlamamızı kolaylaştırmıştır.Zira önce insana binler perde arkasında duran Zatın varlığının her zerrrede perdesiz bulunması Ona ait bir vasıftır .bize değil....


Öyleyse burda perde tabiri için Cenab-ı Hakkın bize malik oluşundaki sebepler perdesi diyebilir miyiz?

Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehâlet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızânı istiyorum ve seni arıyorum

4

30.12.2008, 21:10

görüşlerinizi aktardığınız için teşekkür ederim Allah razı olsun

5

01.01.2009, 10:53

Küresellik, küsuf ânı, bulut, kesafet güneşin perdeleridir

Dünyanın küre oluşu bir perdedir; güneşin yarı dünyayı aydınlatmasını engeller. ınsanoğlu gecenin karanlığını aydınlığa çevirmek için zaîf nurlara muhtaç olur. Karanlık yüzde, dünyaya güneşten daha yakın olarak ay ve gezegenler tüm parlaklığıyla gökyüzünü zinetlendirirler. Ay bir perdedir; küsuf ânı yaşanırken ayın gölgesinin hâkim olduğu yerlerde güneşin ihtişamlı ziyası zaif nurların ışığını örtemez. Bulut bir perdedir; özellikle kara kış günlerinde zaîf bir nur insanın yüzünü güldürebilir. Yine güneş ışığının giremediği kapalı mekânlar birer perdedir; zâif nurlarla karanlık mekânın aydınlatılması ihtiyacını doğurur.
Küresellik, küsuf ânı, bulut, katı maddeler vs. güneşe perde olduklarında zaîf nurlara ihtiyaç hâsıl olur. Bu zâif nurlar güneşten daha fazla aydınlık ihtiyacını giderebilirler. Fakat bu tür perdeler olmadığı takdirde güneş yakınındaki tüm zâif nurların nurlarını alır, yutar ve kendi ışığının içine hapseder. Artık o zâif ışıklara ihtiyaç kalmaz.

6

01.01.2009, 11:49

Re: Küresellik, küsuf ânı, bulut, kesafet güneşin perdelerid

Alıntı sahibi ""saidiseri""

Dünyanın küre oluşu bir perdedir; güneşin yarı dünyayı aydınlatmasını engeller. ınsanoğlu gecenin karanlığını aydınlığa çevirmek için zaîf nurlara muhtaç olur. Karanlık yüzde, dünyaya güneşten daha yakın olarak ay ve gezegenler tüm parlaklığıyla gökyüzünü zinetlendirirler. Ay bir perdedir; küsuf ânı yaşanırken ayın gölgesinin hâkim olduğu yerlerde güneşin ihtişamlı ziyası zaif nurların ışığını örtemez. Bulut bir perdedir; özellikle kara kış günlerinde zaîf bir nur insanın yüzünü güldürebilir. Yine güneş ışığının giremediği kapalı mekânlar birer perdedir; zâif nurlarla karanlık mekânın aydınlatılması ihtiyacını doğurur.
Küresellik, küsuf ânı, bulut, katı maddeler vs. güneşe perde olduklarında zaîf nurlara ihtiyaç hâsıl olur. Bu zâif nurlar güneşten daha fazla aydınlık ihtiyacını giderebilirler. Fakat bu tür perdeler olmadığı takdirde güneş yakınındaki tüm zâif nurların nurlarını alır, yutar ve kendi ışığının içine hapseder. Artık o zâif ışıklara ihtiyaç kalmaz.


Davetimize icabet edip bu güzel ve ilginç izahıyla bizlere yardımcı olan Saidişeri kardeşimizden Allah razı olsun.
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

7

02.01.2009, 14:29

said işeri ağabeyi davet eden muhtereme ve onunda yorumuna teşekkür ederim

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir