Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "Muha1"

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

1

06.12.2008, 23:01

Salavat-ı şerif okumaya niçin mecburuz?

Abdulbaki ağabey veya Osman ağabey!!!

Müslüman kişi niçin Salavat-ı şerife çekmeye mecburdur?
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

2

06.12.2008, 23:09

Sual: Salâvatın bu kadar kesretle hikmeti ve salâtla beraber selâmı zikretmenin sırrı nedir?

Elcevap: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma salâvat getirmek, tek başıyla bir tarik-i hakikattır.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm nihayet derecede rahmete mazhar olduğu halde, nihayetsiz salâvata ihtiyaç göstermiştir.

Çünkü, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ümmetin dertleriyle alâkadar ve saadetleriyle nasibedardır.

Nihayetsiz istikbalde, ebedü'l-âbâdda, nihayetsiz ahvâle mâruz ümmetin, bütün saadetleriyle alâkadarlığının ihtiyacındandır ki, nihayetsiz salâvata ihtiyaç göstermiştir.

Hem Resul-i Ekrem hem abd, hem resul olduğundan, ubudiyet cihetiyle salât ister, risalet cihetiyle selâm ister ki: Ubudiyet halktan Hakka gider, mahbubiyet ve rahmete mazhar olur.

Bunu es-salât ifade eder. Risalet Haktan halka bir elçiliktir ki, selâmet ve teslim ve memuriyetinin kabul ve vazifesinin icrâsına muvaffakıyet ister ki, selâm lâfzı onu ifade ediyor.

Hem biz seyyidinâ lâfzıyla tabir ettiğimizden, diyoruz ki: Ya Rab! Yanımızda elçiniz ve dergâhınızda elçimiz olan reisimize merhamet et ki, bize sirayet etsin.(Barla Lâhikası - Mektup No: 218 )

Allah'ım, Senin kulun ve resulün olan efendimiz Muhammed'e ve onun bütün âl ve ashabına salât eyle.

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "Muha1"

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

3

06.12.2008, 23:16

Min gayr-i haddin... Muhtasaran ağabey?
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

4

06.12.2008, 23:16

Nebiyy-i Zîşânın (a.s.m.) makam-ı mahmûdu ılâhî bir mâide ve Rabbânî bir sofra hükmündedir. Evet, tevzi edilen lütuflar, feyizler, nimetler o sofradan akıyor. Resul-i Zîşâna (a.s.m.) okunan salâvat-ı şerife, o sofraya edilen dâvete icâbettir.

Ve keza, salâvat-ı şerîfeyi getiren adam, zât-ı Peygamberîyi (a.s.m.) bir sıfatla tavsif ettiği zaman, o sıfatın nereye taallûk ettiğini düşünsün ki, tekrar be tekrar salâvat getirmeye müşevviki olsun.(Mesnevî-i Nuriye - Hubâb)

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "Muha1"

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

5

06.12.2008, 23:17

Ne tavafuktur ki ben sorumu yollamadan cevabı geldi. Subhanallahhhhh :cry:
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

6

06.12.2008, 23:20

Allahım! Vücub-u vücuduna ve vahdâniyetine delâlet ve celâline ve cemâline ve kemâline şehadet eden o zâta rahmet et ki,

O,bütün kâinatın ve bütün enbiya ve evliyanın tasdikiyle musaddak şahid-i sadık ve bütün ehl-i tahkikin tahkikatıyla müeyyed burhan-ı nâtık,

bütün enbiya ve mürselînin icmâ ve tasdik ve mucizelerinin sırrına mazhar olan efendisi,

bütün evliya ve sıddıkînin ittifak ve tahkikat ve kerametlerini hâvi olan imamı,

hakkaniyeti hadsiz tahkikatla teyid ve tasdik edilen mucizât-ı bâhire ve havârık-ı zâhire ve delâil-i kàtıa sahibi,

zâtında güzel hasletlerin en nihayet merâtibini, vazifesinde ahlâk-ı ulviyeyi, hilâftan münezzeh olan şeriat-i mükemmelesinde en yüksek seciyeleri câmi,

Kur'ân'ı indirenin, indirilen Kur'ân'ın ve kendisine Kur'ân indirilen zâtın ittifakıyla vahy-i Rabbânînin mazharı,

âlem-i gayb ve âlem-i melekûtu seyr ü seyahat ve temâşâ eden,
ervâhı müşahede ve melâikeye refakat eden,

şahsen ve nev'en ve cinsen kâinatın bütün kemâlâtının fihristesi,
şecere-i hilkatin en münevver meyvesi,

hakkın sirâcı, hakikatin burhanı, rahmetin timsali, muhabbetin misali, kâinat tılsımının keşşâfı, saltanat-ı Rububiyetin dellâlı,

şahsiyet-i mâneviyesinin remz-i ulviyetiyle, Fâtır-ı Âlemin bu kâinatı onu nazara alarak halk ettiği anlaşılan,

düsturlarının vüs'ati ve kuvvetinin işaretiyle Kâinat Nâzımının nizâmı olduğu ve Hâlık-ı Kâinat tarafından vaz edildiği zahir olan şeriatin sahibidir-evet, bu nizâm-ı ahsen ve ecmeli câmi olan bu dinin nâzımı, ancak bu nizâm-ı etem ve ekmel olan bu kâinatın Nâzımı olabilir.

Yer ve gökler var oldukça salâvâtın en efdali ve selâmetin en etemmi, biz Âdemoğulları topluluğunun efendisi ve biz mü'minler topluluğunun imana hidayet edicisi olan Abdullah ibnü Abdilmuttalib oğlu Muhammed'in üzerine olsun.

Bu doğru söyleyen ve doğrulanan vahdâniyet şahidi, bütün şahitlerin başları üzerinde bir nidâ edici ve beşer taifelerine bir muallim olarak, bütün kuvvetiyle ve gayet-i ciddiyetiyle ve nihayet-i vusukuyla ve kuvvet-i itmi'nânı ve kemâl-i imânıyla, asırların ve kıt'aların gerisinden ulvî bir nidâ ile seslenip, "Allah'tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh bulunmadığına şehadet ederim. O birdir ve Onun hiçbir şeriki yoktur" diye ilân ediyor.

7

06.12.2008, 23:28

Evet, zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.)

gayb-âşinâ kalbiyle,

dünyada Asr-ı Saadetten ebed tarafında olan meydan-ı haşri temâşâ eden

ve yerden Cenneti gören

ve zeminden gökteki melâikeleri müşahede eden

ve zaman-ı Âdem'den beri mazi zulümatının perdeleri içinde gizlenmiş hâdisâtı gören,

hattâ Zât-ı Zülcelâlin rüyetine mazhar olan nazar-ı nuranîsi,...(4.Lem'a)

ışte bizler böyle bir Zata(asm) muhatap ve ümmetiz.şükürler olsun Rabbimize ki bize O'na ümmet olma şerefini nasip etti.ışte bu nedenle de o salavata çok çok elyaktır.

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "Muha1"

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

8

06.12.2008, 23:29

Ne güzel bir dua, ne güzel bir kalp sızıntısı. Nereye akacağını iyi bilen kalbi dualar akıntısının zeynabı adeta.
şefaat dilekçesi olan bu duada, herbir nidaya amin diyoruz inş. Rabb-i Rahim, Peygamber-i Zişan Efendimizin şefaatine mazhariyet liyakatleri lutfetsin.
Amin, ecmain...
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "Muha1"

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

9

06.12.2008, 23:31

Allah razi olsun (ebeden ve daima) Abdulbaki ağabeyimiz.
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "Muha1"

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

10

06.12.2008, 23:42

Ruhefza ablamız bayram alışverişini ya da yiyeceğimiz baklavaları halen bitiremedi diye mi derse katılamadı :çaktırmayın:
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

11

07.12.2008, 00:01

Maşallah! Biz suali görünceye kadar Abdülbaki hocamız söylenecekleri söylemiş; yazılacakları yazmış. Biz de küçük bir ilâve yapalım. (Tabii okurken arada gözden kaçırmamışsak.)

Evet, salâvâtın mânâsı rahmettir. Ve o zîhayat mücessem rahmete rahmet duâsı olan salâvât ise, o Rahmeten li'l-âlemînin vüsûlüne vesîledir. Öyle ise, sen, salâvâtı kendine o Rahmeten li'l-âlemîne ulaşmak için vesîle yap ve o zâtı da rahmet-i Rahmâna vesîle ittihaz et. Umum ümmetin, Rahmeten li'l-âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında, hadsiz bir kesretle rahmet mânâsıyla salâvât getirmeleri, rahmet ne kadar kıymettar bir hediye-i ılâhiye ve ne kadar geniş bir dairesi olduğunu parlak bir sûrette ispat eder.

Elhâsıl: Hazîne-i rahmetin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en birinci anahtarı dahi "Bismillahirrahmanirrahim" 'dir. Ve en kolay bir anahtarı da salâvâttır.

(14. Lem'a)
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

12

07.12.2008, 00:02

Alıntı sahibi ""Muha1""

Ruhefza ablamız bayram alışverişini ya da yiyeceğimiz baklavaları halen bitiremedi diye mi derse katılamadı :çaktırmayın:


Sıla-i rahim için gitmiştik Keçeli..

Gece gündüz siperde mi olacaktık..=)

13

07.12.2008, 00:06

Re: Salavat-ı şerif okumaya niçin mecburuz?

Alıntı sahibi ""Muha1""



Müslüman kişi niçin Salavat-ı şerife çekmeye mecburdur?


Forum adına kabul edersek bu suâli, küçük bir lâtife:

Zehracan abla verdiği için..=)

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=10510

şirket-i mâneviyeye dâhl ile ve hissedâr olmak için yâni..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir