Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

19.07.2008, 23:50

cemaatler(meşreb ve meslekler) arası ihlas düsturları'ndan

Bismillahirrahmanirrahim



cemaatler(meşreb ve meslekler) arası ihlas düsturları'ndan DOKUZ EMıRDıR

Amma ehl-i hidayet ve diyanet; ve ehl-i ilim ve tarîkat, hak ve hakikata istinad ettikleri için ve herbiri bizzât tarîk-ı hakta yalnız Rabbisini düşünüp, tevfikine itimad ederek gittiklerinden, manen o meslekten gelen izzetleri var. Za'f hissettiği vakit; insanların yerine Rabbisine müracaat eder, meded ondan ister. Meşreblerin ihtilafıyla, zahir meşrebine muhalif olana karşı muavenet ihtiyacını tam hissetmiyor, ittifaka ihtiyacını göremiyor. Belki hodgâmlık ve enaniyet varsa, kendini haklı ve muhalifini haksız tevehhüm ederek; ittifak ve muhabbet yerine, ihtilaf ve rekabet ortaya girer. ıhlası kaçırır, vazifesi zîr ü zeber olur.

ışte bu müdhiş sebebin verdiği vahim neticeleri görmemenin yegâne çaresi, "dokuz emirdir."

1 - Müsbet hareket etmektir ki; yani kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adaveti ve başkalarının tenkisi, onun fikrine ve ilmine müdahale etmesin; onlarla meşgul olmasın.
2 - Belki daire-i ıslâmiyet içinde hangi meşrebde olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek...
3 - Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise: "Mesleğim haktır yahud daha güzeldir" diyebilir. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima eden, "Hak yalnız benim mesleğimdir" veyahut "Güzel benim meşrebimdir" diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek.
4 - Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i ılahînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle...
5 - Hem ehl-i dalalet ve haksızlık -tesanüd sebebiyle- cemaat suretindeki kuvvetli bir şahs-ı manevînin dehasıyla hücumu zamanında; o şahs-ı manevîye karşı, en kuvvetli ferdî olan mukavemetin mağlub düştüğünü anlayıp ehl-i hak tarafındaki ittifak ile bir şahs-ı manevî çıkarıp o müdhiş şahs-ı manevî-i dalalete karşı, hakkaniyeti muhafaza ettirmek.
6 - Ve hakkı, bâtılın savletinden kurtarmak için...
7 - Nefsini ve enaniyetini
8 - Ve yanlış düşündüğü izzetini
9 - Ve ehemmiyetsiz rekabetkârane hissiyatını terketmekle ihlası kazanır, vazifesini hakkıyla îfa eder.
(20. lem a)



Cây-ı teessüf bir halet-i içtimaiye ve kalb-i ıslâmı ağlatacak müdhiş bir maraz-ı hayat-ı içtimaî:
"Haricî düşmanların zuhur ve tehacümünde dâhilî adavetleri unutmak ve bırakmak" olan bir maslahat-ı içtimaiyeyi en bedevi kavimler dahi takdir edip yaptıkları halde, şu cemaat-ı ıslâmiyeye hizmet dava edenlere ne olmuş ki; birbiri arkasında tehacüm vaziyetini alan hadsiz düşmanlar varken, cüz'î adavetleri unutmayıp, düşmanların hücumuna zemin hazır ediyorlar. şu hal bir sukuttur, bir vahşettir. Hayat-ı içtimaiye-i ıslâmiyeye bir hıyanettir.

Rivayetlerdeki varki;
Bir zaman Hz. ısa a.s havarileri ile yolda giderken onlara çok ağır sözler söylerler ve hakaretlerde ithamlarda iftiralarda bulunurlar...
ısa a.s. ise onlara güzel sözlerle mukabele eder nasihat eder,Allaha onlar için ıslahları için dua eder...
ısa a.s havarileri sorar;
Ey ısa (mesih) a.s ,onlar sana (bize) çok ağır konuştular siz ise çok iyi konuştunuz SEBEBı HıKMETı NEDıR, BU HAL NEDENDıR ?
ısa a.s Derki; Kişi heybesindeki sermeyeden harcar, benim heybemde ,sermayemde KÖTÜ yok(sahte yok, hep hakiki), ne deseydim elimde olan sermayem budur,onlar sermayelerinden ellerine(dillerine) geçeni attılar bize bizde sermayemizde olanla karşılık verdik...(rivayeti bil mana olarak rivayet var)

şu şefkat mesleğimizde ;Rahman ve Rahim olan rabbı rahimimiz den '' bizlere insaf, merhamet ,kalbimize uhuvvet ve muhabbet, ve şefkatı ihasnı ile vere, yağmur gibi yağdıra kalblerimize ruhumuza ve bizleri af eden, kusurdan gecen, kardeşlerinde görmesi gereken bağları gören lerden, merhametli, mütevazi,ve tüm alemi islamı ve tüm içinde olan mü'min kardeşlerimizi (hangi meşrebden olursa olsun) sevmeyi nasib etsin, kalbimizde varsa kırgınlık, kin, hased,buğz,adavet, gibi hastalıklar onlardanda bizi kurtarıp,şAFı ismi ile şifa vere...
bizleri muhafaza ede, varsa yanlışımız kurtara , göstere ,doğrusu ile hallenmeyi, yanlışımızdan kurtulmayı nasib ede amin amin amin...

Hasbunallahu ve niemel vekil

aczi_reşha

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

20.07.2008, 15:33

Keske bu dustürlere uyabilsek..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

3

20.07.2008, 18:13

Zaten bu düstürlara uyulmadıgından bu hale geliyoruz.insallah uyulur.
Ümitvar olunuz..

4

20.07.2008, 18:47

Ne hale geliyoruz? Lütfen içini doldurur musunuz Nural hanım.

5

30.07.2008, 10:56


- Konu kilitlenmiştir -

Forum kuralları: www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=904
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir