Giriş yapmadınız.

1

10.02.2008, 15:49

sevr mağarası ıle hira mağarası aynı mağaramı dır?

Selamun aleyküm kardeşler.19.Mektubun 15,işaretinde geçen hicretteki peygamberimizin kaldığı mağaranın adı garı hira olarak geçiyor. Siyer kitaplarında ise sevr mağarası olarak zikrediliyor.Bu nikisi nasıl yorumlanmalıdır bu müşkilimi çözen olursa memnın olurum .

2

10.02.2008, 21:20

Mânevî tevatür derecesinde bir şöhretle, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekri's-Sıddık ile, küffârın takibinden kurtulmak için tahassun ettikleri gar-ı Hira'nın kapısında, iki nöbetçi gibi, iki güvercin gelip beklemeleri ve örümcek dahi, perdedar gibi, harika bir tarzda, kalın bir ağla mağara kapısını örtmesidir.

Bahsettiğiniz kısım bu..

3

12.02.2008, 01:50

sevr ve hira mağaraları konusundaki sorunun cevabına cevap

ben risalede nerede geçtiğini değil ilk inenen ayetler hira mağarasında ,hicretin ise sevr mağarasında olduğunu siyer kitapları yazıyor. 19,mektupta ise hicrette peygamberimizin tahassun ettiği mağaranın gar-ı hira olduğu belirtiliyor.üstadımız doğruyu söylediğine göre siyerdeki denilenlerin bir izahı olmalı değil mi ?bunun cevaplandırılmasını istiyoru.

4

12.02.2008, 09:27


Hz. Peygambere (a.s.m.) ilk vahyin geldiği mağaranın bulunduğu dağdır. Mekke’nin kuzey doğusunda Kâbe’ye yaklaşık 5 km uzaklıktadır. ınsanlara en doğru yolu gösteren vahiy nurunun bu dağdaki mağaraya inmiş olmasından dolayı Cebel-i Nur (Nur Dağı) adıyla da bilinir.

Hz. Peygamber (a.s.m.) peygamberliğin ilk müjdeleri olan sadık rüyalar gördüğü altı ay içerisinde yalnız kalmak istiyor ve bu mağaraya çekiliyordu. 610 yılının Kadir gecesinde, Hz. Peygamber (a.s.m.) 40 yaşındayken Hz. Cebrâil (a.s.) kendi suretinde göründü ve Kur’ân-ı Kerimin ilk ayetlerini getirdi.

Hira Dağı, çevresindeki diğer dağlardan daha dik ve yüksektir. Çıplak ve kaygan kayalardan meydana gelen sivri tepesiyle uzak mesafelerden dahi kolaylıkla fark edilir.

Vahyin ilk kez indiği mağara içindeki boşluk, bir kişinin başı tavana değmeyecek şekilde ayakta durabileceği kadar yükseklikte ve yere uzanabileceği kadar genişlik ve uzunluktadır. Dağda bu mağaradan başka mağara yoktur.

Rivayetlere göre inşikâku’l-kamer (ayın Hz. Peygamberin mu’cizesiyle ortadan ikiye ayrılması) hadisesinde ayın bir parçası Hira Dağının bir tarafında, diğeri öbür tarafında görülmüştür.

Hira Dağının etekleri bugün büyük bir yerleşim merkezi hâlini almıştır. Mekke’den Taif’e giden ikinci yol bu dağın önünden geçer.

Üstad Bediüzzaman, Risale-i Nur’un birkaç yerinde Hz. Peygamber (a.s.m.) ve Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) hicret esnasında ilk kez Hira Dağında saklandıklarından bahseder. Örümcek ve güvercinin kapısında yuva yaptığı mağarayı Hira Dağındaki mağara olarak ifade eder. Daha çok bilinen ise, bu mağaranın Sevr Dağındaki mağara olduğudur. Fakat, Kadı ıyaz ve Aliyy-i Karî de Üstad Bediüzzamanın yazdığı şekilde olayı kaydetmişlerdir. Nesim-ür Riyad’ın yazarı Sihab-ül Hafacî ise rivâyeti ımam-ı Suyutî’ye dayandırarak der: “Suyutî Hazretleri de bunun senedini vermemiştir. Amma herhalde Resul-i Ekrem (a.s.m.) Hicret için Mekke’den ilk çıktığı gece, henüz Sevr Dağına gitmeden önce bu dağa, sonra da Sevr Dağına çıkmıştır.”

Ayrıca, Abdülkadir-i Geylânî (k.s.) el-Gunye adlı eserinde, rivayeti Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) dayanan bir hadisten bahsederken, Hicret için Hira Dağına yöneldiklerini belirtmiştir. (Kaynak: Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları –Envar Neşriyat; Abdülkadir Badıllı)


http://www.sorularlarisaleinur.com/subpa…rticle&aid=2329
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

5

12.02.2008, 11:59

sevr mağarasının tam cevabı

Selamun aleyküm Allah razı olsun Sorduğum sorunun cevabını aldım.Çok çok teşekkürler.m.kovancı

6

12.02.2008, 12:26

ve aleyküm selam,
amin ecmain,
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

7

12.02.2008, 12:49

Peki şimdi hacıların ziyaret ettikleri mağara hangisi..

8

12.02.2008, 21:37

Hira sanırım, girişi çok dar diye anlatılan mağarayı Hira biliyorum. Allahu â'lem bissavab.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

9

20.02.2008, 21:04

Allah razı olsun

10

21.02.2008, 14:06

Hıra mağarasından Sevr mağarasına



Hac veya umre için Mekke-i Mükerreme’ye gidenler, hac menâsikinin dışında kalan zamanlarını ziyaret yerlerine giderek değerlendirirler. Bunların başında da Hıra mağarası ile Sevr mağarası gelir. Hıra dağı ve mağarası, insanlara en doğru yolu gösteren vahiy nurunun bu dağdaki mağaraya inmiş olmasından dolayı Cebel-i Nur adıyla da bilinir. Sevr mağarası ise, Hicret’te Peygamberimizin (asm) Hz. Ebû Bekir’le tahassun ettikleri yerdir. Hatta Hıra ile Sevr arasında geçen döneme Mekke dönemi denilse isabetli bir düşünce denilebilir. Genelde bilinen durum budur.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bu hadiseyle ilgili olarak, 19. Mektub’un 15. ışaretinde “Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekri’s-Sıddık ile, küffârın takibinden kurtulmak için tahassun ettikleri gar-ı Hira’nın kapısında, iki nöbetçi gibi, iki güvercin gelip beklemeleri ve örümcek dahi, perdedar gibi, harika bir tarzda, kalın bir ağla mağara kapısını örtmesidir” şeklinde bir ifade kullanır. Mağaranın Sevr değil, Hıra mağarası olduğunu beyan etmektedir. Kaynakları ise; şifâ, Beyhâkî ve Mecmâü’z-Zevâid isimli hadis kitaplarıdır. Bu hususun, bazılarının serrişte etmemesi için vuzuha kavuşturulması elzemdir.

Abdulkadir Badıllı Ağabey, bu hususu, şu şekilde vuzuha kavuşturmaktadır:

“..Fakat Kadı Iyaz ve Aliyyi Kari de, Üstad Bediüzzaman’ın kaydettiği şekilde olayı kaydetmiştir. Nesîmü’r-Riyad’ın yazarı Sihabü’l-Hafaci ise rivayeti ımam-ı Suyûtî’ye dayandırır.”1

ımam-ı Suyûtî’nin özelliklerini ise, Üstad Hazretleri şöyle beyan etmiştir: “Sonra, ehl-i keşfin tasdikiyle, yetmiş defa Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm temessül edip yakaza halinde onun sohbetiyle müşerref olan Celâleddin Süyûtî gibi allâmeler ve muhakkikler, ehâdis-i sahihanın elmaslarını, sair sözlerden ve mevzuattan tefrik ettiler.”2

Dolayısıyla bahsedilen mağara mu’cizesi, böyle kuvvetli emîn ellerden sağlam olarak bize gelmiştir. Elbette bize de kabul etmek düşer.

“Suyutî Hazretleri de bunun senedini vermemiştir. Amma herhalde, Resûl-i Ekrem (asm) Hicret için Mekke’den çıktığı gece, Henüz Sevr dağına gitmeden önce bu dağa, sonra da Sevr dağına çıkmıştır.

“Ayrıca Abdülkadir-i Geylânî (k.s.), El-Gunye adlı eserinde, rivayeti Hz. Ebû Bekir’e (ra) dayanan bir hadisten bahsederken Hicret için Hıra dağına yöneldiklerini belirtmiştir.”3

Bütün bu izahlardan sonra, Üstad Hazretleri, Hadis alanında allâme ve muhakkik olan Suyûtî gibi bir imamın ve tasavvufta zirvede olan Abdulkadir-i Geylânî gibi mübarek bir zatın nakillerini esas almıştır denilebilir.

Sanırım bu kadar izah, konuya insafla yaklaşanlar için yeter de artar bile.


Dipnotlar:

1- Risâle-i Nur’un Kudsî Kaynakları, Abdulkadir Badıllı

2- Mektûbât, s. 113-14

3- Risâle-i Nur’un Kudsî Kaynakları, Abdulkadir Badıllı

Mehmet Kovancı

17.02.2008
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin. Mektubat - 71

11

21.02.2008, 14:08

Demek gazetede yayınlandı bu yazı.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

12

21.02.2008, 14:12

ıpucuymuş burada sorulan demek ki.. :)

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir