Giriş yapmadınız.

1

18.11.2008, 09:20

Nur'larda Çocuk terbiyesi

Dördüncü taife ki, çocuklardır.

Bunlar hamiyet-i milliyeden merhamet isterler, şefkat beklerler.

Bunlar da, zaaf ve acz ve iktidarsızlık noktasında,

merhametkâr, kudretli bir Hâlıkı bilmekle ruhları inbisat edebilir,

istidatları mesudâne inkişaf edebilir.

ıleride,

dünyadaki müthiş ehval ve ahvÂle karşı gelebilecek

bir tevekkül-ü imanî ve teslim-i ıslâmî telkinatıyla

o masumlar hayata müştakane bakabilirler.

Acaba, alâkaları pek az olduğu terakkiyât-ı medeniye dersleri

ve onların kuvve-i mâneviyesini kıracak

ve ruhlarını söndürecek,

nursuz, sırf maddî, felsefî düsturların taliminde midir?


29. Mektup | 409

2

18.11.2008, 09:31

Eğer insan bir cesed-i hayvânîden ibaret olsaydı

ve kafasında akıl olmasaydı,

belki bu masum çocukları muvakkaten eğlendirecek

terbiye-i medeniye tabir ettiğiniz ve terbiye-i milliye süsü verdiğiniz

bu firengî usul,

onlara çocukçasına bir oyuncak olarak, dünyevî bir menfaati verebilirdi.

Madem ki o masumlar hayatın dağdağalarına atılacaklar,

madem ki insandırlar.

Elbette küçük kalblerinde çok uzun arzuları olacak

ve küçük kafalarında büyük maksatlar tevellüt edecek.


3

18.11.2008, 09:56

Madem hakikat böyledir;

onlara şefkatin muktezası,

gayet derecede fakr ve aczinde, gayet kuvvetli bir nokta-i istinadı

ve tükenmez bir nokta-i istimdadı,

kalblerinde iman-ı billâh ve iman-ı bil'âhiret suretiyle yerleştirmek lâzımdır.

Onlara şefkat ve merhamet bununla olur.

Yoksa, divane bir validenin, veledini bıçakla kesmesi gibi,

hamiyet-i milliye sarhoşluğuyla,

o biçare masumları mânen boğazlamaktır.

Cesedini beslemek için

beynini ve kalbini çıkarıp ona yedirmek nevinden,

vahşiyâne bir gadirdir, bir zulümdür.


29. Mektup | 409

4

18.11.2008, 18:50

ıştiraklere muntazırız..

5

18.11.2008, 18:51

Evet, yüksek bir insan, bir çocukla konuştuğu zaman çocukların şivesiyle konuşursa, çocuğun zihnini okşamış olur. Çocuğun fehmi, onun çat pat söylediği sözlerle ünsiyet peyda eder; söylediklerini dinler ve anlar. Aksi halde, o insanla o çocuk arasında bir malumat alışverişi olamaz. (ışârâtü'l-ıcâz, s. 209 )


Çocukla konuşulsa, çocukça tâbirât istimâl edilir. (Sözler, s. 354 )

Çocuklar hamiyet-i milliyeden merhamet isterler, şefkat beklerler. Bunlar da, zaaf ve acz ve iktidarsızlık noktasında, merhametkâr, kudretli bir Hâlıkı bilmekle ruhları inbisat edebilir, istidatları mesudâne inkişaf edebilir. ıleride, dünyadaki müthiş ehval ve ahvâle karşı gelebilecek bir tevekkül-ü imanî ve teslim-i ıslâmî telkinatıyla o masumlar hayata müştakane bakabilirler. Acaba, alâkaları pek az olduğu terakkiyât-ı medeniye dersleri ve onların kuvve-i mâneviyesini kıracak ve ruhlarını söndürecek, nursuz, sırf maddî, felsefî düsturların taliminde midir? (Mektûbât, s. 409)

6

19.11.2008, 09:18

Risale-i Nur'un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak,

başta, masum çocuklardır.

Çünkü bir çocuk,

küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa,

sonra pek zor ve müşkül bir tarzda

ıslamiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir.

Adeta gayr-ı müslim birisinin

ıslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer.

Bilhassa, peder ve validesini
dindar görmezse

ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir.

7

19.11.2008, 09:21

O halde o çocuk,

dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip

çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur.

Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur:


"Neden imanımı terbiye-i ıslamiye ile kurtarmadınız?"

Emirdağ Lâhikası 39

8

25.11.2008, 10:22

şimdi ise,

terbiye-i ıslamiye yerine mimsiz medeniyet terbiyesi yüzünden,

ondan, belki yirmiden, belki kırktan bir çocuk

ancak peder ve validesinin

çok ehemmiyetli hizmet ve şefkatlerine mukabil

mezkûr vaziyet-i ferzendâneyi gösterir.

Mütebakisi, endişelerle, şefkatlerini daima rencide ederek,

o hakikî ve sadık dostlar olan

peder ve validesine

vicdan azabı çektirir.

Ve ahirette de dâvâcı olur:

"Neden beni imanla terbiye ettirmediniz?"

şefaat yerinde, şekvâcı olur.

Kastamonu Lâhikası | 196

9

04.12.2008, 08:40

cocukların terbiyesi

"çocukların terbiyesi ya cebr veya hevesatlarını okşamakla olur" münazarat

10

04.12.2008, 09:17

Peki, doğru olan, olması gereken hangisi?

11

11.12.2008, 20:29

Hevesatı okaşamakla Sağlamak daha evladır diye düşnüyorum.. Çünkü medenilere galebe ikna iledir..:)) Medeni olduğumuzu düşünüyorum..

12

11.12.2008, 20:44

Peki bu hevasât çocuklarda hangi nev'idir?

Bilelim ki ona göre okşayalım..

Her istedikleri mi..?


13

11.12.2008, 20:52

Tabiki Her istedikleri olamaz.. Zira Çocuğun çocuksu istekleri bitmez.. Lakin Çocuğun Hevesatı belli ölçüde okşanmalı.. mesela Dersanelere mi götürülmek isteniyor.. Dersanelerde Top oynayabilmeli, Abileriyle şakalaşabilmeli ki dersanelere alışsın:) Vb..

14

11.12.2008, 20:59

Eyvaah.....O zaman meydanda ne kadar kırılacak eşya var toplanması lâzım..=)

De, niye dışarda oynamıyorlar?

Yağmur veya kar mı var?
:roll:

15

11.12.2008, 21:04

Amaç dışarıya alıştırmaksa dışarda oynatmakta sorun yok:) lakin Dersaneye alıştırmaksa içerde oynamak şart..) Abileriyle dışardaa da oynayacak tabi o Ayrı mesele:)) Ders Salonunda kırılacak eşya bulunmaz kocaman salon.. Bizim dersaneler öle yani..:)

16

11.12.2008, 21:07

Vayy haline komşuların desene Keçeli.. :?

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

17

21.12.2008, 01:11


Allah razi olsun... istifade ettik insaallah..

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=11631&highlight=
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

18

21.12.2008, 02:07

“Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum”

Lem’alar, s. 202
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir