Giriş yapmadınız.

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek
  • Konuyu başlatan "hy120"

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

1

18.06.2007, 12:39

konuşan yalnız hakikattir

--------------------------------------------------------------------------- -----

[Üstadımızın çok evvel yazmış olduğu zîrdeki mektubu, şahsî nüfuz temin ve dini siyasete âlet etmek ithamlarına tam bir cevap olduğundan, kararnameye ilhak edilmiştir:]
Konuşan yalnız hakikattir
Risale-i Nur'da ispat edilmiştir ki, bazen zulüm içinde adalet tecellî eder. Yani, insan bir sebeple bir haksızlığa, bir zulme mâruz kalır, başına bir felâket gelir, hapse de mahkûm olur, zindana da atılır. Bu sebep haksız olur. Bu hüküm bir zulüm olur. Fakat bu vâkıa adaletin tecellîsine bir vesile olur. Kader-i ılâhî başka bir sebepten dolayı cezaya, mahkûmiyete istihkak kesb etmiş olan o kimseyi bu defa bir zâlim eliyle cezaya çarptırır, felâkete düşürür. Bu, adalet-i ılâhînin bir nevi tecellîsidir.
Ben şimdi düşünüyorum. Yirmi sekiz senedir vilâyet vilâyet, kasaba kasaba dolaştırılıyorum. Mahkemeden mahkemeye sürükleniyorum. Bana bu zâlimane işkenceleri yapanların bana atfettikleri suç nedir? Dini siyasete âlet yapmak mı? Fakat bunu niçin tahakkuk ettiremiyorlar? Çünkü hakikat-i halde böyle birşey yoktur.
Bir mahkeme aylarca, senelerce suç bulup da beni mahkûm etmeye uğraşıyor. O bırakıyor; diğer bir mahkeme aynı meseleden dolayı beni tekrar muhakeme altına alıyor. Bir müddet de o uğraşıyor, beni tazyik ediyor, türlü türlü işkencelere mâruz kılıyor. O da netice elde edemiyor, bırakıyor. Bu defa bir üçüncüsü yakama yapışıyor. Böylece musibetten musibete, felâketten felâkete sürüklenip gidiyorum. Yirmi sekiz sene ömrüm böyle geçti. Bana isnad ettikleri suçun aslı ve esası olmadığını nihayet kendileri de anladılar.
Onlar bu ithamı kasten mi yaptılar, yoksa bir vehme mi kapıldılar? ıster kasıt olsun, ister vehim olsun, ben böyle bir suçla münasebet ve alâkam olmadığını kemâl-i kat'iyetle yakinen ve vicdanen biliyorum. Dini siyasete âlet edecek bir adam olmadığımı bütün insaf dünyası da biliyor. Hattâ beni bu suçla itham edenler de biliyorlar. O halde neden bana bu zulmü yapmakta ısrar edip durdular? Neden ben suçsuz ve mâsum olduğum halde böyle devamlı bir zulme, muannid bir işkenceye mâruz kaldım? Neden bu musibetlerden kurtulamadım? Bu ahval adalet-i ılâhiyeye muhalif düşmez mi?
Bir çeyrek asırdır bu suallerin cevaplarını bulamıyordum. Bana zulüm ve işkence yaptıklarının hakikî sebebini şimdi anladım. Ben kemâl-i teessürle söylüyorum ki, benim suçum, hizmet-i Kur'âniyemi maddî ve mânevî terakkiyatıma, kemâlâtıma âlet yapmakmış.
şimdi bunu anlıyorum, hissediyorum, Allah'a binlerle şükrediyorum ki, uzun seneler ihtiyarım haricinde olarak hizmet-i imaniyemi maddî ve mânevî kemalât ve terakkiyatıma ve azaptan ve Cehennemden kurtulmama ve hattâ saadet-i ebediyeme vesile yapmaklığıma, yahut herhangi bir maksada âlet yapmaklığıma mânevî gayet kuvvetli mânialar beni men ediyordu.
Bu derunî hisler ve ilhamlar beni hayretler içinde bırakıyordu. Herkesin hoşlandığı mânevî makamatı ve uhrevî saadetleri a'mâl-i saliha ile kazanmak ve bu yola müteveccih olmak hem meşru hakkı olduğu, hem de hiç kimseye hiçbir zararı bulunmadığı halde ben ruhen ve kalben men ediliyordum. Rıza-yı ılâhîden başka fıtrî vazife-i ilmiyenin sevkiyle, yalnız ve yalnız imana hizmet hususu bana gösterildi. Çünkü şimdi bu zamanda hiçbir şeye âlet ve tâbi olmayan ve her gayenin fevkinde olan hakaik-i imaniyeyi fıtrî ubudiyetle, bilmeyenlere ve bilmek ihtiyacında olanlara tesirli bir surette bildirmek; bu keşmekeş dünyasında imanı kurtaracak ve muannidlere kat'î kanaat verecek bir tarzda, yani hiçbir şeye âlet olmayacak bir tarzda, bir Kur'ân dersi vermek lâzımdır ki, küfr-ü mutlakı ve mütemerrid ve inatçı dalâleti kırsın, herkese kat'î kanaat verebilsin. Bu kanaat de bu zamanda, bu şerait dahilinde, dinin hiçbir şahsî, uhrevî ve dünyevî, maddî ve mânevî bir şeye âlet edilmediğini bilmekle husule gelebilir.
Yoksa komitecilik ve cemiyetçilikten tevellüd eden dehşetli dinsizlik şahsiyet-i mâneviyesine karşı çıkan bir şahıs, en büyük mânevî bir mertebede bulunsa, yine vesveseleri bütün bütün izale edemez. Çünkü imana girmek isteyen muannidin nefsi ve enesi diyebilir ki: "O şahıs, dehâsıyla, harika makamıyla bizi kandırdı." Böyle der ve içinde şüphesi kalır.
Allah'a binlerce şükürler olsun ki, yirmi sekiz senedir dini siyasete âlet ithamı altında, kader-i ılâhî, ihtiyarım haricinde, dini hiçbir şahsî şeye âlet etmemek için beşerin zâlimâne eliyle mahz-ı adalet olarak beni tokatlıyor, ikaz ediyor; "Sakın" diyor, "iman hakikatini kendi şahsına âlet yapma-tâ ki, imana muhtaç olanlar anlasınlar ki, yalnız hakikat konuşuyor. Nefsin evhamı, şeytanın desiseleri kalmasın, sussun."
ışte, Nur Risalelerinin büyük denizlerin büyük dalgaları gibi gönüller üzerinde husule getirdiği heyecanın, kalblerde ve ruhlarda yaptığı tesirin sırrı budur, başka bir şey değildir. Risale-i Nur'un bahsettiği hakikatlerin aynını binlerce âlimler, yüz binlerce kitaplar daha belîğane neşrettikleri halde yine küfr-ü mutlakı durduramıyorlar. Küfr-ü mutlakla mücadelede bu kadar ağır şerait altında Risale-i Nur bir derece muvaffak oluyorsa, bunun sırrı işte budur. Said yoktur. Said'in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuşan yalnız hakikattir, hakikat-i imaniyedir.
Madem ki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim ezâ ve cefalar ve mâruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ithamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=3738
__________________

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

18.06.2007, 22:06

Acaba biz de mi hakkimizi helal edecegiz bize zulüm ederlerse?
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

3

19.06.2007, 01:13

Lütfen "Online Risale-i Nur Dersleri" bölümüne sadece alıntı mesajlar, makaleler, yazılar eklemeyelim. Bu bölüm Risale-i Nur´larda anlamadığınız yerlerin mütalaa edilmesi için açılmıştır. Her açılan yeni konuda anlamadığınız kısım ile sualinizi yazmanız gerekir.

Alıntılar için "Nurculuk ve Risale-i Nur" ile "Dini içerikli yazılar" bölümünü kullanabilirsiniz. Bu bölümlere eklediğiniz alıntılar üyelerin sual-cevaplarıyla online derse dönüşürse o zaman moderatörler tarafından "Online Risale-i Nur Dersleri" bölümüne taşınır.

Eklediğiniz makeleyi yukarıda izah ettiğimiz şartlara uymadığı için taşıyoruz...
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

4

20.06.2007, 10:37

Risale-i Nur'da ispat edilmiştir ki, bazen zulüm içinde adalet tecellî eder. Yani, insan bir sebeple bir haksızlığa, bir zulme mâruz kalır, başına bir felâket gelir, hapse de mahkûm olur, zindana da atılır. Bu sebep haksız olur. Bu hüküm bir zulüm olur. Fakat bu vâkıa adaletin tecellîsine bir vesile olur. Kader-i ılâhî başka bir sebepten dolayı cezaya, mahkûmiyete istihkak kesb etmiş olan o kimseyi bu defa bir zâlim eliyle cezaya çarptırır, felâkete düşürür. Bu, adalet-i ılâhînin bir nevi tecellîsidir.
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

5

20.06.2007, 10:40

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""

Acaba biz de mi hakkimizi helal edecegiz bize zulüm ederlerse?


evet kardeşim hakkımızı helal edeceğiz.çünkü kaderi ilahi zülüm etmez..
şöyle düşüneceğiz acaba ne gibi suç işledim de kaderi ilahi bunu bana musallat ettti..

suçum nedir?nerde hata yaptım ki bunları Allah bana musallat etti..

kader zülüm etmez..adalet eder.

o halde suçu kendimizde bulunca ,bize zülüm edenlere geriye bir şey kalmıyor..
çünkü suç benim,Allahda adaleti gereğince zalim eliyle cezalandırıyor beni diye düşünmeli..

sizce nasıl hasan kardeşim?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

6

20.06.2007, 11:18

Hakkimizi helal ettigimiz kisilere, Hak sahibi (C.C.) herzaman kabul edermi?
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

7

20.06.2007, 11:25

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""

Hakkimizi helal ettigimiz kisilere, Hak sahibi (C.C.) herzaman kabul edermi?


Dilerse afeder dilerse afetmez..

kul hakkını kula bırakmış,kul hakkında vazgeçince afetme işi Alllahın iradesine kalmış...

onu Allah bilir..Biz bilmeyiz..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

hy120

Profesyonel

  • "hy120" bir erkek
  • Konuyu başlatan "hy120"

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

8

15.07.2007, 22:54

Alıntı sahibi ""Hulusi5""

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""

Acaba biz de mi hakkimizi helal edecegiz bize zulüm ederlerse?


evet kardeşim hakkımızı helal edeceğiz.çünkü kaderi ilahi zülüm etmez..
şöyle düşüneceğiz acaba ne gibi suç işledim de kaderi ilahi bunu bana musallat ettti..

suçum nedir?nerde hata yaptım ki bunları Allah bana musallat etti..

kader zülüm etmez..adalet eder.

o halde suçu kendimizde bulunca ,bize zülüm edenlere geriye bir şey kalmıyor..
çünkü suç benim,Allahda adaleti gereğince zalim eliyle cezalandırıyor beni diye düşünmeli..

sizce nasıl hasan kardeşim?


ben hakkımı helal ediyorum veya etmiyorum( kesinlikle etmişyorum) bir yere kadar önemnli ama acaba risale-i nur affedecek mi? yani sadece bize karsı değil canlı ve cansıoza karsı da zulüm ediyorlar

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir