Giriş yapmadınız.

1

06.06.2007, 17:31

Tenkitte dengeli olmak ve Cerbeze hakkında!

Tenkitte dengeli olmak
Gurur ve enaniyetin en ziyade okşandığı ve depreştiği şu “cedel ve cerbeze” asrında halledemediğimiz müşkillerimizin başında “tenkidlerimizin dozunu ayarlayamamak” gelmiyor mu?
Tenkidde ipin ucu kaçtı mı itikadî sınırların dışına çıkılma ihtimali kuvvetlendiği gibi, ıslâm cemaati içindeki olmazsa olmaz şart olan “muhabbet ve uhuvvet” de normal olarak yerle bir oluveriyor. Binnetice mü’minlerin kuvveti dağılıyor ve dahili ve harici düşmanların maddi-manevî hücum ve entrikalarına karşı mukavemetleri zayıfladığı gibi dîn-i mübîn-i ıslâm’a hizmet namına yapılan faaliyetler de bir türlü amacına vâsıl olamıyor. Hak Tealâ’nın inayet ve nusretini celb edecek muhabbet, uhuvvet, samimiyet ve ihlas şuuru kaybediliyor.

Bu durumda hemen akla şöyle bir soru gelebilir: “Müslüman diğer bir Müslümanın hatasını, kusurunu hiç mi görmeyecek? Hiç mi tenkid etmeyecek?..”

Aslında bu soru dahi tenkidin tenkide müstahak yüzünden başka yüzünün olmadığını bilmemekten kaynaklanan bir fikrin ürünüdür. Zira; ya tenkid cerbeze ve gurura, ya da insafa dayanır.

Cerbeze, insanın “akıl kuvvesini” haddinden fazla işlettirerek “hakkı batıl, batılı hak göstermek” isteğinin doğrultusunda nefsine uyarak yaptığı konuşmalardır. Hakkı hak bilip hakka ittiba etmek; batılı batıl bilip batıldan içtinab etmek, kaçınmak erdeminden uzak bir ruh haline sahip olanlar hep nefsini temize çıkarmak uğruna “hak bildiği batılları” ve “batıl bildiği hakkları” müdafaa ve muhafaza tavrını sergiler. Ve bu tavrına uymayan herkesi de tavrını meşrulaştırmak için “tenkid” eder.

Yahut gurur saikiyle kendi fikir ve reyinden başka hiçkimsenin fikir ve reyine kıymet ve ehemmiyet vermemek düşüncesi de kişiyi tenkide sevk eder. Bu tür tenkid hastalığının en tehlikelisi ise başta sahabeler olmak üzere tüm selef-i salihine saldırmaktır. Birer enaniyet ve gurur küpü haline gelen zamanımızın bir takım sözümona ilim adamları geçmiş müçtehidlere, imamlara hatta sahabelere dahi insafsızcasına tenkid oklarıyla saldırmaktalar. Kendilerini cennete götürecek ilimleriyle cehenneme yol açmakta tereddüt etmemekteler maalesef.

Enaniyetinin, gururunun, garazının esiri olmuş bu çeşid münekkid taifesi cemiyette “uyuyan fitneyi uyandırmak” vazifesini bihakkın deruhte eden müfsid din tahripçileridirler.

Mü’minler yirminci asırda öyle dehşetli entrikalarla karşı karşıya kaldılar ki; harcici düşmanlar bir yana, gövdenin içine giren kurtlarla başetmek durumunda oldukları için bazen insaf ile yapılan tenkidlerin dahi hedefden saptıkları görüldü. şeriat mihengine yabanilik mü’minlerin birbirine yabanileşmesini netice verdi. Ve indî mihenklerle hadiselere bakanlar kendine uymayan herkkesi, her meşrebi tenkid etmeye başladı. Ya bazı şer odaklarının manüpüle etmesi ve yönlendirmesi ile yahut şuursuz bir saflıkla yapılan tenkidler bir süre sonra kemikleşti.

Gurur ve cerbezeye dayanmamak şartıyla şeriat mihengine göre ve “insaf” ile müminlerin birbirlerini tenkid etmelerinde hiçbir mahzur yoktur. Yalnız bu çeşid tenkidin dahi “noksanını ikmal etmek” veya “kusurunu örtmek” nevinden, hakperestâne ve insafla olması lazım ki, uhuvvete halel gelmesin, nefsin oyununa gelinmesin, şeytanın maskarası olunmasın.
Hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamaız gereken şey şu:Her kimi tenkid edersek edelim; eğer nefsimiz bu tenkidden lezzet alıyorsa tenkide müstahak olan biziz demektir.

AHMED MUHSıN MERıÇ
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

2

06.06.2007, 21:11

Cerbeze hakkında düşüncelerinizi öğrenmek isterdim.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

07.06.2007, 10:39

CERBEZE NEDıR?
1.Kuvve-i akliyenin ıfrat mertebesi cerbezedir ki, hakkı bâtıl, bâtılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekâya malik olur.

2.Müteferrik büyük işlerde yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır.

3.Cerbezenin şe'ni, bir seyyieyi sümbüllendirerek hasenata galip etmektir.

4.şu cerbezenin tavr-ı acîbi, zaman ve mekânda müteferrik şeyleri toplar, bir yapar. O siyah perde ile herşeyi temaşa eder. Hakikaten, cerbeze, envaiyle garaibin makinesidir.

5.Hem de cerbeze ile, insan adalet yaparken zulme düşüyor. Zirâ insan kusursuz olmaz.

6.Fakat uzun zamanda ve efrad-ı kesîre içinde ve tahallül-ü mehasinle tâdil olunan müteferrik kusurları cerbeze ile cem edip bir zaman-ı vahidde bir şahs-ı vahidden sudurunu tevehhüm ederek şedid cezaya müstehak görür. Halbuki bu tarz, bir zulm-ü şedîddir.

7.Hem de büyük işlerde yalnız kusurları gören, cerbezelik ile aldanır veya aldatır.

8.Cerbezeli nazar müteferrik kusuratı toplar.


9.Nazar-ı tenkitle, bir cerbeze ile, binler mehasin içinde, nazarlarında hatîat tevehhüm edilen on beş-yirmi nokta ile bütün o mehasini setrettirecek ve hükümden iskat edecek ve yalnız o, on beş-yirmi nokta ona hedef-i maksud olduğunu ithamkârâne ileri süren garazkâr mücbirlerin ve vehhamların...

10.En müthiş maraz ve musibetimiz, cerbeze ve gurura istinad eden tenkittir. Tenkidi eğer insaf işletirse, hakikati rendeçler. Eğer gurur istihdam etse, tahrip eder, parçalar.
(R.N.K.)

Abdülbaki Abi'nin çalışmasından...
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

4

07.06.2007, 11:04

1.Kuvve-i akliyenin ıfrat mertebesi cerbezedir ki, hakkı bâtıl, bâtılı hak suretinde gösterecek kadar aldatıcı bir zekâya malik olur.

bunu örneklerle açıklarmısınız?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

5

07.06.2007, 11:17

Estağfirullah. Açıklama size aittir. :D

Yeterince geri durdunuz. Artık eskisi gibi Risale-i Nur'dan ders verme ve sorulara cevap verme, izah etme zamanı geldi. Özledik...
Zira, saçma işlere daldık, Nur'um söndü.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

6

07.06.2007, 11:30

Mesela;üstadın kurna ve imana yaptığı hizmeti..

savcının rejimi değiştirmek istiyor şeklinde açıklaması..
veya şahsı nufüz için yapıyor ..
veyahut emniyeti ,asayişi bozup milleti devletin aleyhine çevirmek istiyor demesi

verilebilir başka örneği sende düşün ..ne güzel olur?
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

7

07.06.2007, 11:32

yahudilerin ve hiristiyanların batıl inançlarını hak olarak göstermeleri..

evrimcilerin sahte delilleri hak olarak göstermeleri..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

8

07.06.2007, 12:00

Sanırım bir de mehsepsizlerin Kur'an-ı Kerimi birinci kaynak aldıklarını söyleyip sünnet ve hadisleri yok sayması gibi....
Bir saat ilim öğrenmek, [mesela ilmihal okumak] geceyi ibadetle geçirmekten daha çok sevaptır. ( Dürr-ül-muhtar)

9

07.06.2007, 14:53

güzel örnek verdin cosmo..

birde sünneti terkedip kuran yeter diyenler batılı hak göstermiş oluyorlar..

şeriat istemeyiz laiklik isteriz diyenlerde hakkı batıl oalrak göstermiş oluyorlar...

sünneti vacip derecesine çıkaranlar..

adabı sünnet derecesine çıkaranlar..

vacibi farz derecesine çıkaranlar..

da hakkı batıl göstermiş oluyorlar..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

10

08.06.2007, 09:13

Hulusi5 kardes bende Alevi kardeslerimize nasil muamele edilecegine sasirdim ,onlarin arasinda namaz kilan camiye giden kuran okuyan var onlara kiz veriyoruz kiz aliyoruz kimileride karsi sasirdik.
Ümitvar olunuz..

11

08.06.2007, 11:34

Başörtüsünü çıkar,oku demek cerbezedir..

kurbanlık hayvan olarak tavuk kes demek cerbezedir..

Hacca gitme paranı fakire ver aynı şeydir demek cerbezedir..

Sadece kuran yeter demek cerbezedir..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

12

08.06.2007, 15:41

Zümer 18:
onlar ki sözü dinler, sonrada en güzelini uygularlar.işte onlar Allah' ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir, işte temiz akıllılar da onlardır.
sözün en güzeline davet etmek / edilmek , bu yetmez mi?


şu ayette sanki cerbezeye taş atılıyor. Hidayetin akıldan önce söz dinlemekle olduğunu, söz dinlerken de temiz bir kalb gerektiğine ima -belki- işaret ediyor. Kibirden, taragirlikten ve nefsin oyunlarından azade bir zatın dinlediği sözün en güzelini alıp uyguladığını söylüyor. Hakikatperestliğe işaret ediyor.

Hidayetin akıldan çok hakikatperest olan saf ve temiz kalblilere verildiğini söylüyor. Ben sanki bu ayette akıl hidayet pınarının önünü tıkayan taşları ayıklayıcı vazifesine sahip olduğunu anlıyorum.
Aklını pınarını Hidayetin künganı zannedenlerin cerbezeye bulaştığını anladım. Zira, söz dinlemek kalb işidir. Sözün en güzelini uygulamak akıl işidir. Birisinden biri eksik olsa; sözü eleştirmek için dinlese veya kendini haklı çıkarmak için dinlese, ona sadece akıl feneri kalır ki hak batıl, batıl hak gibi gözükecektir. Hidayet pınarının yolunu açacak yerde tıkayacaktır.

ışte ayette kalb ve akıl ayağı ile hakikate ulaşılabileceğini, akletmek yerine aklına güvenenlerin sözün en güzeline davet edemiyeceğini, tarafigirlik, nefs ve kibir ile bozulan kalbin sözü iyi dinleyemiyeceği gibi cerbezeye ve belki fitneye bulaşabileceğini anladım. Cidal dahi burdan çıkar.

Ne dersiniz?

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

13

09.06.2007, 15:21

aslında gafilin ve küffarın uç fikirleri cerbeze midir?

şeytan dinde ilmi ilerleme sağlayanlara generallerini gönderiyor. onun açık verebileceği bir çok noktadan saldırıyor.enaniyetini şişirmeye yaptıklarını güzel gösterip tüketmeye vs vs. birde şu yöntemi var;

ona dinin ve Kuran ın ve Resulullahın (sav) belki 99 kati güzelliğini gösteriyor.ama araya öyle bir ifrad sokuyorki buda cerbeze oluyor. ona misal;
cuma aslen iki rekattir. bazı kendini bilmezler esasen dini zorlaştırma gayreti ile sünnet adı altında bu farzın cazibesini azaltmışlardır.siz iki kılın yeter demek cerbezedir.
aslında bunu söyleyen ilmi ilerlemesini bildiği ve hatta dini inceliklere vakıf olduğunu sandığı için görevli şeytanın tuzağına düşmüş ve bu çıkışını aslen islamı kolaylaştırma gayesi ile yapmıştır.ve sorarsanız buna meleklere iman ettiği gibi inanmış ve yaptığını Hak görüyordur.
bu bilmeden batılı Hak gösterme gayretidir.
açıklamam biraz çapsız oldu galiba.
buda benim şimdiye kadarki ilmi beslenmem sonucunda bende oluşan fikirlerin bir sentezidir.bir gerçek alim çıkıp eksiğimi görüp buda cerbeze de diyebilir.
hakkınızı helal edin...
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

14

09.06.2007, 15:25

Alıntı sahibi ""Ceka""

Zümer 18:


Hidayetin akıldan çok hakikatperest olan saf ve temiz kalblilere verildiğini söylüyor. Ben sanki bu ayette akıl hidayet pınarının önünü tıkayan taşları ayıklayıcı vazifesine sahip olduğunu anlıyorum.
Aklını pınarını Hidayetin künganı zannedenlerin cerbezeye bulaştığını anladım.
ışte ayette kalb ve akıl ayağı ile hakikate ulaşılabileceğini, akletmek yerine aklına güvenenlerin sözün en güzeline davet edemiyeceğini, tarafigirlik, nefs ve kibir ile bozulan kalbin sözü iyi dinleyemiyeceği gibi cerbezeye ve belki fitneye bulaşabileceğini anladım. Cidal dahi burdan çıkar.

Ne dersiniz?

Muhabbetle


aklını kalbinin önüne koyanlar nihayetinde ifrad ve tefrid e yakın duruyorlar.
aslen akıl gördükleri ile taması ve tamaşayı sağlıyor ve kalp de görünmeyen alem ile teması sağlamıyor mu?
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir