Giriş yapmadınız.

21

12.03.2007, 18:00

Abimden duydugumu yazdim sadece hulusi abi. dogrudur..

Alıntı sahibi ""Webmaster""

Konuyu dağıtmayalım lütfen!
ıkili yazışmalarınız için serbest kürsü yada özel mesaj imkanınız var.
:hmmm:


hep bu kiz beni lafa tutuyor ya daliyorum :oops:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

22

13.03.2007, 15:17

Önemli olan kimin olduğu değil ki!
Geçen hafta Adana Cemaati olarak gençlik şölenleri çerçevesinde bu risaleyi tiyatro sahnesinde canlandırmaya çalıştık elimizden geldiğince.
Gerçekten çok güzel oldu.
Üstadın kalemi o kadar tesirli ki ve bakın nasıl da bu asra bakıyor.
Eskiden sadece o kız lisesi ve o raks eden kızlara söylenmiş gibi görünse de günümüze baktığımızda sanki tüm gençliğe söylenmiş gibi.
Liselerimizin hatta ortaokullarımızın hali içler acısı.
Etek boyları, karşı cinsle rahat arkadaşlık, kadın bir eşyadan daha öte bir yere konulmuyor zavallı gençlerimiz ise bunun esiri oluyor.
Oyunu günümüze uyarlayarak canlandırdık, çok şükür bizler bazı bu güzel ortamlarda bir şekilde muhafaza olsakta herkes bizim kadar şanslı değil.
Lise talebelerine danıştık bu uyarlamayı yaparken ve duyduklarımız karşısında sadece hayretler içinde kaldık.
O genç kızlarımızın hali tek kelimeyle içler acısı...
Hiç kimsede yaşlılık kaygısı yok, gününü gün etme çabası var.
Ömür sermayesi pek kısa ama yapılacaklar çok.
Elimizden geldiğince gençlerimize yardımcı olmaya çalışalım, bu pis tuzaklardan bataklardan çekmeye uğraşalım, anneler çocuklarını, ablalar kardeşlerini, komşuramızı erişebileceğimiz herkesi uyaralım.
Eskiden bir adile vardı şimdi binler adile var.
Allah hepimizin sonunu hayır etsin.
Ve çok şükür ki bu güzeller güzeli elmaslar kıymetindeki eserleri okuyoruz, idrak etmeye çalışıyoruz.
selamlar...
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

23

13.03.2007, 18:29

çok güzel demişsin
kula bela gelmez hak yazmayınca, hak bela yazmaz kul azmayınca!!!

Mesajlar: 23

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

24

13.03.2007, 20:34

seher ablaya katılıyorum çünkü aynı şeyi bende duydum bu bilinen bişey

theQueen

Profesyonel

Mesajlar: 676

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

25

13.03.2007, 22:23

bilinen bir şey olması gerçek olduğu anlamına gelmez
kula bela gelmez hak yazmayınca, hak bela yazmaz kul azmayınca!!!

Mesajlar: 23

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

26

15.03.2007, 10:40

haklısın ama o kadar kişi aynı şeyi söyleyince insan ister istemez inanıyor

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

27

15.03.2007, 11:14

adile naişt in ermeni bir aileye mensup olduğunu biliyormusunuz...?
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

28

15.03.2007, 11:54

bilmiyordum..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

29

15.03.2007, 14:19

YA BıZıM ıLERDEKı HALıMıZı GÖSTEREN BıR TELEVıZYON OLSAYDI,BıZDE ağlamıyacakmıydık..

HERKES kendini bilir..

ama ben ağlıyacağım... :cry: :cry: :cry:

ve sizden çok dua istiyorum.

kardeşlerim..

kendimizi çok düşünelim..

acaba halim ne olacak...

derkende güzel ameli salihler işleyelim..

imanımızı artıralım..

o halde HAdi nurları TEFEKKÜRE.. :D

aLLAH YARDIMCIMIZ OLA..

Allah hakkımızda ve hakkınızda hayırlı olanını ihsan ede..
Bugün ne kadar risalei nur okudum acaba?

Okumamışsam karlımıyım acaba?

30

17.03.2007, 01:53

O'nu taniyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardir.
O'nu unutan saraylarda da olsa zindandadir, bedbahttir.


Ne kadar dogru ve güzel söylemis Üstad..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

31

23.03.2007, 11:16

Arkadaşlar bence sadece Külliyatla ilgilenilse daha iyi olur. ılla ki bazı olay veya sözlerden anlam çıkarmak doğru olmaz. Mesleğe dışardan bakanlar içinde hoş bir görüntü olmaz. Bazı şeyleri kimden duyduğunuz önemlidir. Eğer duyduğunuz kimsenin doğruluk ve takvası size göre yeterli ise inanılmayacak birşey yoktur. Ne bileyim Bir Mustafa Sungur Ağabeyden ya da Eyyüb Eken Ağabeyden duymuşsanızşartsız doğrudur diyebilirim. Ama böyle konular yerine külliyatın özüne dalmaya çalışırsanız daha verimli olursunuz. Çünkü mesleğimiz zor... kaloy gelsin

32

23.03.2007, 11:17

Doğru bir düşünce Allah razı olsun

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

34

31.05.2007, 20:51

...Evet, hadsiz sükürler olsun ki, yirmi senedir Risale-i Nur, bu ihtibar-i gaybi ve lem'a-yi i'cazi bil'fiil göstermistir. Ve bu sirr-i azim icindir ki, Risale-i Nur Sakirtleri, dünya siyasetine ve cereyanlarina ve maddi mücadelelerine karismiyorlar ve ehemmiyet vermiyorlar ve tenezzül etmiyorlar. Ve hakiki sakirtleri, en dehsetli bir hasmina ve hareketli tecavüzüne karsi ona der:

"Ey bedbaht! ben, seni idam-i ebediden kurtarmaya ve fani hayvaniyetin en süfli ve elim derecesinden bir baki insaniyet saadetine cikarmaya calisiyorum. Sen benim ölümüme idamima calisiyorsun. Senin bu dünyada lezzetin pek az, pek kisa; ve ahirette ceza ve belalarin pek cok ve pek uzundur. Ve benim ölümüm bir terhistir. Haydi defol!.. Senin ile ugrasmam.. Ne yaparsan yap!" der. o zalim düsmanin hiddet degil, belki aciyor, sefkat ediyor: "keski kurtulsa idi" diyerek islahina calisir...
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

35

31.05.2007, 20:55

Alıntı sahibi ""sedatcanim""

Bazı şeyleri kimden duyduğunuz önemlidir. Eğer duyduğunuz kimsenin doğruluk ve takvası size göre yeterli ise inanılmayacak birşey yoktur. Ne bileyim Bir Mustafa Sungur Ağabeyden ya da Eyyüb Eken Ağabeyden duymuşsanızşartsız doğrudur diyebilirim.


Ben doğrudur diyemem. Üstad bile söylemişse mihenke vurur ona göre bakarım. Abi dediyse doğrudur mutlaka diye birşey yok. Risale-i Nur'da Üstad Hazretleri bile benim sözlerimi mihenke vurun diyorsa, feriştahı gelse yine mihenke vururum. Kimse kusura bakmasın... :roll:

36

01.06.2007, 09:37

:?: Talha kardeşim, müçtehid nedir bilir misin? Her yüzyılda gelecek olanlar kimlerdir bilir misin? Ne senin ne benim Üstadı yada öğrencilerini sorgulamaya bilgimizin, yaptıklarımızın, takvamızın hiçbir şeyimizin yeterli olacağını sanmıyorum. Ona Bediüzzaman denmiş. Risaleleri nasıl yazdırdığı hakkında bilgin vardır. Din için, iman kurtarmak için, 29 yıl hapislerde yatmış birinin yalan söyleyebileceği gibi bir fikrin olduğunu sanmıyorum. Bir yanlış anlaşılma olduğunu sanıyorum. Zaten yalan yanlış beyanlarda bulunsaydı, 29 yıl hapiler tutulur muydu? Sanmıyorum... Ün mü istiyordu bunun karşılığında, yoksa para mı? ısteseydi Bakan olamaz mıydı? Mal mülk sahibi olamaz mıydı? Bunlar için bile yalan söylemeyen biri mesleği için, iman kurtarmak için yalan yanlış söyleyebilir mi? Eğer hala her sözünü mihenke vurmaya hazırsan Risaleler heryerde var. Alacaksın tektek kelime kelime mihenke vurracaksın. Benim tavsiyem yapabilecek imkanın varsa abilerden birkaçıyla tanışman. Yüzlerine bakınca zaten anlarsın. O zaman benim ne demek istediğimi anlarsın. Yada Risaleleri anlamak.. Buarada nerede oturuyorsun merak ettim. Belki biraz sert cevap yazdıysam hakkını helal et ama Üstada daha önemlisi iman kurtarmayı meslek edinenlere söz geldiği zaman dayanamıyorum. Cumanız mübarek olsun. Allah cümlemizi ıslah etsin...

37

01.06.2007, 09:57

Ayrıca benim bildiğim nurciv kardeşimin söylediği gibi pasaport falan yok ortada. Sadece yakın akrabalarından biri rüyasında çok ıstırap içinde görüyor. Bunun üzerine mezar açtırılıyor. Ve ağzı ayaklarına kadar uzamış değil kafası kopmuş ayaklarının altına gelmiş diye biliyorum. Nasıl oldu kim yaptı, bir işaret midir ya da tevafuk mudur bilmiyorum. Ama benim duyduğum ve yorumsuz anlatabileceğim bu kadar. Bu tür olayları fazla kafaya takma taraftarıda değilim. Asıl amaçtan uzaklaşılabilir...Benim anlatmak istediğim kendilerini vakfetmiş bazı abilerin (inşallah tümüdür)yalan konuşmayacağı ve sözlerine inanılması gerektiğidir. Sadece etrafına birkaç kişiyi daha toplamak amacıyla böyle şeyler anlatabileceklerini sanmıyorum... Selamun Aleyküm.

38

01.06.2007, 13:08

Sedat kardeşim, kızmak gücenmek yok öyle. Ben Risale-i Nur'un satırlarına bağlıyım. Sadakatim bundan ibarettir. Risale-i Nur ne diyosa kabul ederim. Bak Risale-i Nur ne diyor;

Alıntı sahibi ""Münazarat""


Sual: Bazı adam, dediğiniz gibi demiyor. Belki, "Mehdî gelmek lâzımdır" der. Zira; dünya şeyhuhet itibariyle müşevveşedir; ıslâmiyet ağrazın teneffüsü ile mütezelziledir.

Cevap: Eğer Mehdî acele edip gelse, baş göz üstüne, hemen gelmeli. Zira güzel bir zemin müheyya ve mümehhed oldu. Zannettiğiniz gibi çirkin değildir. Güzel çiçekler, baharda vücud-pezir olur. Rahmet-i ılâhî şânındandır ki, şu milletin sefaleti, nihayetpezir olsun. Bununla beraber, kim dese, "Zaman bütün berbât oldu," eskisine temayül gösterse, bilmediği halde ıslâmiyetin muhalefetinden neş'et eden eski seyyiatı, bazı ecnebîlerin zannı gibi ıslâmiyete isnat etmektir.

Sual: Efkârı teşviş eden, hürriyet ve meşrutiyeti takdir etmeyen kimlerdir?

Cevap: Cehalet ağanın, inad efendinin, garaz beyin, intikam paşanın, taklit hazretlerinin, mösyö gevezeliğin taht-ı riyasetlerinde insan milletinden menba-ı saadetimiz olan meşvereti inciten bir cemiyettir.

Benî beşerde ona intisap eden, bir dirhem zararını bin lira milletin menfaatine fedâ etmeyen, hem de menfaatini ızrar-ı nâsta gören, hem de muvazenesiz, muhakemesiz mânâ veren, hem de meyl-i intikam ve garaz-ı şahsîsini feda etmediği halde mağrurane millete ruhunu feda etmek dâvâsında bulunan, hem de beylik veya tavâif-i mülûk mukaddemesi olan muhtariyet veya istibdad-ı mutlak mânâsıyla bir cumhuriyet gibi gayr-ı mâkul fikirlerde bulunan, hem de zulüm görmüş, kin bağlamış, hürriyet ve meşrutiyetin birinci ihsanı olan af ve istirahat-i umumiyeyi fikr-i intikamına yediremediğinden, herkesin âsabına dokundurmakla, tâ heyecana gelip terbiye görmekle teşeffi isteyenlerdir.

Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun? Halbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar.

Cevap: Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız.

Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. ışte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz.

Münazarat | ıfâde-i Merâm ve Uzunca Bir Mâzeret | 47-48-49

Kaynak: http://www.risaleara.com/oku.asp?id=4757


Risale-i Nur bana bu dersi veriyor. Elbette sorgularım. Üstadımı da, abilerimi de, kardeşlerimi de canımı feda edecek kadar severim. Ama Risale-i Nur'un bana verdiği derse istinaden sorgulamam gerekiyor. Nur talebesi olmak istiyorsam, Risale-i Nur'daki her satırı doğru anlayıp doğru yaşamalıyım elimden geldiğince. Teslimiyetçi bir zihniyeti Risale-i Nur'un mesleği kabul etmiyor, mesleğimiz tahkikat ve tefekküre dayanıyor. Sindirmeden, araştırmadan, sorgulamadan teslimiyet yok.

Sorgulamak deyince tek boyutlu olarak, doğru mu yanlış mı şeklinde sorgulamak anlaşılmasın sadece. Acaba bu söz ne zaman söylendi, kime söylendi, hangi makamda söylendi, neye istinaden söylendi, söylenirken ne ölçü alındı gibi sorularla yazılan, söylenilen veya yaşanılan sorgulanmalıdır. Doğru şekilde hakkıyla anlayabilmek için bunun yapılması gerekir. Mihenge vurmak gerekir, teraziye değil.

Mihenk, hassas ölçü demektir. Altın, gümüş gibi değerli madenleri tartmak için kullanılan hassas tartı aletlerine denir. Risale-i Nur'da geçen ifadeler elmas kıymetindedir. Çok ince, çok hassas mihenge vurmak gerekir.

ınşallah maksadım hasıl olmuştur.

Muhabbetle...

39

01.06.2007, 14:45

Talha kardeşim,
" Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. ışte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz." bu satırlardan, senin gerçekten anladığın buysa konuyu uzatmak istemiyorum. Herkes kendi ölçüsünde Risalelerden yararlanacaktır demek istiyorum. Keşke bu yazışmayı özel alanda yapabilseydik. Yeni girenlere kötü örnek olabilir? Yanlış anlaşılabilir? Düşünebiliyor musunuz; belki yeni tanışan biri bizim bu sözlerimizden sonra her olaya, her söze şüpheyle, tartarak bakacak.
Hatta Üstada hapiste zehir verilip, o zehrin köpeğe zerk edilmesiyle köpeğin ölmesi vb. gibi olaylara, akıl mihengine göre mümkün mü böyle şeyler diyecekler? Meslekde başarılar. Uhuvvetle ve Selametle. (Nerelisiniz demiştim, cevap vermemişsiniz...)

40

01.06.2007, 14:55

Ankara kardeşim. Benim bu sözü ilk okuduğumda, ilk gördüğümde aklıma gelen ilk şey şu olmuştu;

Üstad'ım talebelerini uyanık olmaya çağırıyor. Muhafızlığa çağırıyor. Risale-i Nur'dan başkasını kabul etmemeye çağırıyor. Risale-i Nur'u da körü körüne, ezbere değil de sorgulayarak, doğruluğunu tahkik ederek, en ince hikmetlerine bile kafa yorarak anlamaya çağırıyor. Bu sayede en büyük fırtınalarda bile Risale-i Nur'a sadakatimizi koruyabilmemiz için Risale-i Nur'u adeta sindirmemizi istiyor. Risale-i Nur dairesinde olup da hataya düşebilecek, nefis atına binebilecek kişiler çok değerli bir ağabeyimiz hatta öz babamız bile olsa her sözünü teslimiyetle kabul etmektense düşünüp tahlil ve tahkik edip öyle kalbe almaya çağırıyor. Mesleğimizin muhafazasına taraftar olan Üstad'ımız kendimizi ve hatta Üstad'ımızı bile hataya düşmek konusunda bir dost olarak ihlasla hatasını düzeltebilme fırsatı sunmak adına çevresindeki ağabeylerimize açıkça söylemiş diye düşündüm.

Risale-i Nur ilhamat-ı ilahiye ve sunuhat-ı kalbiye hükmündedir. Hatası elbette yoktur. Çünkü kaynağı Kuran'dır. Ama sorgulamadan, tahlil ve tahkik etmeden, üzerinde düşünmeden direkt kabul ettiğimiz hakikatleri ne kadar sindirebiliriz, ne kadar içselleştirebiliriz ki?

Hem Peygamberlerin bile zelleleri varken, Üstadımız neden şahsi hatalardan hali olsun ki?

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir