Giriş yapmadınız.

kevser

Stajyer

  • Konuyu başlatan "kevser"

Mesajlar: 58

Konum: BURSA

Meslek: Ögrenci

  • Özel mesaj gönder

1

21.07.2006, 12:15

Marifetullahın şahitleri

"Bil ey gafil, müşevveş Said! Cenab-ı Hakk'ın nur-u marifetine yetişmek ve bakmak ve âyât ve şahidlerin âyinelerinde cilvelerini görmek ve berahin ve deliller mesamatıyla temaşa etmek iktiza ediyor ki; senin üstünden geçen, kalbine gelen ve aklına görünen herbir nuru tenkid parmaklarıyla yoklama ve tereddüd eliyle tenkid etme! Sana ışıklanan bir nuru tutmak için elini uzatma; belki gaflet esbabından tecerrüd et, onlara müteveccih ol, dur. Çünki ben müşahede ettim ki: Marifetullahın şahidleri, bürhanları üç çeşittir.

Bir kısmı: Su gibidir; görünür, hissedilir, lâkin parmaklarla tutulmaz.

Bu kısımda hayalâttan tecerrüd etmek, külliyetle ona dalmak gerektir. Tenkid parmaklarıyla tecessüs edilmez; edilse akar, kaçar. O âb-ı hayat, parmağı mekân ittihaz etmez.

ıkinci kısım: Hava gibidir; hissedilir, fakat ne görünür, ne de tutulur. Ona karşı sen yüzün, ağzın, ruhunla o rahmet nesimine karşı teveccüh et, kendini mukabil tut, tenkid elini uzatma, tutamazsın. Ruhunla teneffüs et. Tereddüd eliyle baksan, tenkid ile el atsan, o yürür gider; senin elini mesken ittihaz etmez, ona razı olmaz.

Üçüncü kısım ise: Nur gibidir; görünür, fakat ne hissedilir, ne de tutulur. Öyle ise kalbinin gözüyle, ruhunun nazarıyla kendini ona mukabil tut ve gözünü ona tevcih et, bekle; belki kendi kendine gelir. Çünki nur; el ile tutulmaz, parmaklar ile avlanmaz, belki o nur ancak basiret nuruyla avlanır. Eğer harîs ve maddî elini uzatsan ve maddî mizanlarla tartsan, sönmese de gizlenir. Çünki öyle nur, maddîde hapse razı olmadığı gibi, kayda da giremez, kesifi kendine mâlik ve seyyid kabul etmez."
Mesnevi-i Nuriye/Zühre/Onuncu nota
Yeni Asya Neşriyat


Mesnevi-i Nuriye de bu yeri okurken takıldım. Acaba Su, hava ve nur gibi olan marifetullahın şahitleri nelerdir.Cenab-ı Hakkı tanıtan Üç küllii muarrif (Peygamber Efendimiz (s.a.v),Kainat,Kur'an-ı Kerim)olabilir mi? Bu konu hakkında bilgisi olan yardımcı olabilir mi?
:? :? :wink:
Ey Risale-i Nur! Seni söndürmek isteyen bedbahtların necm-i istikbali sönsün. ızzet ve ikbali, şan ve şerefi tersine dönsün. Sen ölmez ve sönmez bir nursun...

2

21.07.2006, 12:28

şu Nurlu metini Said yerine Cevat olarak okudum. Yarama bir merhem gibi geldi.

Ey merhamet edenlerin en merhametlisi Rabbim. Zarar bana dokundu. Cihad zannettiğim kibirime sürdüğün bu merhem, görünmez şeyleri gösteren bir tiryak gibi geldi. Yürüdüğüm yolun inceliğini bana gösterdi.
Ben senin öğretiklerinden başka bir şey bilmiyorum

Allah Razı olsun Kevser Kardeşim. Hızır gibi yetiştin.
Selam ve dua ile
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

3

23.07.2006, 22:34

Re: Marifetullahın şahitleri

Cenab-ı Hakk'ın nur-u marifetine yetişmek ve bakmak ve âyât ve şahidlerin âyinelerinde cilvelerini görmek ve berahin ve deliller mesamatıyla temaşa etmek iktiza ediyor ki; senin üstünden geçen, kalbine gelen ve aklına görünen herbir nuru tenkid parmaklarıyla yoklama ve tereddüd eliyle tenkid etme! Sana ışıklanan bir nuru tutmak için elini uzatma; belki gaflet esbabından tecerrüd et, onlara müteveccih ol, dur. Çünki ben müşahede ettim ki: Marifetullahın şahidleri, bürhanları üç çeşittir.

Allah'ın ,imani bilgilerin ,nuruna yetişmek ,ayetlerininin cilvelerini görmek ,o yarattıklarını temaşa etmek için şu gerekiyor:
ınsanın kalbine ,aklına gelen herbiri nuru tenkid nazarıyla bakmamak
Gafletten sıyrılmak

Marifetullah,Allah'ın ayetlerini tanıma,bilmek ve onların delilleri 3 çeşittir demiş. VE;
Bir kısmı: Su gibidir; görünür, hissedilir, lâkin parmaklarla tutulmaz.

Bu kısımda hayalâttan tecerrüd etmek, külliyetle ona dalmak gerektir. Tenkid parmaklarıyla tecessüs edilmez; edilse akar, kaçar. O âb-ı hayat, parmağı mekân ittihaz etmez.


Su gibidir demiş üstad.Görünür,hissedilir fakat dokunulmaz.Buna örnek olarak Kainattaki güzellikleri,varlıkları gösterebiliriz.Bir çicekten,bir böcekten ve kainatta olan her hangi bir olaydan(gezegenler,tabiattaki olaylar) Allah'ı görebilimek....
ıkinci kısım: Hava gibidir; hissedilir, fakat ne görünür, ne de tutulur. Ona karşı sen yüzün, ağzın, ruhunla o rahmet nesimine karşı teveccüh et, kendini mukabil tut, tenkid elini uzatma, tutamazsın. Ruhunla teneffüs et. Tereddüd eliyle baksan, tenkid ile el atsan, o yürür gider; senin elini mesken ittihaz etmez, ona razı olmaz.
Hava gibidir...Sadece hissedilir demiş üstad.Buna örnek olarak :başımızdan geçen tevafuklar,musibetler,hastalıklar vs.. sayesinde Allah'ı daha iyi anlar,hatalarımızın farkında olur,ince sırları,hikmetleri görebiliriz...

Üçüncü kısım ise: Nur gibidir; görünür, fakat ne hissedilir, ne de tutulur. Öyle ise kalbinin gözüyle, ruhunun nazarıyla kendini ona mukabil tut ve gözünü ona tevcih et, bekle; belki kendi kendine gelir. Çünki nur; el ile tutulmaz, parmaklar ile avlanmaz, belki o nur ancak basiret nuruyla avlanır. Eğer harîs ve maddî elini uzatsan ve maddî mizanlarla tartsan, sönmese de gizlenir. Çünki öyle nur, maddîde hapse razı olmadığı gibi, kayda da giremez, kesifi kendine mâlik ve seyyid kabul etmez."
Nur gibidir..Sadece görüünür.Basiret (hakikati kalple hissedip,anlama)sahiplerinin ulaştıgı yerler.Peygamberlerin,büyük zatların,alimlerin ulaştıgı yer.Vehmi şekilde.Bu büyük zatlara Allah tarafından özel bir zeka ,özel bir yardım gelir.Yakın bir örnek verecek olursak,ustadın talebeleri mahkemeye çıktıgında kolaylıkla beraat verilmesi,havas kısmının anlayamadıklarını avam kesimin anlaması.5.şua nın ya da risalede geçen gizli şeylerin herkesin göremediği gibi...


Acizane anladıgım bu kevser kardeşim.
Muhakkak derin şeyleri vardır.
Daha farklı anlayan varsa buyursun;)

4

24.07.2006, 08:55

bir konu okuduğun zaman sana gelecek bilgilerin üç tarzda olacağını anlatıyor.

gelen bilgilerin sana hangi tarzda gelirse ona göre davranmasını istiyorki üstad o manalar senden kaçmasın.

mesela diyor bekle .tenkid etme.gibi kelimelere dikkat et.

ders dinliyorsun dikkatli ve ihlaslı dinlerken sana o derste başka manalar gelecek sende eğer söyle desen hele buna bir soru sorayımda köşeye sıkışsın .o manlar gider.eğer ihlasla kardeş bende böyle bir mana anladım
ve anladığım manayı ihlaslı olarak anlatırsan daha çok manalar gelir.

onun için gelen manaların kaçmaması için üstadın verdiği davranışlara uymamız lazım.

yoksa o manalar kaçar gider.

selam.

kevser

Stajyer

  • Konuyu başlatan "kevser"

Mesajlar: 58

Konum: BURSA

Meslek: Ögrenci

  • Özel mesaj gönder

5

24.07.2006, 10:56

Evet Risale-i nur herkese farklı açılıyor. Allah razı olsun inşallah çok istifade ettim...ınşirah kardeşim, sana ayrıca teşekkür ediyorum. Gecenin bir yarısında uğraştırdım seni... Allah ebeen razı olsun kardeşim :)
Ey Risale-i Nur! Seni söndürmek isteyen bedbahtların necm-i istikbali sönsün. ızzet ve ikbali, şan ve şerefi tersine dönsün. Sen ölmez ve sönmez bir nursun...

Mesajlar: 1,518

Konum: istanbul

Meslek: NURolog

  • Özel mesaj gönder

6

24.07.2006, 10:58

estğ kevser kardeşim.Hem ben de mütaala etmiş oldum..
Risale-i nur bu şekilde defalarca kendini okutuyor..Hemen açılsa idi devamlı sürette okuyamazdık;)

7

15.10.2006, 16:12

Başlıklar içinde soruma en uygun yer burası görünüyor.

Üstad Allah'ın emirlerine karşı gelinmesinde kat kat karşılık Adalet olduğu ve iyiliklerde ise misli ile karşılık verilmesi adalet olduğu halde, kat kat karşılık verilmesi Allah'ın Rahmetine işaret ettiğini, Rahmetle iş gördüğünü , Mahkeme-i Kübra'da Rahmet isiminin galip geleceğini anlatmış. (Yada ben böyle anladım).

şimdi bazı Hocaların vaazlarında şöyle duydum "Allah bu yargılamalarda Adl ismini kullansa idi herkez helak olurdu. Ama Allah kullarını o kadar seviyor ki Rahim ismi ile karşılık veriyor.

Ben buna itiraz etmemekle beraber tam bir ifade olmadığını düşünüyorum. Eksiklik var. Üstadın yazdıklarından ben hiç bir zaman böyle anlamamıştım. şaşırdım. Bu ifadeyi tümden red etmemekle beraber Mahkeme-i Kübra'da yargılanmanın Adl ismi ile irtibatını kesen anlamını kabul etmedim.

Açıkça söylemek gerkirse düşüncemi yazmaktan çekiniyorum. Fikrinizi almak istedim.


Allah gerçekten bu yazılan mesele için Adl isimini kullanmıyor mu? Bilmememiz kullanmadığı anlamına gelemez. Peki Adl ismi bu meselede nasıl tezahür eder?
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

8

15.10.2006, 18:35

Eğer bizi ince mizan ile sorguya çekseydi, Adl'ın yanında, Rahman ve Rahim isminin de tecellisi olmasaydı, helâk olurduk. Adl ismi, amele mücazat veya mükafat gerektirebilir, Allah Rahman ve Rahim ismiyle, mükafatı en az katından başlatır, bazen de mücazatı kaldırır, affeder. Nasıl bir kişi, hukukuna tecavüz edene dava açmaktan vazgeçince adaletsizlik yapmaz, öyle de, hukukullah'a tecavüz edilir, Allah'a isyan olursa, Allah dilerse affeder. Ama hukuk-u îbad öyle değildir, hukuku çiğnenen kulun da rızası gerekir.

Evet, Allah, hukukullahda mağfiretiyle affedeceğini eder, hatta kabul ettiği amel-i salihaya misliyle cevap verir, bu rahmet ve merhametindendir. Ama dilerse affetmez, gerçi kabul ettiği amele en az 10 katını vereceğini Kur'an'da vaad etmiş (Seyyieye misli yazılır, haseneye on katı şeklindeydi ayet meâli hatırlayamıyorum şimdi) , makbul ve kul tarafından zayî edilmemiş amel-i salihada daha azını veya aynını verir diyemiyorum, çünkü o vaadinden dönmez :)

Yani Allah, kendine olan isyanı affedip, sevabın da karşılığını fazla verirse, adaletsizlik etmiş olmaz. Yukarıdaki örnekte verildiği gibi, siz büyüklük olsun diye, size kötülük eden birine dava açmayabilirsiniz, adaletsiz denilemez size. Haşa Allah asla zarar görmez, bu misalin her yeri anlatmaya çalıştığıma benzemez, o ayrı konu.

Haassaten, Allah'ın kimi ismi vardır, mü'minlere değil, mücrimleredir vechi. Vallahu azizun zü'ntikam, Allah Aziz ve intikam sahibidir şeklindeki ayeti hatırlatırım. ışte Allah rahmetinden uzaklaştırıp, sadece adaletiyle muamele eder kâfirlere. Allah onlardan olmaktan muhafaza buyursun.Allah ne azap etmekle, ne de etmeyip affetmekle adaletsizlik yapmış olur, O her işini hikmetle yapar, O her şeyi bilendir. Allahu â'lem bissavab.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

9

16.10.2006, 00:05

Alıntı

ışte, ey gâfil insan! Bak, Cenâb-ı Hakkın fazlına ve keremine! Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hiç yazmamak adâlet olduğu halde; bir seyyieyi bir yazar, bir haseneyi on, bâzan yetmiş, bâzan yedi yüz, bâzan yedi bin yazar. Hem, şu Nükteden anla ki, o müthiş Cehenneme girmek ceza-i ameldir, ayn-ı adldir; fakat Cennete girmek, mahz-ı fazlıdır.


ben şunu anlıyorum, Allah sonsuz adelet,sonsuz merhamet sahibi,sonsuz rahmet sahibi, bu şekilde binbir ismin had mertebesinde olduğundan sadece bir esmanın ayinesiyle baktığımızda yanlış hükmedebiliyoruz.. Allah kafirlere adl ismiyle tecelli ediyor onları cehenneme atıyor ama bu rahim ismine aykırı değil, bilakis rahim,rahman isimleri o kişinin cehenneme atılmasını istiyor çünkü eğer o kafir cehenneme atılmasa bir merhamet yapmanın yanında hadsiz hukuk-u ibadın haklarına girilmiş hadsiz zülüm işlenmiş olacak...

ama eğer sadece adl ismiyle hükmetse belki bir çok müminde cehenneme girecekti, çünkü insanın yaptığı ameller,,ibadetler, şükürler Allah'ın verdiği nimetlerin yanında çok cüz'i kimse kendi yaptıklarıyla cennete girmeyeceğini peygamber efendimiz beyan ediyor... o zaman burada adl ismiyle beraber devreye rahim,rahman gibi diğer isimler devreye giriyor...çünkü her ne kadar insanın yaptığı ameller cüz-i olsa da insan namazında 'iyyakena'budu ve iyyakenestain'' der yani yanlız sana ibadet eder, yanlız senden yardım dileriz der''biz kelimesiyle bütün mevcudatın tesbihatını Rabbinin dergahına arzeder ve külli bir ibadet etmiş olur... Allah onun bu külli niyetine koskoca cenneti verir ve yaptıklarına karşılık olarak gösterir...bu da onun adl ismine göre cenneti verdiğini gösterir... yani buradan anladığım aslında insan-ı mümin yaptıklarıyla cennete girmesi mümkün değildir ama Rabb-ı Rahimimiz insandaki külli niyeti ve mevcudatın temsilcisi makamında yaptığı vazifeyi bir külli ibadet kabul ederek cenneti veriyor...

said kardeşin dediği gibi Allah'ın fazlıyla mümini cennete koyması onun adaletsizlik yaptığı manasına gelmez.mesela bir padişah-hiç bir şeye ihtiyacı olmayan- ve herkesin ona muhtaç olduğu bir Padişah raiyetinden insanlara yaptığı fazl ve iyiliklere karşılık hediye istese, çalışmalarını istese dese bunun sonunda herkese yaptığının karşılığını vereceğim.sonra hepsi yaptıklarını o padişaha sunsa.padişah onların yaptıklarına, fazlasıyla ecir verse kimse bu padişaha adaletsiz demez... belki ihsanperver der yani ihsan etme sıfatı onda daha fazla galip olduğunu gösterir... aklımdan bunlar geçti en doğrusunu Allah bilir...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

10

16.10.2006, 08:21

Allah Üstad'ımızdan ve onun eserlerinden razı olsun. Bakıyorum da gencecik yaşta her birini bir alim etmiş. Ey zamanın alimleri! Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin; hayırlı etsin. Bize de O'na has talebe olmayı ihsan etsin.

Vesselam

11

16.10.2006, 09:04

Alıntı sahibi ""Ubeyde""

Allah Üstad'ımızdan ve onun eserlerinden razı olsun. Bakıyorum da gencecik yaşta her birini bir alim etmiş. Ey zamanın alimleri! Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin; hayırlı etsin. Bize de O'na has talebe olmayı ihsan etsin.

Vesselam



aynen katılıyorum

12

16.10.2006, 09:18

Alıntı sahibi ""Ubeyde""

Allah Üstad'ımızdan ve onun eserlerinden razı olsun. Bakıyorum da gencecik yaşta her birini bir alim etmiş. Ey zamanın alimleri! Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin; hayırlı etsin. Bize de O'na has talebe olmayı ihsan etsin.

Vesselam


Aynen bende katılıyorum..Allah hepinizden razı olsun..hakiki nur talebesi olmak nasip ede Mevlam! Nur talebesinin arkadaşının arkadaşı olsam daha ne isterim..hatta köpeği olsam :cry:

13

16.10.2006, 09:42

Çok etkilendim maaşallah. Rabbim sizi hizmetten ayırmasın. Sizin gibi üç- beş sadık sayesinde bu din ihya olacak inşaallah.


Sizin yazdıklarınızın her zerresine katılıyorum. Ancak benim itirazım bunlara değil yargılamada Adl isminin irtibatını tümden kesen ifadelerdir.
Ben şöyle bir şey düşündüm. Katılırmısınız. Benim dalaletim.
Risalelerde şöyle denmiş;Ey insan! Senin elinde gayet zayıf, fakat seyyiâtta ve tahribâtta eli gayet uzun ve hasenâtta eli gayet kısa cüz-i ihtiyârî nâmında bir irâden var.


Hem şöyle denmiş; Mâdem hayat Esmâ-i Hüsnânın nukuşunu gösterir; hayatın başına gelen Her şey hasendir.

Bu nüktelerden anlaşıldığı gibi insanın seyyiatta eli uzun bu yüzden Adl ismi iktiza edererki seyyiata bir günah yazılsın. Ama iyilikte eli kısa bu yüzden ancak ihsan ve lütüf nevinden haseneler insandan sudur ediyor. Cüzz-i iradesinden neşet eden hasene ona kafi gelmiyor. Bu yüzden Adalet iktiza ediyor ki hasenesi on yetmiş ve hakeza olsun.
Hem hayatın başına gelen her şey hasenedir. Adalet güya der ki, hikemetini bilmediğiniz bazı hayırlara vesile oldunuz bu yüzden size tek bir günah yazıyorum.

Bakınız burda sizin dediklerinizi iptal etmiyorum. Elbette burada Rahim ismi galip gözüküyor, yanlız demek istediğim Allah'ın her işi olduğu gibi bu işinde de Adalet cereyan eder.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

14

16.10.2006, 10:08

ışte, ey gâfil insan! Bak, Cenâb-ı Hakkın fazlına ve keremine! Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hiç yazmamak adâlet olduğu halde; bir seyyieyi bir yazar, bir haseneyi on, bâzan yetmiş, bâzan yedi yüz, bâzan yedi bin yazar. Hem, şu Nükteden anla ki, o müthiş Cehenneme girmek ceza-i ameldir, ayn-ı adldir; fakat Cennete girmek, mahz-ı fazlıdır.


bak buna dikkat et;
yukardaki vecizede diyorki;

seyyiyeyi yani günahları bir iken bin yazmak adelettir,
haseneyi yani iyilikleri bir yazmak veya hiç yazmamak adalettir diyor.


hocada diyorki bu adalet olsaydı biz helak olacaktık.bu söz yukardaki ifadeye göre doğrudur.Adl ismi öyle tecelli ediyor.amma Allah fazlıyla günahları bir iyilikleri hiç hakkımız olmadığı halde zaten sen yukarda izah etmişsin,on,yüz,bin yazıyor.

demek insanlar kendi amelleriyle cennete gidemezler.Ancak Allahın fazlıyla giderler.

15

16.10.2006, 10:15

Alıntı sahibi ""yunusum""

seyyiyeyi yani günahları bir iken bin yazmak adelettir,
haseneyi yani iyilikleri bir yazmak veya hiç yazmamak adalettir diyor.


Peki bunun sebebi ne? Adl ismi nasıl olur da bunu gerektirir?

16

16.10.2006, 10:31

Adalet demek her hak sahibine hakkı vermek değilmi?

düşün iyiliklerde senin hakkın ne kadardır.

iyilik Allahdan kötülük nefsindedir.

iyiliği yaratan Allah olduğu gibi,iyiliğin işenmesi için gerekli sebepleride yaratan O'dur.senin elinde sadece icadsız bir cüzi ihtiyarın var.bu ihtiyarın ile seçmek özgürlüğün var.iyiliği istersen Allah halk eder.

şimdi düşün iyilikte senin hakkın ne kadardır.

kötülüğü sen istediğin için Allah yaratıyor.şerre sen sebep oluyorsun.
yoksa Allah şerrri yaratmamış.iyiliği yaratmış.

amma sen şerri istediğin için onuda Allah yaratıyor.
sen sebep olduğun için Allah sana cezanı misli misli vermesi lazımken,
fazlıyla vermiyor.

anlamadınsa eğer devam ederim.

17

16.10.2006, 11:46

Alıntı sahibi ""Ubeyde""

Alıntı sahibi ""yunusum""

seyyiyeyi yani günahları bir iken bin yazmak adelettir,
haseneyi yani iyilikleri bir yazmak veya hiç yazmamak adalettir diyor.


Peki bunun sebebi ne? Adl ismi nasıl olur da bunu gerektirir?


bazen bir seyyie olur ki, pek çok seyyieler yerine geçer pek çok vecihlerden seyyiedir,

mesela, müslümanların ülkesinde alkol satan adamın yaptığı bu fiil, kaç açıdan günah sayılabilir

1- Bütün kötülüklerin anası olan alkolü satarak, toplumda kötülüğün intişarına vesile olmak.

2- Haram olan şeyin ticaretini yapıp, onunla para kazanmak.

3- Çoluk çocuğunun ve eşinin hakkı olan, helâl kazanç ile onları doyurma hakkını elinden alıp, onları haram lokma ile beslemek.

4- Günahlar, açıktan ve çekinilmeden işlendiğinde fısktır. Fısk, normal günahtan şöyle farklıdır, kişi bir günahı toplum görmeden işlerse (başkasının hukukuna tecavüz etmediği müddetçe) sadece kendisi zarar görür. Ama toplum önünde yapıldığı ve nehy-i ani'l-münker ile uzaklaştırılmadığı zaman bunlar, o haramı toplumda meşrulaştırır, bütün topluma zarar verir. O yüzden alimler, fıskın tövbesi de açıktan yapılmalı, herkes onun o fısktan tevbe ettiğini bilmeli (nasıl açıktan işleyip kötü örnek olarak zarar verdi, öyle de açıktan nedametini ve bu yoldan döndüğünü bildirmeli), gizli yapılan günahın tevbesi de gizli olur demişler.

5- Muhtemelen kendisinin de bu ticaretini yaptığı şeylerin müptelası olması.

6- Ayrıca, essebebü ke'l-faîl, yani sebep olan işleyen gibidir kaidesince, nasıl cinayet işleyeceği ve haksız yere cana kıyacağı belli olan bir adama bıçak satılmaz, öyle de, sonu binbir türlü pisliğe açılacak alkolü satarak, ilerdeki bunu kullananlar tarafından işlenecek günahlardan da hissedar olmak. Bunlar neler mi, cinayet, her türlü hukuka tecavüz, ırza geçme, toplumu rahatsız etme, ailesine kötü muamelede bulunma ve diğer birçok şey.


Evet, daha sayamayacağımız çok maddeler var. ışte bazen bir seyyie, alemde böyle yankılanır ve çoğalır. Yapmak zor, ama yıkmak ve tahrip etmek çok kolay, 40 adamın 40 günde yapamadığı sarayı sen bi kibritle kül ediverirsin.

Haseneyi, Allah'ın lütfu ve hidayetiyle yaparsın. Sen niyet edersin, Allah sana nasip eder, senin bunun hilkatinde hissen ancak itibaridir, sen irade-i cüz'in ile istedin, Allah da bu niyetine mukabil kabul etti, sen bu haseneyi işledin, Allah da sana sevabını yazdı.

Hem haassaten, yukarıda belirtilen bir seyyienin sebep olduklarının hepsinin hesabını Allah sorabilir. Belki üstadın belirttiği, bizim göremediğimiz diğer vecihlerdir, Allahu â'lem bissavab.

18

16.10.2006, 14:33

Alıntı

iyiliği yaratan Allah olduğu gibi,iyiliğin işenmesi için gerekli sebepleride yaratan O'dur.senin elinde sadece icadsız bir cüzi ihtiyarın var.bu ihtiyarın ile seçmek özgürlüğün var.iyiliği istersen Allah halk eder.

şimdi düşün iyilikte senin hakkın ne kadardır.


ıyilik adına bunu

Alıntı

kötülüğü sen istediğin için Allah yaratıyor.şerre sen sebep oluyorsun.
yoksa Allah şerrri yaratmamış.iyiliği yaratmış.


Kötülük adına bunu çok iyi anladım.

Ve birşey daha anladım. Risale-i Nur'lar normal bir kitap değildir. Bunu daha iyi anladım. Ve şunu samimi söylüyorum Risale-i Nurlara zarar geleceğine elli defa kendimi feda ederim

19

16.10.2006, 14:41

Allah razı olsun Abdulkadir abi. Güzel açıklamışsınız.

20

16.10.2006, 15:23

maşaallah ubeyde çabuk hazmediyorsun.buda işimi kolaylaştırıyor.kısa cevap yazmamı sağlıyor.selam.ecmain olsun.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir