Giriş yapmadınız.

1

30.10.2009, 23:15

Nurların resmen neşir serencâmı..


"Adnan Menderes’e selâm söyle. Risâle-i Nur’ları neşretsin
."

1954 yılında yapılan seçimleri de kazanan Tahsin Tola, meclisteki vekillik vazifesini aksatmadan, zamanının çoğunu halkın arasında geçirerek devlet-millet kaynaşmasında katalizör vazifesi görmeye çalıştı.

Bediüzzaman Said Nursî ile de ilk defa milletvekili sıfatını taşıdığı yıllarda görüştü. Önceden de onun Isparta’da olduğunu biliyor, eserlerini okuyor ve Risâle-i Nur’un intişarına hizmet ediyordu. Halk tarafından çok sevilmesinde, çalışmaları kadar Nurculuğunun da tesirinin olduğunu biliyor ve ilk fırsatta ziyaret etmek istiyordu. Milletvekili olunca bu ziyaretin şahsî bir istek olmaktan çıktığını, milletle devletin kaynaşmasına vesile olacak millî bir vazife, hatta vecibe hâline geldiğini düşünerek hemen Isparta’ya hareket etti. Said Nursî’ye yapacağı ziyaretin millî ve uhrevî bir mahiyet kazandığını hissedince hassasiyeti daha da arttığından abdest alarak kendisine mânevî yönden de çeki düzen verdi ve şapkasını çıkarıp odasına girdi.

Onun niyetini bilen ve hassasiyetine muhabbetle mukabele eden Bediüzzaman da şapka meselesinde verdiği fetvayı hatırlatarak hem o anda onun yaşadığı sıkıntıyı azalttı, hem de devletle milletin kaynaşmasında milletin üzerine düşeni yaptığını, sıranın devlete geldiğini ihsas etti.
Ondan sonra sıklaşan müteakip görüşmelerde Bediüzzaman ona hep Risâle-i Nur’u anlattı, neşredilmesinin ehemmiyetine dikkat çekti. Bu işi devletin yapmasının gerektiğini söyledi ve “Adnan Menderes’e selâm söyle. Risâle-i Nur’ları neşretsin” diyerek haber gönderdi. Menderes ve Tola için tavzif mânâsı taşıyordu bu ifadeler. Verilen vazifeyi yerine getirmeyi, dine ve millete hizmet etme fırsatı olarak değerlendiren Tahsin Bey, Ankara’ya gidince Menderes’le görüştü ve Bediüzzaman’ın selâmını söyleyip talebini tebliğ etti. Selâmı hürmet ve tazimle alıp talebini memnuniyetle kabul eden Menderes de kendisine döndü ve “Risâlelerin neşri için sizi vazifelendiriyorum. Hemen faaliyete geçin, Diyanet İşlerine gidip başkanla görüşün ve risâleleri neşredin” dedi.

Bunun üzerine hemen harekete geçen Tahsin Bey, Diyanet İşleri Başkanı ile yaptığı müteaddit görüşmelere ve ısrarlı teşebbüslere rağmen netice alamayınca olanları gelip Üstadına anlattı. “Risâleleri biz neşredelim Üstadım” dedi ardından da.

Bediüzzaman bu talebi makul karşılayınca, Âtıf Ural, Said Özdemir, Mustafa Türkmenoğlu gibi Nur Talebelerinin gayretleriyle Risâle-i Nurlar devletin merkezinde serbestçe neşredilmeye başlandı. Said Nursî de “Tahsin Tola’nın ehemmiyetli çalışmasıyla Sözler mecmuâsı resmen Ankara’da tâb’ edilmesiyle hem âsâyişe, hem Demokrata, hem bu vatan ve millete yüz sene mebusluk etmek kadar fâidesi oldu” diyerek onun bu husustaki gayretlerini takdir etti.

İslâm Yaşar



3

30.10.2009, 23:28



Kardeşlerim,


Merak etmeyiniz ve Nurun fevkalâde perde altındaki fütuhatına kanaat ediniz.

Şimdiye kadar hiçbir eserin böyle ağır şerait altında bu derece tesirli intişarını tarih göstermiyor.


Hem tam serbestiyet verilmemesinin sebebi ve hikmeti: Nurların fevkalade kuvvetinden korkuyorlar.

Belki sarsıntı verecek diye, tam takdir ve kabul etmekle beraber, şimdilik resmen intişarından telaş ettiklerini,

Diyanet Reisi büyük reisle görüşmesinden haber alınmış.

Eski gibi hücum yok; belki musalaha istiyorlar.

Fakat Nurlar lehinde kuvvetli cereyanlar, inşaallah o telaşı, iştiyakla resmen neşrine çevirecek.

Hem çok enaniyetliler, eserlerini terviç etmek için, Nurların meydana çıkmalarına kıskanmak damarıyla taraftar olmuyorlar.

Merak etmeyiniz, Nur galebe edecek.

Emirdağ Lâhikası - 223



4

30.10.2009, 23:32



Ben, hâl-i hazıra bakmadığım için bilemiyorum.

İstemeyerek işittim ki, eser yazan ve Nurdan çalan resmi büyük zatlar diyorlar:

"Risale-i Nur u okuyabilirsiniz, başkasına vermeyiniz."

Güya Nurlar onların eserlerini setrettirecek!

Halbuki Nurlar, o eserlerdeki hakikatleri tasdik eder, onlara kuvvet ve revaç verir.

İnşaallah bir zaman onlar resmen neşrine mecbur olacaklar.

Emirdağ Lâhikası - 225



5

30.10.2009, 23:35



Tahsin Tola
'nın ehemmiyetli çalışmasıyla Sözler mecmuası resmen Ankara'da tab edilmesiyle

hem âsâyişe, hem Demokrata, hem bu vatan ve millete yüz sene meb'usluk etmek kadar faydası oldu.

Şimdi bu kadar mânevî, hakikî, hususan bâkî ve uhrevî kâr onlara yeter.

Bir iki sene memuriyet ve meb'usluğa çalışmakla o bâki elmas gibi hizmetlerini, kırılacak fâni şişeye âlet yapmamak gerektir.

Onun için ben onları tebrik ediyorum. Siz de onları tebrik ediniz,
dua ediniz.

Emirdağ Lâhikası - 432

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

6

02.11.2009, 16:05

Insaallah yine Menderes gibi bir demokrat bir gün basa gelir ;(
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Bu konuyu değerlendir