Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.11.2007, 17:16

Eski Said'in eserleri Risale-i Nurdan değil midir?

Az önce Risale-i Nur cemaatindan olma iddiasında birine, ermenilerle ilgili bahsi gönderdik.."ben kabul etmiyorum. Münazarat Risale-i Nurdan değildir!" dedi. ne garip bir ifade.."ümmetimden sual sormamak şartıyla" buyrulduktan beri, Bediüzzaman değil midir? Bu rüya kaç yaşındaydı?
Bu nasıl Nurculuk? Afalladık birden!..

2

05.11.2007, 17:21

Saçmalamış bunu diyen kişi... :shock:

3

05.11.2007, 17:29

biraz sonra tekrar görüşeceğiz..neden kabul etmiyorlar? bize yol gösterin lütfen..delillerle konuşmak lazım..ciddi bir şoka uğradı çünkü..Bediüzzaman'ın r.a. eski eserleriyle alakalı sözleri nedir? ılk defa bir Nurcuya Bediüzzaman'ı r.a. ispatlamak zorunda kaldık! hayret verici bir şey..

4

05.11.2007, 17:33

Demek birisinin tekellüflü yorumlarını çok ciddiye almış bu şahıs.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

5

05.11.2007, 17:35

Sormak lazım, kimden duymuş, bilsek, zaten meselenin ne olduğunu direk anlarız. Üstad imkanı var mı geçmişte hak diye savunduklarını yalanlamış olsun? Eski-Yeni Said arasında, hizmette metod farkı vardır. Bkz: o dönemdeki Kur'an tefsiri ışaratül ıcaz, eski usul tefsirdir, ve sonraki tarz tefsir, risaleler. şimdi yeni tarz ile hizmet etti diye, eskiden yazdığı hizmet etmiyor mu veya eskiden yazdığı batıl mı oldu?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

6

05.11.2007, 23:46

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Bediüzzaman'ın r.a. eski eserleriyle alakalı sözleri nedir?



ISARATUL ICAZ (BAS TARAFI)

Tenbih


ışaratü'l-ı'caz tefsiri, eski Harb-i Umuminin birinci senesinde, cephe-i harpte, me'hazsiz ve kitap mevcut olmadığı halde telif edilmiştir. Harp zamanının zaruretinden başka, dört sebebe binaen gayet muhtasar ve icazlı bir tarzda yazılmış; Fatiha ve nısf-ı evvel, daha mücmel, daha muhtasar kalmıştır.

Evvela: O zaman, izaha müsaade etmiyordu. Eski Said, icazlı ve kısa tabiratla ifade-i meram ediyordu.

Saniyen: Gayet zeki olan kendi talebelerinin derece-i fehimlerini düşünüyordu, başkaların anlamalarını düşünmüyordu.

Salisen: Eski Said, en dakik ve en ince olan nazm-ı Kur'an'daki icazlı olan i'cazı beyan ettiği için, kısa ve ince düşmüştür. Fakat şimdi ise, Yeni Said nazarıyla mütalaa ettim: Elhak, Eski Said'in bütün hatiatıyla beraber, şu tefsirdeki tetkikat-ı aliyesi, onun bir şaheseridir. Yazıldığı vakit daima şehid olmaya hazırlandığı için, halis bir niyetle ve belagatın kanunlarına ve ulum-u Arabiyenin düsturlarına tatbik ederek yazdığı için, hiçbirini cerh edemedim. Belki Cenab-ı Hak, bu eseri ona kefaret-i zünub yapacak ve bu tefsiri de tam anlayacak adamları yetiştirecek inşaallah.

Eğer Birinci Harb-i Umumi gibi maniler olmasaydı, tefsirin şu birinci cildi, i'caz vücuhundan olan i'caz-ı nazmiyi beyan ettiği gibi, diğer cüzler ve mektuplar da müteferrik hakaik-i tefsiriyeyi içine alsaydı, Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyana güzel bir tefsir-i cami olurdu. Belki inşaallah, şu cüz-ü tefsir ve altmış altı adet, belki yüz otuz adet Sözler ve Mektubat risaleleriyle beraber me'haz olursa, ileride bahtiyar bir heyet öyle bir tefsir-i Kur'ani yazsın, inşaallah.

Said Nursi
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

7

06.11.2007, 18:28

eski dedikleri eserler, Yeni Said tarafından elden geçipte tekrardan basılmamış mı zaten? Galiba bize bu safsata ifadeyi kullananın siyasi bir takıntısı var!
hani kitapların tümünü okumayanlar varmış ya..
Nasreddin hoca'nın leyleği gibi; kanadını kes, bacağını kes, gagasını kes.."hah işte şimdi kuşa benzedi!" yapıyorlar bunlar!
Bediüzzaman'ın r.a. "Bediüzzaman" olduğundan emin değiller bizce..

8

05.12.2008, 01:13

Güncelleme..( Ne demekse.. :? )

9

06.12.2008, 00:09

Alıntı sahibi ""ruhefza""

biraz sonra tekrar görüşeceğiz..neden kabul etmiyorlar? bize yol gösterin lütfen..delillerle konuşmak lazım..ciddi bir şoka uğradı çünkü..Bediüzzaman'ın r.a. eski eserleriyle alakalı sözleri nedir? ılk defa bir Nurcuya Bediüzzaman'ı r.a. ispatlamak zorunda kaldık! hayret verici bir şey..


Bir tarihte Mustafa Kaplan'la konuşmuştum. Lâf arasında sabah namazında "Emirdağ Lâhikası'nı" takip ettiğimi söylemiştim. Bana aynen şunu dedi:
"Lâhikalar, Risale-i Nur değildir!"
Hayretler içinde kalmıştım ve saatlerce tartışmıştık.
Yeni Hocası (Mehdîsi) öyle öğretmiş!
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

10

06.12.2008, 00:18

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Bir dersten sonra rüyamda Efendimizi (a.s.m.) gördüm.

ılmi nur olarak üç tarzda izah etti.

Daha sonra Zübeyir Ağabeyden şunu duydum:

“Üstadımız Risale-i Nur’u üç temel esas üzerine bina etmiştir:

1. ımanî bahisler.

2. Müdafaalar.

3, Lâhikalar.

“ımanî bahisleri okuyanlar, ehl-i takva ve ehl-i salâhat olur.

Müdafaaları okuyanlar, davasının müdafaasıyla mü­ceh­hez olur.

Lâhikaları okuyanlar, hadiseler karşısında na­sıl hatt-ı harekette bulunacaklarını lâhikalardan öğrenirler.

De­mişti.

Ahmed Emin DERNEKLI

11

06.12.2008, 09:46

Faraza, varsın lahikalar Risale-i Nur'dan olmasın. Sonuçta yazan ve yazdıran Said Nursi Hazretleridir. ıçtimai ve siyasi hadiseler karşısında Seyyid Kutubların, Mevdudilerin, Nizamcıların kaideleri ile hareket edeceğime, Said Nursi Hazretlerinin kaideleri ile hareket ederim.

Ancak, o kaidler ile hareket etmek bazılarının kişisel mesleklerin işe yaramaz hale gelmesidir. Korkuyorlar.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

12

06.12.2008, 11:15

Muhterem ağabey ve kardeşlerim.Lahikalar nasıl Risale-i Nurlardan olamaz?Bunu söyleyen kişilerin çok büyük problemleri vardır.

Öncelikle şunu sormak gerekir.

Mektubat Risale-i Nurdan mıdır?

Cevap evet ise;(ki öyledir)

O halde Lahikalar Yirmi Yedinci Mektup değil midir?

Ayrıca Eski Said eserleri diye Münazarat,Sünuhat gibi eserler Külliyattan sayılmıyor.Ben de bu tiplerle kaşılaştım.

Dedim ki öyleyse Mesnev-i Nuriye ve ışaret'ül ı'caz Külliyattan mıdır?

Cevap:Evet,külliyattandır oldu.

Öyleyse bu eserler de Eski Said eserleri.Nasıl oluyor da Külliyattan oluyor?
Cevap:Sükut.

Muhterem kardeşlerim.Üstadımız Üç şahsiyet üç devre ve üç hayat sahibidir.

Risale-i Nurlarda bir kül ve bütündür.

ışte imtihan burada başlıyor.

Üztadı bir bütün olarak kabul etmek ve etmemek.

Veya Külliyatı bir bütün olara kabul etmek ve etmemek.

Bu konu ile ilgili bahisleri Külliyattan eklemek isterim.

13

06.12.2008, 11:18

Aziz, sıddık kardeşlerim,
ışarât-ı Gaybiye-i Gavsiye ve Aleviyede, "Altmış dörtte Risale-i Nur telifce tamam olur." Demek o tarihten sonra, yalnız izahat ve haşiyeler ve tetimmeler olacak. Bu münasebetle iki nokta ihtar etmek kalbime geldi.

ıhtar edilen ikinci nokta: Madem Arabîce altmış dörde girdik, işaret-i gaybiye gelmesiyle Risale-i Nur tekemmül etmiş olur. Eğer Rumî tarihi olsa, daha iki senemiz var. Halbuki çok mühim yerde yazılmayan ve tehir edilen risaleler kalmış.

Meselâ, Otuzuncu Mektup ve Otuz ıkinci Mektup ve Otuz ıkinci Lem'alar gibi ehemmiyetli mertebeler boş kalmış.

Kalbime ihtar edilmiş ki:

* Eski Said'in en mühim eseri ve Risale-i Nur'un Fatihası, Arabî ve matbu olan ışârâtü'l-ı'câzLemeat Risalesi tefsiri, Otuzuncu Mektup olacak ve olmuş.
* Eski Said'in en son telifi ve yirmi gün Ramazan'da telif edilen, kendi kendine manzum gelen Otuz ıkinci Lem'a olması
* ve Yeni Said'in en evvel hakikatten şuhud derecesinde kalbine zahir olan ve Arabî ibaresinde Katre, Habbe, şemme, Zerre, Hubab, Zühre, şule ve onların zeyillerinden ibaret büyükçe bir mecmua Otuz Üçüncü Lem'a olması ihtar edildi.
* Hem Meyve, On Birinci şuâ olduğu gibi,
* Denizli Müdafaanamesi de On ıkinci şuâ
* ve hapiste ve sonra Küçük Mektuplar Mecmuası On Üçüncü şuâ olması ihtar edildi.

Ben de aziz kardeşlerimin tensiplerine havale ediyorum. Demek birkaç mertebede kapı açıktır; bizlere daha iyi tetimmeler yazdırılabilir.(Emirdağ Lâhikası (1) - Mektup No: 20 )

14

06.12.2008, 11:25

Bakınız Üstadın Eski Said hayatı ıslamın hangi yönü ile alakalı imiş.

"şu âyet-i kerimenin ifade ettiği hakikat-i âliye hayat-ı içtimaiyeye ait olduğu için, hayat-ı içtimaiyeden çekilmek isteyen Yeni Said lisanıyla değil, belki ıslâmın hayat-ı içtimaiyesiyle münasebettar olan Eski Said lisanıyla, Kur'ân-ı Azîmüşşâna bir hizmet maksadıyla ve haksız hücumlara bir siper teşkil etmek fikriyle yazmaya mecbur oldum."(Yirmi Altıncı Mektup)

15

06.12.2008, 11:59

Aslında bu konuda söylenecek şey tektir. Kısaca şu:
"Yeni Said"i ve O'nun eserlerini inkâr etmeden, "Eski Said"i ve eserlerini inkâr etmek mümkün değildir!
"Nurcuyum!" diyen herkes şu cümlenin mefhûm-u muhâlifini düşünsün ve titresin!
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

17

06.12.2008, 12:54

Mahrem olan "Sırr-ı ınna Atayna"da cifir le istihracım, aynen Münazarat risalesinde, "Bir nur çıkacak; göreceğiz" diye gaybi müjdelerdeki gibi ilhami ve hak bir hakikati, fikrimle tatbikatımda bir kusur vardı. O kusur, beni bir zaman düşündürüyordu. Münazarat ve Sünuhat gibi risalelerdeki müjde-i Nuriyeyi, Risale-i Nur halletti. Daire-i siyasiye yerine, yüksek bir daire-i Nuriye ile o kusuru izale ettiği gibi; mahrem "Sırrı-ı ınna Atayna"da, "On iki-on üç sene sonra, ıslamiyete darbe vuranların başlarına öyle müthiş bir patlayış olacak ki, Kıyamete kadar unutulmayacak" mealindeki istihrac-ı cifri çok geniş bir dairede olduğu halde, "nur sırrı"nın aksine olarak dar bir dairede ve hususi bir hükümette tatbik etmek suretiyle fikrim o geniş daireyi ihata edemeyerek, o hakikatin suretini değiştirmiş. Tarihçe-i Hayat

Hem Münazarat Risalesi'nin rûhu ve esası hükmünde olan hatimesindeki Medresetü'z-Zehra'nın hakîkati ise, istikbalde çıkacak olan Risale-i Nur medresesine bir zemin ihzar etmek idi ki; bilmediği halde ihtiyarsız olarak ona sevk olunuyordu. Tarihçe-i Hayat


Lahikaları Risalelerden kabul etmeyenler acaba Tariçe-i Hayatı'da mı redediyorlar? Zira, apaçık bir şekilde Münazarat Risalesi diyor. Risalelere dahil ediyor. Allah bu kişilere akıl versin.

Eski Said'in eserleri hatalı olsa her halde apaçık ilan edecekti.

Üstad, fikrinin doğru, tatbikinde kusur olduğunu söylüyor. Madem fikir doğru, demek, doğru tatbiki Nurculara ait.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir