Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

41

02.07.2004, 15:15

Harun Yahya'dan habersiz yaşayan ehl-i kitap hükmündedir,yani Nasaralı ya da Yahudi hükmündedir demenin masum müslümanları tekfir anlamına geldiğini idrak edebiliyor musun?

bırak Harun Yahya'yı,bunu Üstad Bediüzzaman Said Nursî için dahi söyleyemezsin,

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

42

02.07.2004, 20:50

kardeşim sizlere cevap

esselamü aleyküm aziz kardeşlerim öncelikle harun yahya yabancı kayıtlarda bu erbakan olarak geçiyor o yüzden şimdi atatürk meselesine gelelimm.. evet bende atatürkün süfyan olduğuna inanıyorumm ancak bunun izalesini bediüzzaman hazretleriii bir şekliyle yerine getirmiştir bende nur talebesiyimm..ayrıca şimdi ana mevzuya gelelimm atatürkün nami kemal beton kemalin yaptıklarıda ortada olduğuna göreee neden atatürk kahraman gösteriliyorr.. bu düşüncenizde bir iltibas ve sehiv vardır oda şu yüzden bu mesele taktiki meseledir.. şimdi düşünün orduda bunun kitapları bu zihniyet öğretiliyorrr. o zaman bu zihniyeti bir şekilde maneviyatçıymışşşş gibi göstermek suretiyleki bu tamamen taktiki bir düşünce ordu mensuplarının bu kuran hizmetine manii olmamaları ayrıca buy eserleriii okumalarını sağlamak zaten yaralar iyileşince kendileriii bu süfyan düzenini terk ederler kardeşimm zaten şunu anlamıyorsunuz hem islam deccalinin hemde büyük deccalin 4 eyyamı var son devresinde münafık perdeden yırtılıp gerçek yüzünü gösterecek adileşek ne mal olduğu ortaya çıkacak ve vaziyeti idare etmeye çalışacak zaten bunun aynısı rusyada gorboçovun ghelmesi ile olduuu şimdi akp eliyle 2.. demir perde kalkıyorrr... ve onlar maalesef mehdiden ayrılanlar olarak islam deccaline ve büyük deccale hizmet etme bakımından hz.. mehidye davasından hemde en kritik döneminde ayrılarak hainliklerini göstermeleri asr-i saadetteki mescid-i dırar olayının günümüzde vuku bulmasındanibarettirr. allah sadıklarla beraber olun diyorrr ya adı demokrat olupta siyonizme hizmet eden ve islam-ı yok edenlerle işbirliği içerisinde olanlarla değil üstadın ittihad-ı islamm partisini şimdilik iktidara gelmemesi lazımmmm diye işlaret etmesiii gelecekte yani kendinden sonra böyle bir hareketiii müjdelediğinin delilidirrr... çünki nur talebelerine önemlii ikazını şualarda veriyorr. hemde demokrat parti yada sağcıların nasıl nur talebelerini kullancağınııı ve onların kutsi hizmetlerinin zarara uğrayacağınııı ihbar ediyoor.. şimdi vicdan gözüyle şu risalelere bakınn orada nediyorr bediüzzaman:risale-i nur talebeleri asla siyasetle işti,gal etmezler ama içlerinden bir cereyan çıkıp onu dünyevi maksadına alet edip nurların kutsiyyetini bozacak diye ihbar ettiği bu zihniyet ve akım kimdir söyleyinn işte gerçek ortada ayrıca mehmet kırkıncının 40 yıllık arkadaşı dağıstan inşaatın sahibi garip hoca ben erzurumdayken kırkıncı hocanınn demirelin kendilerini 40 sene aldattığını bizler demireli kullandık lakin o bizi daha fazla kullandı demesi ile saff-ı evvellerin hatalarının ne korkunç boyutta olduğunu göstermektedirrr.. ayrıca kardeşlerim sizlerin hutbe-i şamiyeyi okuması lazımm milli görüşün programı oradadırrr... orada yazılmış ve o program tatbik edilmektedirrr... efendim erbakan nasıl olurda dindarları atar kardeşimm bakın bu önemliş bir iftiradır asker-i şura kararlarında erbakanın imzası yıktur o kararlar demirel vasitasıyla askerler ordudan atılmıştır.. çünki amerikanın washington enstitüsünde aynen erbakan için şunlar yazılıdır:

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

43

02.07.2004, 20:55

Washington Enstitüsü,belli aralıklarla Türkiye'nin siyasi,sosyal ve ekonomik durumuyla ilgili toplantılar düzenler ve bu toplantılara, Türkiye'nin askeri, siyasi ve sermaye sınıfından bir çok ünlü isimleri davet eder. Bu davetliler listesinde, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Emekli General Çevik Bir gibi isimlerden,TÜSıAD'ın önde gelen isimlerine kadar bir dizi elit tabaka mensubu sevgili vatandaşlarımıza rastlamak mümkündür. Washington Enstitüsü, aynı zamanda Beyaz Saray'a ve Pentagon'a, Türkiye ve Ortadoğu'ya ilişkin raporlar sunarak, ABD'nin Ortadoğu politikasının şekillenmesine de yardımcı olmaktadır.Peki, bu raporlarda Erbakan'dan nasıl bahsediliyor? Refahyol dönemine uzanmak ve bu dönemde hazırlanan raporlara, sonra da Erdoğan hakkında Amerikan-ıngiliz ekseninin neler düşündüğüne bir göz gezdirmekte yarar var.Washington Enstitüsü'nden Ortadoğu uzmanı Alan Makovsky ile dünyaca ünlü think-tank kuruluşu RAND'da bir uzman analist olarak görev yapan Ian Lesser'in ortaklaşa hazırladıkları ve 1996'da, 18 Temmuz Perşembe günü, "ıslamcı Başbakan Erbakan'ın Yönetimindeki Yeni Türk Hükümeti" konulu özel bir toplantıda, "Erbakan'ın Türkiye'si: Erken Bir Değerlendirme" başlıklı bir rapor sunulmuştu.

Bu rapor Erbakan'ı, "Türkiye'nin ilk ıslamcı Başbakanı Erbakan, taktik olarak pragmatist, stratejik olarak bir ideologtur" şeklinde, felsefi ve askeri kavramlara tanımlamıştı. Bu tanımdaki "tactic" ve Strategic" kelimeleri, bu bağlamda bilinçli olarak seçilmiş ve askeri bilimlerden ödünç alınmıştı. Söz konusu iki kelimeden birincisini, "Merriam-Webster Dictionary of Synonyms and Antoynms" adlı ıngilizce sözlük, "Her hangi bir savaşta, askeri güçleri en etkili biçimde kullanma sanatı; savaş başlamadan önce yapılan askeri planlama" olarak tanımlarken, ikincisini de "Savaş esnasında düşmanla karşı karşıya gelindiği zaman, askeri güçleri yönetme kabiliyeti" şeklinde tarif eder. Erbakan'ı tanıtırken kullanılan, "Pragmatist" ve "Ideologue" kelimeleri ise, bu bağlamda pratik ve felsefi zekayı ifade eder. ıngilizce'de "ıdeology", "ideological" ve "ıdeologue" kelimeleri aynı kökten gelip, "belirli bir dünya görüşüne, felsefeye, inanca ve

prensiplere bağlı olma durumu" ile alakalıdırlar. Ve o tanımda Erbakan için kullanılan, "ıdeologue" sözcüğünün içinde, sadece bir inanca, felsefeye bağlı olma anlamı değil, aynı zamanda bu felsefi sürecin hem kurucu öğelerinden olma, hem de bu sürece katkıda bulunma manası saklıdır. Kısacası Amerika, Erbakan'ı, ıslami düşünceyi temel kabul etmiş bir siyasal hareketin filozofu ve komutanı olarak tanımlamıştır.


Piyasa partisi değil, siyasal hareket
Pentagon'u, Erbakan ve onun siyasi hareketi hakkında bilgilendiren bu rapora göre, "Böyle bir parti kurması için Erbakan'ı ikna eden kişi, ünlü bir Nakşibendi şeyhidir." Bu tespitiyle Washington Enstitüsü, Erbakan'ın kurduğu partinin/partilerin, piyasadaki sıradan partilerden biri olmaktan çok, ıslam felsefesini temel almış bir siyasal hareket olduğunu ima eder. Çünkü, partiler kapansa da, siyasal hareketler kuşaklar boyunca devam eder.

Hedeflerinden vazgeçmedi, vazgeçmeyecek
Bu rapor, "Erbakan'ın uzun vadedeki hedefinin kesinlikle bir ıslam Devleti" olduğunu söyler. Rapora göre, mevcut eğilimleri, ıslami açıdan daha bilinçlenmiş bir toplum oluşturma yönünde cesaretlendir-mekten/yönlendirmekten memnun kalan Erbakan, uzun vadede askerlerin bile, kendisinin ıslami vizyonunu kabulleneceğine inanmaktadır. Bu hedefine ulaşmak için, Washington Enstitüsü'nün diliyle söyleyecek olursak, "Erbakan, devletin bütçesini kullanarak, yeni atamalar yaparak ve dış politikaya, ıslami bir ton ekleyerek, yapabileceği her şeyi yapmaya" çalışacaktır."Hedeflerini gerçekleştirmek için iktidarda kalmak zorunda olduğunu bilen Erbakan'ın, kısa vadede bazı tavizler vereceği, yaklaşık 30 yıllık Siyonizm ve Batı karşıtı söylemlerine rağmen, başlangıçta geleneksel Türk devlet politikasının NATO, Amerika ve ısrail ile geliştirdiği ilişkilere meydan okumayacağı" tespitini yapan Washington Enstitüsü, bu tespitine neden olarak da, "Erbakan'ın henüz böyle bir güçten yoksun olmasını" gösterir.


Erbakan'a post-modern Amerikancı askeri darbe
Peki, Amerika, Erbakan'ın, statükoya meydan okuyacak güce ulaşmasını nasıl engelleyecekti? Plan hazırdı.Washington Enstitüsü,Erbakan'ı başbakanlıktan indirmek için yapılması gerekenleri, Türkiye'deki darbe taraftarlarına, Alan Makovsky'nin 12 Mart 1997'de, "Yenilmenin Eşiğindeki Erbakan" başlığıyla sunduğu bir raporla şöyle aktarıyordu: "Eğer, Erbakan istifa etmeyi kabul etmezse, askerler Çiller'i istifaya ikna edecekler ya da yarım düzine veya daha fazla DYP'li milletvekilini istifa ettirmeye çalışacaklar. şayet, bunların hiç biri gerçekleşmezse, askerler direkt olarak müdahale edecekler. Ama gerek iç, gerekse dış politik sebeplerden dolayı, doğrudan askeri bir darbe askerlerin son tercihidir. Eğer, Erbakan askerlerin istifa isteğini kabul etmemekte direnir, Çiller ve onun korosu da Erbakan'la koalisyonu devam ettirmeye kalkarsa, askeriyenin doğrudan bir darbe yapacağı ihtimali yabana atılmamalıdır. Çünkü ordu, 1960 ve 1980 arasında üç tane seçilmiş hükümeti devirmiştir.

Buna ek olarak, Amerikan Kongresi'nin, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin lehine tutum alması ve Türkiye'ye silah satılmasına yapılan itirazların önüne dikilmesi sonucunda, direkt askeri darbenin önündeki en büyük engellerden biri olan Batı dünyasının tepkisi de gevşetilmiştir.Amerika, Washington Enstitüsü aracılığıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bir kısım darbe heveslilerine şu mesajı vermektedir: "Erbakan'ı gerekirse doğrudan bir askeri darbeyle devirin, Avrupa Birliği'nin tepkisinden ve silah alımı meselesin-den dolayı da fazla endişelenmeyin, çünkü biz Amerika olarak arkanızdayız. Öyle veya böyle, yeter ki devirin şu Erbakan-Çiller hükümetini!"

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

44

02.07.2004, 20:56

Bu yeşil ışığı gören darbeciler harekete geçmekte, durumdan vazife çıkarmakta tereddüt etmedi. Post-modern bir darbeyle; yarı askeri, yarı sivil bir müdahaleyle Erbakan, başbakanlık makamından uzaklaştırıldı.


Amerikan sömürgeciliğine
ciddi bir engel olarak Erbakan
Erbakan,ne pahasına olursa olsun başbakanlıktan uzak tutulmalıydı. Çünkü, "Erbakan'ın Türkiye'si ile, Amerika'nın ılişkileri" başlığını taşıyan Alan Makovsky imzalı, 8 Ağustos 1996 tarihli rapor, "ABD'nin çıkarlarını ciddi bir şekilde tehdit eden ıslamcı Erbakan'ın başbakanlık ettiği bir Türk hükümeti karşısında Washington, nadiren yaşadığı bir çelişkiye düşmüştü: Müttefik bir ülke olarak Türkiye, ama Amerikan çıkarlarına düşman bir başbakan olarak Erbakan..." Washington Enstitüsü, Erbakan'ın Amerikan çıkarlarını dört temel açıdan nasıl tehdit ettiğini biraz önce bahsettiğimiz 8 Ağustos tarihli raporda şöyle sıralar:

"1- Erbakan yönetimindeki bir Türkiye, laik ve Batı yanlısı olarak kalabilecek midir? 2- Erbakan ısrail'i, "Ebedi düşman" ilan etmiştir ve özel bir toplantıda, ısrail bayrağındaki iki şeridin, Siyonizm'in Nil'den Fırat nehrine kadar olan toprakları ele geçirme planının bir sembolü olduğunu söylemiştir. 3- Erbakan, ıran, HAMAS, Müslüman Kardeşler ve radikal ıslamcılara olan sempatisini ve onlarla olan ilişkisini açıklamaktan çekinmemiştir ki, bu, (Amerika'nın genel anlamda ıslam aleminde, özel anlamda da Ortadoğu'daki çıkarlarına dönük) potansiyel güvenlik problemlerine yol açacaktır. Bir başbakan ve başbakan olduğu için de Milli Güvenlik Kurulu'nun doğal bir üyesi olarak Erbakan, NATO'nun sırlarına, karşı terör planlarına ve güvenlikle ilgili diğer önemli, gizli bilgilere muhtemelen ulaşacaktır.

Türkiye'nin seçilmiş-meşru bir başbakanının, söz konusu gizli bilgilere ulaşması Amerika'yı nasıl da telaşlandırıyor!.. Ne var ki bu kadar telaşlanacak!?) 4- Erbakan, Türkiye'nin rotasını Amerikan çıkarlarıyla uyuşmayacak bir şekilde, yeniden çizmek isteyen bir ideologtur. Taktik açıdan pragmatist olduğu için de, politika oyununu gerektiği gibi, aşama aşama oynamaktadır ve ne kendisi ne de partisindeki üst rütbeliler nihai amaçlarının, Türkiye'yi ıslamlaştırmak olduğunu inkar etmemişlerdir.
Amerika'nın, Erbakan hükümetine karşı alması gereken ilk üç önlem de aynı raporda gündeme getirilmişti. Bu üç maddeden ikisini kısaca özetleyelim: "

1- Türkiye Devleti bir müttefiktir, ama Erbakan asla dost değildir. 2- Amerika'nın Türkiye'deki gerçek dostları olan laik batılı kurumları ve askerleri yıpratacak her şeyden kaçınılmalıdır." 1996 yılında hazırlanan bu raporda, Washington Enstitüsü'nün, Erbakan'ı, aydın-entelektüel geçinen yazarlarımızın aksine, "27 yıllık siyasi hayatı boyunca, tutarlı ve istikrarlı" (Consistent in words and policies throughout his 27-year political career) bir insan olarak tanımlaması dikkate değer bir diğer çarpıcı tespittir.

Erbakan, darbe heveslilerine karşı tavır aldı
Erbakan'ın, ordudan atılması kararlaştırılmış ıslami eğilimli subayların gündeme getirileceği Milli Güvenlik Kurulu'nu boykot edip katılmamasını, askeri sınıfa karşı şimdiye kadar görülmemiş bir hakaret olarak değerlendiren Washington Enstitüsü, Erbakan'ın askerlere tahsis edilmiş paralara (fonlara) el koyup, tamamen kendi denetiminde bir savunma fonu oluşturmasını ise büyük hayretle karşıladığını; hele,28 şubat hadisesinden sonra Erbakan'ın,aşağılayıcı bir üslupla askeri sınıfı kastederek,"Laik Faşist Rejim"suçlamasında bulunması cesaretine büsbütün şaşırdığını söyler 12 Mart 1997 tarihli rapor.

45

02.07.2004, 20:59

Bu yazdıklarını okumaya önem dahi vermiyorum,
abuk sabuk şeyler yazdığın gibi bir çok müslümana da ehl-i kitap hükmünde dedin,

bu hafif bir şey mi?

forumdan uzaklaştırılsan yeridir,

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

46

02.07.2004, 21:00

amerikan raporlarında erbakan hocanın hedeflerine nasıl ordunun dahil edildiği yazılı ve ordunun er veya geç erbakanın islami vizyonunu kabul edeceğini erbakan inanıyor demek suretiyle bu raporlara yansıtılmış olduğu içinn demek ki said nursinin 5. şuada ordu dizginini deccalden kurtaracak diye ihbar etmiş peki bu nasıl olacak işte bu erbakan dehasının ne cihette önemli olduğunu gösteriyorr. çünkii erbakanın özellikle samimi dindarlerın düşmanı tsk olamaz çünkii om-nlar gelece3kte hzz..mehdinin ki benim düşüncem bu acip şahıs erbakandırr onun askeri olacaklar ve onun emrine girip yeryüzündekii yeniden 3. asr-ı saadet başlayacaktır 28 şubat olması bunun olacağının en büyük delilidirr..

47

02.07.2004, 21:05

Erbakan'ın Mehdi oluşunu kabul etmediğim gibi forumdan uzaklaştırılmanı taleb ediyorum,

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

48

02.07.2004, 21:07

işte gerçek haber ve kaynak sende fasıkların haberine inanırsann ne diyelimm bediüzzaman gibi iman gözüyle görmek ve güneş gibi herşeyi görecek feraset lazımm tabii bu allah vergisi o ayrııı şimdi o akerleri ordudan attı iftirana amerika raporlarının verdiği şamar gibi cevap kardeşşş:

Erbakan, darbe heveslilerine karşı tavır aldı
Erbakan'ın, ordudan atılması kararlaştırılmış ıslami eğilimli subayların gündeme getirileceği Milli Güvenlik Kurulu'nu boykot edip katılmamasını, askeri sınıfa karşı şimdiye kadar görülmemiş bir hakaret olarak değerlendiren Washington Enstitüsü, Erbakan'ın askerlere tahsis edilmiş paralara (fonlara) el koyup, tamamen kendi denetiminde bir savunma fonu oluşturmasını ise büyük hayretle karşıladığını; hele,28 şubat hadisesinden sonra Erbakan'ın,aşağılayıcı bir üslupla askeri sınıfı kastederek,"Laik Faşist Rejim"suçlamasında bulunması cesaretine büsbütün şaşırdığını söyler 12 Mart 1997 tarihli rapor.(Washingtoninstitute.org)

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

49

02.07.2004, 21:09

forumdan uzaklaştırılmam içinn forum kurallarına aykırı beyanlarım ve şahıslara hakaretim olmalıı ben bunu yapmadım inandıklarımı buraya yazdımmm eğer rahatsız olduğunuz bir mesele varsa er124@mynet.coma yazını yolla orada hatalarımı söylee...

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

50

02.07.2004, 21:13

oaradaki ehl-i kitap ifadesiii mustafa islam oğlunun yahudileşme temayülü adlı kitabından bir iltibastırr. sadece bir fikirr zaten orada kesinlikle efendim erbakana yada harunyahyaya inanmayan ehl-i kitap hükmündedir şeklinde bir hüküm yokturrr... sadece islamın yozlaşmasında bazı hiziplerin varlığı çünkii ayeti kerimede onlar dinlerinde bölük pörçük oldular sen onlara uyma diye bir ayet var şimdi bu ayeti kerime cihan şümul olduğuna göree gerisini senin anlatyışına bırakıyorummm.

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

51

02.07.2004, 21:29

ehl-i kitap ifadesini yanlış anlaşılmışşşsınız.

forum yöneticilerii risale-i nuırlarda süfyana bir takım alimler fetva verirler demiyormu o alimler süfyan tarafından kandırılacaklar demiyor mu ee diyorr orada ehl-i kitap temsilcisi alimlerde süfyana hizmet eden onlara hizmet eden kim varsa ordaki yazıda kimse hedef alınmadıı şu yada bu grup gösterilmediki sadece risalenin bir şekliyle 5. şuanın tefsiri yapılmışş bunda ne varrr...

52

02.07.2004, 21:36

sen kendi halinde bu topic de eğlenmeye devam et,
iyi eğlenceler,

Bart

Acemi

Mesajlar: 6

Konum: ABD

Meslek: Ogrenci

  • Özel mesaj gönder

53

03.07.2004, 06:57

Selamunaleykum,

Sevgili er124 kardesim, ben bu sitenin en cahil insaniyim.Buradaki abiler,kardesler sayesinde birseyler ogrenmeye calisiyorum.
Benim sana bir sorum olucak.Insallah gucenecegin birsey yazmam.
Ben Erbakan'a karsi oglunun dugunu oncesine kadar olumlu yada olumsuz birsey hissetmiyordum.Ama bir gercek muslumanin yada ozellikle dini,dindar diye adlandirilan bir partinin liderinin (sana gore MEHDININ) ogluna en meshur sanatcilarin yada milyarderlerin dugunlerinde oldugundan cok daha gorkemli bir dugun yapip sonrada oglu ve gelinini balayi icin Dubai'deki 7yildizli otele gondermesine pek olumlu bakamiyorum.Eger yazdiklarinizdan farkli bir konuya degindigim icin rahatsiz olduysaniz simdiden ozur dilerim.
Bana bu durumun izahini yaparmisin zamanin varsa.Ben dindar lider olarak gordugum Erbakan'i bu dugun olayindan sonra pek takva sahibi goremiyorum.Hele birde Erbakan'in Mehdi oldugunu kabul edersek bu durum celiskili olmuyor mu?.
Mesela Ustad Erbakan ile ayni durumda olmus olsaydi ayni seyleri yapicagini dusunebiliyormusun?
Hatalarim,cahilligim olduysa duzeltirsiniz..
Vesselam kardeslerim,agabeylerim,bacilarim...

54

03.07.2004, 09:58

Re: bediüzzaman ve ehli kitap

Alıntı sahibi ""er124""

Kur’an’ın çağımızdaki en taze meyveleri Harun Yahya’nın eserleridir. Harun Yahya’dan habersiz ıslam’ı yaşayanlar bir nevi ehl-i kitap hükmündedirler. Bunun farkında olmamaları bu gerçeği değiştirmez.


Alıntıda gördüğümüz üzere, Risale-i Nur külliyatı bir kenara bırakılıp araştırma yolu ve yabancı dindar bilim adamlarının eserlerinden yahut yabancı araştırmacıların eserlerinden alıntılar yapma yöntemiyle yazılan felsefe bölümü mezunu Harun Yahya'nın eserleri Kur'an'ın çağımızdaki en taze meyveleri olarak gösteriliyor.Bir de ehl-i kitap hükmünü yanlış anladığım söyleniyor. Harun Yahya'cı olmayan ehl-i kitaptır denerek bir nevi tekfir hükmüne gidildiği gibi Harun Yahya'dan habersiz olması bu hükmü değiştirmez diyecek kadar da ileri gidiyor.Bir kavme Peygamber gönderilmezse ve o kavim dini bilgilere sahip olmazsa o kavim hakkında Allah'ın kitabında ne buyuruyor?
Allahû Teâlâ ve Tebâreke ısra Suresinde buyurur ki;
15-Kim doğru yola giderse, sırf kendi iyiliği için gider; kim de sapıklık ederse, ancak kendi aleyhine eder; Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez! Biz bir peygamber göndermedikçe azap da etmeyiz.

Allah Peygamber göndermedikçe azap etmeyeceğini bildirirken Harun Yahya'a uymayan,onu bırak Harun Yahya'dan haberdar olmayan müslümanlar ehl-i kitap oluyor öyle mi?


Bart kardeşin dediği de olayın ayrı bir yönü,

bir yanda (sanırım,tahmini) 43 kiloluk bir Üstad bir yanda Erbakan ve müsrifliğin yasaklandığından haberi olması gereken ve 7 yıldızlı otele giden lüx içinde yaşayan oğlu, ayrıca bir oğlu da sanırım Mercedes ile hız yapıp ceza da yiyordu eskiden,


Hangisi Mehdiliğe daha yakın?

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

55

03.07.2004, 11:46

forum kurallarını size hatırlatırım

forum kurallarına riayet etmeniz gerekmez mi... ben ur talebesiyim erbakan hocayı sevmem sadece kişiseldirr.. umuma şamil değildirr.. ben bir hareketin temsilciside değilim.. ancak bediüzzaman hazretlerinin emirdağ lahikasında ahirzaman mehdisinin çok büyük dairelerede vazifeleri var mesela avamın imanını kurtarmak tarzında eserler iman hakikatlerine yönelik eserler neşretmesiii ancak hilafeti muhammediye cihetindeki saltanatı o işle uğraşmaya vakit bırakmadığından onu bir kısım şakirtler hazırlayacak ve onların hazırladığı eserleri tashih edip kendi 1. vazifesini tamamlayacakk.. dikkat edilirse hilafet için ordular lazımdırrr.. bu orduların kurulması lazımmm yanii islam natosunun teşkil etmesi la<ım bu d-8 ler vasıtası ile ayrıca şeriatı ihya ilan icra etmesi lazımm buda adil düzen iman hakikatlerini neşr etmesi buda harun yahya külliyatı yani 3 büyük vazifesii 3,ü bir arada yürütülüyorr...

ben abdülkadir kardeşe sorum olacak üstad hayatın en geniş dairesi diye hangi alana işaret ediyor mehdi ve cemiyet-i için
ayrıca sizlerin bu asırda mutasavvıf falan kalmadı şeklinde bir beyanınızı okudummm o zaman siz üstadla çelşmiyormusunuz çünki mehdiye en büyük yardımı seyyidler cemaatı yapacak yanii sankii bir tasavvufi yani tarikatlerin aynı ulvi gaye peşinde birleşip ona yanii mehdiye yardımm edecekler... bu tasavvuf tarikatler ve şeyhler türkiyedekiler değilki sadece dünyanın her tarafından gelen birçok insan ve cemaati vsss... meselelere yüzeysel baktığınızı düşünüyorumm hiç kimseyi savunmak zorunda değilim ama müminler kardeştirlerrr mehdi dediğim şahsın ailesi ve kendi yaşamı sizin kabul ettğiniz ölçulere uygun olsaydı da bir kulp takardınız çünki o insan siyasi bir deha askeri bir deha vs... dünyadaki düşmanlarının neler dediğini ve bu insanın nihai hedefinin neler olduğunu hem orjinal hem tercüme hepsini yolladımm benim için önemlşi olan insanın niyyetidirrr... sen ilk öncee üstadın sanki demokratları destekliyeceğine dair islamköyden biri çıkacak şeriatle hükmederse galip olacak diye saffı evvellerden birinin uydurduğu mektubu izah ettt. üstadımız hz.. üstad bediüzzamanın nasıl siyasiler tarafından cemaatı nuranisi kullanıldı hemde kimler eliyle bu süleyman demirel meselesini ortaya atan kişi yeniasyadan ayrılan bünyamin ateş reportajda diyorki efendimmm böyle bir mektupyok tamamen uydurma hal böyle iken bu noktada eleştirilmeyecek evet kişisel hataları olabilir şahısların ama bunu siz umuma yükleyemezsinizz kardeşimm selamün aleykümmm...

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

56

03.07.2004, 11:57

bark kardeş

burasıı sorunuza cevap verilecek biryer değil cevap istiyorsanız varsa e mailin oraya cevap göndereyim bütün müslümanlara selamün aleykümm.

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

57

03.07.2004, 15:19

Aleykum Selam er124 kardeşim,

Bizim Milli Görüşe karşı olmamız söz konusu bile değildir. 17 yıldır Yeni Asya cemaati mensubu olan, Yeni Asya'yı satır satır (daire içinde) en ağır eleştiren ve araştıran, her daim ince eleyip sık dokuyan, asla teslimiyetçi olmayan, bununla birlikte Yeni Asya'nın her satırına tüm mal varlığını gözünü kırpmadan ortaya koyabilecek olan, kefeni Yeni Asya olsa ve Yeni Asya'nın yayınladığı tüm eserlerle birlikte haşrolunmaktan onur duyan ve bunu Allah'tan niyaz eden biri olarak diyorum ki;

Yeni Asya'ya 12 Eylül 1980 darbesi yapılmadan önce bir Albay gelir ve Mehmet Kutlular'a 3 maddelik "KOKUşMUş MENFAAT TEKLıFı YAPAR", Maddeler şunlardır;

-Milli Görüşe Karşı birlikte mücadele etmek,
-M. Kemal Atatürk'ü kabul etmek,
-Risale-i Nur sohbetlerini umuma açık olarak değil de cemaat içi bir faaliyet olarak devam ettirmek.

Bu maddeler kabul edilirse devletin tüm imkanlarının Yeni Asya'nın hizmetine sunulacağını da ekler. Mehmet Kutlular ise kapıyı gösterir. Daha sonra bir kaç kez daha üsteleme yapılır ve tehditler savrulunur. Bunun ardından Bekir BERK ağabey (Nurlu Avukat) Medine'de ikamet etmek zorunda kalır. Erzurum'da peşine 2 tane izbandot gibi adam takılan Mehmet KIRKINCI ağabey orduya müracaat ederek onlarla işbirliği yapmak zorunda kalır ve de Yeni Asya'ya karşı mücadele başlatır. Demirel'e karşı olması da bununla başlar. Cemaat bölünür. Özellikle Anadolu'daki (etkisi hala devam eden) bir ayrılık yaşanır. Eski dostlar adeta düşman olur. Orhan Bey denen varlıklı bir şahıs da bu bölünmeye parasıyla yardımcı olmuştur. Ve hala bugün bile Mehmet Kırkıncı hocanın talebeleri Hürriyet bile okurlar ama Yeni Asya'ya kat'iyyen para vermezler.

Erbakan ve taraftarları da MSP'ye destek vermediği için ve din adına çıkan partilere oy ambargosu koyduğu için Yeni Asya'nın aleyhinde Kemalistlerle bir olarak, Demokratlara ve Yeni Asya'ya karşı olmuşlardır. Erbakan'a oy vermeyenlerin dinsiz olacağına kadar varan türlü türlü safsatalarla Risale-i Nur hareketini baltalamışlar, o dönemde Kemalizme en büyük yardımı yapmışlardır.

1991'de Nesil grubu ve Yavuz Bahadıroğlu'nun ayrılıklarına ve de Yeni Asya cemaatine verdikleri zarara hiç deyinmeyeceğim. 1971'de Yeni Asya'ya karşı yeni bir cephe oluşturan Fethullah Gülen ve Zaman grubu sayesinde Milli Selamet Partisi büyümüştür. O dönemde Fethullah Gülen Hocaefendiyi yere göğe sığdıramayan MSP liler de daha sonra Hocaefendi Özal'ı desteklediğinde Zaman grubuna da asılsız ve uygunsuz bir sürü iftirada bulunmuşlardır. Yakın tarihi araştırırsanız tüm bu gerçekleri okuyabilirsiniz. Kaynak isteyene de yıllar süren bir araştırmanın sonucu olan ıslam Yaşar'a ait olan Bediüzzaman beşlemesini, Menhus Ruh'u ve Serencam isimli eserleri ayrıyeten de Yakın Tarih Ansiklopedisini kaynak gösterebilirim. Objektif bir kaynak isteyene de Tarih ve Düşünce dergisinin 2001 Ocak sayısını kaynak gösteririm.

Tüm bunlara rağmen biz Yeni Asya olarak hiç bir ıslam grubuna karşı değiliz. Hepsinden Allah razı olsun. Hepsi de hizmet ediyor. Hepimizin hatası olabilir. Yukarıda yazdıklarım hakaret veya eleştiri veya iftira değil, TARıHıN GERÇEKLERıDıR, BıLıNMESı şARTTIR Bunları bilmeyen adam gelip de burda ahkam kesmesin. Eğri oturup doğru konuşalım. Herke haddini ve çapını bilsin.

Aşağıda yazacaklarımda şahsıma ait görüşlerdir.

Daha önce Milliyetçi Hareket Partisi Ülkü Ocaklarında, Refah Partisi Milli Gençlik Vakıflarında, Büyük Birlik Partisi Nizam-ı Alem Ocaklarında görev aldım. Bediüzzaman Hazretlerinin "Memlekette şimdilik 4 parti vardır " diyerek başladığı siyasi tespitine kalıbımı basarım. Allah şahidim olsun ki o tespit tüm dünya ile birlikte Türkiye'de kat'iyyen doğrudur ve de halen de geçerlidir. Bunun Türkiye'deki konumunu gözlerimle gördüğüm üç kağıtlardan, kulaklarımla duyduğum siyaset yalanlarından, sineme çekemediğim için nefret ettiğim menfaatperest siyasi parti sistemlerinden biliyorum.

şimdi kimse kalkıp da yalan, sahtekar, menfaat üzerine dönen bir canavar olan siyasetle ıslam hizmeti yapılabileceğini bana iddia etmesin. ınanmam! Çünkü yaşayarak gördüm.

Hadis, Kuran öğrensin diye götürdüğüm arkadaşlarımın beyinlerinin siyaset safsatalarıyla yıkandığını yakînen bilenlerdenim. Erbakan hoca 2 trilyonluk düğün yaparken fakirlikten evlenemeyen müslüman gençleri düşünmezken, 28 şubattan önce ımam-Hatipleri arka bahçe yapıp da DGMlerde ımam-Hatip açmadığına yeminler ederken ve MSPden önce baba dediği ve MSP den sonra MASON dediği Süleyman DEMıREL'e topu atarken (Demirelin o dönemde Cumhurbaşkanı olduğuna dikkat çekerim), Erbakan gibi gerçekten zeki bir insanın ilm-î siyaseti ve Türkiye'deki Kemalizm gerçeği bilemeden uyuyan domuza tekme attığına da, Erbakan ve Millî görüş hareketinin Mehdî olduğuna da inanmam!!!

Bu konuda da artık görüş belirtmeyeceğim. Herkesin Mehdîsi kendine. Sanki bazı şeyleri ispat etmeye çalışıyor gibi, bazı kardeşler inatla aynı meselenin üzerine gidiyor.

Allah Risale-i Nur'dan ve ıman Kuran hizmetinde tüm samimi, sadık, sebatkar, halis, gayretli Nur talebelerini daim kılsın. ıçimize fitne sokmaya çalışan, at gözlüğü yüzünden Nurun Hakikatlerini göremeyen, ıfsat komitelerinin kandırdığı veya ıfsat komitelerine hizmet edenleri tüm müslüman kardeşlerimize hidayet nasip eylesin... (amin)

Muhabbet ve dua ile...
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

58

03.07.2004, 18:35

yeniasya kardeş ve nur talebelerine

allah razı olsun kardeşim evet bende bazı şeyleri söylemem gerekiyor msp camiası fethullah güleni desteklemiştir ancak kendisi daha sonra 1982 anayasasına destek verdiği için ilişkiler kopmuşturrr. çünki sizde bilirsinizki 1982 anayasası tamamen insan hak ve hürriyetlere 1960daki şer-i hürriyetleri kısıtlayarak müslümanları sisteme angaje etmek istemiştirr.. ve onlara dünyevi imkanlar sunmuşlardır evet bunu daha açık talut calut kıssasını kuranda bakara suresinde tefsirlere batığımızda daha iyi anlıyoruzzz. ben ilk etapta bir nur talebesiyim ve bundan da memnunum üstadı belkide eski said döneminide değerlendirerek ki bu hatada olabilir tarihçesini kumam ve araştırmam beni daha fazla siyasetle uğraşmaya sevk etti allah razı olsun.. milli görüş camiası vss... bunlar hakkında fazla birşey demiyorummm erbakan hocayıda savunma yeri burası olmadığı için hakkında yaptığınız değerlendirmelere e mail ile cevap vereceğimm allaha emanet olun..

59

03.07.2004, 22:50

1971'de Yeni Asya'ya karşı yeni bir cephe oluşturan Fethullah Gülen ve Zaman grubu sayesinde Milli Selamet Partisi büyümüştür.


Baglari koparan kimdir ? Yeni Asyami ? Hocaefendimi ? Neden ?

er124

Acemi

  • "er124" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 34

Konum: istanbul

Meslek: öğrenci

  • Özel mesaj gönder

60

04.07.2004, 10:32

bağları koparan fethullah gülendir çünki msp kitlesini kendi cemaatini genisletmek için kullanmıştırr daha sonra belli bir gelişme kat edilince fethullah gülen msp kimliğnden sıyrılmış daha genel bir kitlsel harekete dönüşmüştür.. yeniasya cemaatini msplileştirmek için fethullah gülen ön plana çıkarılmıştır zaten bütün nur cemaatleri yeniasyadan ayrılmadır.. çünki yeniasya gzetesi nurculuğundan ziyade ap liliği ile mason demireli savunması ile ün yapmıştırr yeniasya nickli kardeşde bilirki çünki tarih düşünce dergisinde mspden evvel islami yayın evi sayısı 1 iken mspdöneminde bu 1000e çıkmıştırr.. buda nasıl bir inkılap olduğunu kansız bir devrim yapıldığını gözler önüne sermektedir....

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir